ANKA BİSİKLET KULÜBÜ

• Kulübünüz ne zaman, nerede ve hangi amaçla kuruldu?

İstanbul Avrupa yakasında, Beylikdüzü-Esenyurt-Avcılar üçgeninde, 25 Aralık 2014 yılında kulübümüzü faaliyete geçirdik. Nisan 2016 yılında Dernekler Masası’na tabii resmi dernek statüsünü aldık ve Haziran 2018’de de marka tescil belgemize kavuştuk.

     Bölgemizde aktif ve grup disiplinini benimsemiş, trafik kurallarına uyan, güvenlik tedbirleri olmadan asla bisiklete binmemenin gerekliliğini, bu spora yeni başlamış kişilere aşılamak; genç ve hevesli sporcuları kulüp bünyemizde yetiştirerek yarışlarda başarı sağlamalarına yardımcı olmak amacıyla kuruldu.

Ayrıca bisiklet ve sosyal sorumluluğu aynı potada eritmek, böylece insanların bisiklete karne hediyesinden ziyade bir amaç anlamıyla bakmalarını sağlamayı da amaç olarak benimsedik.

• Kulübün adı nereden geliyor?

Bir başka grup bünyesinden ayrılıp kurulmuş bir ekibiz. İsim aşamasında birkaç eğlenceli isim sonrasında, eski üyelerimizden birisinin aklına geldi isim. Çoğu kişi ilk gördüğünde “Ankara’nın kısaltması mı?” sorusunu yöneltiyor fakat Zümrüd-ü Anka kuşundan geliyor ismimiz. Bu bağlamda da mottomuz “Küllerimizden doğduk, daha güçlü olduk” şeklinde.

• Kulübün arka planında nasıl bir ekip bulunuyor?

Görece uzun yıllardır bisiklete binen ve bunu çevresine de aşılamayı gayrı resmi görev edinmiş bir yönetimimiz var. Farklı meslek dallarından ve yaş gruplarından oluşan ekibimizde, resmi dernek yönetimi anlayışı mevcut. Kulüp genel başkanı, yardımcısı, genel sekreteri ve asil üyelerden oluşan 7 kişilik bir yönetim var.

Yönetim içinde ayrıca sosyal medya, planlı şehir içi turları organizasyonu, yarış ekibi yönetimi gibi alt yapılanmalar da mevcut. Eski Milli Bisikletçi Cengiz Özdoğan asıl antrenör olup, tecrübelerini yardımcı antrenör olan kulüp başkanı ve yardımcımıza aktarmaktadır.

• Kuruluş aşamasında nasıl bir yol izlediniz?

Daha önce de bahsettiğimiz gibi, bir başka gruptan ayrılarak kurulduk. Kulüp başkanı ve yardımcımız zaten o grupta da yöneticilik yapan kişilerdi. Bu sebeple kuruluş ve gelişim planlamalarında açıkçası fazla zorlanmadık. Farklı ilçelerden çok sayıda aile üyemiz de kuruluş sonrası bünyemize dahil oldu ve günden güne gerek büyüyerek, gerekse küçülerek yolumuza devam ettik. Şu anda bizden ayrılıp faaliyetlerine devam eden iki farklı grup daha mevcut.

Yola çıkarken iyiyi ve kötüyü düşünerek hareket etmek pek kolay olmuyor açıkçası. Planlarınız, hayalleriniz çok uç noktalarda oluyor. İçeriği beşer olan her oluşumda tabi ki fikir uyuşmazlıkları, görüş ya da yöntem farklılıkları olabiliyor.

Yeni oluşum peşinde olan topluluklara yaşadıklarımız neticesinde, belki klişe gelecek ama “birbirinizi kırmadan yollarınıza devam edin” tavsiyesini naçizane öneririz.

• Kulüp olarak hedefleriniz ve faaliyetlerinizden bahseder misiniz?

Hedeflerimiz oldukça yüksek ve her yıl bu hedeflere bir adım daha yaklaşıyoruz. Kurulduğumuz ilk yıllarda asli etkinliklerimiz sosyal sorumluluk projeleri oldu. Çocuk Esirgeme Kurumları, Huzurevi Ziyaretleri, Kök Hücre ve Kan Bağışı organizasyonları, toplumsal infial yaratan olaylara tepki amaçlı sürüşler organize ettik.

Son olarak dostlarımız sayesinde LÖSEV’e aynî bağış kampanyası düzenledik. Son bir senedir ise genç sporcular yetiştirerek, onları yarışlara katılmaya teşvik ediyor ve başarıları ile övünmeye yöneldik. İlk meyvemizi de bu yıl İstanbul Park’ta düzenlenen GranFondo’da kısa parkurda kürsüye çıkan 16 yaşındaki pırıl pırıl genç sporcumuzla aldık. Düzenli Cuma akşamı turlarımız da yeni insanlarla tanışabilmek amacıyla düzenli olarak devam etmekte.

• Kulübünüzde aktif olarak kaç bisikletsever bulunuyor?

Anka Bisiklet Kulübü Derneği’nde 44 asil üye ve 18 fahri üye bulunuyor. Fahri üyelerimizin 14’ü, genç yarışçılarımız. Gönül bağı ile formamızı taşıyan şehir dışı ve farklı ülkelerden de yaklaşık 70-80 gönüldaşımız var.

• Bizlere biraz da düzenli olarak yaptığınız ya da katıldığınız etkinliklerden bahseder misiniz?

Olumsuz hava şartları olmaması durumunda her Cuma akşamı grup sürüşümüz oluyor. Ayrıca hafta içi en az 2 gün, hafta sonu da Cumartesi ya da Pazar günü yarış ekibimizin orta-uzun mesafe antrenman sürüşleri oluyor. Ayrıca her yıl 30 Ağustos’u takip eden haftada İstanbul-Bursa-Eskişehir-Ankara güzergahlı “Ata’ya Saygı – Anıtkabir Sürüşü” düzenliyoruz.

            Yine her yıl manevi önemi çok büyük olan Çanakkale Şehitlere Saygı Turu’na katılıyoruz. Ticari organizasyon yerine, farklı tarihte kendi kulüp sürüşümüzü düzenlemekte fayda görüyoruz açıkçası. Bu sayede anlamı yüksek noktalara, manevi değerine uygun ziyaretleri tertip edebiliyoruz. İçimizde bulunan tarih meraklıları da ziyaret edilen noktalarda kısa bilgiler aktarıyor, bu sayede “gezilen noktanın ne olduğu” daha net anlaşılıyor.

            Ayrıca il dışında düzenlenen ve tarihleri uygun olan bazı festivallere de dahil oluyoruz. Bu sayede farklı illerden gelen bisiklete gönül vermiş diğer gruplar ile yeni ilişkiler kurabiliyoruz. Çok hoş dostluklar kazanılıyor, kesinlikle tecrübe edilmesi gereken bir olgu.

• Son olarak, eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Ne yazık ki ülkemizde bisiklet kültürü topluluk, grup ve amatör kulüpler seviyesinde sıkışıp kalıyor. Yine üzülerek, bisiklet bir ulaşım aracı ya da spor dalı olarak kabul edilmekten ziyade yazlık yerde ya da karne hediyesi karşılığı kullanılması gereken bir “eğlence” olarak görülüyor. Bu durumun geliştirilmesi ve anlayışın farklılaşması adına Cyclist Türkiye Edisyonu’nun göstermiş olduğu ilgi ve alakanın uzun yıllar sürmesini temenni ederiz.

Yine bir diğer sorunumuz olan “Bisikletli Cinayetleri” konusunda da toplumumuzun gelişmesi adına yapılan çalışmaların daha da geliştirilmesi gerekliliğini savunuyoruz. Bu bağlamda yeni kurulan Bisikletliler Meclisi’ne dahil olmaktan mutluluk duyuyoruz. Trafikte Bisikletli Cinayeti’ne dikkat çekmek adına 28 Temmuz günü İstanbul Sirkeci’den başlayan bir toplu sürüş tertip edilecek. Tüm grupların ve bireysel kullanıcıların katılımını bekleriz.

Son ekleme olarak da; lütfen eldiven gözlük, kask, fosforlu emniyet ekipmanları ve yüksek sesli bir düdük olmadan trafikte sürüş yapmayınız. Birer birer yitip gitmekten artık bitap düştük. Daha fazla üzülmeyelim.