Yazı ARDA ERGENE
PEDAL ÇEVİRİRSİN: Bacak kaslarınının kasılmasıyla kalbe doğru ilerleyen kan, gevşeyen miyokard’a (kalp kası) hızla dolar. Miyokard hızla kasılır, kan vücudu dolaşmak üzere yola çıkar. Görebileceğin en mükemmel pompa olan kalp dakikada minimum 170 kez kasılarak görevini durmaksızın yerine getirmektedir.
ZOR BİR VİRAJ GÖRÜRSÜN: Bir optik sinir serebral korteksle çapraz bağlantı kurar, hareketli cisimleri tespit eden pariyetal loba bilgileri aktarır ve bisiklet üzerinde en uygun vücut pozisyonunu alırsın.
KARAR VERİRSİN: Beynin sadece insanlarda bulunan lateral frontal pole kısmı elektrik akımı gönderir, doğru çalışan sinir – kas koordinasyonun sonuçları öngörür ve bisikletini uygun hıza indirirsin.
Nefes alırsın, yarış ya da antrenman devam eder. Bütün bunlar ne kadar sürede mi olur? 1 saniye gibi bizim için kısa, vücudumuz için uzun bir zaman diliminde.
Bisiklet üzerinde geçirdiğimiz bir anı anlatmak istedim kısaca. Beynimizin ve vücudumuzun kusursuz işleyişini egzersizle ödüllendirenler, yaptıkları sporun ya da aktivitenin hazzına tam anlamıyla ulaşabilen insanlardır. Basit doğruları yapmanın vücudumuza katkısını, esneklik çalışmalarının iskelet kaslarımız ve sinir sistemimize olan verimini çok iyi biliyoruz. Peki vücudumuzda adeta bir dinamo görevi gören kalbimizin esnekliğini nasıl sağlayacağız?
İstemli kasılan kaslarımızı merkezi sinir sistemimizden gelen sinyallerle yönetiriz, bunlar çizgili kaslardır. Bu kaslara kırmızı kaslar da denir.
İstemsiz kasılan kaslarımız ise vücudumuzda bulunan parasempatik sinirlerimiz sayesinde daha az enerji harcayarak otomatik olarak çalışan ve iç organlarımızın çalışmasını sağlayan kaslardır. Bu kaslara düz kaslar denir. Kalp kasımız vücudumuzun çizgili, ancak istemsiz çalışan yegane kasıdır (miyocard). Bu özelliği sayesinde büyür (hipertrofi), esnekliğini artırabilir ya da çeperleri kalınlaşabilir (kalınlaşması istenilen bir durum değildir).
Bisiklet, kalp ve dolaşım sistemimizi aktif halde çalıştıran en iyi branşlardan biridir. Kalp kasımız dayanıklılık yüküyle karşılaştığı için kalbin doğal uyumu sonucu sol karıncık esnekliğini ve kasılma gücünü artırır. Dolayısıyla kalbimizin içine bir seferde çok daha fazla kan alıp normal bir şekilde kasılıp kanı çok daha ileri atacağından dinlenik nabzımız düşecektir ve çok daha ekonomik bir kalp ile spor yaşantımız sürecektir.
Kalp kasımız (Miyocard) dayanıklılık etkisi altında kaldığında bir pelikanın boğaz kesesine benzer şekilde esneyerek içine oldukça fazla kan alabilir ve kendisine geldiği oranda kanı az enerji harcayarak geri atabilir.
Diğer yandan kalp kasının devamlı olarak direnç yüküyle karşılaşarak kalınlaştığı düşünülürse, içerisine alacağı kan miktarı azalacaktır. Kalp kendisine geldiği oranda kanı atabildiğine göre dinlenik nabız oldukça yukarılarda olacaktır ve ekonomik olamayacaktır.
Bu demek değildir ki antrenmanlarımıza kuvvet ya da ağırlık eklemeyeceğiz. Tabii ki ağırlık da kaldıracağız, ancak bu tarz egzersizlerimizi kardiovasküler (kalp damar sistemi) açıdan destekleyeceğiz.
Nasıl çizgili iskelet kaslarımızı çalıştırırken boyları kısalır, uzarsa ve bu dengeyi korumak adına esneklik çalışması yapıyorsak, kalbimizi çalıştırırken de onu daha verimli ve ekonomik kullanabilmek için kalp kasımızın esnekliğini unutmamalıyız. Sonuç olarak, bisiklet sporu yapan sporseverlerin kalplerindeki büyüme patolojik değil, fizyolojiktir ve sağlıklıdır.
Ege Üniversitesi Beden Eğitimi Öğretmenliği bölümünden mezun Arda Ergene, Beden Eğitimi öğretmenliği ve kişisel antrenörlük yapıyor ve kalbini bisiklet ile besleyen tüm bisikletseverlere keyifli sürüşler diliyor.