Giant Defy Advanced SL 0 Bisiklet İncelemesi

Giant Defy Advanced SL 0 Bisiklet İncelemesi

Adından da anlaşıldığı gibi, Giant bisiklet endüstrisinin devlerinden biri. Tayvan ve Çin’de muazzam fabrikaları bulunan Giant Manufacturing Company dünya karbon-fiber kadro üretiminin önemli bir kısmını gerçekleştiriyor. Bu da Giant’ın bisiklet tasarımına getirdiği değişikliklerle, genellikle sektöre öncülük edecek şekilde konumlandığı anlamına geliyor. Böyle bir değişim 1998 yılında kompakt geometri biçiminde kendini göstermişti. Marka 2015’te ise, yol bisikletlerinde bütün dengeleri disk frenler lehine kesin olarak değişecek gibi .

“Dayanıklılık tipi yol bisikleti yarışlarının geleceği disklerde” diyor, Giant Bisiklet küresel kategori yöneticisi Jon Swanson. Aslında bir iki küçük istisna dışında bütün yol bisikletlerinin geleceği bu yönde. Giant, katalogundaki popüler seri olan Defy karbon bisikletlerinde tamamen disk fren kullanmaya başladı. Bu durum, bisiklet tasarımının hararetli tartışmalara sahne olan bir alanında güçlü bir niyet beyanı anlamına geliyor. Giant’ın bu tercihi, markanın uzun vadeli stratejisi haline gelebilir. Buna ek olarak yeni Defy, işin içinde standart bir bisiklete bir çift fren kaliperi takmaktan daha fazlası olduğunu gösteriyor. Giant, Defy serisinde hem geleneksel yol bisikleti frenine, hem de disk fren sistemine uyumlu bir kadro yerine. Sadece disk frene dayalı bir tasarıma yönelerek sınırları iyice zorlamayı başardı.

Hem disk fren hem hafif

Swanson, “Detaylara gösterdiğimiz özen sayesinde bugüne kadar Giant’ın ürettiği en hafif kadroyu geliştirdik” diyor. “Bu kadrolar 900 gramdan hafifler, diğer markaların diskler için ağırlık eklediği yerlerde. Biz sadece disklere odaklı tasarımımız sayesinde 50 ila 80 gram arası düşüş sağladık.” Böylece Defy piyasadaki en hafif seri üretim disk donanımlı kadro haline geliyor. Toplam ağırlığın entegre sele borusunu da içerdiği düşünülürse, bu oldukça etkileyici bir rakam. Bu tasarım, bisikleti ağırlığını önemli ölçüde azaltıyor. 56 cm kadro boyuna sahip model, entegre sele borusuyla yalnızca 7,25 kg geliyor. Bu hafifliğin arkasında, Defy’ın daha önceki tasarımının elden geçirilmesi yatıyor. Öncelikle mühendisler, kadroyu yeni frenleri taşıyacak şekilde minimal oranda takviye etti. Fren montaj noktası, frenlerin bükme ve çekme gücünü karşılayacak sağlam bir platform üzerine yerleştirilmelidir. Ama sol arka çeki borusu kadronun yapısal sağlamlığında bütünleyici bir rol oynadığından, neredeyse hiç değiştirilmedi.

Bütünsel dayanıklılığı artırmak üzere malzeme eklemek yerine bisiklet maşasında. Özellikle farklı yönlerdeki güçleri destekleyecek bir takım değişiklikler yapıldı. Giant’ın ayrıca, karbon altına fazladan bir alüminyum katman ekleyen bazı markaların aksine. Tamamen karbondan yapılmış bir disk fren yuvası tercih etmesi de bu hafifliğe katkıda sağlıyor. Tabii bir de hidrolik kablo meselesi var. Swanson, “Temel endişelerimizden biri de kadroya kaç tane delik açılacağıydı; çünkü kadroya açtığınız her delik, sonrasında takviye gerektireceğinden ağırlığı artırıyor” diye açıklıyor. Giant, yeni delikler açmak yerine iç kablolama sistemini adapte ederek, bu yeni jenerasyonu karbon sarımına dokunmadan hidroliğe uyarladı. “Kablo deliğini daha az karbon takviyesi gerektiren düşük gerilimli bir noktaya yerleştirdik. Hidrolik düzeneğine yer açacak şekilde genişlettik. Daha sonra, arka tarafta RideSense donanımından faydalanarak mühendisler arka fren hidrolik kablosu için bir açıklık geliştirdi.

Titreşim engelleyici özel sele borusu tasarımı

Ağırlıktan tasarruf eden bir başka önlem olan entegre sele borusu (ISP), sürüş pozisyonu ayarına imkan vermez. Bu tasarım unsuru bisikletin ikinci el değerini sınırlayabilir; yine de Swanson’a göre tasarımın bütünsel yapısına katkı sağlıyor. Bu uzun soluklu bir Giant tasarımı. Sökülebilir sele borusu kadro ve sele arasına yerleştirilir ve bu noktada bir bağlantı sağlar. Hepsini tek parça halinde ve yekpare kaplama ile üreterek, boru tasarımının titreşim azaltıcı özelliğini korumuş oluyorsunuz. Ayrıca karbon sarımını kesmediğiniz için ISP sayesinde esnemeye daha dayanıklı bir kadro elde edilebileceğini fark ettik.”  

Doğrudan Tayvan’daki fabrikanın üst katında bulunan tasarım laboratuvarıyla. Giant için farklı karbon türleri üzerinde deneyler yapmasına olanak veren nadir bir konuma sahip. Dolayısıyla Defy serisi kadrolarında, var olan en sert elyaf türlerini kullanmamış olması kafa karıştırıyor. Çoğu marka daha sert T1000 elyaf kullanmakla övünürken Giant’ın tercihi genellikle, Toray T700 elyaftan yana. Swanson elyaf seçiminin düşündüğümüzden daha karmaşık bir süreç olabileceğini söylüyor. Hiçbir üretici bisikleti tamamen tek bir karbon türünden yapmaz; kullanılan karbonlar hep birer karışımdır. Defy’da ö olarak 700 serisinden elyaf kullanıldı. TCR ve Propel’de kullandığımız elyafın aynısı. Bisiklette var olan en sert elyafı kullanmak çok gereksiz. Sertlikle bütünsel dayanıklılık arasında bir karışım elde etmeliyiz. T700 serisi elyaflar Advanced SL düzeyindeki bisikletlerde gayet iyi sonuç veriyor.”

Defy’ın bu kadrosu, tartışmalarda disk frenleri savunmak için güçlü bir örnek oluştursa da. Sürücüler arasında disk frenlere dair soru işaretleri sürüyor. Bunlardan en önemlisi sokma miller ile jant mandalları arasındaki seçim. Giant, bisiklet maşasında öne doğru iletim sönümlemesine rağmen tercihini jant mandallarından yana kullandı. Giant, dağ bisikletlerinden alınan geçmeli aks standartlarının yol bisikletleri için fazla güçlü olduğunu ileri sürüyor. Şirket bu teknolojiye geçmeden önce rakiplerin yol için geliştirilmiş 12 mm geçmeli millere yönelmesini bekliyor.

En iyi V frenlerle karşılaştırıldığında disk frenler şimdilik ağırlık ve aerodinamik açısından hala dezavantajlılar. Sadece hız ve yarışa odaklananlar tarafından pek tercih edilmemeye devam edecek gibi görünüyorlar. Giant’ın güçlü itibarı düşünüldüğünde, Defy serisi V frenlerin tabutuna bir çivi daha çakabilir.


Benzer Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir