Yazı Giles Belbin Fotoğraf Danny Bird
Salvarani’nin pro seviyedeki ilk senesi olan 1965 Fransa Turu’nun başlamasından beş gün önce, Felice Gimondi yaşamını dönüştürecek bir mesaj aldı. Gimondi, takım arkadaşları Bruno Fantinato’nun dizinin sakatlanması ve Battista Babini’nin ateşli hastalığa yakalanması sebebiyle Fransa Turu’nda kendisine ihtiyaç duyulduğu söylendiğinde, İtalya’nın doğusunda koşulan 77km’lik takım zamana karşı için Forli’deydi.
Gimondi, Forli’de beş Fransa Turu şampiyonu Jacques Anquteil’in iki buçuk dakika gerisinde ikinci olduktan sonra Bergamo’nun hemen kuzeyinde yer alan Sedrina’daki evine, bavulunu hazırlaması için gönderildi. Üç gün sonra Gimondi, Cologne’deki Grand Depart seyahati için Frankfurt’taki havalimanında dokuz takım arkadaşıyla birlikte yer alıyordu.
Gimondi Fransa Turu’nda yarışmak istememişti. Henüz daha 22 yaşındaydı ve 4,188km’lik yarışın genç bacakları için fazla ağır olacağını düşünüyordu. Yine de İtalyan dikkat çeken bazı sonuçlar elde etmişti – amatörlerin Fransa Turu olarak bilinen Tour de l’Avenir’i kazanmıştı ve bir önceki yıl Salvarani ile ilk yılında Giro d’Italia’yı üçüncü sırada tamamlamayı başarmıştı.
Her şeyden öte Gimondi, üçüncü olduğu Giro’yu kazanan ve Giro/Tour dublesi yaparak Fausto Coppi (1949/1952) ve Anquetil’in (1964) başarısını tekrarlamayı amaçlayan lideri Vittorio Adorni için çalışacaktı. Ancak işler planlandığı gibi gitmedi. Gimondi Rouen’de son bulan 3. etap sprint finişini kazandı ve sarı mayoyu sırtına geçirdi. Liderliği dört gün sonra kaybetmesine rağmen, yarış Pireneler’e ulaştığında Gimondi neredeyse Adorni’nin üç dakika önündeydi. Ardından Adorni’yi şanssızlık buldu. Col d’Aubisque eteklerinde yere çöktü ve mide problemlerinden şikayet etti. Adorni benzer ağrılar yaşayan tek bisikletçi değildi.
Mont Ventoux’da Poulidor öndeyken, yorgun Gimondi durdu. Genç İtalyan’ın düşmemesini sağlayan tek şey park etmiş bir arabaya tutunmayı başarmasıydı
Yarış lideri Bernard Van de Kerckhove de dahil olmak üzere, aynı dertten muzdarip en az 11 yarışçı Tour’u terk etti. Böylesi bir rakam kaşları kaldırdı ve dopingin yaygınlaştığı iddialarına yol açtı. Sonuç, Gimondi’nin yarış liderliğini geri kazanması ve takımının onun liderliğini üstlenmesi oldu. Gelecek iki haftada çaylak Gimondi en dikkat çekeni, en büyük rakibinin yokluğundan istifade etmek isteyen Raymond Poulidor’dan gelen peşi sıra atakların üstesinden geldi. Mont Ventoux’da Poulidor öndeyken, yorgun Gimondi durdu. Genç İtalyan’ın düşmemesini sağlayan tek şey park etmiş
bir arabaya tutunmayı başarmasıydı. Bir dakikadan fazla kaybetti ama yine de sarı mayoda kalmayı başardı. Bu arada, peloton Paris’e ulaştığında, Fransa Turu’nu koşmak istemeyen Gimondi üç etap kazanmıştı ve sarı mayo hala omuzlarındaydı. Yalnızca altı aylık profesyoneldi ama şimdiden bisikletin en büyük onuruna erişti.
Büyüyen fırtına Gimondi’nin 1965 Turu’nda kazandığı zafer sayesinde Salvarani rüya gibi birkaç ay geçirdi. Mart ayında Adorni, Hollandalı Arie Den Hartog’un sprint finişini almasına engel olmak için İtalyan Franco Balmamion ile yeterince çalışmayınca Milan-San Remo’yu ikinci sırada tamamladı. Yarış bittikten sonra Adorni büyük yarışları sık sık ikinci sırada bitirmesiyle ilgili: “Ne yazık ki Dünya Şampiyonası’nda [1964] ve San Remo’da önemli ikincilikler elde ettim.
Takımı esas olarak dönüştüren şey, 1964’te Adorni’nin, 1965’teyse Gimondi’nin Salvarani’ye katılmasıydı. Bir yıl sonra Gimondi takımın ilk Paris-Roubaix zaferini kazandı
Sprint finişlerinde her zaman benden daha güçlü bir bisikletçinin olması kaderim olmalı” diyecekti.Kısa süre sonra Adorni kazanmanın formülünü keşfetti. Mayıs’da Tour de Romandie’yi ve bunu takiben Giro’da üç etap ile pembe mayoyu muazzam bir zaferle kazandı.
Takımına ilk Büyük Tur galibiyetini getiren Adorni’nin ikinci ile arasındaki fark 11 dakikaydı. Salvarani takımı henüz iki yıl önce gözlerini açmıştı. Salvarani ailesi Parma, Baganzola’daki fabrikalarında mutfak üretiyorlardı. Salvarani kardeşler tutkularının yanı sıra, şirket profilini geliştirmek maksadıyla birçok kulübü desteklemekten kaçınmıyorlardı. İlk olarak bir futbol takımına sponsor olduktan sonra, eski Ghigi takımının sponsorluğunu devralarak, 1963’te bisiklet dünyasına giriş yaptılar.
1961 Giro şampiyonu Arnaldo Pambianco’nun takımın kurulmasından aylar sonra Sardunya Turu’nu kazanmasıyla Salvarani takımı başarıya kısa sürede ulaştı. Ancak takımı esas olarak dönüştüren 1964’te Adorni’nin, 1965’te ise Gimondi’nin Salvarani renklerine katılmasıydı.
Tour zaferinin ardından bir yıl sonra Gimondi, takımın ilk Paris-Roubaix galibiyetini elde etti. Gimondi, Arnavut taşlı sektör Pas-Roland’dan Mons-en-Pevele’e yükselen sektörde atağını yaptı ve son 40 kilometreyi tek başına giderek, dört dakikalık bir farkla bitiş çizgisinden ilk sırada geçti. Yıl sonuna doğru Gimondi, gittikçe genişleyen başarılar listesine Lombardiya Turu’nu ekledi. Salvarani’nin su götürmez lideri Gimondi olduğunda, Adorni 1966’da takımı terk etti (Adorni 1971’de menajer olarak takıma geri döndü).
Adorni’nin yokluğu 1967’de Dino Zandegu ile ve bir sonraki yıl da Rudi Altig’in takıma katılmasıyla dolduruldu. Her iki isim de takımdaki ilk yıllarında Monument – Zandegu Flanders Turu’nu, Altig ise Milan-San Remo’yu kazandı.Aslında Zandegu, Gimondi’nin talimatıyla Flanders’ın son anlarında atak yaptı. Aslen Gimondi Merckx’in Zandegu’nun atağına reaksiyon göstermesini umuyordu ama Belçikalı Salvarani’nin lideriyle kalmayı tercih ettiğinde Zandegu galibiyeti hanesine yazdırdı.
Takım aynı zamanda Paris-Tours, GP des Nations, Paris-Brussels ve İsviçre Turu’nu kazandı..Gimondi 1972’de Salvarani kapılarını kapamadan önce iki Giro ve bir Vuelta’da daha şampiyonluk yaşadı. Takımın dikkat çeken diğer bisikletçileri Gianni Motta, Walter Godefroot ve takımın son yılında gökkuşağı mayoyu kazanan Marino Basso’ydu.
E-Posta bültenimize abone olun, en son haber ve röpörtajlardan ilk sizin haberiniz olsun!