Fotoğraflar: Tarık Gül
Marco Coledan için yeni yıl yeni bir macera demek. Trek – Segafredo ile geçen üç yılın ardından İtalyan veteran yeni sezonda Tour of Antalya’da yer alacak Wilier Triestina ile anlaştı. Sprint etaplarında Nizzolo’ya yardımcı olan Coledan’ın yeni takımındaki görevi bu sefer Mareczko’ya yardım etmek olacak. Yani İtalyan’ın renkleri değişmiş olsa da rolü aynı.
Kendini bisikletçi olarak, ‘tüm gün takım arkadaşları için çalışan bir bisikletçi’ olarak tarif eden Coledan, Tour of Antalya öncesi Cyclist Türkiye’nin sorularını yanıtladı.
Cyclist Türkiye: Geçtiğimiz yıl Trek – Segafredo ile Türkiye’deydiniz, yeni sezondaysa Wilier – Triestina ile. Trek – Segafredo ile yolunda gitmeyen neydi?
Marco Coledan: Geçen sene iyi bir yıl geçirdiğimi söyleyemem. Pek çok sakatlık yaşadım ve bu kadar talihsizlik üst üste gelince geri dönemk sanıldığı kadar kolay olmuyor. Sezon sonu geldiğinde takım bana genel menajeri hayal kırıklığına uğrattımı söyledi. Haliyle de sözleşmemi bir yıl daha uzatmaya yanaşmadılar. Ama yine de kendime yeni bir takım buldum ve kariyerime kaldığım yerden devam ediyorum.
CY: Yeni takımınızdaki görevinizi sprint etaplarında Mareczko’ya yardımcı olmak olarak yorumlayabilir miyiz?
MC: Takıma katılma nedenim özellikle Mareczko’ya yardımcı olmak. Takım için %100’ümü vereceğim. Yine de bazı anlarda kendi şansımı yaratmak için fırsata da sahip olacağımı düşünüyorum.
Son üç sezonda WT ekibi Trek – Segafredo adına yarışan Coledan’ı yeni sezonda,ülkesinin pro kıta takımı Wilier Trestina’da izleyeceğiz.
CY: Geçmişte Modolo’dan Nizzolo’ya kadar elit sprinterlerle çalıştınız, Mareczko’yu nasıl değerlendirisiniz?
MC: Mareczko hala kendini yeterince iyi tanımıyor, öncelikle onu söyleyebilirim. Ama antrenmanlarda onun gelişim kaydettiğini görebiliyorum. Mareczko gerçekten yetenekli bir bisikletçi ve ben de onun sahip olduğu yeteneğe güveniyorum.
CY: Bu sezon aynı zamanda pist bisikletine de geri dönüş yaptınız. Bu kararı almanızı sağlayan etken ne oldu?
MC: Pist bisikletine geri dönem her zaman aklımın bir köşesindeydi. Üç yıl aradan sonra pist bisikletine geri döndüm. Elbette iyi bir şekilde dönmek kolay değil ama olimpiyatlar için gerçekten çok motiveyim. Ama olimpiyat takımında yer alabilmek için önce bunu hak etmelisiniz.
CT: Sezonun geri kalanı için yarış takviminiz nasıl olacak?
MC: Tour of Antalya’nın ardından, Tireno Adriatico’da yarışacağım. Milan – Sanremo, Coppi e Bartali ve sanırım Giro d’Italia öncesi bir ara vereceğim. Sonrasını ise göreceğiz.
CT: Türkiye ve Tour of Antalya’ya dair neler söylemek istersiniz?
MC: Antalya’da hava koşulları gerçekten çok iyi. Tour of Antalya’da da şu ana kadar her şey gayet iyi gidiyor ama tabii genel bir yorum için henüz daha çok erken. Türkiye’ye ise sanırım üçüncü defa geliyorum. Burada güzel hatıralara sahibim. Ve sanırım bu yıl da aynı olacaktır. Avrupa’da kışların bu denli soğuk olduğu bir mevsimde Türkiye’de olmak gerçekten çok güzel.
CT: Bu sezon büyük turlarda yer alacak bisikletçi sayısı, peleton içindeki kazaları azaltacağı düşüncesiyle dokuzdan sekiz düşürüldü. Bu sebeple takım bulamayan bisikletçi, bisiklet sporunu bırakmak zorunda kaldı. Sizce bu iyi bir fikir miydi?
MC: Bu, büyük turlar için güzel çünkü geçen seneki gibi bir peloton onlar açısından çok fazla. Ama bisikletçiler için hiç iyi bir şey değil. Genel olarak baktığımızda takımlar bu sene kadrolarına ortalama olarak üç bisikltçi daha az aldı. Bu bisiklet sporunun içinde bulunduğu dünya iadına olumsuz bir işaret değil.