Yazı Mark Bailey Fotoğraf Chris Blott
Vincenzo Nibali dört Büyük Tur kazanmadan ve “Messina Köpekbalığı” olarak tüm dünya tarafından tanınmadan çok önce, babası Salvatore oğlunun bisikletini demir bir testere ile ikiye böldü.
“Gerçek bir hikaye” yanakları kızaran İtalyan itiraf ediyor. “Okulda notlarım iyi değildi ve babam, ‘İyi bir karakter olman çok önemli – yalnızca yaptığın işte iyi olman yetmez, davranışlarınla da uyumlu bir insan olmalısın. Eğer kurallara saygı göstermezsen, bisikletini ortadan ikiye keseceğim’ dedi. İlk başta yapmayacağını düşünmüştüm, ancak davranışlarımın disiplinsiz olduğuna dair okuldan bir uyarı notu geldiğinde babam bisikletimi iki parçaya ayırdı.”
Nibali ailesi, verilen sözün onur meselesi ve aile itibarının kutsal olduğu Sicilya’nın Messina kentinden geliyor. “Bir ayın ardından notlarım hızlıca yükseldi” diye de ekliyor Nibali.
Bu sayede baba – bağımsızlığına düşkünlüğünden dolayı ‘Lupo’ (Kurt) lakabı takılan – kaynakla oğlunun bisikletini tekrar bir araya getirmiş. Ancak alınan ders genç Nibali’ye, kendisini 50’den fazla profesyonel zafere taşıyan nitelikleri; sıkı çalışmanın değeri, onur ve sözünde durmayı öğretmiş.
Genç bir erkek olarak Vincenzo aynı zamanda çabuk öğrenme özelliğinin mükâfatını da almış. Henüz daha 10 yaşında olan genç Nibali, Etna Dağı’nın volkanik yamaçlarında bir ucu bisikletinde diğer bir ucu annesi Giovanna’nın arabasına takılı bir iple yukarı çekiliyor.
“Genelde Etna’nın zirvesine o da benim gibi bisiklete düşkün babamla veya Messina’dan birkaç amatör bisikletçiyle tırmanırdık. Bu fotoğraf ise 25km uzunluğundaki Etna’ya ilk defa tırmandığım zamandan kalma ve yalnızca küçük bir çocuktum. Zirvenin yakınlarına ulaştığımda adeta yorgunluktan ölüyordum. Bu nedenle, beni çekmek için araçtan ip uzattılar. Genç olmama rağmen yeterince güçlü değildim.”
Nibali, başarılı kariyerini Sicilya’da büyürken kazandığı saf ruha bağlıyor. 2016’da yayınlanan otobiyografisinin adı da bu yüzden, Di Furore e Lealtà (Öfke ve Sadakat)’ydı.
“Öfke çünkü başarmak için her zaman isteğe ihtiyacınız vardır ve yarışlar sırasında çelik gibi bir zihne – yalnızca iyi taktik değil, yanında kalp de lazımdır” diyor Nibali. “Ve sadakat çünkü kariyerimin zirvesine tek başıma ulaşmadım: Ailem, takım arkadaşlarım ve yakın arkadaşlarım başarı yolculuğumda bana eşlik ettiler.”
Rekabetçi ruh
34 yaşındaki Nibali eşi Rachele ve kızı Emma ile birlikte Lugano, İsviçre’de yaşıyor, ama kendisiyle takımı Bahreyn-Merida ekibine sponsorluk yapan hükümete karşı görevlerini yerine getirmek için geldiği Londra’daki Dünya Seyahat Fuarı’nda bir araya geldik. Prens Nasser bin Hamad Al Khalifa bisiklet ve triatlona düşkün.
“Bahreyn’i her ziyaret edişimde Formula 1 pistinde go-kart yapmaya bayılıyorum” diyor, dedikleri menajeri Alex Carrera tarafından çevrilen Nibali. “Formula 1 pistinde bisiklete de bindim ama en iyisi go-kart. Oraya sadece bir fotoğraf çekimi için gitmiştim ama artık Bahreyn’e her gittiğimde piste muhakkak uğruyorum.”
Nibali’nin arabalara olan tutkusu (Toskana’daki Mugello pistinde Porsche 911’i perte çıkardı) neredeyse başımıza problem açıyordu: Bahreyn seyahat standında bir sürüş simülatörü vardı ve fotoğraf çekimleri için Nibali’yi simülatörün başından kaldırmakta bir hayli zorlandık. Çekim öncesi ufak bir tur yarım saatimize mal oldu.
‘Diğer sporlardan hoşlanmazdım ama bisiklet gençlere dünyayı keşfetme imkanı ve özgürlük tanıyor.’
Kot pantolon ve lacivert ceketi ile Nibali etrafına rahatlık saçıyor, ancak bisiklet üzerinde hayvansal içgüdü ve saf cesaretiyle istemeyeceğiniz tarzda korkutucu bir rakip. Bu cesur ruh Nibali’nin bisiklet kariyeri boyunca gözü kara ataklarından acımasız antrenmanlarına (kendine karşı bir savaş olarak tarif ediyor); ağız dalaşlarından (2015 Tour’da Froome vitesine taş sıkıştığı sırada Nibali’nin atak yaptığını söylemiş ve onu sportmence olmayan bir davranışta bulunmakla suçlamıştı) medyaya ara sıra röportaj vermesine kadar kendini gösteriyor.
Nibali’nin bisiklet tutkusu ekipmanlar üzerine takıntılı bir saplantı ile başladı. Küçük bir çocukken sürekli gidon bandını değiştiriyor ve sele pozisyonunu ayarlıyordu. Babası yeni bisiklet parçaları karşılığında Nibali’nin sıkıcı ve zor işleri yapmasını sağlarmış.
“İlk başlarda genellikle bisikletin mekanik yönünden keyif alırdım” diyor Nibali. “Pro mekanikerlere benzer şekilde, bisiklet ekipmanlarını parçalara ayırıp, sonra yeniden bir araya getirebilen bisikletçilerden biriydim.”
Bu hayranlık onu asla terk etmedi. Röportajın ilerleyen bölümlerinde kendisine profesyonel bisiklette neyi değiştirmek istersin diye sorduğumda Nibali, “Eğer bir şeyi değiştirebilseydim bu, saat rekoru için bisiklet tasarımını esnetmek olurdu” diyor. Chris Boardman saat rekoru denemesi için bisikletini istediği şekilde tasarlayan son kişiydi. Ama böyle bir deneme yapacak olsaydım günümüz teknolojisinin tamamından faydalanmak isterdim.”
Nibali’nin çocukluk çağında teknolojiye duyduğu tutku, kısa sürede kendini yarışlara duyulan cazibeye bıraktı. “Futbol ya da diğer sporlardan hoşlanmazdım, ama bisiklet gençlere dünyayı keşfetme imkanı tanıyor ve özgürlük sunuyor. Yarışçı olarak ilk yılımda, pek fazla yarış yoktu, bu nedenle Messina’dan (Kuzey kısında) Syracuse’a (Güneyde) kilometrelerce seyahat etmem gerekiyordu. Araçta çok fazla insan ve çanta olurdu – ben, kardeşim [Ayrıca, Antonio da Bahrain-Merida adına yarışıyor], babam ve annem – yarışa gitmek saatler alırdı.”
Büyük efendi
16 yaşında Nibali, kendisine bağımsızlığı ve disiplini öğreten sportif direktör Carlo Franceschi’nin kanatları altında çalışmak için Toskana’ya taşındı ve GS Mastromarco takımına katıldı.
“Çok gençtim ama evden ayrılmanın bu kadar zor olabileceği aklımın ucundan dahi geçmemişti çünkü Toskana’ya gitmeyi çok istiyordum. Profesyonel bisikletçi olmak istiyordum. Amacım buydu. Toskana’ya tek başıma yerleştim, ama takım ikinci ailem oldu çünkü pek çok ayı beraber geçirdik, evime yalnızca tatil vakitlerinde dönebiliyordum.”
‘Mantalitem girdiğim her yarışı kazanmak üzerine kurulu ama bu tamamıyla benim düşüncem.’
2005’de Fasso Bortolo ile ilk profesyonel kontratını imzalamasının ardından, 2006’dan 2012’ye kadar Nibali, Liquigas renkleriyle yarıştı ve henüz daha 25 yaşındayken 2010’da Vuelta a España’yı kazandı.
“Bola del Mundo (Madrid yakınları)’ya kadar tüm etapları hatırlıyorum. Kendimi çok ama çok güçlü hissediyordum, ama saf tırmanışçılarla baş edebileceğime dair kafamda kuşkular vardı. Rakiplerim üzerinde 30 saniyelik bir avantaja sahiptim, bu nedenle Ezequiel Mosquera (genel klasmanı ikinci sırada tamamladı)’nın tekerinden ayrılmadım ve yalnızca buna odaklandım. Üzerimde takımdan gelen bir baskı yoktu ve en iyimi yapmak için kendimi tamamıyla özgür hissediyordum. Tabi benim için en iyisi birincilikti.”
Nibali kariyerinin en iyi olduğu dönemlerini 2013 ve 2016 yılları arasında Astana ile yaşadı. İtalyan bisikletçi takımıyla 2015’te Giro di Lombardia’yı, 2016’da Umman Turu’nu, 2013’de Giro d’Italia’yı ve 2014’de Tour de France’ı kazandı.
“İlk Giro şampiyonluğumun ardından iki parti birden verdiğimi hatırlıyorum; birisi Toskana’daki arkadaşlarımla, bir diğeri ise bebekliğimden itibaren beni tanıyan Sicilya’daki insanlar ve ailemleydi” diyor Nibali. “Bir İtalyan için Giro’yu kazanmak özel bir duygudur.”
Nibali’nin Tour de France zaferi, yarış kilosunu 64kg’ye, vücut yağı oranını %6.1’e indirdiği 2014’te geldi. Bu kiloya ulaşmak Nibali için yediği makarnaları tarttığı ve atıştırmalık olarak kuru kayısı yediği zor bir dönem olmuş.
“Zorlu antrenman kamplarının sabahında kimse kahvaltıda makarna yediğimi görmemiştir” diyor Nibali. “Sezonun ilk bölümünde çok zorlandım ama Haziran’ın ikinci yarısında her şey kusursuz gitti ve gerçekten iyi bir kondisyondaydım. Sheffield’da kazanmıştım (2. Etap) ve Britanyalı seyirciler harikaydı. Yorkshire’da biten etabın ardından bitiş noktasının festival alanına döndüğünü hatırlıyorum. Hayatımda ilk defa bir yarıştan sonra böylesi coşkulu bir kalabalığa şahit olmuştum.
Dahası gelecek
Geçtiğimiz yıllarda Nibali inişli çıkışlı sezonlar geçirdi, en azından kendi yüksek standartlarına göre. 2017’de ikinci kez Giro di Lombardia’yı kazandı ve 2017 Vuelta ile Giro’da podyum dereceleri elde etti, ancak bir başka Büyük Tur şampiyonluğu daha kazanamadı. Nibali’nin 2018 sezonu ise Milan-San Remo’yu Poggio’da gerçekleştirdiği solo atakla kazanmanın verdiği mutluluk ve Tour de France’ı kaza yaparak terk etmenin verdiği acıyla harmanlandı.
“Milan-San Remo’yu kazanmak çok duygusaldı” diyor Nibali. “Bu tip yarışlardan genelde çok fazla şey beklemem ama bu da zaferin verdiği coşkuyu daha büyük yaptı. Takımın bir diğer lideri Sonny Colbrelli’ye yardım etmeyi planlıyordum ama şans ayağıma gelince iki elle ona sarıldım. Sakinliğimi korudum ve bitiş çizgisine sprinterlerden önce ulaşmayı başardım.”
Tour’da ise Nibali, Alpe d’Huez etabında bisikletine bir seyircinin kamera askısının dolanması sonucunda kırık bir omur ile yarış dışı kaldı. Nibali’nin takımı, Tour organizatörü ASO’ya karşı yasal girişim başlattı Polis. “Etrafta çok fazla insan vardı ve her şey karmaşık bir hal adı” diyor Nibali. “Önümde polis motosikletini ve Froome’u gördüğümü hatırlıyorum, onu takip etmeye çalıştım. Bir motor Romain Bardet’nin yakınında, bir tane de Chris Froome’un yakınında vardı. Bir de ikilinin 25 metre gerisinde ben ve benimle birlikte Tom Dumoulin ve Geraint Thomas vardı. Kaza yaptığım noktada yol çok daralmış, taraftarlar ve fotoğrafçılar ile çok yakınlaşmıştık. Bir şey bisikletime takıldı ve kendimi yerde buldum. Yere düştüğüm ilk anda iyi olmadığını anlamıştım. Ancak buna benzer durumlarla her zaman karşılaşıyoruz – izleyiciler bayrak sallıyor, oldukça tehlikeli.”
Pro pelotonda tek bir alan üzerinde uzmanlaşma çağı yaşanırken Nibali, Büyük Turlar’da olduğu kadar prestijli tek günlük yarışlarda gösterdiği performansla da saygı kazandı. “Daha fazla yarışta rekabetçi olmak bisiklet sporu için iyi bir gelişme” diyor Nibali. “Benim anlayışım girdiğim her yarışı kazanmak üzerine kurulu, ama bu benim düşüncem, diğer yarışçıların adına konuşamam.”
Nibali ayrıca yaptığı ataklarla yarışların nabzını artırmayı kendine görev addetmiş. Otobiyografisinde Froome’un yarış stilini “robotik” olarak tarif ediyor.
“Özel yaşımım da dürtüleriyle hareket eden biriyim ve aynı içgüdüleri yarışırken de kullanıyorum” diyor Nibali. “Yarış içerisinde atak yapmak için fırsatlar olacağını biliyorum. Yarış öncesi sportif direktörümle planımızı tartışıyoruz ama yarış içinde yaşananlara vereceğim reaksiyon tamamıyla bana kalmış. Atak yapabilme duygusunu vücudumda ve zihnimde hissetmeyi seviyorum. İçgüdülerine güvenen bir bisikletçiyim. Eğer denemezsen kazanamayacağın zaten kesindir.”
2019’da Nibali daha fazla Büyük Tur zaferi için iştahlı. Fransa Turu’nun kısıtlı zamana karşı kilometreleri ve Giro’nun öldürücü tırmanışları ise iştahını daha da kabartıyor.
‘İçgüdülerine güvenen bir bisikletçiyim. Eğer denemezsen kazanamayacağın zaten kesindir.’
“Her ikisi de harika yarışlar ve bu sene Giro-Tour dublesi yapmak harika olurdu, ama bu aşılması zor bir engel. Çok zor. Önümdeki kariyerin geneline bakacak olursam en az iki büyük galibiyet daha arzuluyorum, üçüncüyü elde edersem tadından yenmez.”
Dünya Yol Yarışı Şampiyonası benim için en büyük hedef, ayrıca Liege-Bastogne-Liege ve Olimpiyatlar da hedeflerim arasında. Üçünü başarmayı gerçekten çok istiyorum. Ancak bisiklet tarihinde kendime nasıl bir yer edindiğimi henüz hiç düşünmedim. Şimdilik sadece kazanmak istiyorum.
NİBALİ ÜZERİNE
… Pro Olmak
“İlk başlarda önemsediğim yarışlar kazanmak değil kendimi geliştirebilmekti. Sezondan sezona üstünüze koymak daha önemlidir. Gençlerde dünya şampiyonu değildim – 30’uncu sıradaydım, ama u23 seviyesine geldiğimde gelişimim arttı. Gençler için en önemli şey budur.”
… Anılar
“Mayolarımın çoğu evimde çerçeve içerisinde duruyor. 2014 Fransa Turu’nda giydiğim mayoları annem gibi benim için önem arz eden insanlara hediye ettim. Ayrıca onlardan birini de Marco Pantani’nin annesine teşekkürlerimi sunmak adına armağan ettim.”
…Antrenman
“Şampiyonların elde ettiği birinciliklerin ardında personelden, takım arkadaşlarına ve ailesine kadar pek çok şey vardır. Sayısız antrenman kampında bulundum ve ailemi özledim. Bazı zamanlar kızımı aylarca göremedim, bunlar çok zor şeyler.”
…Takım Kimyası
Sezon başı bir araya geldiğimizde kafamızı boşaltmak ve kaynaşmak için futbol, basketbol ya da voleybol maçları yapıyoruz. Sonra büyük tur yarışçıları, klasikçiler ve sprinterler olarak gruplara ayrılıyoruz. Bu nedenle takım halinde zaman geçirme şansı bulmak güzel.
… BÜYÜK TURLAR
Tour dünyanın en önemli yarışı çünkü en zor ve en popüler olanı. Ama bir İtalyan olarak bana göre Giro d’Italia en iyisi. 2019’da Tour da Giro da farklı görünüyor: Zorlu başlangıç ve finale kadar kırıcı etaplar.”
Nibali gibi bisiklet tarihindeki yerini düşünmekten hoşlanmayan Mark Bailey, freelance bir yazar. Bahreyn ile alakalı daha fazla bilgi için bahrain.com adresini ziyaret edebilirsiniz.