Spor hayatı, 1996 yılında Çatalhöyük Çumra Belediye Spor’da başlayan İsmail Uğurlu, şimdilerde ilk sporcularından olduğu takımıyla birlikte başarıdan başarıya koşmaya devam ediyor. Ancak bu kez sporcu olarak değil, antrenör olarak. Yaklaşık yedi yıl süren aktif spor hayatında milli formayı sayısız kez taşıyarak Türkiye şampiyonlukları elde eden Uğurlu, 9 yıldır antrenör olarak bisikletin içerisinde yer almayı sürdürüyor.
Milli takımda ve Çatalhöyük Çumra Belediye Spor’da antrenörlük görevini sürdüren Uğurlu, hem yol hem de dağ bisikletinde oldukça başarılı bir sezonu geride bırakarak adından söz ettiren Çatalhöyük Çumra Belediye Spor Bisiklet Takımı’nı ve gelinen noktayı şöyle anlattı:
“Çatalhöyük Çumra Belediye Spor Bisiklet Takımı, şu anda elit kategoride sporcu çıkarabilen tek kulüp olma özelliğini taşıyor. Geçtiğimiz yıl bir sporcumuzu Torku’ya gönderdik ve önümüzdeki sezon da bu transferler devam edecek. Bunun en büyük sebebi, kulüp olarak gençlere odaklanıyor olmamız. Biz yıldız A, yıldız B ve genç olmak üzere üç kategoride sporcu yetiştiren bir takımız. Üstelik bu sezon itibariyle, bu üç kategoride de hem bireysel hem de takım şampiyonluklarımız bulunuyor.
Bu sezon iki sporcumuz Türkiye Şampiyonası’nda genel klasman birincisi olurken iki sporcumuz da yine farklı kategorilerde genel klasman ikincisi oldu. Bu sporculardan ikisi elit kategoriye geçti. Diğer yandan özellikle Yıldız B kategorisinde yarışmakta olan sporcumuz Ramazan Yılmaz’dan bahsetmek istiyorum.
Ramazan, geçtiğimiz yıl bisiklete başladı fakat hırslı ve çok çabuk öğrenen sporcu olduğu için çok hızlı yol aldı. Kendisi ileride çok büyük bir sporcu olacağına inandığımız bir isim olduğundan özellikle altını çizmek istedim. Kulübümüze pek çok sporcu geliyor, her biri de yetenekli evet fakat Ramazan, gerçekten kumaşı çok farklı olan bir sporcu.
Koştuğu ilk yarışta dördüncü, ikinci yarışta ise ikinci oldu. Geçtiğimiz yıl ikinci olduğundan bu yana katıldığı hiçbir yarışta kürsü görmeden dönmedi. Bu sezon ise Ramazan, girdiği tüm yarışlarda hem yol hem de dağ bisikleti branşında birinci oldu.
Ek olarak bu yıl bireysel zamana karşı, yol ve dağ branşlarının üçünde de ulusal şampiyonluk mayosunun sahibi oldu. Gerçekten Türk bisikleti için çok umut vadeden bir sporcu. O yüzden Ramazan’a ayrı bir parantez açmak istedim. Çünkü bu ismi önümüzdeki yıllarda da çok fazla duymaya devam edeceğimizden eminiz.”
Uğurlu, kulüp olarak sürekli kendilerini geliştirdiklerinin altını çizerken yeni alanlara yönelmeyi de sürdüklerini bildiriyor. Bu kapsamda dağ bisikletine ve kadınların da kulübe katılmasına öncülük ettiklerini söyleyen İsmail Uğurlu, bu süreci şöyle anlatıyor:
“Konya, dağ bisiklet konusunda öne çıkmış bir şehir değildi. Daha çok yol bisikleti ağırlıklıydı buradan çıkan takımlar. Ancak biz bunu değiştirmek istedik ve geçtiğimiz yıl uzun bir aradan sonra ilk kez Konya’dan dağ bisikleti müsabakalarına sporcu gönderdik. Sonuçta hem 14 yıl aradan sonra Konya’ya ilk Dağ Bisiklet Türkiye Şampiyonluğu’nu kazandırdık hem de dağ bisikletinin de artık Konya’da var olduğunu göstermiş olduk.
Öte yandan Çumra Belediye Spor olarak kadın sporcularımızın da sayısını artırmak için çalışmalarımız mevcut. Bu hem Konya’da hem de kulüp bünyesinde ilk kez yapılan bir uygulama. Şu an kulübümüzde üç kadın sporcumuz bulunuyor. Yeni başladılar fakat seviyeleri her geçen gün daha da iyiye gidiyor. Bu sezon henüz bir yarış koşmadılar, biraz daha hazırlanmaları gerektiğini düşünüyoruz.
Ancak umuyoruz önümüzdeki sezonda kadın sporcularımız da yarışlarda Çumra’yı en iyi şekilde temsil edecek. Bu noktada kadın ve erkek, herkese kapısı açık olan bir kulübüz. Üstelik sevindirici bir biçimde Çumra’da, kadınlar tarafından da çok fazla talep var kulübe katılım anlamında. Bizler de elimizden geldiğince her birine fırsat tanımaya gayret gösteriyoruz.”
İsmail Uğurlu, başarıdan başarıya koşmayı sürdüren takımı Çumra Belediye Spor’un geldiği noktadan memnun. Ancak hedeflerinin daima gelinen noktanın bir tık üzerine çıkmak olduğundan söz eden Uğurlu, kulüp olarak büyümenin ve uluslararası arenada yer almanın gerekliliğinin altını çiziyor:
“Şu an takım olarak oldukça iyi bir noktayız. Hedefimiz bunun da üstüne katarak bir üst seviyeye çıkabilmek. Bu noktada temel amaçlarımızdan biri elbette bu başarıyı uluslararası arenaya taşımak. Şu an bizim hiçbir sporcumuz yurt dışında mücadele etmekte olan sporculardan daha kötü bir seviyede değil.
Bizim en büyük eksiğimiz yurt dışında start sayımızın oldukça az olması. Sayı ile ifade etmek gerekirse yabancı takımlar örneğin bir yılda yurt dışında 40-50 start alıyorsa bizim sporcularımız sezon içerisinde 10-12 startı ancak alabiliyor. Tabii böyle olunca diğer sporcular hem fiziksel hem de mental olarak daha dayanıklı ve yarışa hazır hale geliyorlar. Aramızdaki fark da bundan kaynaklanıyor.
Örnek vermek gerekirse sezon başında Velo Alanya yarışlarında takım sporcularımızın birlikte yarıştığı hatta geçtiği Ukraynalı sporcu Andrei Ponamar, altı ay sonra karşımıza Avrupa Gençler Yol Şampiyonası’nda Avrupa Şampiyonu olarak çıktı. Biz o süreçte Avrupa’da olamadığımız için bu fırsatı değerlendiremedik ve onlar da iyi hazırlandıkları ve süreci iyi değerlendirdikleri için bunun mükafatını Avrupa Şampiyonu olarak aldılar.
Çumralı sporcuların ilk iki sırayı paylaştığı yarışta, Ukraynalı sporcu Andrei Ponamar üçüncü sırada yer alıyor 
2019 Avrupa Şampiyonu Ukraynalı sporcu Andrei Ponamar
Buradan hareketle şunu söyleyebilirim ki bir Türk sporcunun Avrupa Şampiyonu olması olanaksız değil. Bizim de çok yetenekli sporcularımız var ve her biri Avrupa’da boy gösterebilecek kapasitede. Fakat bunun için sezon planlamasını çok iyi yapmak, start sayısını artırmak gerekiyor. Ancak start sayısının artırılması için kulüplerin bireysel olarak da yarışlara gidebilmesi gerekiyor. Tabii elbette en önemlisi sporcu ve kulüplerin hem maddi hem de manevi anlamda desteklenmesi.
Şu anda Türkiye’de sporcu yetiştiren kulüp sayısı yok denecek kadar az. Bizler takım olarak her yıl peyderpey bir sporcu, iki, üç sporcu yetiştirerek büyüklere taşımayı hedefliyoruz. Tabii bu noktada bu kategorideki sporcularımızı değerlendirebileceğimiz büyük bir takım açma hedefimiz de mevcut. Çünkü bizler sporcularımızı genç yaşta takıma aldığımız ve onları sıfırdan yetiştirdiğimiz için hem sportif anlamda hem de kişilik anlamında tüm özelliklerini biliyor oluyoruz. Bunun için yetiştirdiğimiz sporcu dışarı gitmesin, elit kategoriye geldiğinde de alıştığı ortamda, alıştığı insanlarla yarışsın, bizimle kalsın istiyoruz. Bu sebeple bu konuyla ilgili de çalışmalarımız sürüyor.
Kulüp olarak potansiyeli çok yüksek sporculara sahibiz ve bu sporcuların, yok olmasını, ilerde bir gün sporu bırakmasını istemiyoruz. Şu an kulübümüzdeki sporcuların ve genel olarak bisiklet camiasının bizden beklediği şey, daha büyük bir takım haline gelmemiz. Bunu gerçekleştirmek için de ihtiyacımız olan yegane şey ise daha fazla destek görmek.”
E-Posta bültenimize abone olun, en son haber ve röpörtajlardan ilk sizin haberiniz olsun!
