Dogma 65.1 ilk olarak 2012 yılında Bradley Wiggins ile gündeme oturdu. Kıvrımlı hatlara sahip kadro rakiplerinden oldukça farklıydı. Dogma 65.1’in yarışlardaki başarısı, göze çarpan tasarımın Pinarello’nun marka kimliği ile özdeşleşmesi anlamına da geliyordu; ancak F8 ve F10 tasarımında dalgalı profiller arka plana atıldı.
Yeni F12’de ise kavisler geri geldi ve bu bisiklet ayırt edici boru şekillerinin gelişmiş bir versiyonu. Pinarello’nun Ar-Ge koordinatörü Michele Botteon, kadronun aerodinamiğini ve sertliğini geliştirme de kilit rolün kıvrımlı kadro tasarımında olduğunu söylüyor.
“Dogma’nın yeni görünümü, tasarımın hoş bir yan etkisi oldu”
diye ekliyor Botteon.
Bisikletin rüzgar ile ilk temas noktası olarak, aero değişikliklerin çoğunun ön uçta (alın borusu, maşa, gidon, üst boru) yapıldığı göze çarpıyor.
“Tüm kabloları kadroyla entegre ettik, çünkü açıkta kalmaları sürtünmeyi arttıracaktı” diyor Botteon. “Bunu sağlayabilmek için gidon/gidon boğazı kombinasyonunu tamamıyla yeniden geliştirdik: Most Talon Ultra. Bir önceki tasarımla kıyaslandığında %5 daha aerodinamik, aynı zamanda %10 daha hafif ve %8 daha rijit.”
Temiz kokpit daha uzun ve daha kıvrımlı maşa sayesinde ilave aero desteği sağlıyor. “Ayrıca uzun maşa, jant ile maşa ayakları arasındaki hava akışını daha iyi kontrol ediyor” diyor Botteon. Buna karşılık, uzun boru profili genellikle daha “sert” sürüşler anlamına gelir. F12 ayrıca titreşimleri daha etkili bir şekilde sönümlemek için “Onda” (İtalyanca “dalga”) adlı bir maşa versiyonuna sahiptir.
Pinarello’nun yenilikçi alt borusu için ise daha fazla geliştirme yapıldı. 2017’de F10’un ortaya çıkışıyla Pinarello, alt boruyu üzerine monte edilen matarayı hesaba katacak şekilde tasarlayan ilk markalardan biri oldu. Bu kez, ikinci bir matarayı aerodinamik olarak ölçerek boru şekillerini bir kez daha değiştirdi: Kıvrımlı alt boru, orta çeki borusunun 5mm daha altında orta göbek ile birleşiyor.
“Sonuç olarak, içbükey alt boru, ilk mataranın ikinci matarayı daha iyi gizlemesine yardımcı oluyor” diyor Botteon.
Birkaç küçük değişiklik daha göz önünde bulundurularak Pinarello, F10’a kıyasla aerodinamiğin %7.3 arttığını iddia ediyor. Firma kendi verilerine göre 40km/s’te 8 watt kazanç sağlandığını söylüyor. Bisikletin arka bölümünde yeniden tasarımın tek adresi sertlik, “ya da bizim anlayacağımız dilden, “bisikletin pedal darbesine verdiği tepki” diyor Botteon. “F12 konfor anlamında bir dezavantaj yaratmıyor, yalnızca pedala uygulanan gücü arka tekerleğe aktarmakta daha iyi bir performans sergiliyor. Çeki borusu F10’dan farklı olarak kare bir şekle sahip; ki bu da esnemezliği bir hayli arttırıyor. F12, F10’dan %10 daha rijit.”
Büyük resim
F12 ayrıca, Pinarello’nun tasarıma
olan tutumu hakkında da daha geniş
bir açıklamaya yer veriyor. Bunlardan biri, F12’nin disk versiyonunun kumpas
fren versiyonuyla aynı anda geliştirilmiş olması.
“Disk frenli yol bisikleti piyasasının varlığı yadsınamaz bir gerçek ve giderek büyüyor” diyor Botteon. “Geçmişte, disk fren uyumlu yarış kadrolarımız yalnızca yan üründü. F12 Disk ise tüm gelişmelere paralel bir ürün. Tasarımın ortak bölümlerinde eşzamanlı olarak çalışabildik ancak fren sistemlerinin kendine has çözümler gerektirdiği yerlerde ayrıştık.”
Sonuç olarak, disk versiyonunun fren sistemine dayalı performansını artırmak için bazı farklı özelliklere sahip olmasına rağmen, kadrolar arasında sadece 20 gram ağırlık farkı var.
“Team Ineos hala kumpas fren versiyonu kullanıyor, fakat bunun sebebi disk fren grupsetlerinin 200-300 gram daha ağır olmasından kaynaklı” diyor Botteon.”Kadro açısından artık herhangi bir fark bulunmuyor.”
Bir diğer gelişim ise Pinarello’nun yarış bisikleti kategorisindeki rakiplerinin çoğunun yaptığı gibi modelleri hafif ve aero olarak ayırmak yerine, tek bir “çok yönlü” kadro yaklaşımı.
“Kadroları böylesi bir ayrıma tabi tutmanın herhangi bir mantığı olmadığına dair güçlü bir inanca sahibiz. “Baştan sona düz yolda koşulacak ya da tamamıyla tırmanış içerecek bir yarış asla olmayacak. Tırmanış etaplarında aerodinamiğin önem arz ettiği inişler; düz yol etaplarında ise sürüş kalitesi ve bisiklet hakimiyetinin öne çıktığı virajlar ve kıvrımlı yollar vardır” diyor Botteon. “Belirli bir alana odaklanan bisikletler yarışın başka yerlerinde dezavantaj yaratır. Verilerimiz çok yönlü bisikletlerin en geniş çeşitlilikteki yarış parkurlarında en iyi performansı göstermektedir. Ayrıca, karşıt niteliklerin harmanlanması bugün bile bisiklet tasarımının bilim ve sanatıdır.”
E-Posta bültenimize abone olun, en son haber ve röpörtajlardan ilk sizin haberiniz olsun!