Yazın ilk ayındaki rotamızda şehrin Anadolu yakasının hemen arka bahçesindeyiz. Bisikleti arabaya yükleyip uzaklara gitmek ve şehir dışında binmek her zaman mümkün olmuyor. Açıkçası pratik de olmuyor, çünkü ek bir hazırlık gerektiriyor. Özellikle dönüşte mutlaka bir yerde trafiğe takılıyorsunuz büyük şehirde. Ama öte yandan hafta içi de antrenman yapmak için zaman ayırmamız gerekiyor. Uzun kilometre geçeceğiniz sürüşünüzü hafta sonuna bırakırken kısa ama hızlı en az iki antrenmanı da hafta içine serpiştirmek gerekiyor. O sebeple sürerek gidebileceğimiz, yakın, trafikten mümkün olduğu kadar arınmış noktalar bizler için tercih sebebi oluyor. Performans başlıklı konumuzda bu sayıda haftada 3 altın antrenmandan bahsettik, ona da göz atmayı ihmal etmeyin.
Bu rotada ister uzun, ister kısa, dik veya orta seviyede çok çeşitli yokuşları bulmak mümkün olacak. Aşağıda linkini verdiğimiz rotaya bağlı kalmak zorunda değilsiniz. Bazen doğaçlama yapıp aklınıza ilk gelen yerden sağa ve sola ayrılarak farklı tatlar yakalamanız mümkün. Hedef kilometre veya hedef tırmanış metresine ulaşmak için labirentin içinde kendinizi serbestçe sürmeye bırakabilirsiniz. O bölgede bunu sıkça yapıyorum, hiç beklemediğim bir yerde karşıma güzel bir tırmanış ya da manzara çıkabiliyor. Hem yeni yollar öğreniyorum hem yeni yerler görmem sayesinde sürüş sıkıcı olmuyor. Bir sonraki virajda önünüze nasıl bir yol çıkacağını bilmemek de ayrı zevk veriyor.
50 kilometre uzunluğundaki bu rotanın startını Elmalı Baraj Gölü’nün bir ucundan aldık. Ümraniye’nin hemen arkası diyebileceğimiz bu noktada hemen yeşiller içinde, adeta Karadeniz köylerine benzer coğrafyada sürüyormuş gibi hissedeceksiniz. Sürüş yaptığımız bölgeye Üsküdar, Ümraniye, Anadoluhisarı veya Beykoz’dan kolayca ulaşma şansınız bulunuyor. Ortalama 1300 metre irtifa kazancını bu bölgede 40-50 km içinde kolayca görebilirsiniz. Rotada ana caddeden ara yollara doğru daldığımızı fark edeceksiniz. Bu sayede araçlardan kurtularak arkanızı çok sık kollamak zorunda kalmayacaksınız. Asfalt kalitesinin sürüş için gayet uygun olduğu bu ara yollarda kuş sesleri arasında keyifli bir sürüş yaparken sert yokuşlarda sadece nefes sesinizi duyuyorsunuz. Uzun süredir antrenmanlarımı yaptığım bu bölgede köpek tarafından bir kez bile olsun kovalanmadığımı da not düşeyim.
Bölgenin coğrafyası gereği sürekli inip sürekli çıkıyoruz. Tırmanışlarda genellikle %90 FTP değerini, nabız cinsinden ise Zone 4 temposunu tutturmaya çalışıyoruz. İnişlerde nabzımızı düşürüp bir sonraki yokuşu yine eşik altı seviyede geçiyoruz. Aerobik form seviyemize oldukça büyük düzeyde katkısı bulunan bu tarz sürüşleri haftada bir kez geçmek tavsiye ediliyor. Eğer önünüzde Gran Fondo uzun parkur yarış hedefleriniz varsa bu profilde bir parkurda her hafta 90-100 km geçmeniz size yarış hazırlığı için oldukça büyük katkı sağlayacaktır. Özellikle sizden biraz daha formda biriyle beraber antrenman yaparak daha hızlı gelişeceğinizi unutmayın.
Yazın sabah erken saatlerde sürüşe çıkmanızı tavsiye ediyoruz, çünkü hava ısındıkça daha fazla terleyip daha fazla tuz kaybedeceksiniz. Terle sadece su kaybetmediğinizi hatırlatarak, yaz aylarında mineral ve elektrolit kaybınızı vakit kaybetmeden, mümkünse sürüş anında yerine koymanızı öneriyoruz. Çift matara taşıma şansınız varsa birine su diğerine izotonik içecek koymak yerinde olacaktır. Erken saatte bile binseniz bu mevsimde güneş kremi ile korunmayı ihmal etmeyiniz.