ANTRENMAN ROTASI: ÖĞÜMCE – BOZHANE

ANTRENMAN ROTASI: ÖĞÜMCE – BOZHANE

Yazı İrfan Türetgen Fotoğraf  Tarık Gül

Artık düz yollar bizi sarmıyor, tırmanışlar doyuruyor. 80’li yılların popüler ralli parkuruna uzanıyoruz. O yıllarda Renç Koçibey, Ali Bacıoğlu gibi ralli dünyasının duayenlerini parkurda görürdük. Mahmut Şevket Paşa ile Bozhane Köyü’nü bağlayan o yolda tırmanma rallileri koşulurdu. O sebeple asfaltlanmazdı o yıllarda. Ama 80’li yıllarda iki tane rotamız vardı zaten, biri Şile yolu, diğeri ise Bozhane idi. Şile yolu o zaman da araç trafiği açısından yoğundu. Kaldık mı yine o bozuk Bozhane yoluna?

90km pedal çevireceğimiz Üsküdar’dan start aldığımızda önümüzde bizi bekleyen 1800m irtifa kazancı olacak. Anadolu Yakası’nın virajlı sahil yolu, antrenmanın ısınma kısmı için oldukça ideal bir hat. Keskin virajlar ve semtlerin içinde daralan yollar nedeniyle zaten hızlı bir tempo tutmak kolay olmuyor. Avrupa Yakası’ndan bu güzergâha gelecek olan bisikletçiler, İstinye – Çubuklu arasında her 20 – 30 dakikada bir karşılıklı sefer yapan feribot ile geçerek gelebilecekleri bir alternatife sahipler. Özellikle hafta sonu sabah saatlerinde sahil şeridindeki bu yol araç bakımından oldukça sakin.

Çubuklu içinden Beykoz Devlet Hastanesi’ne çıkan tırmanışta ısınma rutininin olmazsa olmazı olan mini bir nabız yükseltme fırsatı bizleri bekliyor. İlk virajdan sonra dikleşen yol mini bir Zone 4 segmenti için güzel bir fırsat. Sonrasında keskin dönemeçlerin olduğu inişte sert viraja dikkat etmek şart. Eskiden burada Tekel Fabrikası varken anason kokuları arasında Paşabahçe’ye inerdik. Yavaştan Beykoz’a yaklaşırken Elmalı yönüne gidon kırıyoruz. Rota profilinden de göreceğiniz üzere üç tane tırmanış bloğu mevcut. İlkine Beykoz’un içinden başlıyoruz. 

 Yaklaşık 5km tırmanacağız ama eğim sert değil, yer yer düzlükler de var. Kuvvet antrenmanı yapmak isterseniz, yokuşu her zaman kullandığımızdan daha sert bir dişli ile ortalama 50 kadans ile çıkmayı deneyebilirsiniz. Rotanın genelini konuşursak, çok uzun ve çok dik tırmanışlar olmadığı için, grup sürüşü yapıyorsanız kendi içinizde yarış yapar gibi, tempoyu hiç bırakmadan geçmek eğlenceli ve form seviyeniz için ciddi bir kazanç olabilir. Ama bu tarz bir aksiyon için güçleri birbirine denk bisikletçilerle beraber yola çıkmanız daha verimli olur.

İlk tırmanış bloğunu eşik altı bir eforla (%80-90 FTP) tırmanıp inişe geçiyoruz. Tatlı tatlı inişler neredeyse 45. kilometreye kadar devam edecek. Bu aralıkta takım sürüşü yaptığımız antrenmanlarda kaç-kovala tarzında ataklarla mini intervaller yapıyoruz. Riva yolu genelde sakin ve geniş emniyet şeridi sayesinde nispeten güvenli bir yol. 35 ila 45. kilometreler arasındaki düzlük takım tempo antrenmanı veya bireysel zaman karşı çalışması için de ideal sayılabilir. Bostancı – Tuzla düzlüğü trafik ışıkları nedeniyle ritmi bozarken burada parkur o yönden akıcı.

45. kilometrede ikinci tırmanış bloğu bizi karşılıyor. Öğümce Köyü içinden bir anda sağa yukarı tırmanan Bozhane rampası. Birkaç yıldır toprak olan kısa bölümleri artık asfaltlanmış ama yine de asfalt kalitesi kötü. Tek tesellimiz tırmanış yüzünden yavaş çıkıyor olmamız. Bu sayede çukurlardan kolayca kaçabiliyoruz. Çok nadir araç geçiyor ve burası yeşillikler arasında kıvrılan bir yol.

Strava segmentlerinde sıralamada güzel bir yer almak için işte bir fırsat. Ortalama eğim %5 civarında, döne döne çıkıyoruz tepeye. Her zaman önerdiğimiz gibi, yokuşun yarısında tükenmemek için eşik altı bir nabız/güç değerinde başlayıp, yarısına geldiğinizde temponuzu artırıp zirveye tam güç eforla ulaşırsanız yapmış olduğunuz tırmanıştan en büyük kazancı sağlamış olursunuz.

Şimdi 5km kadar iniş var. Beykoz ve Mahmut Şevket Paşa tabelalarını takip ediyoruz. Köye inerken nabzımız da makul değerlere inecek fırsatı buluyor. Mahmut Şevket Paşa Köyü içinde kısa bir mola veriyoruz. Bir soda içip matarada azalan suyumuzu doldurup, terimiz soğumadan son tırmanış bloğuna sarıyoruz. Yolda yine ralli antrenmanı denk geldi ama henüz başlamamış. Güvenlik önlemleri alınmış. Görevli bize telsizden onay alıp yolun güvenli olduğu teyidini iletiyor.

Yol kenarına dizilmiş Grup N araçları görüyoruz. Eski yıllardaki Grup B canavarlarını özlediğimi düşünüyorum. En sevdiğim tırmanış, hem kıvrımları hem de soldaki manzarasıyla Mahmut Şevket Paşa Köyü’nü geride bırakırken çıktığımız. Artık Beykoz’a geldik sayılırız. Sahil boyunca yer alan kafelerde bir şeyler yeme fırsatınız da var.

Rota:  goo.gl/qumPRU

Hafta sonları İstanbul’da grup sürüş aktiviteleri olan bisiklet takımları var. Yaşınıza ve performansınıza uygun olanlarına katılmayı düşünebilirsiniz. Bu rotaları grupça geçerek farklı tecrübeleri deneyimlemek size yeni kazanımlar sağlayacaktır. Yazın sabah erken saatlerde sürüşe çıkmanızı tavsiye ediyoruz, çünkü hava ısındıkça daha fazla terleyip daha fazla tuz kaybedeceksiniz.

Terle sadece su atmadığınızı hatırlatarak, yaz aylarında mineral ve elektrolit kaybınızı vakit kaybetmeden, mümkünse sürüş anında yerine koymanızı öneriyoruz. Çift matara taşıma şansınız varsa birine su diğerine izotonik içecek koymak yerinde olacaktır. Erken saatte bile binseniz bu mevsimde güneş kremi ile korunmayı ihmal etmeyiniz. Yolunuz açık olsun!

Benzer Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir