Bisiklet tutkunuysanız ve yazın tatil yapacağınız bir haftayı, güneyde bir otelde geçirmek istemiyorsanız, bisikletle yapacağınız haftalık turlar sizin için uygun bir seçenek olacaktır. Bu şekilde tur yapan firmalardan biri, Giant Adventure’ın Tayvan’da yaptığı Formosa900 isimli turlar. Tayvan’da adanın etrafını saat yönüne, ya da saat yönünün tersine dolaşan bu turlar toplamda 9 gün sürüyor ve 900km’lik mesafeye sahip.
Her akşam adanın etrafında farklı bir otelde kaldığınız turlarda, yol boyunca takip aracı ve profesyonel bisiklet rehberleri ile bisiklete biniyorsunuz. Rota üzerinde bulunan restoranlarda yemek yiyor, bu tropik adanın her köşesini görme fırsatı yakalıyorsunuz. Biz de Formosa900 için, Tayvan Turizm Ofisi’nin davetiyle Taipei’ye yola çıktık.
Türk Hava Yolları, İstanbul Atatürk’ten Taipei Taoyuan havaalanına haftanın her günü uçuyor. 11 saatlik uçuşun ardından Taoyuan havaalanına iniş yapıyorsunuz. Uzun süren bu uçuşta check-in işleminizi önce yapıp acil çıkışların yanındaki koltukları kapmanızı öneriyoruz. Türk vatandaşlarının daha önceden vize almasına gerek yok. Havaalanında bulunan vize ofisinden, dönüş biletinizi göstererek, bir adet vesikalık fotoğrafınız ile 30 günlük, tek girişlik vizenizi ücretsiz alabiliyorsunuz. THY ayrıca ekstra bir ücret karşılığı bisikletinizi de taşıyor. Uçuş saatleri oldukça iyi ayarlandığı için saat farkından, bizim gibi, çok etkilenmeden Tayvan’daki hayata uyum sağlayabilirsiniz.
Tayvan, Çin’in 120 kilometre doğusunda bulunan 390 kilometre uzunluğunda ve 140 kilometre genişliğinde tropik bir ada. Tayvan’ın yüz ölçümü Avustralya’nın 220’de biri. Buna rağmen iki ülkede de toplam nüfus 23 milyon. Bu nüfusun en büyük bölümünüyse başkent Taipei’deki 6.5 milyonluk kalabalık oluşturuyor. Bu kadar küçük bir adanın böylesine bir kalabalığı kaldırmasıysa gelişmiş sanayilerinden kaynaklanıyor. Zaman zaman şiddetli pasifik tayfunlarının etkisi altında kalan ülkede popülasyon adanın batı yakasında çok daha yoğun. Adanın göz alıcı yeşilliğiyse, daha uçak iniş halindeyken pencereden gözünüze çarpıyor. Sanayinin bu kadar geliştiği bir ülkede doğanın bu seviyede korunduğunu görmekse oldukça şaşırtıcı.
Vaktimiz kısıtlı olduğu için, Tayvan Turizm Ofisi, Formosa900’ün bütün rotası yerine, adanın güneyinde bulunan Kaohsiung City’den turu başlatmaya karar vermiş. Şehir Tayvan’ın yüzölçümü bakımından en büyük, nüfus olarak ise ikinci büyük şehri. 2.77 milyon kişinin yaşadığı şehir, ülkenin en büyük ikinci havalimanına ve en büyük limanına sahip.
Taipei’den turun başlayacağı Kauhsiung şehrine gitmek için hızlı treni kullanıyoruz. Adanın batı kıyısını neredeyse boydan boya kateden tren, yaklaşık 355km’lik yolu bir buçuk saatin çok az üzerinde tamamlıyor.
Taipei Tren İstasyonu
Taipei – Kaohsiung şehirleri arasında seyahat eden hızlı tren 300km/s hıza ulaşıyor.
Kaohsiung şehrinin en büyük yüz ölçüme sahip şehir olması, bizim ilk günümüzün çoğunun da şehir içinde geçeceği anlamına geliyor. Yaklaşık 100 kilometrelik günün ilk 60 kilometresini şehrin kalabalığından kaçamadan geçiriyoruz. İstanbul’u anımsatan bu kalabalık, şaşırtıcı bir şekilde bisiklet kullanımını etkilemiyor. Şehir içinde trafikten tamamen ayrılmış bisiklet yolları, şehir dışında ise scooter ve bisikletlerin ortak kullandığı bisiklet yolları haline geliyor. İki şehir arasında kesintisiz olarak yer alan bisiklet yolları, en yoğun trafikte bile diğer taşıtlar tarafından kullanılmıyor.
Kaohsiung
1. Gün. Kaohsiung City – Checheng (98km – 264m)
https://ridewithgps.com/routes/20104753
Tayvan’da bisiklet kullanmaya başlamadan önce bilmeniz gereken ilk şey, sola dönmek için sağa dönmeniz gerektiği. Bisikletlerin kavşaklarda, arabalar gibi sola dönmesi yasak. Sola dönmek için öncelikle sağdaki ışığın önüne geçip, ardından o ışığın yeşile dönmesi ile birlikte karşıya geçiyorsunuz.
Şehirden tam da yeni çıktık derken, ilk uzun molamızı veriyoruz. Durduğumuz kasaba, tıraşlanmış buzları ile ünlü. Büyük buz küpleri makinelerde tıraşlanarak kar benzeri bir yapıya ulaşıyor. Aşureye benzeyen sıcak ve tatlı bir yemeğin üzerine konularak, sıcak ve nemli Tayvan günlerinde yenmesi mümkün olan bir öğün ortaya çıkıyor.
Yeniden yola çıkmadan önce tıraşlanmış buzdan biraz rica edip mataralarımıza dolduruyoruz. Selelere tekrar oturuşumuzun ardından, bisiklet yolunun genişliği ve şehrin trafiğinden tam olarak kurtulmuşken grubun temposu iyice artıyor. Yüksek temponun getirdiği yorgunluk başlamadan yol kenarındaki bir restoranda yemek molası için duruyoruz. Geldiğimiz restoran dev çaydanlıklarda pişen tavuklarıyla ünlü.
Tavuk masanıza bütün bir halde getiriliyor. Şef, ayrıca restoranın sahibi, bizzat kendi elleriyle tavuğu parçalara ayırıyor. Nar gibi kızarmış tavuğun kolayca dağılışını izlemek sabırsızlık hissi uyandırıyor. Tayvan’da sabah kahvaltılarında dahi bulabileceğiniz pirinç lapasıyla birlikte çaydanlıkta pişmiş tavuğu afiyetle yiyoruz. 60 kilometrelik sürüşün ardından çok acıkmış olacağız ki yemek çabucak bitiyor. Bu sayede yola çıkmadan yarım saatlik kısa bir uyku şansımız oluyor.
Fotoğraf: Tim Bardsley-Smith – Cyclist Australia/NZ
Kısa uyku hepimize iyi gelmiş olacak ki, pedal çevirmeye yüksek hava sıcaklığı ve neme rağmen oldukça yüksek bir tempoda başlıyoruz. Fakat yaklaşık 15 dakika sonra, tekrar mola vereceğimizi öğreniyoruz. Bu nokta, şehirden sonra açık denizi görebildiğimiz ilk nokta. Önümüzde uçsuz bucaksız uzanan okyanusun diğer tarafında Çin bulunuyor. Fakat biz okyanusu izlemekten çok, bisiklet sürmek istiyoruz.
Bisikletçinin Bisikleti: Merida Scultura Team, www.meridaturkiye.com
Cyclist Avusturalya farklı bir şeyler deniyor
Verdiğimiz kısa molanın ardından, sıcağa biraz daha alışmış bir şekilde yola devam ediyoruz. Yolun yapısı değişmeye başlıyor. Saatlerdir, üst geçitler hariç dümdüz ilerleyen yol artık inişli çıkışlı bir hal aldı. Biz ise bir an önce otele gitmek için tempomuzu artırmaya başladık. Önce rehberimiz Chik’i dinlenmesi için grubun önünden arkaya doğru alıyoruz ve tıpkı destek aracının üzerindeki plana sonradan eklediğimiz gibi, ‘full gas’ gitmeye başlıyoruz. Bu temponun sonucu olarak bitiş noktasına planlanandan çok daha önce vardığımız için, otele yerleşmeden, doğrudan bölgedeki Budist tapınağına gitmeye karar veriyoruz.
Fuan Tapınağı, Güneydoğu Asya’daki inşa edilmiş en büyük tapınak. Üç kattan oluşan tapınağı, terden sırılsıklam olmuş bisiklet formalarıyla dolaşan yedi kişilik turist gruba kimse şaşkın gözlerle bakmıyor. Rehberimiz Ling Ling bize Budist ibadetlerinin detaylarını anlatırken, biz de nispeten dışarıdan daha serin olan tapınakta serinleme şansı buluyoruz.
Otele giriş saatimiz gelince tapınaktan çıkıyor ve geceyi geçireceğimiz Checheng Boutix Resort Hotel’e doğru kısa bir sürüş yapıyoruz.
http://www.booking.com/hotel/tw/boutix-resort-kenting.en-gb.html
Okyanus manzaralı odalarımıza yerleşip, güzel bir duş aldıktan sonra günün yorgunluğunu atabilmek için odalarımızda dinleniyoruz. Otel’de akşam yemeği saat 18:00’de başlıyor. Keyifli bir yemeğin ardından herkesin aklında tek bir şey var; buz gibi bir dondurma. Neyse ki, onu da lobide bulunan otel marketinde buluyoruz. Şaşırtıcı bir şekilde fiyatlar da dışarıdaki market fiyatlarıyla aynı. Dondurmanın damaklarımızda bıraktığı serin tatla birlikte yarınki 105 kilometrelik tırmanışlı sürüş için dinlenmeye, odalarımıza çekiliyoruz.
2. Gün. Checheng – Taitung City (106,4km – 1050m)
https://ridewithgps.com/routes/20104858
İkinci gün, turumuzun en zorlu günü. Adanın düz bölgesinden, daha engebeli olan doğu kıyısına, adayı ortadan ikiye ayıran dağ sırasının üzerinden geçerek ulaşacağız.Doyurucu bir sabah kahvaltısının ardından, bizi hazır bekleyen bisikletlerimizin yanına, otelin bahçesine çıkıyoruz. Bugün bir değişiklik yapıp, Giant Adventure tur firmasının Giant bisikletlerinden birini kullanmaya karar veriyorum. Kısa bir pedal ve bisiklet bilgisayarı değişiminden sonra bisiklet sürüşe hazır hale geliyor. Suluklarımızı buzlu sularla doldurup yola koyuluyoruz.
Giant Adventure, Formosa 900 turu boyunca destek aracıyla sizi takip ediyor
Turumuzun en uzun rotası 106 kilometre uzunluğunda ve bu sefer deniz kıyısını izlemek yerine dağlardan geçiyor. Çok kullanılmayan 199 numaralı bu dağ yolu, Mudan bölgesinin içinden geçen bu yol, aborijin bölgesinin içinden de geçiyor. Çok kullanılmayan bu rota, sık ağaçların içinden, bir şeritten biraz daha büyük bir genişlikte, bir sağa bir sola dönerek tırmanıyor. Yolda, karşıdan karşıya geçen maymun ise, yüzümüzü güldürüyor.
Zirve noktasında kısa bir mola verdikten sonra inişe geçiyoruz. İniş biraz daha kabalalık bir yoldan yapılıyor ve grup halinde kalmaya çalışıyoruz. Fakat böyle güzel bir yolda, sürekli frenleyerek inmek pek de mümkün değil. Bazı kaçamaklar yapıyoruz.
Sıcak nedeniyle sık sık mola veriyor, suluklarımızı yeniden dolduruyoruz
Sahile indikten sonra yol, adanın doğu kıyısını takip ederek, birkaç kısa iniş ve çıkışı takip ederek bizi otelimize götürüyor. Kusursuz bir asfaltta, ayrılmış bisiklet yolunda pedal çevirmek, sıcağı da unutmamızı sağlıyor.
Adanın en doğu noktası
Verdiğimiz kısa molada, 1 Ocak tarihinde güneşin ilk doğduğu, adanın en doğu noktasını görüyoruz.
Formosa 900 yalnızca profesyonel bisikletçilere değil, her yaştan bisikletçiye hitap ediyor
Bu noktadan sonra geriye pek bir mesafe kalmıyor. Turumuzun son birkaç kilometresinde kıyı şeridinden ayrılıp, geceyi geçireceğimiz F Hotel’e yerleşiyoruz.
https://www.booking.com/hotel/tw/f-hotelzhi-ben-guan.en-gb.html
3. Gün. Taitung City – Ruisui (125km – 838m)
https://ridewithgps.com/routes/20105376
Turumuzun üçüncü günü, dört günlük maceramızın en uzun günü. Buna rağmen, tur hızlı başlıyor. Şehirden çıktıktan hemen sonra kısa bir mola veriyoruz. Molamızın amacı, bu bölgeye ait olan bir meyveyi tatmak. Kabuklu bu meyve, parça parça ayrılıyor ve armut, elma ve kavun karışımı bir tadı var. Artık sahilden değil, sahil ile adanın merkezindeki dağ sırasına paralel uzanan vadide pedal çeviriyoruz.
Buradan kısa bir süre sonra, adanın pirinçleriyle meşhur bölgesi olan Chishang bölgesine varıyoruz. Sonsuza uzanan yemyeşil tarlalar ve arasında motorlu taşıtların erişimine kapalı olan yol, bizi öğle yemeğini yiyeceğimiz restorana taşıyor. Buradaki yemek tabii ki pilav ağırlıklı, fakat kavurucu sıcaklar ve nemin altında pedal çevirdiğimiz iki günün ardından, hepimizin karbonhidrata ihtiyacı var.
Chishang bölgesinin uçsuz bucaksız pirinç tarlaları
Uzun bir yemek molasından sonra kendimize geliyoruz ve tekrar yola koyuluyoruz. Bu gece otelde değil, bir hostelde konaklayacağız. Hostel, Ruisui adında küçük bir kasabada, dağların eteğinde, ormanın içinde yer alıyor.
ruisiong.com
4. Gün. Ruisui – Hualien (81km – 389m)
https://ridewithgps.com/routes/20105384
Diğer günlerden farklı olarak, otelin restoranı yerine, odamızda kapımıza bırakılan sandviç ve kahve ile kahvaltımızı yapıyoruz. Birlikte pedal çevireceğimiz son gün bizi üzse de, havanın çok sıcak olmaması, günün diğerlerine nazaran daha rahat geçeceğini gösteriyor. Köy yollarında yaptığımız kısa bir sürüşün ardından, turumuzun son günü tren yoluna paralel giden bisiklet yollarından, ardından da pirinç tarlaları arasından geçen köy yollarından devam ediyor. Motorlu araçların girmesi tamamen yasak olan bu bisiklet yolları, keyifle pedal çevirmemizi sağlıyor.
Hualien, turumuzun bitiş noktası oluyor. Giant mağazasında bir süre mola verip, ardından duş almamız için ayarlanan otele geçiyoruz. Duşların ardından bisikletleri valizlere yerleştirip, tren istasyonunda bizi Taipei’ye götürecek olan treni beklemeye başlıyoruz.
Tur ile ilgili tarih ve fiyat gibi detaylara giant-adventure.com.tw adresinden ulaşabilirsiniz.