BİSİKLET MAĞAZALARI | BİSİKLETPRO

BisikletPro’yu yeni açtıkları Beylikdüzü şubesinde ziyaret ediyoruz. 300 metrekarelik bu mağazada BisikletPro’nun kurucularından Ercüment Aras, 40 yılı aşkın tecrübelerinden yararlandıklarını ama hiçbir zaman kendilerine “bu ulaştığımız son nokta” demediklerini belirtiyor. BisikletPro yakın bir zamanda sürpriz projelerle bisiklet severlerin karşısına çıkmaya devam edecek.

BisikletPro nasıl başladı?

Ercüment Aras: Firmamız 1981’de İstanbul Gaziosmanpaşa’da kuruldu. Bisiklet üretimi yaptığımız bu işletme 2007’ye kadar faal bir şekilde işliyordu. 2007’den itibaren kardeşlerimle işletmeyi babamızdan devraldık. Kendi vizyonumuzu yansıtmak istedik. Bisikletin işinin hakkını tam olarak vermek istiyorduk böylece karne hediyesi bisiklet işinden vazgeçtik. Daha faydalı işler yapmak istiyorduk ve böylece 2015 yılında perakendeye geçtik.

Yurdal Sert ile 7 yıl önce elektrikli bisiklet yapmaya başladık. Onlar motosiklet biz ise bisiklet yapıyorduk ve bir iş ortaklığına gittik. Göbekten motorlu 250watt ve 500watt seçenekli elektrikli bisikletler ürettik. Bataryayı Samsung Türkiye’ye yaptırıyorduk. Lityum pilleri vardı. Abana markası altında Kastamonu’daki fabrikada üretim yapıyorduk. Böyle başladık ve perakande işine girdik.

O dönemde Alman markası Emco’nun elektrikli motosikletlerinin distribütörlüğünü de yapıyorduk. Şuan Paşabahçe’deki mağazamız Emco’nun showroomuydu. Ama Türkiye’nin o dönemde bu pazara hazır olmadığını gördük. Getirdiğimiz elektrikli scooterlar 5000watt gücünde 160km/s hıza çıkıyordu. Elimizde o motorlardan halen 12 adet var, kendimiz kullanıyoruz. Ama pazarın buna hazır olmadığını görmemizle bisiklete yöneldik.

Kısaca özetlemek gerekirse geçmişimiz üretim ve toptan satıştan geliyordu. Ama vizyonumuz farklıydı. Yapmak istediğimiz daha kalite ürünler pazara sunmaktı. 2015’in sonunda Başakşehir’de ilk profesyonel bisiklet mağazamızı açtık. Ve kendimize ilk 5 yıl içerisinde 10 şube açmayı hedef koyduk. 2017 sonunda 3. şubemizi açtık. Her mağazada bir önceki deneyimlerimizden yararlanarak mağazalarımızı tasarladık. Ve sektöre bir şeyler katabilmek adına çalışmalarımıza yoğunlaştık.

Hizmet vermeyi seçtiğiniz bölgelere nasıl karar veriyorsunuz?

EA: Lokasyonu seçerken daha çok bakir bölgeleri tercih ediyoruz. Bisiklet kullanımının az ama bisiklet kullanmaya elverişli ve bisiklet kültürünün yaygınlaşmaya müsait olduğu bölgelerde yatırım yapıyoruz. İnsanların bisiklet kullanırken iki kriteri göz önüne aldığını düşünüyoruz. Biri saklama alanı ikincisi bisiklet kullanabileceği fiziki şartlara sahip olması. Beykoz, Başakşehir ve Beylikdüzü bizim için bu anlamda doğru seçeneklerdi. Beylikdüzü Belediyesi’nin bisiklete olan sıcaklığı da bizi cesaretlendirdi ve metrekaresi büyük konspet bir mağaza açtık.

Bizim amacımız bisiklet kullanımının yoğun olduğu bölgelerde diğer mağazalarla rekabet halinde olmaktansa bisikletin yaygınlaştırılmasına yardımcı olabileceğimiz noktalarda insanlara doğru hizmeti sunabilmeye odaklandık. Burada aynı bölgede yer alan mağazaların birbiri ile yaptığı fiyat rekabeti de bizim içinde yer almak istemediğimiz bir başka konuydu. Bisiklet ithalatçı ve üreticilerinin fiyatlarında bir standart oluşturamadığını gördük. Geçmişten gelen üretim tecrübemizle kendi markalarımızı oluşturma yoluna gittik. ProRide markası ile aksesuar, Soho katlanır bisikletleri ve Supacaz gidon bantlarının Türkiye distribütörüyüz. Ayrıca ProBaby ile bebek ve çocuk ürünlerimiz de mevcut. Önceliğimiz müşteri memnuniyeti bu bizim birinci önceliğimiz burada asla taviz vermiyoruz.

Şuan BisikletPro olarak pazara sunduğunuz hangi ürünler var?

EA: Şuan için üç farklı markanın distribütörü veya üreticisi konumundayız. Bu markalar;

Soho Bisiklet: Amerika’da kurulmuş bir şirket. Parçaları dışarıdan gelen ve montajını Türkiye’de kendi fabrikamızda yaptığımız bir bisiklet markası. Tasarımı ve Ar-Ge’si Amerika’da yapılıyor. Türkiye’den 5 ülkeye ihracatını yapıyoruz. Bu ülkeler, Polonya, Romanya, Almanya gibi Avrupa ülkeleri. Amacımız ilk başta iç pazarda satmak değildi. Almanya’dan talepler gelmişti. 2017 yılının ikinci yarısında Türkiye pazarına girdik ve beklentimizin ötesinde satış rakamlarına ulaştık. Aslında bu sürpriz değildi çünkü Soho komple alüminyum malzemeden üretiliyor. Yani bu onu emsallerine göre 2.5kg kadar daha hafif yapıyor. Çok stabil bir kullanım sunuyor. Katlanır bisikletlerin genelinde bisikletin katlanan eklemlerinde oynamalar görülür. Soho bisikletler bu eklemlerde kullandığı üst düzey kilitlerle klasik bir bisikletin kesintisiz sürüş keyfini sağlıyor. Bu kilitler patentli yani sadece Soho’ya özel sistemler. Türkiye’de 15 bayiimiz var. İstanbul dışında İzmir, Antalya, Aydın, Eskişehir, Bursa gibi illerde Soho bisikletlere ulaşmak mümkün. Soho websitesinde bayilerimizi görebilirsiniz. Elimizdeki tüm markalar için ayrı websiteleri oluşturduk.

Supacaz Gidon Bantları: Bu ürünler, 112 ülkede satılıyor. Türkiye’de de biz distribütörlüğünü yapıyoruz. Peter Sagan’ın kullandığı bir marka. Hissiyatı çok farklı. Kalitesi dışında diğer gidon bantlarından farklı yönlerinden biri de tıpalarının alüminyum olması. Diğer hiçbir gidon bandı firmasında alüminyum tıpa kullanılmıyor. Hatta bazılarında tıpa yok. Sonlandırıcı bant da yine gidon bandı ile aynı hissiyatta. Bu üründe sloganımız: “Bisikletinizi şımartın.” Tasarımı da çok orijinal. Bisiklet kullanırken elinizle dokunduğunuz tek alan gidon bandınız. Dolayısıyla gidon bandının önemli olduğunu düşünüyoruz.

ProRide: Eldiven, kask, tamir takımları ve diğer aksesuarları yapıyoruz. Bu ürünlerden Türkiye’de yaptırdıklarımız da var yurtdışında yaptırdıklarımız da var. Yurtdışında Çin malı ürünlerden uzak duruyoruz. Daha çok Tayvan’dan ürünler kullanıyoruz

Üreticisi veya distribütörü olduğumuz ürünler için fiyat politikamızda kar marjından ziyade sirkülasyon hedefliyoruz. Bizim amacımız bu sektöre faydalı olmak. Bu işin içerisinde doğduk ve insanlara hizmet etmek istiyoruz.

Mağazacılıkta nasıl bir gelecek planlıyorsunuz?

EA: İlk mağazamız 90metrekareydi. Bu ferahlığı veremiyorduk. Müşterimize satış odaklı bir mağaza yerine hizmet verebileceğimiz bir alan yaratmak istiyorduk. Beykoz mağazamızda gördüğümüz eksiklerimizi Başakşehir’de, Başakşehir’de gördüğümüz eksikleri de Beylikdüzü mağazamızda tamamladık. Metrekaresi en büyük mağazamız burası. Toplam 300metrekare alanımız var. Kafe tarzı bir işe yönelmek istemedik. Müşterilerimizi misafir olarak görüyoruz ve ikramlarımızı para ile satmayı akla getirmedik. İçeriye müşterilerimizin kullanımı için duş yaptırdık. Trainer stüdyosunu yaptırıyoruz. Misafirlerimiz burada trainera binecek, terleyecek ve duşunu yapıp buradan ayrılacak. Dilerlerse kendi bisikletlerini dilerlerse bizim bisikletlerimizi kullanabilecekler. Elite model interaktif trainerlar kuracağız. Bu bizim için son nokta değil. Bunu virgül olarak görüyoruz. 10 şubeye çıkardıktan sonra bayilik oluşturup franchising vermeyi planlıyoruz. Ve bunun ötesinde sürpriz bazı yeni uygulamalarız da olacak.

Kendi ürünleriniz dışında hangi markalarla çalışıyorsunuz?

EA: Ağırlık olarak Kron markası ile çalışıyoruz. Satış sonrası hizmetlerde Kron’u oldukça özenli buluyoruz. Orta segmentteki ürünlerde Kron’dan aldığımız destek bizim için tercih sebebi olmuştur. Fabrikasyon bir hata söz konusu olduğunda müşterimize garanti süresi içinde en kısa sürede cevap vermeliyiz. Bu bizim müşteri memnuniyeti sağlamamız açısından çok önemli ve Kron ile bu konuda sorun yaşamıyoruz. Ayrıca Mosso, KTM, Giant, Bianchi, Ghost, Carraro, Scott gibi markalarla da çalışıyoruz. Bu markalar da iyi hizmet veriyor.

Sanal mağazacılık da nasıl bir planlama yaptınız?

EA: Bizim için sanal mağazacılık ve sosyal medya hesaplarımız da çok önemli. Müşteri Destek telefon hattımız, web sitemizde canlı destek hattımız var. Tüm mağazalarımız, depomuz ve internet satışlarımız ortak bir platformdan yönetiliyor. Prensip olarak stoklarımızı güncel olarak tutuyoruz. Ve 1000metrekarelik bir depomuz var. Tüm Türkiye’de bayilik ağımız mevcut yalnız profesyonel ürünlerde seçici davranıyoruz ve bu ürünler için bu kaliteyi satabilecek, mağazasında bulunabilecek bayilerle çalışıyoruz. Bizim egomuz para kazanmaktan değil, müşteri memnun etmekten geçiyor. Ürünlerimize güvendiğimiz için tüm bayilerimizde test için bisikletler bulunduruyoruz.

En çok hangi model bisiklet satıyorsunuz?

EA: Kendime ait her disiplinde bisikletim var. Aktif bisiklet kullanıcısıyım. Benim favorim dağ bisikleti. Ben adrenalini seven bir insanım. Yol bisikletine göre ben dağ bisikletinde daha özgür hissediyorum. Mesela dağ bisikletinde düşmek bile bir keyif veriyor. Oysa yol bisikletinde düşmek hiç de istenen bir şey değil. Dağ bisikletinde düşmek dahi özgürlüktür. Parkur olarak Beykoz’da Kuzey Ormanları’nı tercih ediyorum. Mağazamızda da kişisel olarak en çok sevdiğimiz dağ bisikleti modellerini satıyoruz. Tabi bu aynı zamanda müşteri profilimizle ilgili. Genelde tekrar bisiklete başlamak isteyenler eskiden kalma alışkanlıkları ile tercihlerini yapıyorlar. Dağ bisikletinin kalın lastikleri nedeniyle bu model bisikletlerin daha sağlam olduğunu düşünüyorlar.