Bizimle iletişime geçin

Editoryal

OSMANLI’DAN BUGÜNE TÜRK BİSİKLET TARİHİ

ürk bisiklet sporunun 120 yıla yaklaşan geçmişiyle ilgili olarak bugüne kadar yazılmış bir eser maalesef yok. Yazılanlar, aramızdan ayrılan eski bisikletçiler ve bisiklet sporuna yakın kişilerin hatıraları ve tespit ettiği notlardan ibaret. Türk futbolundan daha eski geçmişe sahip olan bisiklet sporu ile ilgili birçok bilinmeyen noktanın aydınlığa çıkarılması en büyük hizmet olacak. 60 yıldır bisiklet sporu ile iç içe olduğum için bu görevi seve seve üstlendim” diye başlıyor ön yazısına Türkiye’de Bisikletin Yüz Yıllık Tarihi kitabının yazarı Eski Türkiye Bisiklet Federasyonu Başkanı Ergun Hiçyılmaz ile birlikte bisiklet sporunun ülkemizdeki dününü ve bugününü anlatan iki eserden biri olan Osmanlı’dan Bugüne Türk Bisiklet Tarihi kitabının yazarı Nail Bülbül.

Aslında ortaya çıkan eser belge özelliği taşıma iddiasında, zaten Nail Bülbül için de yalnızca yazar demek yetmiyor. Kendisi aslında bir araştırmacı yazar.

Böylesi bir belgenin gerekliliği ise ilk defa Emin Müftüoğlu’nun Federasyon Başkanlığı döneminde ortaya atılıyor. Bisiklet sporunun gelişimini, sorunlarını, ihtiyaçlarını belirleyen ve önemli olaylarının altını çizen yazılı bir matbuatın olmaması dert oluyor dönemin federasyonuna.

Bu fikrin ete kemiğe bürünmesi ise Emin Müftüoğlu’nun Federasyon Başkanı seçildikten sonra tanıştığı Nail Bülbül’ün hem gazeteci hem de 12 yıldır federasyonda çeşitli görevler üstlendiğini, ama her şeyden önce de bir bisiklet sever olduğunu öğrenmesiyle oluyor. Kendisinden “Türk Bisiklet Tarihi”ni yazmasını rica ediyor Müftüoğlu ve zaman içinde bu ricasını tekrarlıyor. Gazeteci, federasyon üyesi, hakem, uluslararası yarışlarda komiser, Merkez Hakem Kurulu üyesi ve başkanı Nail Bülbül böylelikle 2009 yılının ikinci yarısında, geleceğe taşınacak bir belge niteliğindeki eser için kolları sıvıyor.

Kitabın hazırlığı çerçevesinde milli takım antrenörlüğü, federasyon üyeliği, yarış direktörlüğü gibi çeşitli görevlerde bulunmuş Sadık Keleş ile birlikte geçmişinde bisiklet olan 20’ye yakın ili dolaşıyor Nail Bülbül. Bu şehirlerden bilgi, belge ve fotoğraf topluyor. Bir bisiklet avcısı gibi tek tek şehirlerde bisiklet tarihinin izini süren Nail Bülbül’ün yolu İstanbul’da eski milli bisikletçi ve Federasyon Başkanı Talat Tunçalp’e de düşüyor, Bolu’dan Beden Terbiyesi Eski Müdürü ve Asbaşkanı Saip Garipoğlu’na da, Adana’dan Gençlik ve Spor İl Müdürü Fazlı Bayram Hadi’ye de… Nihayetinde amaç ilk Türk bisiklet tarihini yazmak.

undefined

1936 Berlin Olimpiyatları’na ve katılan bisiklet milli takımımız, yıllar sonra bir arada: Sağdan: Orhan Suda, Eyüp Yılmaz, Kirkor Cambazyan, Talat Tunçalp ve Tacettin Öztürkmen

Peki ne mi var bu kitabın içinde?

Bisiklet gibi kitabın da başlangıcı tekerleğin icadıyla hayat buluyor. Selefiler, Drezinler, Bicyole’lar derken bisikletin icadına giden yolda farkında olmadan kısa bir tura çıkartıyor bizi Nail Bülbül. Ama bu yol bildiğiniz yollardan değil. Rotamız üzerinde Leonardo Da Vinci’nin öğrencisi Giaccomo Caprotti’nin çizimleri de selamlıyor bizi, fotoğrafın mucidi Nicephore Niebce de.

Kitapta yer alan bir başka ilginç bölüm de ilk bisiklet yarışlarına dair. 1865’te Fransa’da  Amiens Grand Prix adıyla pedal sürülen yarış ilk bisiklet yarışı olma özelliğini taşıyor. 7 Kasım 1869’da Paris-Rouen arasında 100 bisikletçinin katılımıyla gerçekleştirilen ve İngiliz James Moore’nin 10 saat 40 dakikalık derecesiyle kazandığı 123 kilometrelik yarış ise ilk büyük yarış olarak tarihe geçiyor. Kadın sporcuların da katıldığı bu yarışta en iyi dereceyi Amerikalı kadın bisikletçi 29’uncu olarak elde ediyor.

Yani Nail Bülbül, yalnızca kendi bisiklet tarihimize ışık tutmakla kalmıyor, en geniş perspektifte bisiklet tarihinin ilklerini de eserine harmanlayarak ayağımıza getiriyor. 

Ülkemiz bisiklet tarihine ise Osmanlı dönemiyle kapı açıyor Nail Bülbül. Kitaptan bir anekdot: “Tarik Gazetesi 31 Ağustos 1885 tarihli sayısında Mösyö Tomas İstefanis adında bir Amerikalının velosipedi ile İstanbul’a geldiğini, İzmit üzerinden yoluna devam ederek beş günde Ankara’ya varıp, oradan Yozgat üzerinden Sivas’a geçtiğini bildiriyor.”

Kitap ilerledikçe ülke bisiklet tarihi de bir ağaç gibi yükseliyor sayfaların arasından. Viyana’dan İstanbul’a bisiklet yarışı fikri, bisikletle ilgili ilk Osmanlı yayını, bisiklet faaliyetleri gösteren ilk kulüp, federasyonun kurulması, ilk milli bisikletçiler ve bisiklet federasyonu başkanları derken adeta ülke bisikletinin yeşerişine sayfa sayfa şahitlik ediyoruz. 

undefined

1974 Türkiye Turu’nda dönemin Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk, milli takım antrenörü Nusret Ergül’e başarı dilerken

Günümüzde 53’üncüsü koşulacak Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu da 1963’te koşulan Marmara Turu olarak çıkıyor karşımıza ve Türkiye Turu’na Katılan Ünlü Pedallar bölümüyle, Zootemelk’ten Tom Boonen’a kadar geniş bir skalada turun ilginç hatıralarını okuyucusuyla paylaşıyor eser.

Bisiklet Federasyonu Yayınları tarafından yayınlanan, geleceğe bir belge niteliği taşıyan Osmanlı’dan Bugüne Türk Bisiklet Tarihi eserinde Nail Bülbül topladığı bilgi, belge ve fotoğraflarla mümkün olduğu kadar geniş bir arşiv sunmaya çalışıyor bizlere. Kısacası araştırmacı yazarımız yazının başında da belirttiğimiz gibi bisiklet tarihimizde bir yol çiziyor. Ancak bu yol düz bir yol değil. Aksine keskin virajların ve dik tırmanışların olduğu, iniş ve çıkışlarla dolu bir yol bu, tıpkı ülke bisiklet tarihimiz gibi. 

E-Posta Bülteni

E-Posta bültenimize abone olun, en son haber ve röpörtajlardan ilk sizin haberiniz olsun!

Yorumlar için tıklayın

Cevapla

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Öne Çıkanlar

Bağlan
E-Posta Bülteni

E-Posta bültenimize abone olun, en son haber ve röpörtajlardan ilk sizin haberiniz olsun!