TOUR’DAKİ KARNAVAL

TOUR’DAKİ KARNAVAL

Yazı SARGIN TEKŞAL

Günümüz toplumunun hızla akan dünyasında en zorlu ve büyük hüner gerektiren eylemlerden birisi gelenek yaratmak. Önüne çıkan her yeniliği bir pirana gibi tüketen ve yaşadığı döneme dair gelecek nesillere soyut değerler bırakmakta güçlük çeken bizler, geçmişten kalan mirası tüketmekle meşgulüz.

Sporda da dünya çapında saygınlık kazanan çoğu köklü etkinliğe baktığımızda; karşımıza yılların birikimiyle ortaya çıkan kültürel mirasın izlerini görmek mümkün. Son yıllarda ortaya çıkan birçok yeni turnuvaya, yarışa rağmen Wimbledon ve Tour de France, spor dünyasının zirvesindeki yerini koruyor.

Andre Agassi’yi bile beyazlar içerisinde görmemizi sağlayan Wimbledon’ın geçmişine sahip çıkan katı kuralları ve Tour de France’ın zaman içerisinde vücut bulan birçok ritüelini yaşatması, prestijli konumlarını korumalarındaki en büyük etken.

Tour de France’ın arka planda kalan geleneklerinden birisi de yazımızın konusu olan reklam konvoyu. Yıllar 1930’u gösterdiğinde Tour’a katılan ekiplerin yaşadığı maddi zorluklara bir çare bulmayı hedefleyen efsanevi organizatör Henri Desgrange, kendisine gelen bir teklife ilk başta burun kıvırır ama sonrasında çözümü bu öneride bulur.

Çikolata firması Menier ve saat firması Bayard’ın başını çektiği müşteriler, pelotonun öncesinde reklamlarla bezenmiş karavanlarını etap rotasından geçirmeyi ve bunun karşılığında organizasyona para ödemeyi teklif eder. Desgrange tarafından kabul edilen teklif, 1930 yılında hayat bulur ve kısa süre içerisinde ününe ün katar.

L’Auto gazetesinin satışlarını artırmak için bir reklam stratejisi olarak ortaya çıkan Tour de France, reklam konvoyunun her geçen yıl genişlemesiyle Fransız halkının günlük hayatında yer edinecek markalar için de değerli bir vitrine dönüşür.

Ricard, Calor ve Size gibi firmaların ülke sathına yayılmasında büyük rol oynayan reklam konvoyundaki araç sayısı her geçen yıl artar. 1935 yılında 25 araçla pelotonun önünde sahneye çıkan konvoy, 1977’de 107 aracı, 1979’da ise 155 aracı bünyesinde barındırır.

Reklam yöntemlerinin uçsuz bucaksız bir hale geldiği günümüzde görsel bir şölene evrilen reklam konvoyu ,Tour de France’ın en renkli karakterlerinden biri olarak karşımıza çıkıyor.

Etapların son 12 kilometresinde pelotonun bölgeye gelmesinden yaklaşık 40 dakika önce bir karnaval tadında izleyicilerin arasından geçen konvoyun en büyük hayranları ise çocuklar. Tüketici portföyü çocuklardan oluşan şirketlerin sayısının son yıllarda artış gösterdiği konvoyun fayda sağladığı bir diğer kesim de üniversite öğrencileri.

Üç hafta boyunca hem para biriktirmek, hem de Fransa’yı köşe bucak gezmek isteyen gençler, yaklaşık 600 insana iş fırsatı yaratan araç konvoyunda çalışmak için her yaz şansını deniyor.

Yaratılış amacını biraz olsa da yitirmesine rağmen 2000’li yıllarda Tour’un gülen yüzüne dönüşen konvoy, ‘’Kazanmak için yarışıyorum, insanları eğlendirmek için değil’’ diyen Bernard Hinault’un aksine, Tour sakinlerine daha uzun yıllar keyifi anlar yaşatacağa benziyor.

Benzer Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir