Boom’un yeni bisiklet müzesinin danışma masasının hemen arkasında bulunan duvarda ahşap ve metalden yapılmış bir masa asılı. Üstünde, modern çağın en iyi bisikletçilerinden bazılarının imzası olan masa bisiklet görünümünü çağrıştırıyor.
“VTR kanalı, her yıl Tour de France zamanı bir masa tasarlama yarışması düzenliyor” Cavendish, Cancellara ve Contador’un imzalarını gösteren Paul van Bommel devam ediyor. “Kazanan tasarım, Tour’un Vive le Vélo gösterisinde kullanılıyor ve bisikletçilerden masayı imzalaması isteniyor. Bu masa da 2010 yılından.”
Van Bommel, Antwerp’in ünlü Sportpalais’i de dahil olmak üzere, 20. yüzyılın başlarında velodromlar inşa eden Apostel-Mampaey ailesinin onuruna adı verilen bisiklet müzesi De Velodroom’un küratörü.
Rupel nehrinin kıyısında yer alan müze, ünlü Tomorrowland festivaline ev sahipliği yapan Boom’un eğlence bölgesi olan Schorre’a yakın bir mesafede kurulmuş, bir bisiklet merkezinin kalbinde yer alıyor. Her yıl 400,000 insan tarafından kullanılan popüler Flanders Bisiklet Rotaları, bu merkezden geçiyor ve burada bisiklet kiralamak yahut elektrikli bisikletinizi şarj etmek mümkün.
1954’te Antwerp’te dünyaya gelen Van Bommel, spora ilgisi sınırlı bir ailede yetişmiş. “Babam hokey ve tenis oynardı ama buradaki insanların çoğu bisikletle ilgilenirdi” diyor Van Bommel. Kendisi de genç yaşta pedal basmaya başlamış ve yerel kilisenin etrafındaki yerel yarışlarda arkadaşlarını mağlup etmiş.
“20 tur koşardık ve finişte kadraja bile giremezlerdi” Van Bommel gülüyor. “Herkese profesyonel bisikletçi olmak istediğimi söylüyordum ama ailem bu fikirden pek hoşnut değildi.
Ailesini esas endişelendiren, bisiklet sporunun tehlikesi olmuş. “Rik Van Linden’in (Belçikalı pro) babasının bisiklet mağazasına gittiğimi hatırlıyorum. Ayak kayışlı pedal satın aldım ama eve geldiğimde babam pedalların çok tehlikeli olduğunu söyledi ve bisiklete eski pedalları geri taktı.”
Yine de, Van Bommel’in kanına bisiklet girmiş. “Aynı zamanda oradan bisiklet eldiveni de satın almıştım” diyor Van Bommel. “O eldivenlerin kokusunu hala hatırlıyorum. Beni çılgına çevirirdi. Yatağa bile onları çıkarmadan girerdim!”
Van Bommel aynı zamanda bir başka tutkuya daha sahip – yemek pişirmek. “Annem çok iyi bir aşçıydı ve onun etrafında çalışmaya bayılırdım. Aşçılık okuluna gitmeye karar verdiğimde henüz daha 11 yaşındaydım.” Van Bommel profesyonel bir şef oldu ve kendi restoranını açtı.
Koleksiyon tutkusu
Van Bommel’in bisiklet sevdası henüz tam anlamıyla gün yüzüne çıkmamışken bile biriktirme dürtüsü genlerinde varmış. “Babamın tamamı kusursuzca düzenlenmiş 7,000 jaz kaseti vardı” diyor Van Bommel. Ailesi Fransa’daki tatillerinden Van Bommel’e minyatür bir bisiklet heykelciği getirdiğinde, zamanla 1.700 rakamına ulaşacak bir koleksiyonun ilk tohumu atılmış. Ancak bu yalnızca başlangıç.
“14 yıl önce, Jos De Schoenmaecker’i [Eddy Merkcx’in takım arkadaşı] tanıyan bir arkadaşım vardı” diyor Van Bommel. “Ona, ‘Merkcx’i restorana getir, karşılığında ona bedava yemek pişireyim’ dedim. Sonuç olarak, Merckx benim için imzaladığı iki Molteni mayosuyla çıka geldi. Bu iki mayo sahip olduğum ilk mayolardı ve o günden itibaren mayo toplamaya başladım. Bisikletçiler bedava yemek yediler ve karşılığında mayolarını verdiler. Greg Lemond, Lucien Van Impe, Rudi Altig, Raymond Poulidor – hepsi de geldi.”
Van Bommel’in şimdilerde 700 mayosu var; kupaları, madalyaları, bisikletleri ve diğer bisiklet üzerine koleksiyonlardan söz etmiyoruz bile.
‘Herkese profesyonel bisikletçi olmak istediğimi söylüyordum ama ailem bu fikirden pek hoşnut değildi’
Van Bommel ilk olarak koleksiyonunu restoranında sergiledi. Zamanla restoran iyi bilinir bir mekana dönüştü ve insanlar akşam yemeklerini sadece sergiye göz atmak için burada yer hale geldi ancak Van Bommel üç yıl önce emekli olmaya karar verdiğinde, yeni bir eve ihtiyaç duydu.
“Schorre yöneticisi bana geldi” diye söze başlıyor Van Bommel. “Sembolik bir madeni parayı aldı, masaya koydu ve şöyle dedi: ‘Bu senin koleksiyonun için. Bir müze de dahil olmak üzere bisiklet sürüşü için bir merkez oluşturmak istiyorum.’ Sonuç bu.”
De Velodroom, en yeni eko-teknoloji ile inşa edilmiş modern ve şık bir müze. Müze duvarları eski Antwerp pistinin bölümleri ile kaplanmış. Müzenin en ilgi çeken bölümü ise LeMond, Rik Van Steenbergen, Merckx, Freddy Maertens tarafından giyilmiş mayolar. Ayrıca, Olimpiyat ve Dünya Şampiyonası altın madalyaları ve Fabian Cancellara’nın 2010 Flanders Turu kupası da dahil, Kuipke pistinin minyatür bir modeli de müzede yer alıyor.
Van Bommel’in en kıymetli parçalarının arasında Van Impe’nin sarı mayosu var. “O benim idolümdü, tırmanış stili… Harikaydı” diyor Van Bommel. “Ve bir de Yvonne Reynders. Yvonne’i artık kimse bilmiyor ama Jeannie Longo ile birlikte çağının en iyi iki kadın bisikletçisinden biriydi. Restorandaki masalarımdan birini onun başarılarına adamıştım ve bu da onu çok mutlu etmişti. Bu sebeple gökkuşağı mayosunu bana verdi.”
Müzede son derece dokunaklı hatıralar da var. Müzenin bodrum katında, 22 yaşında Mayorka’da bir yarış sırasında öldürülen Willy ‘Rupske’ Lauwers’a adanmış bir anıt bulunuyor. Karşısında ise eşinin cenaze masraflarını karşılayabilmek için küçük parçalara ayırarak sattığı bir mayosu mevcut.
‘Bisikletçiler bedava yemek yediler ve karşılığında bana mayolarını verdiler. Greg Lemond, Lucien Van Impe, Rudi Altig, Raymond Poulidor – hepsi de geldi’
Ve bir de, Tour’da sarı mayoyu giymiş, eski Fransa ulusal şampiyonlarından Raymond Delisle’nin bir mayosu var. “Delisle’nin Normandiya’da bir misafirhanesi vardı, oraya gittim ve koleksiyonum hakkında konuşup resimleri gösterdim” diyor Van Bommel. “Tam ayrılmak üzereyken Delisle ‘bir dakika bekle’ dedi ve odadan dışarı çıktı. Elinde bir Peugeot mayosuyla geri döndü. Delisle, ‘Yalnızca iki mayom var. Birini kendime saklıyorum, bunu ise sana vereceğim çünkü senin bisiklet tutkusuyla yanıp tutuşan bir adam olduğunu görebiliyorum’ dedi. Mayonun üstüne ‘Saygılarımla, Raymond Delisle’ yazarak imzaladı ve bana verdi.
“Aradan geçen zamanda Delisle merdivenden düştü ve yürüyemez hale geldi. Bir yıl sonra da intihar etti… Bu mayo için ona karşı taşıdığım bir sorumluluk var.”
Bu, kendi koleksiyonunun sergilendiği müzenin küratörlüğünü yapmak için bir tatil hediyesi olarak alınan tek bir bisikletçi minyatürünün serüvenidir. “Biraz çılgınca” Van Bommel kabul ediyor. “Eğer ailem bugünleri görebilseydi, benle gurur duyardı çünkü her şey onların bana verdiği tek bir minyatür ile başladı. Koleksiyonum için inşa edilmiş bunun gibi bir müzenin varlığını hayal bile edemezlerdi. Bu beni çok gururlandırıyor.”
De Velodroom, Rupeldijk, Hoek 129, Boom, Belçika’dadır. Giriş ücretsizdir. Develodroom.be adresinden daha fazla bilgi alabilirsiniz.
E-Posta bültenimize abone olun, en son haber ve röpörtajlardan ilk sizin haberiniz olsun!