NE YEMEYECEĞİZ?

NE YEMEYECEĞİZ?

İnsan hücresinin yakıtı glikoz olarak bilinir. Ancak hücre, glikoz olmadığı zaman yağla da oldukça verimli çalışır

Tahıllar
İçerdikleri gluten ve lektini sindirim sistemimiz işleyemez. Gluten; glutenin ve gliadin olarak 2 molekülden oluşur. Gliadin beyin hücrelerine saldırır ve öldürür. İleri yaşlarda büyük ölçüde Alzheimer hastalığının nedenidir. (Bkz. Dr. David Perlmutter- Grain Brain) Aslında dünya gezegeninde yaşayan insanların büyük bir çoğunluğunda gluten duyarlılığı vardır ama bunun farkında bile değildir. Vücuttaki birçok sorunun kaynağını başka yerde ararlar. Bunu batı tıbbı da göz ardı eder çünkü işlerine gelmez. Sporcuların ana besini kabul edilen makarna da maalesef bu kategori içindedir.

Baklagiller
Lektin sorunu. (Fasulyeyi ne kadar suda bekletip pişirseniz yine de gaz yapar!)

Şekerli meyveler
Aşırı miktarda früktoz (meyve şekeri) içerdikleri için sadece günde 1 porsiyon tüketilebilir. Früktozun çok azı enerjiye dönüşür. Kalanı ise doğrudan göbekte yağlanma olarak karşımıza çıkar. Sağlıklı diye aşırı meyve tüketenlerin göbekli olması da bu yüzdendir. 

Süt
Sindirim sorunları (gaz vs.) yaratır. Süt bağırsaklarımızdaki epitel hücrelerin çalışmasını engeller. Ayrıca bilinenin aksine kemiklerimizdeki kalsiyumun idrarla atılmasına neden olur. (Bkz: Prof. Dr. Ahmet Aydın, Taş Devri Diyeti) Bu durum, dev süt şirketleri tarafından gizlenir ve her devirde sütün ne kadar sağlıklı olduğuna dair reklam yapılır. Yine glütende olduğu gibi insanlığın büyük bir çoğunluğunda süt (laktoz) duyarlılığı vardır. 

Yüksek Miktarda Karbonhidrat
Her türlü sağlık sorununun nedenidir. Şişmanlıktan diyabete, kalp ve damar sorunlarından kansere kadar yüzlerce hastalığın kaynağıdır. Metabolizmamıza aslında oldukça düşük miktarlarda karbonhidrat yeterlidir. Bu da kan hücreleri için gereklidir. İnsan hücresinin yakıtı glikoz olarak bilinir. Ancak hücre, glikoz olmadığı zaman yağla da oldukça verimli çalışır. Üstelik yağlar hücrelerimizin aslında tercih ettiği bir enerji çeşididir. Son yıllarda yapılan araştırmalara göre karbonhidrat yerine yağ ağırlıklı beslenmenin, kanser ve diyabet gibi hastalıkları önlediği gözlemlenmiştir. 

Gazlı İçecekler
Kola, gazoz türü içeceklerde iki büyük sorun vardır: Yapay tatlandırıcılar ve yüksek dozda früktoz (mısır şurubu). Bunlar dünyada obezitenin artmasının en önemli nedeni olarak görülmektedir. Tamamen endüstriyel bir ürün olan soğuk çay ve benzeri sıvılardaki sayısız zararlı kimyasallar herkesin sağlığını ciddi şekilde tehdit etmektedir. 

İşlenmiş Et Ürünleri
Sosis, salam gibi yapay ürünlerdeki katkı maddelerinin kanser yaptığı artık kesin olarak kanıtlanmıştır. Bazı vejetaryen araştırmalarda etin kanser yaptığına dair sonuçlar yayınlanır. O araştırmalara konu olan et türü işte bu sosis-salam tarzı ürünlerdir. Sucuk katkısız yapılmışsa yararlıdır. (Pastırma yemekte bir sakınca yoktur.)

Konserve Ürünler
Konserve ürünlerin çoğunda raf ömrünü uzatmak için çeşitli katkı maddeleri bulunur. Bunların bazılarının zararsız olduğu iddia edilse bile uzun süreçte sağlığımıza nasıl bir etki bırakacağı belirsizdir. 

undefined

Sonuç
Son zamanlarda artık birçok ünlü bilim insanının birleştiği bir noktaya gelinmiş bulunmakta. Sağlıklı olmak ve yaşlılıkta hastalıklarla boğuşmadan yaşayabilmenin formülleri artık belli olmuş durumda.

Buna göre;

  • Ketojenik bir beslenme tarzını benimsemek: Yüksek yağlı az karbonhidratlı, orta veya az proteinli ama bol sebzeli bir rejim.  Sağlıklı yağlar (tereyağı, zeytinyağı) karbonhidratlardan çok daha kaliteli bir yakıttır. Karbonhidrata alışmış bir metabolizmaya yağdan enerji almayı öğretmek 2-3 haftayı bulabilir. Sonrasında sonsuz bir enerji ve acıkmaya elveda. Aslında ketojenik beslenme yukarıda bahsi geçen paleo beslenmeye çok benzer. Burada yağ oranı artmıştır. Yağlar veya yağlı gıdalar acıkmayı yok eder ve nerdeyse sınırsız bir enerji sağlar.
  • Sık sık az yemek yerine sadece günde 2 öğün (öğlen ve akşam) yemek. (Fasılalı açlık deniyor) Sanıldığının aksine sonsuz yararları var.
  • Probiyotiklerden zengin besinler tüketmek. Bağırsaklarınız sağlıklı olursa vücudunuz ve beyniniz de sağlıklı olur. Batı tıbbı bağırsakların önemini maalesef daha yeni anlamış durumdadır. (Doğu’nun tıbbı bunun 5 bin senedir farkında)
  • Düzenli hareket etmek.(düzenli spor yapmak değil) Dünyanın en uzun yaşayan insanlarının hiç biri sporcu değil ama hayatları boyunca fiziksel efor gerektiren işleri olmuş. Şehir insanının da yapması gereken spor türü HIIT yani Yüksek Yoğunluklu Interval çalışmasıdır. (High Intensity Interval Training) Olimpiyatlara hazırlanmıyorsanız bunu haftada 3-4 kez 15-20 dakika yapmanız yeterlidir. Ayrıca sporunuzu boş mideyle yapmak çok daha fazla performans artışı sağlar. Spordan önce içilen bir kahve de yağ yakımını en verimli şekle getirir.
  • D vitamini takviyesi almak.  Dünyadaki insanların %50 sinde görülen D vitaminin eksikliği sayısız önemli soruna yol açar. Bağışıklık sistemini güçlendiren bu vitamin kalp ve damar sorunlarından kansere birçok hastalığın önlenmesinde yardımcı olur.
  • Omega 3 takviyesi almak: Günümüzdeki besinlerde 15-20 bin sene öncekilerine oranla çok daha az Omega 3 yağ asidi bulunmakta.  Hücrelerin sağlıklı çalışması için hayati olan bu takviyeyi almakta fayda var.
  • Kolesterolü yüksek tutmak: Batı tıbbı tarafından gizlenen araştırmalarda kolesterolü yüksek olan kişiler daha uzun yaşıyorlar. (Bkz: Batı Tıbbı Sağlığımızın Altını Nasıl Oyar- Dr. Shane Ellison) Kolesterol düşürücü ilaç alanların daha uzun yaşadığına dair hiç bir belge bulunmamakta. Kolesterolü düşürülen insanlarda sayısız sorunlar ortaya çıkmaktadır.

Yukarıda yazılanların bir kısmı veya çoğunluğu ana akım tıbbın kabul etmediği yazarın gözlemleri ve deneyimleridir. Burada önerilenleri uygulamadan önce doktorunuza danışın. Cyclist Türkiye dergisi bu konuda sorumluluk almayacaktır.

Benzer Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir