Yazı ERMAN ÖNER Fotoğraf TARIK GÜL
Çok bilindik bir deyiş vardır: “Vefa; İstanbul’da bir semt ismiymiş meğer.” Bağlılığa atıfta bulunan bu söyleyiş, İstanbul’da bir semt ismi olabilir, ama İzmir’in doğusunda bulunan Kemalpaşa ilçesinde vefa, bugün köklü bir markanın geleceğe umutla bakmasını sağlıyor.
Bu marka ürettiği bisikletlerle ve kullanıcıyla kurduğu duygusal bağ ile geçmişten bugüne bisikletseverlerin gönlünü kazanmış Bisan’dan başkası değil.
Evet, yanlış duymadınız.Köklü bisiklet üreticisi Bisan’a şimdilerde vefa duygusu hayat veriyor.İddialı modeller ise işini severek yapan bir grubun emeklerinin sonucu.Ancak büyük hedeflere sahip emektar Bisan, ayakları yere sağlam basan bugününü geçmişte yaşadığı zorlu günlere ve bu günler karşısında çalışanlarının göstermiş olduğu sarsılmaz duruşa borçlu.
Hani Barcelona için, “mes que un club” yani “bir kulüpten fazlası” denir ya, Bisan için de bir üreticiden fazlası, İzmir fabrikası için ise bir aile atmosferi desek yanlış olmaz herhalde.
Hal böyleyken, Bisan’ı bu denli özel kılan erdemlerin neler olduğunu, markanın CEO’su Ali Orçun Bal’dan yerinde dinlemek üzere İstanbul’dan yolculuğumuza başlıyoruz.Varış noktamız bisiklete ilgi duyan herkesin hayatına bir şekilde muhakkak dokunmuş Bisan bisikletlerinin üretildiği, kirazıyla ünlü Kemalpaşa fabrikası olacak.İzmir’e doğru kilometre sayarken dilerseniz öncelikle İzmir’deki Bisan fabrikasının iniş ve çıkışlarla dolu hikayesine kulak verelim.
“Bildiğimiz Bisan mı?”
İlk defa 1963’te İzmir, Ağaçlı Yol’da, basit bir atölyede kapılarını açar Bisan. Aradan geçen zamanda başardıklarıyla marka yalnız Türkiye değil, dünya pazarında üne kavuşur. Öyle ki 100 bin metrekarelik fabrikasıyla o dönem Bisan parmak ısırtır. Ancak her çıkışın bir inişi olduğu gibi, marka Türkiye’deki ekonomik kriz ve çalkantılar sebebi ile ciddi kan kaybetmiştir. Bu durum çalışanların da yüreğini burkar. Fakat onların esas üzüntüsü gönül bağı kurdukları Bisan’ın içine düştüğü durumun verdiği kalp sızısıdır.
Bisikletseverler için bisiklet fabrikaları Charlie’nin çikolata fabrikasından farksızdır
İşte böyle bir ortamda Ali Orçun Bal çıkagelir. Geçmiş örneklerle dolu. Yalnız parayla Bisan’ı satın almak, bu kadim markayı yaşatmak için yeterli değildir. Bunun için bazı manevi değerlere de sahip olmanız gerekir. Zaten Ali Orçun Bal’ı da tecrübesi olmadığı halde bisiklet sektörüne girmeye iten bu prensipler olur.
Hikayenin kalanını Bisan CEO’su Bal’dan bizzat dinlemek üzere çıktığımız yolda, boyoz eşliğinde verdiğimiz kısa bir kahvaltı molasının ardından Türkiye Turu etaplarını aratmayacak bir yoldan markanın bisiklet imalatını gerçekleştirdiği fabrikaya ulaşıyoruz. Beyaz renkte uzunca dikdörtgen bir bina, üzerinde şaha kalkmış bir at logosu ve altında büyük kocaman harflerle “Bisan” yazısı.
Bisikletsever herkes için bisiklet fabrikaları Charlie’nin çikolata fabrikasından farksızdır.Biz de bu heyecanla otoparktan fabrika kapısına doğru hızlı adımlarla yürüyoruz.Otomatik kapı açılır açılmaz ise Bisan’ın şanlı geçmişi farkında olmadan bizi içine çekiyor.Girişe özenle sıralanmış kupalar, kapıdan girer girmez neden Bisan’ın bu denli özel bir marka olduğunu hatırlatıyor. Doğrusu kupa koleksiyonunda ne ararsanız var: Kulüplerarası Akdeniz kupası, Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu kupası…
Peşi sıra gelen dar koridorlar ve otomatik kapılardan geçip, bir üst katta bulunan Bal’ın odasına çıkıyoruz.Aynı ruh bu odada da mevcut.Benzer şekilde kupa ve madalyalar Bal’ın mütevazi ama şık odasını süslüyor.Bizler birbirinden farklı şekildeki kupaları incelerken, kapı aralanıyor ve marka CEO’su Ali Orçun Bal içeri giriyor.İlk sorumuz elbette farklı bir sektörden gelip de niçin Bisan’ı devraldığı oluyor.Bal’ın cevabı Bisan kültürünün kısa bir özeti.
“Çocukluğumuzdan itibaren zihnimizde bir Bisan imajı vardı.En sonunda fabrikaya gelip de Bisan’ın düştüğü hali görünce; ‘Bildiğimiz Bisan mı?’ diye kendimize sorduk. Tabii bu durum bizi üzdü, çünkü Bisan Türk halkıyla manevi bağları olan bir marka.”
Bisan’ın bugün hak ettiği noktalara doğru emin adımlarla yürüyüşü vefanın ete kemiğe bürünmüş hali gibi. Nitekim Bal, Bisan’ı devralışlarının ana sebebi olarak çalışanların markayla kurduğu gönül bağı olduğunu, gözleri dolarak anlatıyor. “Buraya görüşmeye geldik. İki tane şef arkadaş geldi.Biri Ayhan (Kesen) diğeri Şenol (Şahin) beyler.Onlara sorular soruyoruz, onlar da anlatıyorlar. O dönem Bisan’da inanılmaz değerli makinalar, iki kilometre uzunluğunda konvoy hattı, dünyada eşi benzeri yokken robotlar var.”
“Bu insanlar olursa, biz bu işi yaparız” diyen Ali Orçun Bal, kısa sürede Bisan’ı devralıyor
“Yaşanan ekonomik kriz ve çalkantılar sebebiyle o dönemdeki şartlar markayı, fabrika içerisinde yer alan fazla makinelerin satılması kararına itmiş. Fazla makineleri satın almak isteyen müşterileri kararından döndürmek için ise çalışanlar makinelerin çalışır vaziyette olmasını engellemişler. Buradaki amaçları ise;
Bisan gibi bir markayı muhakkak birilerinin satın alarak üretimi devam ettirecekleri öngörüleri olmuş. Çalışanların mücadelesi sadece Bisan’ın yeni sahiplerinin üretime verimli devam
etmelerini sağlamak.”
“Bu insanlar olursa, biz bu işi yaparız” diyen Bal, bu olaydan kısa süre sonra işlemleri tamamlayıp Bisan’ı devralıyor.Yeni Bisan, markaya yıllarca emek ve gönül vermiş üretimdeki cefakar çalışanların tamamının istihdamına ise devam etme kararı alıyor.
Personel sorunu çözüldükten sonra, zaman kaybetmeden yıllardır herhangi bir tadilat görmeyen fabrikanın restorasyonuna girişilmiş.Anlık çözümler yerine uzun vadeli yatırımlara yönelen Bal işe fabrikanın elektrik tesisatını değiştirmekle başlamış.
“Hava ve su kanallarının hepsini değiştirdik. Fabrika kurmaktan çok daha zor bir şey yaptık aslında revizyonla. İlk olarak emekçi kardeşlerimizin giyinme-soyunma odaları, yemekhane onlara yaraşır şekilde revise edilmiştir. Bütün çatıları yaptırdık, idare binanın ıslahını gerçekleştirdik, makine parkurunun tüm makinalarını elden geçirdik. Biz aldığımızda burası bisiklet üretmeye hazır makine parkurunu bünyesinde barındırıyordu ama verimliliği artırmak adına 17 adet makine yatırımı daha yaptık. Dünyada bilinen bisiklet markalarının üretmiş olduğu boya kalitesinin Bisanda da yakalanması amacıyla, dünyaca ünlü Aishanman markası ile anlaşılıp boya tesisi yatırımı gerçekleştirilip devreye alınmıştır.
Şu anda dünya üzerinde en kaliteli boya nerede atılıyor ise Bisan’ın boyahanesinde de aynı kalitede boya atılabilmektedir Sadece boya kalitesinin arttırılması için yatırım yapılmamış montaj ekibine Shimano Türkiye’den dünya standartlarında montajı yakalamak için eğitim talebinde bulunulmuş, Shimano Türkiye montaj ekibimize eğitim vermiş ve devamında ekip eğitimlerimiz halen devam etmektedir. Bu kapsamda montaj hattındaki hava tabancaları yenilenerek tork ayarlı hava tabancaları alınarak her model ve parçaya göre dünya standartlarında belirlenenen tork ayarları ile montaj gerçekleştirilmeye başlanmıştır.
Montaj hatalarının en aza indirgenmesi için tüm ekip başları ve üretim müdürleri her sabah Asakai metodu kullanılarak güncel problemlerin tartışılması, karşılaşılan problemlerin giderilmesi için alınacak aksiyon, termin tarihi ve sorumlusu belirlenerek gün içerisinde yaşanan tüm problemlerin giderilmesi ile montaj standartlarının dünya standartalarına ulaşmasını sağlamaktadır. Ayrıca böyle büyük bir organizasyonun yönetimi excel ile yapılamayacağından Canias isimli üretim yazılımı bir buçuk yıl önce çalışmalara başlanarak satın alma, satış, finans, maaliyet, ithalat, ihracaat, insan kaynakları, depo, üretim gibi temel süreçler o sistem üzerinden takip edilmektedir.
Öyle ki şu anda Bisan üretim tesisinde bir vidanın dahi hangi depolama alanında olduğu sistemden takip edilebilmektedir. Ayrıca satış sonrası hizmetlere ekstra önem vermekteyiz. Bayilerimizin, servislerimizin ve ürünlerimizin arkasında duran bir marka olmak bizi mutlu etmektedir. Şöyle ki Bisan’da satış sonrası hizmetlerin kalitesinin arttırılması için yine bir yazılım uygulanmasından faydalanılmaktadır.
Bisan markası 2020 yılına iddialı modellerle hazırlanıyor
Bisan’ı kimin ne zaman aradığı, ne için aradığı, kime yönelendirildiği ve nasıl bir aksiyon alındığı ve sonuç aşaması yazılım tarafından takip edilerek bizzat tarafıma raporlanmaktadır. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim. Herhangi bir sebeple dahi servis ya da nihai kullanıcı Bisan’ı aradığında mutlaka karşısında bir muhattap bulacaklardır.”
Bisan’ın kalbi üretim
Uzun ve zaman zaman duygusal geçen keyifli sohbetimizin ardından Bisan’ın kalbi, üretimi gezmek üzere çıktığımız merdivenlerden aşağı doğru birer birer basamakları iniyoruz.Ardından dar koridorları gerimizde bırakıp, yine birkaç otomatik kapıdan geçtikten sonra Bisan’ın yenilenen üretimine ulaşıyoruz.
Üretimin girişinde Bisan adıyla üretilen çelik ve alüminyum jantlar karşılıyor bizleri. Bal, çalışanlarını tek tek içten bir samimiyetle selamlarken.
Bir sonraki durağımız boya atölyesi. Ali Orçun Bal, bu bölümde yaptıkları yenilikleri heyecanla anlatıyor. “Burada özel tabancalar bulunuyor. Tesisin neredeyse dörtte biri kadar tabanca maliyetleri tuttu. Çok ucuz olanları da bulabilirsiniz ama boya kalitesi anlamında çok fark ettiriyor. Bizim için Bisan’ın ürün kalitesi her şeyden önemli.”
Kadro kalıplarından boya makinalarına bir bisikletin gelişim sürecine aşama aşama tanıklık ediyoruz. Bir bisikletin ayağa kalkması ise 2,5 saatlik bir zaman gerektiriyor, diyor Şenol usta. Her bir detayı en ince ayrıntılarına kadar Bal’dan dinleyerek üretimin sonuna geliyoruz. Son durak ise darbelere karşı bisikletlerin güvenlik testi. Bal, “Çok şükür bugüne kadar bisikletlerimiz bizi utandırmadı” diyor.
Artık üretimin bitiş noktasındayız.Gün boyu yaşadıklarımız bize bir şey öğretti; Bisan yalnızca bir bisiklet markası değil. Zira aile havası adeta fabrikanın duvarlarına kadar sirayet etmiş. Mütevazi, işini severek yapan en yukarıdan aşağıya kadar bilgili bir grup, biz aracımıza doğru yürürken, bisikletseverler için 2020 modelleri üzerinde çalışmaya devam ediyor. Çünkü biliyorlar ki yıllardan bu yana Bisan’ı dört gözle bekleyen pek çok insan var.
Bisan’ın kurtarıcıları
Ayhan Kesen – Üretim Müdürü
1993’ten beri Bisan’a hizmet ediyorum ve bundan dolayı çok gururluyum.Biz Bisan ile doğduk, Bisan ile de öleceğiz.2013 yılında Bisan kapanmaya çok yaklaştı. Bisan’ı kendi imkanlarımızla ayakta tutmak istedik ve başardığımızı da düşünüyorum. Ama gerçekten çok stresli bir dönemdi.
Kendi kredi kartımızla parça alıp, bisikletleri direkt müşteriye götürüp, arkadaşlarımızın maaşlarını tek tek elimizle ödedik.Orçun Bey’in Bisan’ı devralmasının ardından artık gerçekten çok mutluyuz. Düşünün bizim daha önce genel müdürle hiç toplantı yapmışlığımız yoktu. Şimdiyse yeri geliyor Orçun Bey’le haftada bazen iki kez toplantı yapıyoruz.
Şenol Şahin – Üretim Müdürü
Hiç unutmam, 1995 yılının Nisan ayında işe girdim. O günden beri de Bisan ailesine hizmet etmekteyim. İşimizi ama özellikle de Bisan’ı çok seviyoruz. Yakın zamana kadar 1995 yılındaki makineler vardı. Şimdi değişmeye başladı. Yeni şirketimiz şu an gerçekten çok iyi bir durumda; gerek makineleşme gerekse rahatlık anlamında. Tabii yeni makinalar ürün kalitesini de artırıyor.
Ek olarak, artık maaşımızı alır mıyız, almaz mıyız diye düşünmediğimizden de rahat çalışıyoruz.Orçun Bey ile ilk defa konuştuğumuzda kendisini bir patron gibi değil de çalışan gibi samimi gördük.Sonrasında çalışma arkadaşlarımızla toplandık ve elimizden gelen her türlü yardımı yapacak, her türlü desteği hem Bisan hem de Orçun Bey için vereceğiz dedik.