Cyclist:Bisiklet sporcusu olmadan çalıştırıcı olmanın dezavantajları oldu mu?
Lionel Marie: Bisiklet dünyasına giriş yapmak çok da kolay olmadı. Ben spora diğer taraftan giriş yaptım. Önce bir spor okulunda eğitmen, koç olarak çalışıyordum. Daha sonra Fransız Bisiklet Federasyonu için Normandiya bölgesinde bisikletçi geliştirme programında çalıştım. Onun ardından da Team Credit Agricole’de 23 yaş altı takımının başına geçtim. Kısacası bisiklet hakkında, bisikletçilerden daha farklı bir bakış açısına sahibim. Şimdi ise birkaç yıl önce benim takımımda bisiklet süren kişilerle aynı işi yapıyorum.
Cyc: Türk bisikletindeki potansiyelle ilgili yorumunuz nedir?
LM:Türk bisikletçiliği gerçekten büyük bir potansiyele sahip, fakat bu potansiyeli kullanması için politik olarak desteklenmesi gerekiyor. Maalesef şu an için böyle bir şey yok.
Cyc: Türk bisiklet sporunun gelişmesi için ne yapılması gerekir?
LM: İlk adım olarak yüksek bütçeli, çok daha kapsamlı bir federasyona ihtiyaç var. Türkiye çok büyük bir ülke olduğu için de tek bir federasyon yeterli olmayacaktır. Ülkenin 5-6 bölgeye bölünüp, her bir federasyonun kendi bölgesindeki sponsor, organizasyon ve yarışları koordine etmesi gerekiyor. Bunun ardından küçük, bölgesel yarışlar düzenlenir, spor okullarına destek verilir. Velodromlar da gelişmeye katkıda bulunacaktır. Ahşap değil, asfalt zeminli velodromlar yol bisikletiyle kullanılıp bisikletçilerin gelişmesine katkıda bulunabilir. Ayrıca bu velodromlar her hava şartında da kullanılabiliyor.
Cyc: Türkiye’de sporcu yetişmesinde en büyük eksik tesis eksiği mi yoksa sporcu ve yöneticilerde mantalite mi değişmeli?
LM: Ahmet Örken gibi iyi sporcuların Avrupa’ya gelmesi gerekiyor. Önce gerçekten gelecek planları olan bir kıta takımında yarışıp daha sonra profesyonel kıta takıma geçebilir. Profesyonel kıta takımlarının Türk sporuna şimdi bir katkısı olmayacak, çünkü Türkiye’de profesyonel kıta takımı seviyeye yetiştirilecek yeterli sayıda sporcu yok. Bunun yapılması en az 4 sene sürer. Bunların ardından Türkiye bir profesyonel kıta takımı ve birden çok kıta takımını hak ediyor. İnşallah kısa zamanda bu gerçekleşir.
Cyc: Türk sporcuları, olimpiyat oyunları hazırlığına başladı. Hazırlıkların gidişatıyla ilgili sizinle görüş alışverişinde bulunuldu mu?
LM: Ahmet Örken’le olimpiyat hazırlıkları konusunda sürekli görüşüyoruz. Umarım yarışı bitirebilecek seviyede olur. Olimpiyat yol yarışı 216 kilometre, bu nedenle Ahmet’in bu yıl çok daha fazla 200+km’lik antrenman yapması gerekiyor.
Cyc: Büyük olasılıkla 2017’de World Tur takvimine girecek Türkiye Turu için neler söylersiniz?
LM: Türkiye Bisiklet Turu harika bir yarış ve Pro Tour olmayı hak ediyor. Fakat Pro Tour olmak demek, puan klasifikasyonu olması demek, bu da bütün profesyonel takımların gelmesi anlamına geliyor. Bu takımların sporcuları Giro, TDF gibi yarışlara hazırlanmak amacıyla gelecekler, güzel bir organizasyonun tadını çıkarmak amacıyla değil. Bu da Türk sporcular için yarışı çok zorlu bir hale getirecek.
Cyc: Yeni takımınızla çalışmalara başladınız. Nasıl bir atmosfer var? Yeni takımınızda eski çalıştığınız sporculardan isimler var mı?
LM: IAM Cycling ayağı yere basan, çok iyi bir takım. Örneğin geçtiğimiz haftalarda 11 günlük bir kamp yaptık ve bu sürede toplam 42 saat bisiklet sürüldü. Maksimum 8 kişilik 3 grup bisikletçi her gün farklı bir türde çalışma yaptı. (Kişisel Zamana Karşı, TTT, Güç, Lead Out, Kadans…) Bütün bisikletçiler yalnızca yemek yiyor, uyuyor ve bisiklete biniyordu.
Cyc: Türkiye ile ilgili neleri özlüyorsunuz?
LM: Farklı kültüre sahip bir ülkeye tamamen yabancı olarak geldim ve çok iyi karşılandım. Çok iyi zaman geçirdim ve çok güzel arkadaşlıklar edindim. Kişisel olarak ülkeyi çok seviyorum. Bütün arkadaşlarımı ve oradaki aile ortamını çok özlüyorum.
Cyc: Peki Torku’dan ayrılma süreciniz nasıl başladı?
LM: Spor tarafından baktığınız zaman Türkiye biraz can sıkıcı bir ülke. Mesela Torku yönetiminin kendi takımına hiç saygısı yoktu. Politik destek almadan, yarışlara gitmeden, reklam yapmadan nasıl bir takım kurabilirsiniz ki? Torku’nun amatör yönetimi takımı böyle yönetmeye çalışıyordu. Yılın 2016 olduğundan habersiz, sanki 1950’lerdeymiş gibi davranıyorlar. Ben buraya temiz spor anlayışımla geldim ve şimdiye kadar çok iyi işler çıkardık. Doğru bir destekle takım çok ama çok daha iyi yerlere de gelebilirdi. Yönetime takımı geliştirmek adına, farklı bütçe ve hedeflere yönelik 6 farklı plan sundum, fakat bu planlara cevap dahi alamadım. Temmuz ayı gibi kesinlikle cevap alamayacağımı anlayınca, Avrupa’ya geri dönme vaktinin geldiğini anladım.
Üzgünüm ama profesyonel bisiklet yalnızca profesyonel biçimde yönetilirse başarılı olur, Torku’nun amatör yönetimi ile değil. Firmaya bütçeyi rahatlatması için Torku marka enerji jelleri yapmasını teklif ettim çünkü Türkiye’de bunu yapan başka bir firma yoktu. Torku’nun tek yapması gereken böyle bir ürünü geliştirmek ve gelirin sadece %1’ini kendi takımına yönlendirmek olacaktı. Böylece birkaç yıl içinde profesyonel kıta takımı olabilirdik. Ama hala düşünüyorlar ve bir aksiyon alamadılar. This is TORKU, YAVAŞ, YAVAŞ.
Cyc: Kıta veya profesyonel kıta takımı olsa yeniden Türkiye’de çalışmayı düşünür müsünüz?
LM: Türkiye’de kurulacak bütün takımlarda çalışabilirim, ama bazı konularda garanti almam ve özellikle de profesyonel bir yönetim olacağı konusunda söz almam gerekiyor. Türkiye çok güzel bir ülke, insanlar harika ve çok güzel bir kıyı şeridine sahip. Tıpkı Mallorca gibi Türkiye’de de bisiklet turizmi geliştirilerek büyük bir iş haline gelebilir.
Cyc: IAM Cycling bu yıl Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’na gelecek mi?
LM: Hayır, gelmeyeceğiz. Bisiklet dünyasındaki bütün takımlar, katılacağı organizasyonu ve organizatörü çok iyi tanımak ister. Rota, otel, transfer gibi detayların kusursuz olacağından emin olmak isteriz. Türkiye Bisiklet Turu bu yıl organizatör firmayı değiştirdi ve bu firmanın işleri bir önceki kadar ciddiye alıp almayacağını bilmiyoruz.