Delta Bisiklet’in hikayesi 1950’li yıllarda Iğdır’da başlıyor. 1939 doğumlu İbrahim Baydar’ın, Baydar Ticaret olarak bölgedeki ilk bisiklet dükkanını açmasıyla işe başlayan aile, o yıllarda kentte bisiklet kiralama ve tamiri hizmetleri veriyordu. Böylece Iğdır kenti bisikletle tanışıyordu. İbrahim Baydar, bu mütevazi dükkanda geçtiğimiz yıl emekliye ayrılana kadar yani tam elli beş yıl Iğdır halkının bisiklet ihtiyacını karşılamayı başarmıştı. Halen Iğdır’da tüm ulaşımını bisikleti ile sağlayan İbrahim Baydar, aradan geçen yaklaşık 60 yıl içinde ise bayrağı oğullarına devretmeyi çoktan başarmıştı.
Üç kuşak bisikletçi
Gökcan Baydar, ikinci kuşak olarak Ankara’da 1991 yılında Üniversite Bisiklet’i kurdu. O yıllarda üniversite eğitimine devam etmekte olan Gökcan Baydar, 1992 yılında kardeşi Ulaş Baydar’ın da katılımı ile bisiklet işini daha da ileri götüreceğinin sinyalini vermişti. İki kardeş 1994 yılında kurumsallaşmayı başararak yollarına Delta Bisiklet olarak devam ettiler. Delta Bisiklet artık sadece bisiklet kiralayıp, servis hizmeti veren bir bisiklet dükkanından çok daha fazlası olmuştu. 90’lı yıllarda iki kardeş ithalat yaparak, bisiklet ve ekipmanlarını Türkiye’deki kullanıcılara sunmayı başarıyorlardı. Onlar bir yandan eğitimlerini sürdürürken, geçimlerini kazandıkları bisiklet işi de giderek büyüyordu ve 2004 yılında İstanbul, Kızıltoprak semtinde ilk şubelerini açmayı başardılar. Ulaş Baydar, Delta Bisikleti şu şekilde anlatıyor; “Delta Bisiklet’in sıradan bir bisiklet firması olmamasının ardındaki en büyük neden yaklaşık 60 yılın üzerinde bir zaman, bisikletle iç içe olmasından kaynaklanmaktadır. İlk hedefi her zaman bisikleti sevdirmek ve gelişmesi için çaba göstermesidir.”
İbrahim Baydar 60’lı yıllarda Pinokyo bisikleti denerken – Iğdır
Iğdır’dan Almanya’ya
Günümüzde ise Delta Bisiklet, 11 şube ile İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Konya, Kayseri, Muğla ve Bursa’da hizmet verirken geçtiğimiz yıl ise Almanya’nın Köln şehrinde açtıkları şube ile yurt dışına da açılmış durumda. Bundan 60 yıl önce Iğdır’da bisiklet kiralama ve servis hizmetiyle bisiklet sektörüne adım atan Baydar ailesi bugün bünyesinde Cannondale, Corratec, Look, Muc-Off, Slime, Tacx, SKS, Topeak, Northwave, Abus, GT, Schwinn, Mongoose, Strida, Continental, Peruzzo, M-Wave gibi dünyaca ünlü markaları bulundurmayı başarıyor. Ama onların başarı hikayesi bu markalarla sınırlı değil, tüketicilere aynı zamanda bir Türkiye markası olan Geotech ile de hizmet veren Delta Bisiklet, Geotech’in Almanya’da satışını gerçekleştirerek ülkemize de ekonomik anlamda da katkı sağlıyor. Bugüne kadar birçok spor organizasyonu düzenleyen veya bu organizasyonlara destek veren firma ayrıca hem sporculara hem de bisikletli gezginlere verdikleri sponsorluk destekleri ile dikkat çekmekte.
Ulaş Baydar, Delta Bisiklet’in hedeflerini şöyle sıralıyor; “Bisiklet sporunu, bisikletli yaşamı, bisiklet kullanımını artırıcı kentsel projeleri desteklemek, teknolojideki yenilikleri takip ederek en iyi kalitedeki ürünleri en uygun fiyatlarla ülkemize ulaştırarak, bisiklet kullanıcılarına en sağlıklı bisiklet ve ekipmanlarını sunmak. Firmamız, Türkiye’de de bazı Avrupa ülkelerinde olduğu gibi bisikletle ulaşımın yaygınlaştırılması ve yolculukların yarısının bisikletle yapılması umudunu taşımaktadır. Delta Bisiklet dünyamızı güzelleştirmek ve korumak adına birçok proje ve aktiviteye imza atarken, şu ana dek birçok ulusal ve uluslararası aktiviteler, günübirlik veya uzun turlar, eğitim ve tanıtım çalışmaları organize etmeye devam edecektir.”
İbrahim Baydar’a verilen işletme ruhsatı
Bisiklet kazanımları
Delta Bisiklet’in kurucularından Gökcan Baydar ise bisikleti psikolojik olarak insanlara en çok katkıyı sağlayacak yaşam yöntemi olarak açıklıyor; “Bisiklet, ülkemizde çoğunlukla gezi aracı olarak görülüyor, halbuki bisikletin çok fonksiyonu var” diyen Gökcan Baydar, bisikletin gündelik yaşamda insan üzerinde oluşan strese karşı en güçlü direnç noktası olarak görüyor: “Bize dayatılan bir yaşam tarzı var. Ülkemizde otomobil üzerine kurulmuş bir yaşam kültürü var. Benim kanaatime göre artık otomobili ötelemek, onu kötülemek gerekiyor” diyen Gökcan Baydar, modern toplumlarda ulaşımda sürekliliği bisikletle entegre edilmiş raylı sistemlerin sağladığını belirtiyor. “Otomobil ile nesilden nesile aktarılan ağır bir toplumsal yük var. İnsanlar birbirini tanımıyor, birbirini eşya gibi görüyor. Araba, hem ekonomik hem de fiziki ve ruhsal sağlık sorunlarına yol açıyor. Bisiklet ise otomobilin yol açtığı tüm sorunlara çözüm üretiyor.”
Mevcut yaşam düzeninin insanları otomobil sahibi yapma yönünde planlandığını belirten Gökcan Baydar bunun toplumun sağlık sorunlarına itilmesi olarak görüyor. 117 milyar TL bütçesi olan Sağlık Bakanlığı’nın ilaç kullanımını bisiklet ile azaltabileceğinin altını çiziyor. Son yıllarda bakanlık tarafından “1 Milyon Bisiklet” kampanyası ile bisikletin gündeme gelmesinin mutluluk verici olduğunu, ama bu kampanyanın amacına ulaşması için önce bisikletlerin kullanımına dönük altyapının oluşturulması gerektiğini savunuyor; “Şehirlerimizi ranta dayalı planlamaktan vazgeçmeliyiz, üniversitelerimiz doğru şehir planlamalarını yapacak düzeyde, mesela Gazi Üniversitesi akademik olarak bu çalışmayı Ankara için yaptı ama yerel yönetimler bu çalışmayı dikkate almadılar, ‘Burası tatil yeri değil’ diyorlar.
Ulaş Baydar
Bisikleti yaygınlaştırmak
Bugün, Delta Bisiklet’in merkezi Ankara’da. Gökcan Baydar, ülkemizin başkenti olan şehrimizde henüz bir metre dahi bisiklet yolu olmadığını belirtirken, diğer illerimizde yapılan bisiklet yolları ile ilgili ise bu güzergahların ulaşım amaçlı düzenlenmesini istediklerini belirtiyor. Belediyeler için akıllı bisiklet sistemlerinin doğru yatırımlar olduğunu ve günümüzde güvenli alanlar olarak görülen alışveriş merkezlerinin yerine insanları sokakta buluşturmayı sağlayarak daha huzurlu kentler sağlayabileceklerini düşünüyor; “Bisiklet kültürünü yaymak için ilk etapta üniversite, havalimanı ve askeri alanlar gibi yerleşkelerde bu sistemler halkın hizmetine sunulabilir.”
Sportif yönüyle bisiklet sporunda da büyük bir açık olduğunu belirten Gökcan Baydar, Cumhurbaşkanlığı Turu’nun tüm halkımız tarafından bir yıl boyunca heyecanla beklenen bir organizasyona dönüştürülmesi gerektiğini belirtiyor. “Cumhurbaşkanlığı Turu şu an için bir turizm aktivitesi gibi görülüyor. Yarış yapıldı, bitti ve ülkenin tanıtımı yapıldı bakış açısı yanlış bir düşünce. Federasyonun bu organizasyondaki rolü artmalı. Ne yazık ki bugün ülkemizde sporcu yetiştirilmesi konusunda hem bisiklet hem de triatlon federasyonu çok zayıf kalıyor.”
Gökcan Baydar, tüm engellere rağmen bisiklet satışlarının arttığını (haftasonu Eymir Gölü çevresinde bisiklete binen 100.000 kişi olduğunu belirtiyor) ve sektörün büyüdüğünü belirtiyor. Ona göre bu insanların bisiklete binmek istediğinin bir göstergesi. Bisikletin tamamen bir teşvik işi olduğunu belirtirken, bugün altı tane bisiklet otobanı olan Danimarka’yla kendimizi kıyasladığımızda, geleceğimizi nasıl planlamamız gerektiğini anlayabileceğimizi belirtiyor.
“Ama konu yine aynı kısır döngüye geliyor. 1992’de Ankara’ya bisiklet yolu yapılsın dediğimizde Karayalçın ile aynı şeyleri konuşuyorduk. Demek ki bugüne kadar bir arpa boyu yol alamamışız”
Delta Bisiklet ekibi Ağrı Dağı’nın zirvesini pedallamıştı
2017 planı
Delta Bisiklet, son yıllarda uluslararası pazara yönelmiş durumda. Gökcan Baydar; “Dünyadaki bisiklet sektörüne doğru yol alıyoruz. Elektrikli bisiklet bunun bir parçası. Elektrikli bisikletlerimiz Türkiye’de ilk TÜV belgeli bisikletler. Bunu, bir Türkiye markası olan Geotech ile Shimano Steps donanımlı bisikletler ile başardık. Satışlarımızda dağ bisikletlerinin payı azalırken, şehir bisikletlerinin payı arttı. Önümüzdeki yıl daha çok şehir bisikleti satacağımızı öngörüyoruz. Trip modelimiz çok tuttu ve onun üretimini artırdık.
Çocuk modellerinde alüminyum kadrolu bisiklet modellerine ağırlık vereceğiz. Çocukların alüminyum kadrolu bisikletlere binmesini çok önemsiyoruz. Çocuğun ilk bisiklete temasını çok önemsiyoruz. Kiralık verdiğimizde dahi alüminyum kadrolu veriyoruz.”
Geotech
“Kendi tecrübelerimize göre bisiklet markası yapmak istedik. Geotech bugün Almanya’da da satılan bir marka haline geldi. Zaman zaman fiyatlarımızın yüksek olduğu eleştirisi geliyor ama kalite ile ölçtüğünüzde pahalı değiliz. Mesela furç takımı veya sele borusu. Burada kullandığınız parçalar insanların gözüne gelmiyor, ama bisikletin üzerinde sele olması tek başına bir şey ifade etmiyor. Her yıl kendimizi geliştirmeye çalışıyoruz. Geotech satışlarımız bu sayede her yıl artıyor. Öncü modeller çıkarma çabasındayız. Belli kalıplara sıkışmıyoruz. Trendi takip ediyoruz. Mesela Trip modeli bunun bir örneği. Daha önce Life vardı. Geotech’in tasarımını Türkiye’de yapıyoruz.
Alüminyum kadrolar Tayvan’da üretiliyor. Diğer parçalar ise Türkiye’de montaj ediliyor.
Genel olarak Ankara Geotech’in yoğun kullanıldığı bir şehir diyebilirim. Özellikle Eymir gölünün etrafında tercih sebebi bir marka haline geldi. Biz de bu sayede her modeli test etme imkanı buluyoruz. Geri dönüşleri birebir değerlendiriyoruz. Kiralamada kullanıcılar hor kullanıyorlar ve bu bize kendimizi geliştirmek için fırsat sunuyor. Hem kaliteli hem ekonomik bisikletler üretiyoruz. Ama bu ekonomik olmasındaki kasıt diğerlerinden ucuz olması anlamına gelmiyor. Biz kaliteyi koruyarak üretim yapmayı düşünüyoruz.
Distribütörlüğünü yaptığımız Cannondale markası için ise şunu rahatlıkla söyleyebilirim; dünyanın en iyi markalarından. Cannondale’in satışları sürekli artıyor. Yarış bisikleti son yıllarda inanılmaz gelişiyor. Cannondale burada öncü bir marka. Bu markanın satışlarında son beş yılda %120 oranında artış var.”
E-Posta bültenimize abone olun, en son haber ve röpörtajlardan ilk sizin haberiniz olsun!
