SHIMANO XTR M9100

SHIMANO XTR M9100

Yazı  CÜNEYT KAZOKOĞLU

Günümüzün yüksek ürün yenileme temposu düşünüldüğünde beş yılda bir yeni model biraz yavaş denebilir. Fakat Shimano, bir XTR serisini çıkardıktan sonraki ilk iki yılı hangi teknolojik gelişmelerin, yeniliklerin bir sonraki grupta yer alması gerektiğini araştırarak geçiriyor. Sonraki iki yıl prototip üretimi ve testlerle geçiyor. XTR M9100 serisinin son prototipleri 2017 Aralık ayında üretildi, seri üretim Temmuz ayında başladı.

1992 yılında ilk defa piyasaya çıktıktan sonra daha ziyade XC odaklı bir grup olan XTR, 2010 yılından beri dağ bisikletindeki değişime ayak uydurarak “her işe gelen” bir grup konumunda. “Trail”, XC ya da maraton yarışları, enduro… ne isterseniz ona uygun bir XTR var.

Grubu detaylı incelemeden önce birkaç ana yeniliği saymak gerekirse:

• Artık kaset 12 dişlili, yani 1×12 ya da 2×12 çekiş sistemi seçeneği var.

• Arka göbekte “Micro Spline” serbest düzenek var, hem “sesi kesiyor” hem daha hızlı kavrama sağlıyor.

• Frenler ilk defa olarak dört pistonlu seçeneğe sahipler.

• Gidona montaj seçenekleri ve ergonomi artmış

• İndirilebilen sele borusu gruba ilk defa olarak dahil edilmiş.

• Ağırlık cephesinde XTR M9100 bir önceki seriye göre 150 gram (XC modeli) veya 90 gram (enduro modeli) hafiflemiş.

• Elektronik Di2 modeli de geliyor, ama 2019 yılında.

Kaset

Yeni grubun belki de en önemli özelliği önde 1 veya 2’li aynakol seti ile beraber 12 dişlili bir kasede sahip olması. En büyük üç dişli aluminyum, ortadaki beş dişli titanyum, dört küçük dişli çelikten. “Kaygan” vitesi değişimleri için dişlerin profillerinde ve zincir baklalarının içinde Hyperglide+ tasarımı kullanılmış. Shimano bu tasarımın vites değişimini %30 hızlandırdığını belirtiyor.

12’lik bir sistem Shimano için çok önemli bir adım, çünkü XTR’nin doğrudan rakibi SRAM XX1 Eagle serisinde (ve diğer Eagle serilerinde) kaset 12 dişli. Eagle serilerinde en büyük dişli 50’lik, Shimano XTR’de azami 51 diş sunuyor: 10/12/14/16/18/21/24/28/33/39/45/51. Haliyle bu kadar fazla dişlinin ve ufak vites aralarının vaadi vites farklarının çok düşük ve hissedilmez olması.

12’lik bir sistem Shimano için çok önemli bir adım, çünkü XTR’nin doğrudan rakibi SRAM XX1 Eagle serisinde (ve diğer Eagle serilerinde) kaset 12 dişli.Shimano XTR’de azami 51 diş sunuyor: 10/12/14/16/18/ 21/24/28/33/39/45/51.

Bunun dışında iki kaset modeli daha var, birincisi 1×12 kullanımında tabak gibi büyük dişli istemeyenlere 50’lik dişli sökülerek oluşturulan azami 45 dişli sunan bir model (son dört dişli 32/36/40/45). Diğeri ise bilhassa enduro sürücüleri için düşünülmüş, 11 dişli bir model.

Göbek

Aşağıda kullanım izlenimi bölümünde okuyacaksınız, 12’lik kaset vs. bir kenara, yeni grubun bence en etkileyici parçası bu. Shimano’nun yeni kaseti için geliştirdiği tekerlek göbeği “Micro Spline” adını verdiği bir oyuk tasarımına ve İngilizce sessizlik (silence) kelimesinden esinlenerek “Scylence” adını koyduğu bir teknolojiye sahip. Şimdilik sadece Shimano ve DT Swiss göbeklerinde bulunacak olan bu tasarımın özelliği dönerken üstten bir mandala takılan klasik çark yerine 7.6°C aralıklı birbirine geçen karşılıklı iki dişli çark kullanıyor olması.

“Micro Spline” adını verdiği bir oyuk tasarımına ve İngilizce sessizlik (silence)kelimesinden esinlenerek “Scylence” adını koyduğu bir teknolojiye sahip. Şimdilik sadece Shimano ve DT Swiss göbeklerinde bulunuyor

Pedala basılmadığı takdirde dişli çarklar bir yay ile birbirinden ayrılıyor, ve tekerlek dönerken kendimizi bildik bileli alışık olduğumuz “tırrrrrt” sesi çıkmıyor. Tamamen sessizlik! Pedala tekrar basılınca iki çark tekrar sıkışıp birbirlerine kenetleniyorlar.

Tekerlek göbeklerinin de muhtelif ölçülerde, önde 100 veya 110mm, 15mm sokma mil; arkada Boost ve 142 veya 148mm’lik modelleri mevcut.

Aynakol

Aynakol seti herhalde en değişmemiş parça. İlla bir şeyden bahsedilecekse haliyle 12’lik zincire uyum için tasarlandığı ve enduro sürücüleri için zincir rayı monte etmeye imkan tanıdığı söylenebilir. İki ayna dişlisi ile 28/38 veya bir ayna dişlili 30/38’lik modelleri mevcut.

Vites attırıcılar

Üç farklı arka attırıcı var: 1x sistemle kullanılacak uzun veya kısa bacaklı ile 2x sistemle kullanılacak uzun bacaklı modeller. Darbelere karşı iyice yassılaştırılmış ve zincir sallanmasını önlemeye yönelik önlemler alınmış (Shadow RD+ tasarımı) olmaları dışında önemli bir yenilik dişlilerin 11 dişliden 13 dişliye büyütülmüş olmaları.

2x sistemle kullanmak için ön attırıcı da üç farklı kadro montajına imkan tanıyor.

Vites kolları

Shimano XTR M9100’ün vites kolları bir önceki M9000 serisinde de bulunan Rapidfire Plus, 2-Way Release gibi teknolojileri devam ettiriyor. Buna mukabil teknik olarak tamamen yeni tasarımlar, ayrıca ergonomik açıdan bayağı bir ilerleme kaydetmişler.

Önce ergonomi: Yeni vites kolları doğrudan fren kollarına vidalanıyorlar (I-Spec deniyor), yani vites ve fren birimini tek kelepçe taşıyor gidonda. Buraya kadar çok alışılmadık bir şey değil. Fakat yeni vites kolları sağa sola 14mm kaydırılabiliyor, ayrıca 60 dereceye kadar kendi ekseninde döndürülebiliyor. Yani her parmağa uygun bir pozisyon bulmak mümkün.

2x sistemler için ön vites attırıcı sadece başparmakla basılarak çalışıyor artık.

Son olarak Shimano’nun teleskobik sele boruları için bir kol da üretmeye başladığını ekleyelim.

Frenler

Shimano XTR’nin iki pistonlu XC freninin yanına bu yıl bir de dört pistonlu trail/enduro freni ekleniyor. Fren kolu tasarımında bir ilginç ayrıntı hidrolik sistemin ana haznesinin gidona dayanması. Shimano bunun freni daha esnemez yaptığını ve fren gücünü arttırdığını belirtiyor.

İki pistonlu XC modelinin fren kolu da daha hafif. Fren kollarının erişim mesafesi ayarlanabiliyor. Shimano’nun disk ısınmasını ve bundan kaynaklanan fren gücü kaybını (fading) önleyen ICE tasarımının yanında dört pistonlu modelde fren balatalarında da hava akımı için kanallar açılmış ilk defa olarak. Shimano yeni soğutma teknolojileri sayesinde testlerde fren disklerinin önceki modele oranla 20°C daha soğuk olduğunu tespit etmiş.

Sürüş izlenimleri

Shimano XTR M9100’ün “trail” halinde 1×12’lik çekiş sitemi (32’lik aynakol, 10/51’lik kaset) ve dört pistonlu frenlerini test ettik. 

Her şey çok güzel, fakat en dikkat çeken yenilik, sistemin sessizliği. Ormanda patikada yokuş aşağı inerken alışageldiğimiz göbek sesi yerine sadece lastiklerin dönüş sesini duymak, bisiklete apayrı bir karakter katıyor. Bu biraz zevk meselesi, misal Hope gibi markalarda yüksek ses makbul. Fakat Sylence teknolojisi, teşbihte hata olmaz, insana çok daha yoğun bir doğayla bütünleşme hissi veriyor. Teknik olarak bisikletin başka yerinden gelebilecek muhtelif arızaların habercisi sesleri duyabilmek de cabası.

Bunun dışında en önemli fark, Micro Spline tasarımı. Dişli çarkların birbirlerini kavrayışı, sistemin pedal ivmesine tepkisi o kadar ani ve hızlı ki, pedal çevirmeye başlarken hiçbir boşluk hissedilmiyor. Haliyle daha ziyade yarışçılar için çok önemli bir unsur. Fakat yarışmasanız da pedalı hiçbir zaman boşa çevirmemek çok kolay alışılan bir his.

Hyperglide+ vites geçişlerini hissedilmez kılan bir başka unsur. 1×12’lik bir sistemde vites oran yelpazesinin bayağı geniş olmasına rağmen dışlilerin üzerinden, gerekirse dört vites birden zincirin pedalda güç kesintisine yol açmadan atlaması etkileyici. Bu önemli bir nokta, çünkü ön vites attırıcının olmadığı ve arka vites yelpazesinin bu derece geniş olduğu bir sistemde kullanım verimi ne kadar hızlı, ne kadar çok vites değiştirebilidiğinize bağlı.

Dört pistonlu frenin gücünü tartışmak anlamsız. Bir inişte 800m irtifa kaybedilen parkurda yeni XTR fren sistemi, iki ana hedefi, hassas dozaj ve yüksek fren gücünü olabilecek en iyi şekilde bir araya getiriyor. İşin güzel yanı, “fading” gibi sorunların olmaması ve frenin kavrama noktası, performansı gibi parametrelerin dağın tepesinde neyse dağın eteğinde de aynı olması.

Benzer Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir