Serkan Yazıcı. Bisiklet Sepeti mağazası ve bisikletsepeti.com’un kurucusu. 1990’dan beri bisiklet sektöründe ve beş yıldır Bostancı’da hizmet vermekte. Mağazacılık konusundaki tecrübelerini online alışveriş ve satış sonrası hizmetlerle birleştiren Bisiklet Sepeti özellikle servis denildiğinde akla ilk gelen duraklardan. Mağaza müdürü Halil Uygun ise Anadolu yakasında birçoğumuzu bisiklete tekrar başlatan isimlerden biri. Bisiklet Sepeti’nde konu elbette bisikletti.
Online satışlar
Serkan Yazıcı: Mağaza ve servis ağırlıklı çalışıyoruz. Online alışverişe ilk başladığımız zamanlarda ise genellikle mağazalarda sergilenen tüm ürünlerin sanal mağazalarda sergilenmediğini gördük. İlk başladığımız dönemde online alışveriş şimdiki kadar yaygın değildi ve biz de oradaki açığı görüp başladık. Yaklaşık 4.yılımız ve her sene katlanarak büyüyen bir pazar oldu bizim için. Mağaza ve depomuzda bulunan tüm ürünleri online olarak müşterilerimize sunuyoruz. Online alışverişte en önemli şey stok takibini doğru ve hızlı yapabiliyor olmanız. Biz de stok takip programı ile bu altyapıyı kurduk. Stoklarımız her gün otomatik olarak güncelleniyor.
Neden Bostancı?
SY: Bostancı’yı bisiklete başlama noktası olarak görüyoruz, bu yüzden Bostancı’yı seçtik. Bağdat ve minibüs caddesinde park sorunu var. Lokasyon olarak müşterilerimizin park sorunu yaşamayacağı sahile yakın bir noktayı seçtik.
Kadıköy Bostancı arasında kaç mağaza var?
SY: Bostancı Kadıköy arasında son beş yılda yaklaşık 12 mağaza daha açıldı. Daha eski olanlar daha kaliteli ürünler satmaya başladı. Rekabeti arttırması açısından bu güzergahta yer alan mağaza sayısındaki artış tüketici açısından olumlu bir gelişme oldu. Şu an aynı bölgede 28 mağaza var. Sadece satış üzerine kurulmuş mağazaların başarılı olma şansı az. Servis mağazanın yaşam süresini etkileyen en önemli hizmetlerden biri.
Neyi farklı yapıyorsunuz?
SY: Önceliğimiz servis. Müşteriyi tanıma ve ihtiyaçlarını tespit ettikten sonra pahalı veya ucuz ürün ayrımı yapmadan tüketiciye doğru ürünü sunmayı hedefliyoruz. Samimi bir hizmetimiz var. Aradaki farkları müşteriye iyi anlatıyoruz. Satış sonrası serviste ise uzmanlaşma yoluna gittik.
Başarılı bir servis için?
SY: Serviste başarı bu işi ne kadar sevdiğinizle alakalı. Üç ya da dört yıl önce kimsede olmayan birçok alet sağladık. Mesela jant telinin gerginliğini ölçmeye yarayan özel bir alet belki de sadece bizim mağazamızda bulunuyordu. Üst grup jant setleri ile ilgili teller sürekli problemdi. Jant teli kesme ve diş açma makinesi getirdik. İstanbul’da şu an bu hizmet başka bir mağazada yok. Dünyada da sayılı mağazada vardır. Çünkü bu az kullanılan ve maliyeti çok yüksek ekipmanlar gerektiriyor. Çözülemeyen problemlerin bizim mağazamızda çözüleceğinin bilinmesi bizim marka değerimize yaptığımız bir yatırımdır.
Serviste üst gruplar?
SY: Bu tecrübe ile ilgili. Tüketicinin üst gruplara olan ilgisinin artması ile iyi servis hizmeti veren mağazalarda bir tecrübe birikimi oluşmaya başladı. Ama hala Türkiye’de satılmaya başlanmamış teknolojilerde söz konusu. Biz bu teknolojileri takip ediyor, üzerinde çalışarak teknik bilgiye sorun mağazamıza gelmeden ulaşmak için gerekli araştırmalarımızı yapıyoruz.
Servis ihtiyacı daha çok kullanıcı hatasından mı yoksa ürünün kalitesinden mi kaynaklanıyor?
SY: Çoğunlukla kullanım hatasından ve ilk bakımın yapılmamış olmasından kaynaklanıyor. Servis ihtiyacının %70’i bu tip hatalardan kaynaklanıyor. Arka attırıcının kırılması, jant teli kopmaları, hidrolik fren problemleri gibi sorunlar en çok karşılaşılan problemler. Bisikletin ilk bakımı ilk 500km’lik kullanımdan sonra yapılmalı ama ilk kurulumda doğru ayarlar yapılmadıysa ilk 50km’den sonra da bisiklet hata verebiliyor. %10 ise çok kullanımdan doğan aşınmalardan kaynaklanıyor. Eskiden bu oran %1 bile değildi. Bisiklet kullanımının yaygınlaşması ile çok kullanımdan doğan aşınmalar yedek parça ihtiyacı doğuruyor ve bu noktada kullanıcı kaliteli servis noktası arayışına giriyor.
Serviste bir ay boyunca en çok gelen şikayet nedir?
SY: Sırasıyla vites, fren ve akort ayarı. Akort ayarı sorunu ülkemizde yolların bozuk olması ve kaldırıma iniş-çıkışlarda tecrübesizlikten kaynaklanıyor. Yokuş sırasında yanlış vites değiştirilmesi gibi genel sorunlarla da çok sık karşılaşıyoruz.
Bahara girerken ne tarz bir bakım yaptırılmalı?
SY: Altı ay boyunca binilmemiş bir bisiklette vites, fren telleri ve akort ayarları kontrol edilmelidir. Lastik havalarının kontrolü gibi genel bakıma konu alan yarım saatlik bir bakım yeterlidir. Çünkü bu teller kışın atıl durumda kalan bisiklette oksitlenir ve ayarları tutmaz. Dolayısıyla bu teller temizlenmeli, hareketli parçalar yağlanmalı ve gerekiyorsa değişimi sağlanmalıdır. Bu sağlıklı bir sürüş demektir ve sürüş keyfini arttırır. Nisan Mayıs aylarında genelde bu bakımlar yoğunlaşır. Genel bakım ücretimiz şu an 60TL. Ama göbek bakımı, furş takımı gibi daha detaylı bakım ihtiyaçları söz konusuysa 90TL olarak fiyatlandırılıyor. Son beş yıldır bu fiyatları değiştirmedik. Ama bu yıl bakımda yeni fiyatlar söz konusu olabilir.
Kullandığınız ürünler?
SY: Doğaya zarar vermeyecek güçlü ürünler tercih ediyoruz. Shimano ve Muc-Off ürünlerini kullanıyoruz. Piyasada satılan genel yağları değil daha çok bisiklete özel üretilmiş çevreci ürünler kullanıyoruz. Bu yağlar zincirinizin kir tutmasını önleyici özelliklere sahip ve bu bisikletinizin sağlığı için çok önemlidir. Çünkü ruble, zincir gibi hareketi parçaları aşındıran ve daha büyük sorunlarla karşılaşmanıza neden olan şey hareketli parçaların doğru ürünlerle temizlenmemiş ve yağlanmamış olmasından kaynaklanır.
Zincir problemleri?
SY: İşin ehli tarafından değiştirilmemiş veya takılmamış zincirler kısa kalabiliyor. Bu zincirin ömrünü azaltan bir uygulama. Boyu çok uzamış ama değiştirilmemiş zincirler ise rublenin de ömrünü bitirebilir. Aynı zamanda zincirin bağlantısını sağlayan halkalarda ters bağlantı problemleri de yaşanabiliyor. Zincirin yol ve şehir bisikletlerinde her 3.000km’de, dağ bisikletlerinde ise her 700km’de zincir bakımı yapılmalıdır. Çapraz vites kullanımı da zincirin yamulması gibi problemlere yol açıyor.
Tüketici ihtiyacı nereye kayıyor?
SY: Giyim harcamaları artıyor. Burada ilginç olan tekstil cenneti olan ülkemizde bisiklet giyimi üretilmiyor ya da talebin oldukça altında ve kalite olarak ihtiyaca uygun üretim gerçekleştirilmiyor. Bu giyimde pahalı fiyatların ortaya çıkması demek. Müşteriler de kaliteli ürünler tercih ettikleri için ithal markalara yönleniyorlar. Bu aynı zamanda pazarın büyümesine engel oluşturuyor. Türkiye’de bisiklet giyimi üretilebilir yalnız bu ürünleri üretecek olanlar, bisikleti bilen ve onu aktif kullanan insanlardan oluşmalı.
Tüketicinin beklentileri?
SY: Mevcut olan mağazaların hemen hemen hepsi benzer hizmetleri veriyor. Gelecekte mağazacılığın insanların daha çok vakit geçirebileceği kafe tarzı işletmelere döneceğini düşünüyorum. Tüketici için mağazanın içinde sosyal ortam yaratmak gerekiyor. Yalnız bu mağazalar için yatırım anlamına geliyor, bisiklet mağazalarını içinde tüketiciye bu ortamı yaratmak için yer açmalısınız. Ve şu an için bir çok mağaza bu yatırımı fiziki ve ekonomik sebeplerden dolayı yapmaktan uzak görünüyor…
Evet başta da belirttiğim gibi Halil Uygun birçok kişiyi bisiklete yeniden başlatanlardan. Bu yönüyle onu “bisikleti sevdiren adam” diye de tanıtabiliriz. Eğer hangi bisikleti almak istediğinizden emin değilseniz onu mutlaka görün derim. Büyük ihtimalle onunla beraber seçtiğiniz bisikleti çok seveceksiniz. Ama sonrası için uyaralım, ilk bisikletinizi çok sevmek, sizi ikinci bisikletinizi almak için tekrar Halil’in yanına gitmenize neden olacak bir sebep. Çünkü bir kez bisiklet tutkunu olduktan sonra artık ne istediğinizden emin olacaksınız.
Bisiklette trend ne?
Halil Uygun: Son zamanlarda en çok tercih edilen şehir bisikletleri. Yalnız eskiye göre daha sade bisikletler tercih ediliyor. Yani bagajı olmayan daha sade görünüme sahip hibrit modeller aranıyor. Sonra katlanır bisikleti görüyorlar ve saklama kolaylığı nedeniyle %70 oranında katlanır bisiklet tercih ediliyor. Katlanır bisikletin tercih nedenlerinden biri de bisiklet taşıyıcısına ihtiyaç duyulmaması. Böylece hem aracın çizilme riski ortadan kalkıyor hem de daha pratik taşınıyor. İstanbul’da bisiklet sürmek için arabaya ihtiyacınız olması da katlanır bisiklet satışını böylece artırıyor.
Hangi marka/model en çok satılıyor?
HU: Dahon Vybe D7. Çünkü fiyatı en ucuz olan o. 7 vitesli başlangıç modeli. Üst modellerde tercihi etkileyen ise renk ve bisikletin görünümü etkileyen Schwalbe lastiklere sahip olması. Ayrıca 8 vitesli olmaları 7 vitesliye göre kimi için daha cazip gelebiliyor. Çamurlukta SKS yazması da yine müşterinin ikinci aşamada dikkatini çeken detaylar olarak göze çarpıyor.
Katlanır bisiklette 7 vites kullanım için yeterli mi?
HU: Duruma göre değişir ama aslında yeterli değil. Çünkü ürün yokuş için tasarlanmamış. Tekeri küçük olduğu için daha kolay yokuş çıkacağı gibi yanlış bir algı var. Günün sonunda “Sadece sahilde kullanacağım” şeklinde satın alanlar çok memnun kalıyorlar ama daha sonra evini taşıyan ve yokuş çıkmak zorunda kalanlar geri geliyorlar. Bisikleti kötülemiyorlar ama ihtiyaçlarına uygun başka bir model bisiklete geçiyorlar. Katlanır bisikletlerini çocuklarına devretmeleri de daha kolay oluyor.
Şehir bisikletinde?
HU: En çok Giant markası satılıyor. Escape 1,2,3 ve Air modelleri. Giant bu modelleri tanıtırken doğru kişilerle çalıştı ve bisikleti alanlar diğerlerine önerdi. Ayrıca bisiklet sınıfına göre ucuz. Yedek parçası uygun. 10kg civarında. Bu bisikleti insanlar bilerek geliyor. Amacına tam anlamıyla hizmet eden bir bisiklet ve Escape serisi diğer markaların önüne geçen bir model oldu.
Yol bisikleti?
HU: Yol bisikleti satışları son zamanlarda düştü. Yol bisikleti isteyen kullanıcılar daha bilgili geliyor. Bu bisikletin kullanıcıları daha çok araştırıyor ama bu araştırmalar kafalarını karışabiliyor. Çok iyi bir şey almaları gerektiğini düşünüyorlar. Müşterinin genelde kullanım amacı ve bütçesine uygun olmayan üst modeller arzuladığını görüyorum. Üst segmentte fiyatlar yükseldiği için genelde hiç almamayı tercih ediyorlar. Tüm bunlar şehir bisikletine göre daha az satmamıza neden oluyor.
Dağ bisikleti?
Neredeyse hiç sorulmuyor. Daha çok karne hediyesi olarak tercih ediliyor. Daha kalın lastikler daha tok bir duruş daha sağlam imajı yaratıyor. Aslında bu eskiden de böyleydi.
Halil Uygun ile ilk bisikleti alma aşamaları?
Merhaba ben bisiklet almak istiyorum diyenlere önce onu kandırmayacağımızı anlatmamız lazım. Bunun için önce tüketicinin aklındaki soruları temizlemek gerekiyor. Üç tip bisiklet olduğunu söyleyerek başlıyoruz. Yol, dağ, şehir-katlanır olmak üzere bisikletleri tanıtıyoruz. Daha sonra bisikletin bedenleri hakkında bilgi veriyoruz. Sonrasında rastgele bir bisiklet veriyor ve denetip yorumlamasını istiyoruz. Sele ve gidon ayarını gösterip hangi boyda bisiklette kendisini rahat hissettiğini saptıyoruz. Bir sonraki aşama, bisikleti ne amaçla sürmek istediğini sormaya geliyor. İşe gitmek, gezmek veya spor amaçlı mı kullanmak… Mesela işe gidecek birine katlanır bisiklet öneriyoruz. Ama işe gitmek haricinde hafta sonu spor yapmak istediğini söylüyorsa hibrit bisikletleri gösteriyoruz. Satış sırasında müşteri böylece bisiklet tiplerini öğreniyor ve deneyimleyerek kendisine en uygun olanı kendi seçiyor. Bisiklet sepetinde “Abi bak bu marka güzel” şeklinde başlayan bir cümleyi kesinlikle kurmuyoruz. Ayrıca ilk bisikletinde yol bisikleti tercih etmek istiyorsa onu da sınırlandırmıyoruz. Ancak başlama aşamasında ona yardımcı olacak bazı ayarlar ile yardımcı oluyoruz.
Bisikleti aldıktan sonra
Kilit tercihi?
İki tip kilit var. Kısa süreli ve uzun süreli park için şeklinde tanımlayabiliriz. Eğer bisikletinizi evinizin içinde saklamıyorsanız, kilidi yanınızda taşımaktansa daha sağlam olan modelleri tercih etmeniz gerekir. Bu modeller kilidi yanınızda taşımaya uygun olmuyor ve fiyatları daha pahalı. Ancak ucuz kilide yönelenlerin bisikletini apartman veya bahçeden kolayca çalınmasına davetiye çıkardıklarını hatırlatalım.
Baharda giyim nasıl olmalı?
Yol bisikleti için uzun uzun konuşmak lazım ama standart olarak yol bisikleti giyiminde forma ve tayt şart, mevsime göre içlik tercih edilmeli. Ama şehir bisikletçisi nasıl rahatsa öyle olmalı.
Kilitli pedala geçiş?
Dünyada şehirde kilitli pedal kullanımı çok az. Biz de ise yaygın. İnsanlar, performansa yönelik kullanmasa da kilitli pedalın kendisine fayda sağlayacağını düşünüyor. Yol bisikletine geçişten önce kilitli pedal geçiş hevesi artıyor. Öncelikle çift taraflı pedalla başlamasını öneriyoruz. Daha rahat, yumuşak modeller tercih etmesini sağlıyoruz. Bu ilk denemede dağ bisikletine uygun kilitli pedal tercih etmelerini öneriyoruz. Çünkü yol bisikletinde hem tek taraflı pedal sistemi hem de pedalın sertliği alışma süresinde zorluk çıkarabiliyor. İlk sürüşlerde denge ayağını kilitlememesini istiyoruz. Daha sonrası tecrübe edildikçe kolaylaşıyor ve sürüşüne uygun ayakkabı ve pedal ile performansa odaklanabiliyor.
Elbette hangi bisikleti seçerseniz seçin ama mutlaka size uygun bir kask ile mağazadan çıkın diyerek Bisiklet Sepeti’ndeki söyleşimizin sonuna geliyoruz.