Haber Özge Seçkin Fotoğraf Tarık Gül, AA
152 günde tamamladığı 29bin kilometrelik turu ile dünya çevresini bisikletle en hızlı geçen ilk kadın olarak Guinness Rekorlar Kitabı’na giren ve Rüzgara Karşı / The Road I Ride’ın yazarı Juliana Buhring, İstanbul’da bisikletseverlerle bir araya geldi. 11 Ocak Cumartesi günü ilk olarak Kırmızı Kedi Kitabevi’nde düzenlenen imza gününde okurlarla buluşan Buhring hemen ardından 14.00’da Wish More İstanbul Hotel’de gerçekleştirilen lansmanda basın mensupları ile bir araya geldi.
Lansmanda Buhring’e Üsküdar Bisiklet Peloton Spor Kulübü Yönetim Kurulu Başkanı ve üyeleri ile Garaj Yayınları’ndan Murat Kaya, etkinliğin sponsorlarından Flyanka Turizm ve Seyahat Acentası adına Yaşar Öztürk ve Türk-Alman dostluğu ile bisiklet turizmini bir araya getirmeyi amaçlayan TOURkiye de Friends oluşumunu anlatmak üzere Michele Shulte eşlik etti.
Lansman öncesinde mikrofon uzattığımız, Juliana Buhring’i İstanbul’a davet eden Üsküdar Bisiklet Kulübü’ne sürecin öncesini, fikrin nasıl doğduğunu sorduk: “Aslında her şey bisiklet grubumuzda yer alan Serpil Hanım’ın önerisiyle başladı. Serpil Hanım daha önce Garaj Yayınları’nın bir okuma etkinliğinde Juliana’nın kitabı okuyor ve sonrasında kitapla ilgili gerçekleştirilen bir workshop’a katılıyor.
Sonrasında ise kulübümüzün genel koordinatörü Ali Bey, şans eseri bir toplantıda Serpil Hanım ile tanışıyor ve Ali Bey kendisini takımımızın Whatsapp grubuna alıyor. Serpil Hanım da bir gün o gruptan bizlere bu kitabı önerdi. Sonra kitabın üzerine biraz konuşunca dedik ki kitabı biliyoruz, okuduk da, neden kitabın yazarını İstanbul’a çağırmıyoruz? Her şey bu soruyla başladı esasen.
Sonrasında ne yapalım nasıl yapalım derken en başa dönelim ve sosyal medya üzerinden bir soralım dedik. Sonrası ise tamamen bir ekip işi olarak ilerledi. Sosyal medyadan sorumlu arkadaşımız kendisine Instagram üzerinden durumu anlatan ve onu davet ettiğimizi belirten bir mesaj gönderdi. Juliana’nın bize hızlıca geri dönmesi ve teklifimizi kabul etmesi sonrasında işler büyümeye, ilerlemeye başladı. Bir yandan heyecanlandık fakat bir yandan da büyük bir iş bizi bekliyordu. Sonrasında yayıneviyle toplantılar yapıldı, sponsor arayışlarımız oldu, işin içine farklı firmalar, oluşumlar dahil oldu. Sonunda da ‘hayaldi, gerçek oldu’ derler ya, tam da o şekilde Juliana ile İstanbul’a bir araya geldik.”
Lansman kapsamında Juliana Buhring, basın mensuplarının sorularını yanıtlarken aynı zamanda Buhring’in Haziran ayında yeniden geleceği de duyuruldu.
Buhring’in kitabının yayınevi Garaj Yayınları ise “Rüzgara Karşı, Juliana’nın ikinci kitabı aslında. Öncesinde bir kitabı daha var (Not Without My Sister) ancak biz hikayesinden çok etkilendiğimiz için bu kitabı hemen Türkçeleştirerek yayımlamak istedik. İlk kitap ve Juliana’nın hikayesi çok sevildi, çok beğenildi. Şimdi ise aslında onun ilk kitabı olan bizim de onun adıyla yayımlayacağımız ikinci kitabının çevirisine başladık. Sanıyorum mayıs-haziran gibi bitecek ve ikinci kitabı da böylece okurlarla buluşturacağız” diyerek yeni kitabının müjdesini de okurlarla paylaştı.
Ayrıca lansman sonunda Kadınlar Günü temalı özel sayımız için Zeynep Arapoğlu ile Özge Seçkin’in sorularını yanıtlayan Juliana Buhring, Mart ayında Cyclist Türkiye sayfalarında yeniden Türk okurları ve bisikletseverlerle buluşacak.
Son olarak dün gerçekleştirilen söyleşide katılımcıların sorularını yanıtlayan Buhring, dinleyicilere çocukluğunu, bisiklet turu yapma fikrinin nasıl doğduğunu ve fotoğraflar eşliğinde yaptığı rekor turunu anlattı. Söyleşiye, Türkiye Bisiklet Federasyonu Başkanı Erol Küçükbakırcı ile birlikte TURSAB Başkan Yardımcısı Ali Bilir, Üsküdar Bisiklet Peloton Spor Kulübü üyeleri ve çok sayıda bisikletsever katıldı.
Söyleşinin açılış konuşmasını yapan Üsküdar Bisiklet Peloton Spor Kulübü Başkanı Gürkan Turmuş ise bisikletin ulaşım aracı olmasının yanı sıra önemli bir kültür aracı olduğunu söyledi.
Turmuş, Juliana Buhring’in hayaline dair bilinmeyenlerin konuşulacağı söyleşinin anlam ve önemine değinerek, “Bizde hayali bir kişi kurar ama kurulduğu andan itibaren o hayal, artık herkesin hayalidir. Önceden kurup gerçekleştirdiğimiz ve şu an içinde bulunduğumuz etkinlik, zamanını bekleyen hayalleri gerçeğe ulaştırmak için zamanından, cebinden ve ailesinden feragat eden dernek mensuplarımız sayesinde olduğu için onları da alkışlıyor ve tebrik ediyorum.” diye konuştu.
Programın hazırlık sürecinde emeği geçenlere teşekkür eden Turmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bisiklet aynı zamanda bir turizm aracı ve bu amaçla haziranda Üsküdar’dan başlayacak Türk-Alman dostluğu bisiklet turu gerçekleştireceğiz. Böylece Üsküdar Bisiklet Peloton Spor Kulübü ailesi olarak, bisiklete yeni bir soluk getireceğiz.”
Açılış konuşmasının ardından sahneye çıkan Buhring, Üsküdar Bisiklet Peloton Spor Kulübünün davetlisi olarak geldiği İstanbul’da rekor kırdığı dünya turu üzerine söyleşisini gerçekleştirdi.
Buhring, daha önce İstanbul’a üç kez geldiğini belirterek, dünyayı bisikletle gezmesinin ardında önemli bir hikaye olduğu ve yeni hikayelerin de başlangıcı olduğu için doğumundan itibaren hayatından anekdotlar anlattı.
Zorlu bir çocukluk hayatı olduğunu dile getiren Buhring, “Anne babamdan uzak yetiştiğim için her zaman ‘Anne-babam beni sevmiyor’ diye düşünüyordum. Sürekli ‘neden?’ diye sorguluyordum ama sorgulamak ve sormak da suçtu. Bu durum da beni ‘isyankar’ olarak tanımladı ve küçük yaşlarda yazmaya başladım.” dedi.
Buhring, bisikletle başlayan hikayesinin ise en sevdiği Kanadalı yakın arkadaşının acı kaybıyla başladığını ifade ederek, şunları söyledi:
“Arkadaşımı acı bir şekilde kaybetmiştim ve çok büyük bir üzüntü içindeydim. O günlerde ‘Beni bu karanlıktan dışarı çıkaracak olan nedir?’ diye düşündüm. Arkadaşımın cenaze töreninde tanıştığım bir kız bana ‘Şimdi 30 yaşındayım ve yapmak istediklerimi yaptığımdan emin değilim… Sen ne yapmak istersin, bisikletle Kanada’ya geçmek ister miydin?’ diye sordu. Ben de internette küçük bir araştırma yaptım ve dünyada bisiklet turu yaparak rekorlar kitabına girildiğini gördüm. Ama bu rekoru kıran bir kadın yoktu ve o gün dünyayı bisikletle gezmeye karar verdim.
Benden önce hiçbir kadının dünyayı bisikletle gezmediğini gördüğüm gün ve Guinness Rekorlar Kitabı’na girmek için başvuruda bulundum. Şartları sordum, bana 168 günde dünyayı gezmeyi başarırsam Guinness Rekorlar Kitabı’na girebileceğimi söylediler. Ben de ‘Daha kısa sürede dünyayı gezeceğim.’ dedim ve her gün pedal çevirmeye başladım. İyi bir bisiklet edindim ve kendi kendime çalışmaya devam ettim. Disiplinli bir şekilde pedal çevirme süreci beni başarıya götürdü.”
İstanbul’u çok sevdiğini belirten Buhring ayrıca “İstanbul dünya üzerindeki en iyi şehirlerden biri. Buraya bir kaç kez geldim. İnsanlar harika, yardım sever ve bu hiçbir zaman değişmiyor. Tekrar geldiğim için çok mutluyum ve kesinlikle yine geleceğim” şeklinde konuştu. Türkiye’nin yemeklerini çok sevdiğini ve turu boyunca en fazla yemeği Türkiye’de yediğini söyleyen Buhring, İstanbul’un kalabalığı karşısında hayrete düştüğünü anlattı: “Hindistan’dayken dünyanın en karmaşık şehrinin burası olduğunu sanırdım. Ta ki İstanbul’a gelinceye kadar!”
Yaptığı tur boyunca sürekli zorlukla karşılaştığını belirten 38 yaşındaki bisikletçi, “Öleceğimi düşündüğüm zamanlar oldu. Çok zor zamanlar geçirdim. Geceleri dağlarda geçirmek zorunda kaldım. Birçok kez kayboldum ve gittiğim yerlerde yabancılar yardım etti. Çok soğuk ve rüzgarlı havalarda kimsenin olmadığı yerlerde mahsur kalınca neden buradayım diye düşünüyorsun. Mücadele etmek gerekiyor. İlk haftalarda vücudum çok acı çekti. Birkaç kez yaralandım da. Bisikletimin ise neredeyse kırılmayan, değişmeyen bir parçası kalmadı.” ifadelerini kullandı.
Juliana Buhring, kırdığı rekor haricinde 2013 yılında Londra – İstanbul arası yapılan yarışa katılan tek kadın olmuştu. 3 bin 420 kilometrelik mesafeyi 12 gün 2 saatte kat eden Buhring, 31 kişinin katıldığı yarışı 9. sırada tamamlamıştı. Ayrıca 2013 yılında Transcontinental yarışına da katılan Buhring, söyleşide bu deneyimini de dinleyicilerle paylaştı.
Yarışı dokuzuncu sırada bitirdiğini söyleyen Alman bisikletçi, sonrasında Amerika’daki ultra dayanıklılık yarışı Trans Am Bike Race’e katılarak burada 4. olmuş, Bikingman Oman Sprint’te ise 49 saat durmaksızın pedal çevirerek 1070 km geçmiş ve bu sonucuyla genel klasmanda üçüncü olarak yarışı tamamlamıştı.
Söyleşi sonunda katılımcılarla fotoğraf çektirip imza dağıtan Buhring, Haziran ayında bir kez daha görüşeceklerini vurguladı. Etkinlik sonunda Buhring’e ÜSBİP tarafından takım forması da hediye edildi.