Yazı FEYZİ AÇIKALIN
Şubat ayında Eurosport’tan yayınlanan Arjantin’deki San Juan ve ardından sosyal medyadan izlenebilen Kolombiya Turu’ndaki Kolombiyalı bisiklet severlerin coşkusu görülmeye değerdi.
Avrupa yarışlarından aşina olduğumuz Kolombiyalı bisiklet tutkunlarının anavatanlarındaki gösterisi, beni Türkiye ile Kolombiya bisikleti arasında bir karşılaştırma yapmaya itti.
En az 120 yıllık bir bisiklet yarış geleneği olan Batı Avrupa ülkeleri yerine binlerce uzaklıktaki Kolombiya ile karşılaştırma yapma isteğimin bir başka nedeni de, iki ülkenin bir çok yönden benzeşmesiydi.
Kolombiya ve Türkiye arasında benzerlikler neydi?
Kolombiya en İspanyol kalmış Güney Amerika ülkesi olarak adlandırılıyor. Toprak genişliği Türkiye’nin 1,5 katı olan Kolombiyayı saatin tersi yönüne çevirdiğimizde coğrafya olarak da ülkemize çok benziyor!
Ülkeyi üçe bölen ve iç kısımda yer alan And dağları, ülkenin ortasına kurulmuş 2700 metre yükseklikteki başkenti ve turizm yapılan okyanus kıyısı ile üç aşağı beş yukarı Türkiye’yi andırıyor. Toprak genişliğine karşın nüfusunun 50 milyonu ancak bulması ise en büyük farklılığı.
Ülkenin inşaat sektörüne dayanan ekonomik gelişme modeli de sanki benzerlik taşıyor! Yüksek gelir gurupları için şehir merkezinde korunaklı siteler inşa edilmişken, şehir dışında da villalarda yaşam sürüyor. En büyük yolsuzluğun da inşaat sektöründe olduğu belirtiliyor!
İstanbul’daki “metrobüs” taşımacılığının Kolombiya’daki “milenyum” dan alındığını kaçımız biliyoruz? Trafik ışıklarında cam silenlerin, top sektirip para talep edenlerin olduğu başşehirde Peru ve Ekvadorlu satıcılar var. Çatışmalı oldukları komşu ülkelerden gelen bu göçmenlere izin verilip verilmemesi, belediye başkanının siyasi kimliğine göre değişebiliyor!
Bogota şehir merkezinde, karşı kaldırımında fotokopicilerin yer aldığı 25 üniversitenin de yer alması bir başka benzerlik olmalı. Bogota’nın dünyanın en ünlü kornea nakli merkezi olarak ünlenmesi, Medellin’in ise estetik cerrahide öne çıkması sağlık turizminden para kazanmayı hedefleyen Türkiye’ye örnek olmuş mudur dersiniz?
Her ölenin arkasından ağaç dikme geleneği; iki yıl beraber yaşayan çiftlerin “Union Libre” adı altında evlilik kurumunun haklarına kavuşuyor olması; övündükleri basın özgürlükleri; güzel kadınların kilisede günah çıkartıyor olması ise biraz ayrıksı gibi duruyor! Unutmadan; Kolombiyalılar otu çiğneyerek keyif alıyor!
Bisiklete gelince
Başşehir Bogota’da, bir çevreci protesto sonucu 1974 yılından sonra gelişen bir gelenek var. Şehrin ana caddelerinde Pazar günü saat 07:00 ile 14:00 arasında yolun belli bir kısmı trafiğe kapatılıyor. 120 km boyunca, “Ciclovia” denen bu ayrılmış bölümde, onbinlerce kişi gün boyunca bisiklete biniyor.
Yine bisiklet dostu olan ve kokain kartellerinden temizlendikten sonra gerçek sevimli yüzüne kavuşan Medellin kentinde de bu gelenek yerleşmiş görünüyor.
Ülkenin iki rakip dağlık bölgesi Boyoca ve Antioqua’da ise bambaşka bir bisiklet yaşamı var. Ülkenin son yıllardaki en büyük bisiklet yıldızı Nairo Quintana’nın da yetiştiği bu çok dağlık alanlarda bisiklet, yaşamın vazgeçilmez bir parçası olarak kullanılıyor. Quintana’nın her gün büyük irtifa kazanarak 15 km yol katettiği okul yolunda, bazen de kız kardeşini bisikletiyle taşıdığı söyleniyor!
Bisiklet, Kolombiya’da futboldan sonra ikinci önemli spor. Dünya çapında ünlü bisiklet sporcuları çıkarıyor olmaları, aynı futbolda olduğu gibi ülke gençlerini bisiklet sporu yapmaya itiyor.
Ülkedeki en büyük organizasyon olan Kolombiya Bisiklet Turu’nda yarışmak her sporcu için büyük övünç kaynağı.
1951 yılında başlayan ve ilk yıllarında iki haftalık bir tur olan bu yarış, şimdilerde bir haftalık bir 2.1 yarışı olarak koşuluyor. Böylece ülkenin bütün kıta takımları da organizasyonda yer almış oluyor.
İki ülkeyi karşılaştırırsak…
Kolombiya’da altı adet kıta ve bir de profesyonel kıta olan Manzana Postobon olmak üzere yedi profesyonel takım var. Türkiye’de ise yalnızca Sakarya Büyükşehir Belediye takımı sporcuları kıta takımı olarak bisiklet dünyasında boy gösteriyor… 2018 yılında Kolombiyalı 17 sporcu(!) 9 ayrı profesyonel bisiklet takımında spor yaşamlarını sürdürmüştü. Türkiye’de ise bu sayı ne yazık ki sıfır…
Kolombiya’da büyüklü küçüklü 12 adet velodrom var. Bunlardan yalnızca bir tanesinde, Cali şehrindeki velodromda UCI standartlarında yarışma düzenlenebiliyor. Yine ülkede 20’nin üzerinde BMX pisti var… Türkiye’de ise hiç velodrom yok; yalnızca bir tane BMX pisti var!
Kolombiya federasyonunu bildirdiği lisanslı sporcu sayısı 3800. Elbette bu sayının ne kadarını yarış alanlarında görebileceğimizi bilemeyiz ama Türkiye’deki bir yarışa şu anda tüm kategorilerin toplamında 250 sporcunun katılabileceği belirtiliyor.
Kolombiya’da bisiklet federasyonu Coldeportes ve Kolombiya Olimpiyat Komitesi gibi önemli kurumların desteğini alarak çalışıyor. Fakat değişik aktivite ve organizasyonlar için kendi sponsorlarını bulma konusunda otonom bir yapıya sahipler. Türkiye’de ise belirli ölçüde sponsorluk desteği alınırken, çok büyük oranda devletin öngördüğü ve katkı sağladığı bütçe ile program yapılandırılıyor.
Türkiye’de olduğu gibi Kolombiya’da da spor ve siyaset iç içe geçmiş olmalı. Farklılık, federasyonları kimin eleştirdiğine göre oluşuyor! Kolombiya’da örneğin Nairo Quintana gibi çok ünlü ve aktif bir yıldız federasyon ile çatışabiliyor. Yılların başkanı federasyon başkanı Gonzales ise, “Quintana, kendisinin desteklediği adaya karşı seçimi kazandığım için tamamen böyle politik konuşuyor!” diyor. Tanıdık mı geldi?
Bir başka ünlü bisikletçi, Winner Anacona, “Biz madalyaları kazanıyoruz, onlar (federasyon) parlatıyor” diyor. Yine bir büyük şampiyon Victor Hugo Pena da yalnızca başkent Bogota çevresindeki 20 civarındaki bisiklet takımının işe yarar bisikletçisinin eğitilip yarışlara gönderilmesi eleştirisini getiriyor… Ülkemizde birkaç eski sporcudan başka kimse bisiklet federasyonuna eleştiri getir(e)miyor!
Kolombiya federasyonu Kolombiya Turu’ndan başka üç ayrı kategoride de etaplı deneme yarışları organize ediyor. 15-16 yaş arası için “Vuelta del Futuro” denen 4 etaplı; 17-18 yaş aralığında 5 etaplı “Vuelta del Porvenir” ve 19-22 yaş gurubu içinse de 7 etaplı “Vuelta del Juventud” yarışları yapılıyor. Ülkemizde ise gençler için bu tür etaplı yarışlar düzenlenmiyor.
Neden Kolombiyalılar?
Soru şöyle de olabilirdi: Neden Latin Amerika’da en çok Kolombiya’dan bu ölçekte bisiklet sporcusu çıkıyor? Sorunun en kısa yanıtı bu sporu çok sevmeleri. Ama tabii ki bununla kalmıyor. 1980-90 yılları arasında ilk kuşak olarak, Luis Herrera liderliğinde Cafe de Colombia bisiklet takımı ile Avrupa’da göz dolduran Kolombiyalı sporcular, 2008 sonrasında ikinci kuşak olarak sahnede tekrar yer almaya başlıyorlar.
Colombia es Passion takımının antrenörü Luis Fernando Saldarriaga; Quintana, Chaves, Sergei Henao gibi ünlü sporcuları bisiklet dünyasına armağan ediyor. Saldarriaga bilimsel yöntemli ilk antrenman programlarını ve power metreyi kullanıyor. Aynı zamanda biyolojik pasaport uygulanması konusunda takımları zorluyor.
Bir başka ilginçlik de, özellikle son yıllarda ünlü sporcuların bisiklet menajerleri ile çalışmaları oluyor. Paolo Alberati, Giuseppe Acqurdo ve Peter Sagan’ın da menajeri olan Giovanni Lombardi sporcuları Avrupa’ya taşıyorlar. Kolombiyalı sporcuları keşfetmekle ünlü bir diğer spor adamı olan İtalyan Gianni Savio da, onların başlangıçta yüksek maaş istememeleri, çok tutkulu olmalarının yanı sıra yarışı nasıl kazanacaklarını bilmelerinin büyük avantaj olduğunu söylüyor.
Sonuç
1960’lı 70’li yıllarda Türk sporcusunun Türkiye Turu’nda kazandığı başarıların spor basınında büyük ölçekte yer almasıyla bisiklet sporu ülkede büyük ivme almıştı.
Günümüzde ise milyonlarca lira harcanarak düzenlenen üst düzeyde bir turumuz olmasına rağmen, ülkemizi o ölçüde temsil edebilecek ne yıldız bir sporcu, ne de onların yetişmesine olanak sağlayacak tesisler var. Bu anlamda, bırakın gelişmiş Batı ülkelerini ama gelir düzeyi ülkemizin çok altında olan Kolombiya’dan alınacak dersler olmalı.
Bunun başında, bisikletin yurt düzeyinde yarışmacı bir spor olarak sevdirilip yaygınlaştırılmasını sağlamak var. Görev için ise tek adresin Bisiklet Federasyonu olduğu aşikardır. Siyasetten arındırılmış, kişisel öne çıkışlar için sporun kullanılmadığı bir örgütlenme ile bu iş çözülecektir.
E-Posta bültenimize abone olun, en son haber ve röpörtajlardan ilk sizin haberiniz olsun!