Bizimle iletişime geçin

Editoryal

ELAZIĞ BİSİKLET SPOR KULÜBÜ

Türkiye genelinde faaliyet gösteren bisiklet kulüplerinin tanıtılması ve bu toplulukların ortak bir platformda bir araya gelmelerini sağlamak amacıyla yola çıkan Cyclist Türkiye’nin bu haftaki konuğu Elazığ Bisiklet Spor Kulübü

Kulübünüz ne zaman, nerede ve hangi amaçla kuruldu?

Elazığ’da ilk bisiklet topluluklarının temelleri 2012’de Fırat Üniversitesi Bisiklet Topluluğu vasıtasıyla atıldı. Topluluk sayesinde şehirde gittikçe artan bisikletli sayısı bisiklet severler arasında yarışmalara katılma arzusunu ortaya çıkardı. 2015 yılında birkaç topluluk sporcusunun ilk kez ferdi olarak Türkiye Bisiklet Federasyonu takviminde yer alan ve Tunceli’nin Pertek ilçesinde yapılan dağ bisikleti şampiyonasına katılmasıyla ve derece getirmesiyle başlıyor aslında kulübümüzün kuruluş hikâyesi.

Bunun akabinde yine ferdi sporcularımız birkaç müsabaka denemesinden sonra takım olamamanın zorlukları ile karşılaşmaya başladılar. Arkadaşlarla bir araya gelerek Elazığ’daki bu boşluğun doldurulması gerektiğinden, her yaştan Elazığlıya bisikleti sevdirmek, genç nüfusa sporun mücadele ve disiplini tattırmak amacıyla, ilimizin bisiklet dalında faaliyet gösteren ilk kulübünü kurma gereği ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda 7 arkadaş 2017 Ekim ayında bu kulübü kurduk.

Kulübün adı nereden geliyor?

Kulübün adı üzerine çok farklı öneriler vardı. Elazığ’a özgü ve tüm dünyaya ihraç edilen, “Elazığ Vişnesi” adı verilen mermerin rengi olan bordoya ithafen Bordo Pedal ve 4000 yıllık tarihiyle şehrimizin eski yerleşim yeri olan Harput gibi isimler de geçti. Ancak şehrimizi temsil etmesi açısından şehrimizin adını kullanmayı tercih ettik.

Kulübün arka planında nasıl bir ekip bulunuyor?

Kulübümüzün arka planındaki ekibin tamamı yine geçmişte ferdi olarak bisiklet sporuyla uğraşan arkadaşlarımızdan oluşmaktadır. Ekibimizde şehirdeki toplulukların organizelerini yapmış, başka bisikletli sivil toplum kuruluşlarında yöneticilik yapmış, bisikleti hobi olarak kullanmış ve bisiklet tamiri, kiralama ve satış konsepti üzerine işletme sahibi olup da kulübümüze ücretsiz teknik destek sunan arkadaşlar mevcut. Ek olarak kulüp yöneticilerimiz arasında antrenör de bulunuyor.

Kuruluş aşamasında nasıl bir yol izlediniz?

Kuruluş aşamasında mevzuatla uzun süre mücadele ettik. Spor kulüplerinin dernek statüsünde olması sebebiyle kuruluş aşamasında çok fazla bürokrasi ve mevzuata boğulduk. Bir spor kulübü derneği kurmak için öncelikle bir mekân kiralamak gerekiyor. Bu mekânın kira ücretini tüm bisikletseverlere çağrıda bulunarak topladık.

Ardından dilekçemizi verdik ve kulübü kurduk. İşin en zor kısmı bir adet 2. kademe antrenör bulmak. Bunun için aylarca mücadele verdikten sonra aradığımız antrenörü bulup Türkiye Bisiklet Federasyonu’na tescilimizi yapıp faaliyetlerimize başladık. İşin en zor kısmı antrenör diyoruz çünkü şehrimizde ikamet eden bir tane bile 2. kademe bisiklet antrenörü yoktu.

Kulüp olarak hedefleriniz ve faaliyetlerinizden bahseder misiniz?

Kulüp olarak hedefimiz bisikleti ve bisiklet sporunu başta çocuk ve genç nüfus olmak üzere her yaştan insana sevdirip genç nüfusa sporun mücadele ve disiplini tattırmaktır. Sonraki hedefler ise ulusal ve uluslararası müsabakalarda şehrimizi temsil etmek, şehrimizden milli sporcular çıkarmak ve ülkemizi başarıyla temsil edecek, madalyalarla ay yıldızlı formamızla kürsüye çıkacak sporcular yetiştirmek.

Bu bağlamda sporcularımızla hem dağ bisikleti hem yol bisikleti yarışmalarına yönelik teknik antrenmanlar yapmaktayız. Belirli dönemler sporcularımızla yüksek rakımlı dağlarda çadırlı kamplar tertip ediyoruz. Olabildiğince Türkiye Bisiklet Federasyonu tarafından organize edilen resmi müsabakalara katılım sağlıyoruz.

Kulübünüzde aktif olarak kaç bisiklet sever bulunuyor?

Kulübümüz şehirdeki diğer gezi, eğlence ve hobi amaçlı faaliyet yürüten topluluklardan ayrı bir şekilde disiplinli olarak sadece bisiklet sporu üzerine yoğunlaşan bir kulüptür. Düzenli antrenman ve müsabakalara katılan farklı yaş kategorilerinde (Yıldız, Genç, Elit, Master) 20 civarında bisikletsever sporcumuz mevcut.

Bizlere biraz da düzenli olarak yaptığınız ya da katıldığınız etkinliklerden bahseder misiniz?

Sporcularımız ile birlikte haftanın belirli günlerinde güneşin doğuşuyla birlikte önümüzdeki yarışmanın türüne göre (Dağ / Yol) bisikletle teknik antrenman sürüşleri yapmaktayız. Sürüş yaptığımız parkurlarda çocuklara disiplin ve çevre bilincini aşılamak amacıyla birlikte çöp toplama etkinliği dahi yapıyoruz. Hatta çalıştığımız dağ bisikleti parkurlarının inşasını dahi sporcularımız ile birlikte yaptık.

Bisiklet rotalarını seçerken antrenmanın türüne göre güvenli, havası temiz ve doğa harikası yerleri tercih ediyoruz. Bisiklet sporuna gönül verdikten sonra şehrimizin doğal güzelliklerinin de farkına varıyor insan.

Yılın belirli dönemlerinde kondisyon, moral, motivasyon ve disiplin kazanmaları için sporcularımızla yüksek rakımlı bölgelerde kamplı turlar da yapmaktayız.

Soğuk havalarda ise sporcularımızla salon antrenmanları ve teorik antrenman bilgisi dersleri yapmaktayız.

 Son olarak, eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Bir spor kulübü kurduğunuzda bisiklet sporunun içinde yer aldığınızda bu spor dalının yaygın sorunları ile iç içe oluyorsunuz istemeseniz de. Sürekli haberlerde maalesef yollarda antrenman yaparken yitirdiğimiz sporcularımızı görmekteyiz. Bu durum gerçekten ülkemiz için çok üzücü ve içler acısı bir durum. Birçok spor dalı için tesisleşmeler son hızla yapılırken bisiklet sporunda tesisleşmenin olmaması sporcuları karayolunda antrenman yapmaya mecbur bırakmaktadır. Ülkemizin bir ilinden daha küçük yüzölçümüne sahip ülkelerinde bile onlarca velodrom varken ülkemizdeki toplam velodrom sayısı 2-3 adet ile sınırlıdır.

Temas etmek istediğimiz bir diğer konu ise geçen yıllara rağmen Avrupa ve dünya şampiyonluğu elde edilememiş olmasına rağmen futbol takımına aktarılan milyarlarca avroluk devasa bütçe diğer spor dallarına aktarılmamasına karşın ülkemiz futbol haricindeki diğer spor dallarında çok defa Avrupa ve dünya şampiyonluğu elde etmiştir.

Bu şampiyonluğu elde eden sporculara sorsanız birçoğu kendi imkân ve eski ekipmanlarıyla bu dereceleri elde ettiğini açıklayacaktır sanırım. Yani milyarlarca avro, bir türlü uluslararası arenada ülkemize başarı getirmeyen futbol yerine diğer spor dallarına aktarıldığını düşünsenize, diğer spor dalları müthiş derecede gelişeceği muhakkaktır.

Örneğin Bir süper lig futbol takımının bir deplasman gideri ile bir bisiklet spor kulübünü bir yıl boyunca federasyon yarışmalarının birçoğuna götürebilirsiniz. Ancak birçok bisiklet spor kulübü yol parası bile bulmakta zorlanıyor. Bisikletlerin şehirden şehre taşınması zaten başlı başına bir sorun iken müsabakaya gitmek daha büyük sorun halini almaktadır. Yarışmalara diğer rakiplerimizin kullandığı bisikletlerin çok alt seviyesinde bulunan mütevazi şahsi bisikletlerimizle katılıyoruz.

İş dünyası ve devlet yetkililerimizin başta bisiklet olmak üzere diğer spor dallarına olan ilgisizliği bizi fazlasıyla üzmektedir. Ama tüm bu olumsuzluklara rağmen bahanelere sığınmadan sadece sporumuzla ilgilenmeyi tercih etmeye devam ediyoruz.

E-Posta Bülteni

E-Posta bültenimize abone olun, en son haber ve röpörtajlardan ilk sizin haberiniz olsun!

Yorumlar için tıklayın

Cevapla

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Öne Çıkanlar

Bağlan
E-Posta Bülteni

E-Posta bültenimize abone olun, en son haber ve röpörtajlardan ilk sizin haberiniz olsun!