Yazı Ömer Yavru
İstanbul’a bu sene yaz, tam anlamıyla bir türlü gelmedi. Tam sıcaklar bastırdı, yaz kendini hissettirdi derken hop bulutlar çöküyor, gökyüzü yağmur döküyordu. Benim gibi sıcak sevenler için bu durum hiç hoş değil! Neyse! Tokyo 2020’ye bir yıldan az bir süre kaldı.
Olimpiyat oyunları derslerine başlayıp güneşsiz günleri başımı notlara, yazılara gömerek tüketiyorum. Yol bisikletinde olimpiyat kotası almak kime ne kadar ve nasıl ‘kısmet’ olacak ve Türkiye’nin olimpiyat yol’undaki durumu ne halde bir bakalım.
Dünya bisikletini yöneten UCI’dan alınan bilgilere göre, Tokyo 2020’de kadınlar ve erkeklerde yol bisikleti yarışları yapılacak. Bu arada şu dipnotu ekleyeyim; kadınlar Los Angeles 1984’ten bu yana yol yarışlarında yer alırken, Atlanta 1996’dan itibaren yol zamana karşıda da olimpiyatlarda boy göstermeye başladı.
Kadınlar ve erkeklerde 193 bisikletçiden oluşacak kontenjanı kapma mücadelesi sürüyor.
Kadınlar yol bisikletinde olimpiyatta yer almak için 27 Ekim’de açıklanacak ülke dünya sıralamasında ilk 22’de olmak gerekli. Sıralamada ilk 5’teki ülkelerden 4; 6 ila 13’üncü basamak arasında bulunanlardan 3; 14 ila 22 arasında sıralanan ülkelerden ise ikişer sporcu Tokyo’ya gidecek.
“Erkekler yol bisikletinde Tokyo’da olacağız, bu garanti ama bir kişi mi yoksa iki kişi mi gidecek?”
Bu yazı kaleme alındığında pardon klavyeye döküldüğünde kadınlarda Hollanda açık ara birinci, takipçisi İtalya da ikincilik yolunda üçüncü olan Almanya’ya şimdilik fark atmış durumda. Bir hafta önceki sıralamada şu an 13. sırada Norveç var, Meksika 16. sırada yer alıyor. Ha bu arada kadınlar yol bisikletinde, olimpiyatı rüyamızda bile göremiyoruz: 76’ncı basamaktayız. Dört sporcumuzla puan topladık. Onların puanları da Türkiye Şampiyonluğu yarışlarının sonuçlarından geldi.
19 yaşındaki genç pedalımız Keziban Koyun 31 puanla en çok puan alan isim. Kübra Bektaş (25) 18; Esin Yılmaz (28) ve Buse Aygün (22) de 10’ar puanla ülke sıralamasına katkı sağladı. Buse Aygün’ün triatlondan yolunu bisiklete çevirdiğini de belirtelim.
Parantez içinde yaşlarını yazdığım bu arkadaşların daha iyi yerlere gelmesi ve onların yanına yenilerinin eklenmesi için neler yapılıyor, nasıl bir planlama var acaba?
Gelelim erkekler yol bisikleti olimpiyat kotası durumuna…
Erkekler yol bisikletinde Tokyo’da olacağız, bu garanti ama bir kişi mi yoksa iki kişi mi gidecek, şu an belirsiz. Bence büyük olasılıkla iki bisikletçimiz Tokyo’da olacak.
128 kişilik kota için puanlar toplanmakta ve 27 Ekim 2019 tarihindeki ülke sıralamasına göre giden gidemeyen, hangi ülke kaç bisikletçiyle gider belli olacak. Beş bisikletçi ile Tokyo 2020’de olmak isteyenler, sıralamada ilk 6’da olmalı.
7 – 13 arasındakiler 4; 14 -21 arasındakiler 3; 22 – 32 arasında bulunan ülkelerden 2; 33 – 50 arası sıralanan ülkeler 1 bisikletçiyle olimpiyata katılacak.
Bizim için can alıcı nokta burada. Türkiye şu anda, yine altını çizeyim yazıyı hazırladığım gün itibariyle ülke sıralamasında 34, Letonya ise 32. basamaktaydı. Ve aramızda yaklaşık 175 puan fark bulunuyordu. Türkiye’nin, Salcano Sakarya BB takımından altı isim dışında Torku Şekerspor’dan iki bisikletçi ile 1308 puanı vardı.
Olimpiyat yolunda puan toplayan isimlerin başında Rio 2016’da milli formayı giyen Onur Balkan (23) geliyor. Ülkemizin son dönemdeki en iyi sprinterlerinden Ahmet Örken (26) ile deneyimli isim Mustafa Sayar (30), beklenen performansları bence sergileyemediler. Takım arkadaşları Feritcan Şamlı (25), Serkan Balkan (25) ve dağ bisikleti kökenli hatta hâlâ dağ bisikleti için de olimpiyat puanları getiren genç yeteneklerimizden Halil İbrahim Doğan (19) da ülke puanı toplayan isimlerden.
Bir dönem Türk bisikletinin dinamosu olan ancak son yıllarda büyük düşüş yaşayan Torku Şekerspor’dan 21 yaşındaki Batuhan Özgür ile takım arkadaşı bir başka genç pedal Ahmet Örencik (20) Salcano Sakarya BB dışında puan getiren iki sporcu. Sonuçta, bisikletçilerimizin bu farkı kapatıp 27 Ekim’de ilk 32 ülke arasına adını yazdırması beklentimiz. Eğer sıralamada 33 ve aşağısında bulunursak bazı özel kriterlerden dolayı yine de iki bisikletçi ile Tokyo’da olabiliriz.
Salcano Sakarya BB dışında dişe dokunur bir takımımız yok. Tek takımla da yapılacak işler sınırlı tabii.
1976’dan sonra bisiklet dalında 2008’de olimpiyattaydık. Hatta aynı yıl dağ bisikletinde ilk kez yer almıştık. Ağustos sayımızda sevgili Muammer Yıldız, dağ bisikletinde 2020 oyunları için neler olup bittiğini çok güzel toparlamıştı. Kadınlarda büyük olasılıkla olimpiyattayız hem de tarihimizde bir ilk olacak. Ama erkeklerde ne yazık ki kendimizi ‘cezalandırdık’ ve oyunlara gitme şansını elimizin tersiyle ittik. Pekin 2008’den sonra 2012’de yani Münih 1972’den sonra yol bisikletinde ilk kez olimpiyat oyunlarına gitmiştik. Hem de üç bisikletçimizle Londra’daydık. Ardından Rio 2016’da iki isimle yer aldık.
Olimpiyat oyunlarında bulunmanın önemini, değerini bilen bir sporsever olarak diyorum ki ‘üst üste olimpiyatlar yol’unda olmak çok güzel’. Rio gibi Tokyo’da da iki bisikletçimiz yarışacak bence ama bu noktada dikkatinizi çekmek istediğim bazı noktaları sıralayayım:
1. Olimpiyatlara katılmak için uygulamaya konulan yollar
2. Oyunlara katılacak isimlerin seçim kriterleri
3. Oyunlara hazırlık dönemi
4. Katılan isimlerin yaşadıkları (öncesi, sırası, sonrası)
5. Bu katılımlar sonrasında Türkiye’deki yansımaları, doğurduğu sonuçlar
Olimpiyat oyunları için puan toplanan dönemde özellikle oyunlara gidebilmek için yoğun bir yurt içi yarış takvimi uyguluyoruz. Türk bisikletçisine uygun parkurlar ve ‘uygun’ rakiplerle yarışıp puanları topluyoruz. Geride kalan yarışlarda çok da istediğimiz gibi sonuçlar elde edemedik bu kez.
“Federasyon ne gibi çıkarımlar yaptı? Bir sonraki olimpiyat oyunları için ne gibi hazırlıklar yapılmalıydı? Katılım sürecinden itibaren nasıl bir yol haritası ortaya konulacak?”
Londra 2012 öncesinde, en azından iki takımımız, Brisa ve Torku Şekerspor sporcularıyla puanlar aldık. Ve 3 bisikletçimizi (Kemal Küçükbay, Miraç Kal, Ahmet Akdilek) olimpiyata yollayabildik. Rio 2016’da Ahmet Örken ve Onur Balkan ile milli formamızı pelotonda görmüştük.
Peki bu arkadaşların yaşadıklarından neler öğrendik? Federasyon ne gibi çıkarımlar yaptı? Bir sonraki olimpiyat oyunları için neler yapılmalıydı? Katılım sürecinden itibaren nasıl bir yol haritası ortaya konulacak diye bir düşünce kağıdı hazırlandı mı? Milli takımın başında bu sene getirilen Kairat Baigudinov ve ülkemizdeki kulüp antrenörleri hiç bir araya geldi mi, fikir alışverişinde bulunuldu mu?
Türk bisiklet sporunda yıllar içinde ciddi bir düşüş yaşadığımız gerçeğini görerek çuvaldızı batırmamız gerekmiyor mu? Yıllar sonra Bilal Akgül ile 2008’de dağ bisikletinde yaşanan olimpiyat heyecanı neden orada kaldı da yenisi/yenileri eklenemedi? 12 yıl aradan sonra dağ bisikletinde yeniden 2020’de kadınlar dağ bisikletinde hem de ilk kez yer alacak olmamız bir mutluluk vesilesi.
Erkekler yol bisikletinde üçüncü kez üst üste katılımımız olacak. Ancak gidişata bakarsak 2020’den sonrası için endişeliyim. Yaşananlardan ders çıkartılır, sistemi doğru kurar, yolumuzu doğru çizer ve hedefimizi ‘olimpiyatlara katılalım yeter’ diye sınırlamazsak daha çoook kez olimpiyat “yol”unda oluruz. Hatta… Dur hadi şimdiden yazmayalım sonrasındaki beklentimizi.
Ciddi bir planlama ile “yol”a çıkıldığında ve uygulandığında Türk bisikletçisinin neler başarabileceğini görmüştük 2011’de. Pisti olmayan Türkiye’den çıkan Ahmet Örken, gençlerde Avrupa Şampiyonluğu gururunu bizlere yaşatmış, Recep Ünalan pistte olimpiyata gitmenin kıyısından dönmüştü.
“Bir iki sıra daha yukarıya çıkarız inşallah” diye endişeyle beklemediğimiz, 3’ün 5’in hesabını yapmak zorunda kalmayacağımız, sadece Türkiye içinde bize özel 2.2 yarışlara katılıp puanlar toplamak için didinip durmayacağımız, takımlarımızın yurt içi/dışı yarışların her birinden puanlar getirdiği, milli formalı bisikletçilerimizin olimpiyatlarda bitiş çizgisini geçişini gururla izlediğimiz günleri hayal ederek Türk bisikletinin geleceğine merakla ama biraz da kuşkuyla bakıyorum.