Yazı Giles Belbin Fotoğraf Danny Bird
2 Nisan 1992’de “Gibus” olarak da bilinen Gilbert Duclos-Lassalle, Paris-Roubaix başlangıç noktasındaki yerini aldığında, gözler heyecanla Roubaix velodromuna odaklanmıştı. Gibus Paris-Roubaix’nin yabancısı değildi. Fransız 14’üncü kez Paris-Roubaix koşacaktı ve ilk defa Kuzey’in Cehennemi’nde yarıştığında tarih 1978’di. Gibus o gün yarışı 28’inci sırada tamamladı, ancak 263km’lik yarış parkuru boyunca arnavut kaldırımlı taşlara karşı sevgisi arşa ulaşmıştı. İlk çıkışından bu yana Gibus’un talihi Fransa’nın en büyük tek günlük yarışında, DNF’ler, yetersiz performanslar ve bazı harika derecelerle doluydu.
1980’de baskın güç Francesco Moser’in ardından ikinci olmuştu. 1983’te bu sefer Hennie Kuper’in arkasından benzer bir sonla yarışı tamamladı. Gibus ve Moser’in tükenmek bilmeyen çalışmasından faydalanan Hollandalı bisikletçi, meşhur zaferini kaçıştan yaptığı solo atakla elde etti. 1989’da Duclos-Lassalle diz sakatlığından döndükten hemen sonra dördüncü olmayı başardı. Eddy Planckaert’ın Steve Bauer karşısında foto finişte kazandığı 1990 edisyonunda ise altıncı olmuştu.
1992’de Gibus 37 yaşındaydı. Şüphesiz artık kazanma şansı kalmamıştı. 1987’deki kuruluşundan bu yana Roger Legeay’nin Z ekibinin bir üyesiydi. Takım çok fazla yarış kazandığı halde gözlerini asla bir anıtsal klasiğe dikmemişti.
Duclos-Lassalle’ın tek klasik galibiyeti 1983’te geçmişinin gölgesi olan Bordeaux-Paris’de geldi. Buna ek olarak, Duclos-Lassalle’dan daha yaşlı yalnızca iki bisikletçi – 1902’de Lucien Lesna ve 1960’da Pino Cerami – Paris-Roubaix’yi kazanabilmişti. Kısacası tüm istatistikler Fransız bisikletçinin aleyhineydi. Ancak bir adam hala bunun olabileceğine inanıyordu; o da Gibus’un kendisiydi.
Günün ilk kaçışı henüz yakalanmamışken yarış belirleyici sektörlere girdiğinde Duclos-Lassalle, Arenberg ormanında atak yapan Jean-Paul van Poppel’i takip etti. Rik Van Slycke’nin de dahil olduğu üçlü kaçışı yakaladı ve Roubaix’ye doğru yöneldi. Arkadaysa Greg LeMond tarafından ustalıkla yönetilen Z takımı, kovalayan grubu engelledi ve pelotonu bozdu. Ardından Gibus harekete geçti ve 45km kala Ennevelin’in arnavut kaldırımı üzerinde hızını arttırdı.
Takım menajeri Legeay, kilometreler azaldıkça bisikletçisinin yanına sıkça gidiyor ve Duclos-Lassalle yoruldukça onu cesaretlendirmek için bağırıyordu. Carrefour de l’Arbe’da, Olaf Ludwig atağını açtı ve Gibus’u kovalamaya başladı. Nihayet organize bir takip oluştu – sadece bir yarışçı tarafından – ve Ludwig zaman farkını hızla azalttı.
Görüntü Fransızların bir kez daha kahramanca kaybeden Fransız bir bisikletçiyi Roubaix velodromundan alkışlayacağı yönündeydi. Ancak Duclos-Lassale bu sefer farklı olacağından emindi.
Ludwig yorulduğunda Gibus Roubaix velodromuna girmek için son gücünü kullandı. Gibus yüzünde bir gülümseme ve iki eli havada, bitiş çizgisinden geçerek taraftarların omuzlarında taşınmadan önce son 100m’yi tek başına pedalladı.
Nihayetinde Duclos-Lassale Paris-Roubaix zaferine ulaşmış ve Z takımı da ilk Monument’ini cebine koymuştu. “Emekli olacak mısın?” diye sorulduğunda Gibus, “Çıldırdın mı? Gelecek yıl yine geleceğim – Bence Paris-Roubaix’yi bir kez daha kazanabilirim” diye cevap verdi. Gilbus tam olarak dediğini gerçeğe çevirdi yalnızca Z takımı mayosu giymiyordu.
Bisiklet imparatorluğundan
Zannier Grup 1960’larda Roger Zannier tarafından kuruldu. Özellikle çocuk giyimi üzerine yoğunlaşan firmanın Z markası 1980’lerde piyasaya tanıtıldı. 1986 Temmuz ayında Fransız bisiklet markası Peugeot, 10 yıllar süren takım sponsorluğundan çekildiğini açıkladı. Bu arada Zannier, marka bilinirliğini arttırmanın yollarını arıyordu. Peugeot Sportif Direktörü Legeay, Zannier ile iletişime geçti ve anlaşma kısa sürede yapıldı. Z takımı işte böyle doğdu.
Takımlar arasındaki fark bu denli büyük olamazdı. Peugeot’nun ünlü siyah-beyaz damalı mayolarının yerini, Z takımının ön tarafa sıçrayan, pembe bir Z harfi ile sarılı patlayıcı bir tonda mavi rengi almıştı.
“Greg LeMond, Fransa Turu’nda iki dakika farkla sarı mayosunu savundu ve şampiyonluğunu ilan etti”
Logo zaten mevcuttu ve koyu mavi şirketin rengiydi, Legeay o yıllara dönüyor. “Bizim yaptığımız ana katkı, logoyu bir çocuğun el yazısı gibi göstermekti.”
Takımın ilk galibiyeti 1987’de, Etoile de Besseges’in ilk etabında, Gilbert Glaus’la geldi. Dört gün sonra takım ilk genel klasman galibiyetini kutlarken, podyumun en üst basamağında Ronan Pensec vardı. Bir yıl sonra Jerome Simon takımın ilk Fransa Turu etap galibiyetini aldı. Ardından 1989’da Fagor’un İskoç bisikletçisi Robert Millar takıma katıldı. Millar takıma bir Tour etabı kazandırmanın yanı sıra, Britanya Turu genel klasman zaferini armağan etti. Z en ihtişamlı sezonunu 1990’da yaşadı.
Zannier pamuk ellerini cebine götürdü ve son Tour şampiyonu Greg LeMond’u transfer etti. Amerikalı isim takıma yeni bir uluslararası kimlik kazandırdı. Bu sayede gelenekçi olarak bilinen Fransız takımı bisiklet sporunun globalleşme hızını arttırdı ve teknolojik sınırları zorlamaya başladı. En büyük ispat; Duclos-Lassale’ın Roubaix’yi kazandığında kadrosuna entegre edilen RockShox süspansiyonlu maşaydı.
Millar, haziran başında Dauphiné Libéré’yi kazandı ve LeMond, Fransa Turu’nda iki dakika farkla sarı mayosunu savundu. Kendisine teklif edilen milyonlarca doların dışında, dağlardaki sağ kolu Millar’ın varlığı, LeMond’un Z ile sözleşme imzalamasının başlıca sebeplerinden biriydi. Ancak İskoç bisikletçi gıda zehirlenmesi sebebiyle Tour’u Pireneler’e gelmeden bırakmak zorunda kalmıştı. Buna rağmen LeMond, Paris’e üzerinde sarı mayoyla ulaşmayı başardı. LeMond’un tek bir etap dahi kazanmamış olması, “Merckx veya Hinault kadar agresif yarışmadı” eleştirilerine konu oldu.
LeMond’un cevabı açıktı: “Eğer etap kazanmaya odaklansaydım, muhtemelen Fransa Turu’nu kaybederdim.”
Başarı listesinde birçok zafer olan takımın öne çıkan iki galibiyeti LeMond’un Fransa Turu ile Duclos-Lassalle’in Paris-Roubaix birincilikleriydi. Ayrıca bu zafer bir Fransız takımının kazandığı son Tour olarak hala günümüzde yaşamakta. 1992 sezonunun ardından Zannier bisiklet sporuna yaptığı yatırımı çekti. Takımın isim sponsorluğu ise Gan’a geçti.
Bu forma, Paul Van Bommel’in Belçika’daki Boom Deneyim Merkezi’nde sergilenen hatıra koleksiyonunun bir parçasıdır. Daha fazla bilgi için deschorre.be/develodroom.html adresine gidin.
E-Posta bültenimize abone olun, en son haber ve röpörtajlardan ilk sizin haberiniz olsun!