Huascaran Turu ; Peru’nun Ancash bölgesinde bulunan, 6768m yüksekliği ile Peru’nun en yüksek dağı olan Huascaran Dağı’nın çevresinde çember çizen bir turdur. Aynı zamanda Huascaran Turu, yolu Peru’dan geçen birçok tur bisikletçisinin ve bölgeye gelen turistlerin kiraladıkları bisikletlerle yapmayı tercih ettiği, Güney Amerika’daki en güzel bisiklet rotalarından biri olarak da kabul edilir.
Huaraz şehrinden başlanıp bitirildiğinde yaklaşık 300km’yi bulan bu rota, 2500 metreden sonra yüksek irtifada devam ediyor ve içerisinde üç adet 4000m üzeri geçiş bulunduruyor. Bu sebeplerden dolayı, bu turu yapmadan önce bisiklet sürmek için yeterli kondisyona daha da önemlisi aklimatizasyon açısından yeterli fiziksel adaptasyona sahip olmak gerekiyor. Aklimatizasyon yapılmadan bu turun yapılması, tur esnasında ciddi sağlık problemleri yaşanmasına sebep olacaktır.
Küba’dan beri devam ettiğim Latin Amerika bisiklet turumun neredeyse birinci yılında, ben de bu turu yapmak üzere hazırlıklara başladım. Turda kullandığım bisikletim çelik kadrolu, 28” amortisörsüz bir tur bisikleti. Özellikle Peru ve Ekvador’un bozuk toprak yollarında amortisörsüz bir bisiklet kullanmakta zaman zaman çok zorlandığımı söyleyebilirim. Buna rağmen çoğu toprak yolda geçecek olan Huascaran Turu’nu yine de kendi bisikletimle yapmaya karar verdim. Bunun yanında ihtiyacım olmayan malzemelerin birçoğunu kaldığım hostele bırakıp, yanıma yalnızca kamp malzemelerini ve dört günlük tur için ihtiyaç duyabileceğim diğer teknik malzemeleri alarak turuma başladım.
Huaraz’dan başladığım turda ilk durağım Carhuaz şehri oldu. Carhuaz’a vardığımda küçük bir sürprizle karşılaştım. Aynı gün yapılacak olan bir mitingi protesto etmek amacıyla bütün yollar protestocular tarafından bir gece öncesinden cam kırıkları ve ağaç kütükleri ile döşenmiş. Tamamen cam kırıkları ile kaplı yollardan bisikletimin lastiğinin patlamaması için dikkatlice geçerek, tekrar yola devam ediyorum. Açıkçası bu hengame içinde uzunca bir süre de vakit kaybediyorum.
Turu tavsiye üzerine Carhuaz’dan itibaren, Huascaran Dağı’nın çevresinde saat yönünün tersine dönerek Yungay’da bitecek şekilde yapmayı tercih ediyor ve Punta Olimpica Tüneli’ne doğru 50km sürecek olan tırmanışa başlıyorum.
Protesto sebebiyle kaybettiğim vakit nedeniyle sadece 15km rahat bir tırmanış yapıp, akşam üzeri Shilla kasabasına varıyorum. Burada çocuklar ve yerel halkla sohbet ettikten sonra -özellikle çocukların bisiklet ve yolculuk ile ilgili sorularını cevaplayıp- kasabanın kilisesine gidiyor ve ilk geceyi kilise misafirhanesinde sonlandırıyorum.
Bir sonraki gün Punta Olimpica Tüneli’ne doğru tırmanışa kaldığım yerden devam ediyorum. Çok az trafik olan ve eğimi %4 ile %8 arasında değişen bu yolda küçük birkaç köy geçtikten sonra tırmanışın yarısını tamamlayıp, milli park kontrol kapısından geçerek, Huascaran (6768m), Chequiaraju (5286m), Ulta (5484m) ve Contraheirbas (6036m) dağlarının arasındaki muhteşem vadiye ulaşıyorum.
Bölgedeki en popüler yürüyüş rotası olan Santa Cruz Trek’in başladığı yer, bu vadinin bittiği ve Punta Olimpica Tüneli’ne yapacağım çok virajlı tırmanışın başlangıç noktasında bulunuyor. Bu noktadan itibaren yaklaşık 30 adet viraj bulunan ve sonsuza denk tırmanacakmışsınız hissi veren yoldan yükselerek Peru’nun en uzun (1385m) dünyanın ise en yüksek (4736m) geçidi Punta Olimpica Tüneli’ne varıyorum.
Bölgenin yüksek irtifada bulunmasından kaynaklı özellikle kış aylarında kar ve kötü hava koşulları sebebiyle yol çoğu zaman kapanabiliyormuş. Turun görsel manada keyifli sürüş anlamında ise konforlu geçmesi için bölgede yağışın en az olduğu Nisan-Eylül ayları arasında yapılması oldukça önem arz ediyor. Turu yaptığım tarih Mart ayının son günlerine denk geldiğinden, benim de bulutlu ve hafif yağışta pedal çevirmem gereken zamanlar oluyor.
Sabır ve gücümü test eden tırmanışın ardından, Via Antigua yani Eski Yol olarak bilinen ve tünelin üzerinden 4km kadar daha devam ederek 4890 metreye ulaşan bozuk toprak yola giriyorum.
Kullanılmadığı için yol boyunca oluşmuş heyelanların temizlenmemesi yüzünden oldukça bozuk durumdaki toprak yolda, geçişe 300 metre kala yolu tamamen kapatan üzeri karla kaplı bir heyelan ile karşılaşıyorum. Dolayısı ile mecburen geri dönüp Punta Olimpica Tüneli’ne girmek zorunda kalıyorum.
Punta Olimpica Tüneli’nin uzunluğu 1.385, genişliği ise yaklaşık 4 metre civarında. Işıklandırma yapılmamış tünele girdiğimde beni tavandan yoğun şekilde sızan su akıntıları ve dışarıya göre çok daha soğuk bir hava dalgası karşılıyor.
Tünel geçişinde sadece tek bir araba ile karşılaşıyorum. Ön ve arka ışıklarımı yakarak, dikkatli bir şekilde dünyanın en yüksek tünelinden, -eksi eğimde olmasının da avantajıyla- hızlı bir şekilde geçerek, dağın doğu yüzüne ulaşıyorum. Tünelin çıkışından itibaren muhteşem vadi ve göl manzarası eşliğinde devam ederek, ağaç ve taş oyma işçiliği ile ünlü küçük Chacas şehrine varıyor ve burada günü sonlandırıyorum.
Bir sonraki gün Chacas şehrinden ayrılarak rotanın geri kalan diğer yüksek geçişlerine ve bu noktadan sonra varacağım kasaba Yanama’ya doğru tekrar yola çıkıyorum. Asfalt yoldan devam ederek kısa bir süre iniş yaptıktan sonra Yungay’a kadar devam edecek olan toprak yola giriyorum. Yağmurun etkisiyle zemini balçık kıvamına dönüşmüş zorlu yolda, 28km tırmanarak 4040 metreye yükseliyor, yüksekte olmanın sunduğu eşsiz dağ manzarası eşliğinde Yanama şehrine kadar tekrar kısa bir iniş yapıyorum. İniş yaptığım yolun toprak kalitesinin iyi olmasından dolayı rahat ve sarsıntısız bir şekilde Yanama’ya kadar ulaşıyorum.
Yanama şehrinde bir günlük dinlenmenin ardından, turun son yüksek noktası olan 4680 metredeki Portachuelo bakış noktasına gitmek için göllerle çevrili, muhteşem zirve manzaraları sunan toprak yoldan tekrar tırmanışa başlıyorum. Aynı gün 15km tırmanış yaparak, Vaqueria Köyü’ne kadar çıkıyor, havanın kapalı ve çoğu zaman da yağışlı olmasından mütevelli, tırmanışa ertesi gün devam etmek üzere geceyi bu köyde geçirmeye karar veriyorum. Ertesi gün temiz bir gökyüzü altında Yungay şehrine kadar devam edecek 45km’lik bir inişe başlayacağım Portachuelo bakış noktasına ulaşıyorum.
Peru’da tırmanış yapmak rampası bol olan Ekvador’a göre kısmen daha kolay diyebilirim. Sebebi ise yolların mümkün olduğunca uzun ve az eğimli olarak açılması. Örneğin 50km’lik bir tırmanış sonunda varacağınız diğer noktaya kuş uçumu ölçümde aslında çok yakın bir mesafede bulunuyorsunuz. Bu sebepten dolayı tırmanışlar size sonsuz virajlar içinde kaybolduğunuz hissiyatı veriyor ve fiziksel mukavemetten ziyade mental bir dayanıklılık gerektiriyor.
Portachuelo bakış noktasına ulaştığımda beni Huascaran, Huandoy, Pisco ve Chacraraju dağlarının muhteşem zirveleriyle, Llanganuco Gölü’nün bulunduğu eşsiz vadinin manzarası karşılıyor. Bunun yanında 30’dan fazla kıvrımı olan ve sonsuz bir ”S” harfini andıran bu vadi yolundan aşağı yapacağım inişi düşünmek bile heyecandan kalbimin daha hızlı çarpmasına sebep oluyor. İnişe başladıktan sonra ise yolun çok bozuk yapıda ve büyük taşlarla dolu olduğunu fark ediyorum. Kısa sürede inişin hayal ettiğim gibi keyifli geçmeyeceğini; aksine ziyadesiyle zor, sarsıcı ve tehlikeli bir mücadeleye sahne olabileceğini anlıyorum.
Çemberin Yungay’dan başlanarak saat yönünde yapılması halinde Portachuelo’ya kadar 45km tırmanış yapılacaktır. Bu yolun taşlı yapıda olmasından dolayı yapılacak tırmanış inişe kıyasla daha az sarsıcı ve daha az tehlikeli olacaktır. Üstelik bu durum bisikletinize daha az zarar verecektir. Bunun yanında bu tırmanışı iki güne bölmek mümkün, çünkü yolu yarıladığınızda karşılaşacağınız Llanganuco Gölü aynı zamanda muhteşem bir kamp alanı da.
Ben de inişe başladıktan sonra ilk olarak Llanganuco Gölü’ne varıyor, bu muhteşem gölde bir süre dinlendikten sonra vadiden aşağı inmeye devam ederek, Yungay şehrine ulaşıyorum. Maalesef iniş esnasında bisikletin aldığı taş darbeleri sonucunda iki jant telimin kırıldığını fark ediyorum. Bunun yanında alınan darbe ve sarsıntının şiddetine kıyasla gevşeyen birkaç civata dışında bisikletimde ve diğer elektronik eşyalarımda bir problem olmaması beni ayrıca mutlu ediyor.
Bir sonraki gün gelmiş olduğum ana asfalt yolda pedal çevirerek, tura başladığım Huaraz şehrine varıyor ve tarifsiz manzaralar sunan Huascaran Turu’nu mutlu bir şekilde tamamlıyorum.
E-Posta bültenimize abone olun, en son haber ve röpörtajlardan ilk sizin haberiniz olsun!