Yazı İrfan Türetgen
Çoğumuz yaz sıcağında güneşin tepede olmadığı saatleri ararken, sabah veya akşam saatlerinde, hatta gece binenler de az değil. Biz de akşam saatlerinde, hatta gece bile binebileceğiniz bir yerde pedal çevirmek için Maltepe sahilinde dolgu alan üzerine inşa edilmiş, ne acıklıdır ki ülkemizdeki yegâne velodroma yöneldik. Kimine göre monoton, kimine göre dönme dolap tadında bu pistte neler yapabileceğimize bir bakalım:
Bir turu 400 metre uzunluğunda olan bu beton zeminli bisiklet eğitim pisti, özellikle Bostancı – Tuzla sahil yoluna yakın oturanlar için büyük nimet sayılır. Arabalarla boğuşmadan, arkanızı kollamadan sürüş yapmak, özellikle bizler gibi araç trafiği içinde spor veya ulaşım amacıyla bisiklet sürenlere çok değişik gelebiliyor.
Velodrom müdavimlerinden buraya arabasıyla gelip, bisikletini sadece velodromda kullananlar da yok değil. Trafiğin şakası yok gerçekten, son aylarda yaşanan elim kazalar bize bu sporun ne kadar tehlikeli olduğunu tekrar tekrar yüzümüze vuruyor.
Elips pistte sanki kafesteki bir hamster gibi dönüp durma fikri sıkıcı olabilir diye düşünenlere buraya birkaç arkadaşıyla beraber gelmelerini önerelim. Tek başına çok monoton olabilecek bu velodrom birkaç kişi veya grup sürüşüyle oldukça renklenebilir. Öte yandan, sosyalleşmek bile mümkün sürüşte. Ben çok kişiyle tanıştım burada. Sohbet sürüşleri için de ideal zira. İki kişi yan yana sohbet ederek bisiklet sürme lüksümüz yok yollarda. Yavaş tempoda sürenlerin pistin dış kulvarını kullanmaları, hızlı gidenlerin ise içte sürmeleri, arkadan hızlı geleni gördüğümüzde pistin dışına doğru açılarak yol vermemiz gerektiği yazılı olmayan kuralların başında gelmektedir.
Buraya velodrom diyoruz ama yarışların yapıldığı nizami pistlerden hayli farklı. Yarış koşulan profesyonel pistlerin genelde üzeri kapalı ve zemini ahşap oluyor. 400 metre uzunlukta olanı da çok nadirken, sık yarış koşulan pistler genelde 250 veya 333 metre uzunlukta oluyor. Ayrıca, profesyonel velodromların eğimleri de oldukça dik, bu sayede yüksek süratlere çıkmanız mümkün oluyor.
Maltepe velodromu 2013 tarihinde inşa edilmiş, zemini boyalı, çizgileri düzgün şekilde hizmete açılmışken günümüzde ilgiye muhtaç haliyle yardım bekliyor. Boyaları silinen, zemini dalga dalga olan velodromun elden geçirilmesi gerekiyor.
Aslında burası bisiklet eğitim pisti olarak yapılmış. O açıdan sportif performanslar için çok da uygun değil. Yine de biz amatör bisikletçilere sürat, sprint, tempo antrenmanlarında faydalı olmaktadır. Çünkü yaya, trafik ışığı gibi ritim bozabilecek unsurlardan arınmıştır, ama yine de pistte bisiklet sürenlere karşı dikkatli olmak şart. Ani şerit değiştirenler, makas atanlar da yok değil.
Uzunca bir süre güvenlik görevlileri ve onlara ait kabin vardı velodrom girişinde. Kasksız bisiklet sürenlere veya bisiklet sürme haricindeki amaçlarla girenleri uyarıyorlardı. Şimdi onların da olmadığını fark ettik. Umarız çok başıboş kalmaz. Zira vaktiyle buraya motosiklet ile girip lastik yakanların olduğunu biliyoruz. Ülkemizin kanayan yarasıdır aslında velodrom. Yıllardır Bisiklet Federasyonu gündemindedir ama bir türlü gün ışığı görmez o projeler. Üstelik Avrupa’da bisiklet branşında tek şampiyonluğumuzun velodromda alınmış olmasına rağmen.
Velodromun en güzel vakti aslında gece saatleri oluyor. Hava karardığında yanan spot ışıklar sayesinde gece sürüşleri hem sıcaktan kaçanlar, hem de gündüz bisiklet sürmeye vakit bulamayanlar için harika bir ortam sunuyor. Belli günlerde performans sürüşü yapan yerel bisiklet takımlarının kuyruğuna tutunmak da çok keyifli olabilir. Bu tip gruplar genelde bir saatlik yüksek tempo antrenmanları yapıyorlar. Nabzınız kontrolden çıkıp nefesiniz yetmeyecek duruma geldiğinde pedal kesip, nabzı düşürüp birkaç tur sonra kuyruklarına takılmak da mümkün. Ama yine de bu tip kalabalık grupların arasına girerken önceden veya o an izin istemek hoş olabilir. Eminim özel bir antrenman durumu yoksa kimse size hayır demeyecektir.
Bu senenin başında, benim de sporcusu olduğum Peloton İstanbul Bisiklet Spor Kulübü ile birlikte öncelikle yakın temas ve bisiklet hâkimiyeti konusunda çalışmalar yapmıştık. Oldukça düşük hızda dirsek temasıyla yanınızdakini yoklamak, tatlı tatlı omuzlaşmak, yakın deryar çalışmaları dışında hareket halindeyken yerden matara almak gibi bisikletinize daha iyi hâkim olma amacı taşıyan egzersizler yapılabilir.
Özellikle yarış koşacaklar için, peloton içindeki yakın temas sürüşlere alıştırma olacaktır. Çevremdeki bisikletçilerin büyük kısmının öndekine ya da yandakine yaklaşmaktan çekindiğini gözlemlediğim için bu tip çalışmaların faydasına inanıyorum.
Tüm dünyada olduğu gibi velodromda her zaman saat yönü tersinde dönülür. Özellikle tempo antrenmanları için sabit hızda sürüş, laktat eşiği veya VO2max odaklı kısa ama hızlı egzersizler için biçilmiş kaftandır burası. Strava’da 400 metre, 1km, 10km, 20km hatta 40km’ye kadar segmentleri hazırda görebilirsiniz.
Yapacağınız hazırlığa uygun olarak kendinizi düzenli aralıklarla burada teste sokabilir, gelişiminizi kayıt altına alabilirsiniz. Her zaman olduğu gibi ideal ısınma rutininizi yaparak turları saymaya başlayabilirsiniz. İki veya üç kişilik mini gruplarla sprint çalışması yapabilir, daha büyük gruplarla her turda en sonda kalanın elendiği (miss & out yarışı) aksiyonlarla sürüşe heyecan katabilirsiniz. Bir ara burada yarışlar da koşuluyordu. Umarız o etkinlikler devam eder, bizler de bu eğlenceye ortak olmaya devam ederiz.