Devasa büyüklükleri ve etkileyici jeolojik yapılarıyla insanı çarpan manzaralar vardır; bir de sanki büyülüymüş gibi bir his verenler… Bu tur bizi işte böyle bir yere götürdü: Yemyeşil çimenlerin arasına saplanmış gibi duran simsiyah kayaların oluşturduğu büyülü bir atmosferde kıvrıla kıvrıla ilerleyen asfalt yollarıyla, İrlanda’nın en yüksek dağları arasına sıkışmış Gap of Dunloe. Bu seyahate sırf burayı görmek için bile çıkılır ama bize çok daha fazlası sunuldu.
Lokasyon seçimi
İrlanda’da yapılacak bir Büyük Tur için ideal lokasyonu ararken çok fazla seçenekle karşılaştık. Killkenny, Wicklow, Cork, Mayo, Donegal… Bu yörelerin hepsi de fiziksel olarak zorlayıcı ve manzarası göz dolduran engebeli dağlar ve boş yollarla doluydu. İbreyi Kerry’den yana döndüren ise Britanya Adaları’nın en güney batı ucunda, Atlantik Okyanusu’na doğru açılmış bir el gibi uzanan etkileyici coğrafyasıydı. Iveragh yarımadasını dolanan Kerry Çemberi adlı popüler turist rotasını baz alan bir rota çizdik; ancak bunu kendi beklentimize göre uyarlayarak Killnarey’den başlayıp yarımadanın ortasından güney doğuya doğru inen ve iki geçit tırmanışı yaptıktan sonra esas “Çember”e bağlanan, ve orada deniz kıyısından tekrar ayrılıp Gap of Dunloe geçidinin bacakları zorlayan dramatik zirvesine uzanan, bize özel bir rota çıkardık.
Bugünkü yol arkadaşım Dan, her yarış tipini koşabilen bir bisikletçinin güçlü vücuduna sahip eski bir Ironman triatloncusu. Karşıdan esen rüzgara açık sürüşlerde gayet faydalı bir müttefik olacak ve pek yakında farkına varacağım üzere yokuşlarda tempoyu artıracak.
Pırıl pırıl bir sabah dost canlısı Killarney Court Oteli’nden çıkıp, ağır ağır pedal çevirerek şehrin içinden geçiyoruz. Yolda kısa bir süre O’Sullivan’s bisiklet dükkanında durup bisikletlerimizde ufak tefek ayarlamalar yapıyor, cebimize atacağımız atıştırmalıklar alıyoruz. İrlanda’nın en düzenli şehri olarak yakın zamanda çok sayıda ödül alan Killnarey’in bu özelliği, bu hafta ortası ziyaretinde gözler önüne seriliyor. Göz alıcı St. Mary katedralini görmek için başımızı çeviriyoruz; N72 karayolu üzerinde, şehrin çıkışına yakın bu yapı 14 bin kişilik bir yerleşim yeri için fazlasıyla etkileyici görünüyor. Altı kilometrelik bir düzlükten sonra sola, Gap Road’a sapıyoruz ve macera başlıyor.
Yol adını, rotamızı taçlandıracak olan Gap of Dunloe yani Dunloe Geçidi’nden alıyor. Şimdilik, bizi Geçit’e götürecek soldaki yola sapmadan, Kerry kırsalının kalbine doğru ilerlemeye devam ediyoruz. Yol dar, sessiz, ve sol tarafımızda Macgillycuddy’s Reeks sıradağları uzanıyor. Yirmi kilometre boyunca tıpkı bir omurga gibi yarımadayı tam ortasından boylu boyunca geçen dağlar, 1.038 metrelik rakımıyla İrlanda’nın en yüksek zirvesi olan Carrauntoohil’in yanı sıra ülkenin ikinci ve üçüncü en yüksek zirvelerini de barındırıyor. Birkaç saat içinde bu zirveleri yakından göreceğiz ancak şimdilik bütün dikkatimizi, bugün ilk kez zorlanmaya başlayan bacaklarımıza veriyoruz. Bu yöreyi seçmemizin en önemli nedeni engebeli arazisi. Ve biz de çok geçmeden Lough Acoose’a doğru yumuşak bir tırmanışa başlıyoruz.
Eğrelti otları, katır tırnakları ve fundalıklarla çevrili, eğri büğrü çimenlik yamaçlarda otlayan koyunların süslediği kayalık arazi her iki yanımıza doğru açılıyor. Sadece önümüzde uzanan gri asfaltın bir şerit gibi böldüğü yeşilin binlerce farklı tonu, bize Zümrüt Adası’nda olduğumuzu hatırlatıyor. Zirveye ulaştığımızda, solumuzda Lough Acoose gölünü görüyoruz. Gölün sakin suları ilerideki tepelere ayna olurken sağ tarafımızda kalan akışkan manzara, önümüzdeki 10 km boyunca bize eşlik edecek elektrik direklerinin basit geometrisiyle tezat oluşturuyor.
Büyülü İrlanda yazısının tamamı Cyclist Türkiye Ağustos sayısında