Geçtiğimiz günlerde bir kez daha kıta takımı statüsüne yükselerek pelotondaki yerini alan Türk bisikletinin önemli ekiplerinden Salcano Sakarya BB, beş yarışta sekizin üzerinde madalya ile sezona güçlü bir başlangıç yaptı. Peş peşe koştukları yarışlarda aldıkları derecelerle yüzleri güldüren Sakarya ekibi için sırada Tour of Antalya ve Türkiye Turu var. Ancak öncesinde takımın sezona hazırlık sürecini ve sezon hedeflerini takım menajeri Aziz Sırnaç’tan dinledik.
2019 sezonunu da oldukça başarılı geçiren ve başta 2 olimpiyat kotası elde edilmesine sağladıkları katkı olmak üzere pek çok başarı elde eden Salcano Sakarya BB, buradaki motivasyonu yeni sezona da taşıyarak güçlü bir başlangıç yaptı. Sezon başında daha dinamik ve genç bir kadro oluşturmakla işe başladıklarını belirten Aziz Sırnaç, genç yetenekleri kadroya eklediklerini vurguluyor. Sonrasında ise yeni ekiple birlikte ciddi bir sezon öncesi hazırlık süreci geçirdiklerini belirten Sırnaç, takım olarak en büyük avantajlarının Türkiye’nin en iyi bisikletçilerine sahip olmaları olduğunun altını çiziyor:
“Bizler gerçek anlamda bisiklet sporuna en büyük katkıyı sağlayacak işler yapmaya çalışıyoruz ki bunu da hem idari hem de performans anlamında sağlamaya gayret ediyoruz. Bu noktada takımımızdaki tüm sporcular Türkiye’nin en iyi sporcuları ve her biri milli sporcular. Bu elbette bizler için büyük avantaj ancak iyi bir bakış açısı ve iyi bir destek olmadıkça maalesef tek başına yeterli değil. Tüm bunları yan yana getirebilmek önemli. İyi bir planlama her zaman başarıya götüren en önemli kriterdir.”
Sezonun ilk yarışını Alanya’daki uluslararası GP Belek yarışında koşan ve tek günlük mücadeleden iki galibiyetle dönen ekip, sonrasında ise Türkiye Bisiklet Federasyonu tarafından düzenlenen sezon açılış yarışlarında mücadele etmişti. Art arda koşulan yarışların her birinden derece ile dönen Salcano Sakarya BB takımının başarısının ardında yatan etmenleri ise şöyle sıralıyor Sırnaç: “Takım içinde çok yönlü sporcular var. Öncelikle iyi sprinterlere sahibiz. Onur Balkan ve Emre Yavuz, bu konuda gerektiğinde sorumluluğu çok iyi üstleniyorlar. Yokuş çıkabilen çok iyi sporcularımız var; Mustafa Sayar ve Halil İbrahim.
Başka bir avantajımız da biz takım olarak yokuşta da iyi çeviren iyi sprinterlere sahibiz. Planımızı yaparken şunu çok iyi biliyoruz, eğer bir yarışta yokuş varsa ve önde bir grup oluşmamışsa ve iş sprinte kalacak gibiyse biz biliyoruz ki bizim sprinterlerimiz de çok iyi yokuş çıkabiliyor. O yüzden stratejimizi buna göre rahatlıkla belirleyebiliyoruz.
Bunun yanında takım içerisindeki diğer arkadaşlar da domestiklik anlamında üzerlerine düşen her görevi istekle ve başarıyla yerine getirebiliyorlar. Böyle olduğu zaman zaten gerçekten iyi bir bütün ve iyi bir takım olabiliyorsunuz. Bu da sizi şüphesiz başarıya götürüyor.”
Bu yılın özellikle olimpiyat yılı olması ve Sakarya’da gerçekleşecek Dağ Bisikleti Dünya Maraton Şampiyonası sebebiyle önemine dikkat çeken Sırnaç, hem ülke hem de takım olarak tüm hazırlıklarını buna göre yaptıklarını ve ülke temsiliyetine maksimum önemi verdiklerini söylüyor. Bu noktada özellikle olimpiyat öncesi koştukları her yarışın daha büyük önem arz ettiğini, olimpiyatlara gidecek sporcunun belirlenmesinde ise en iyi ve en doğru seçimin yapılması gerektiğini vurguluyor ve takım olarak bu kapsamdaki hedef ve planlarını şöyle anlatıyor:
“Bu yıl ülkemiz açısından gerçekten önemli bir yıl. Öncelikle önümüzdeki hafta start alacağımız Tour of Antalya, bu yıl kategorisini yükseltti ve bu demek oluyor ki daha güçlü takımlarla yarışacağız. Bu, takımımız açısından oldukça önemli ve değer verdiğimiz bir yarış. Hedef yarışlarımızdan biri.
Hemen ardından asıl önemli yarış olan Türkiye Turu’na takım olarak tamamen hazır olarak girmek istiyoruz. Ülkemizin en büyük bisiklet organizasyonlarından birinde takım olarak ülke temsiliyeti anlamında üzerimize düşen görevi en iyi şekilde yerine getirmek istiyoruz.
Onun haricinde elbette en önemlisi bu yıl olimpiyat yılı. Bu yılki olimpiyat kotasının kazanılması noktasında bizler takım olarak gerçekten çok ciddi katkılar sağladık.
Bu noktada bu katkıların bir devamı olarak orada da üzerimize düşeni yerine getirmek istiyoruz. Tokyo’daki parkura bakıldığında ciddi tırmanış içeren, epey irtifa kazanılan bir yarışta bizim, sahip olduğumuz yokuş kabiliyeti yüksek sporcular sebebiyle takım olarak öne çıkacağımız aşikar. Ancak elbette bu demek değildir ki bizim sporcularımız olimpiyat koşacak. Henüz bu tarihte sporcular üzerinde bir olimpiyat algısının oluşturulmasına ben şahsi olarak karşıyım. Henüz zamanımız var.
Olimpiyatlar, kesinlikle en çok olimpiyat puanına sahip sporcuların gittiği bir organizasyon değildir. Kotayı sporcu değil ülke kazanır, ülke temsiliyetini en iyi yapabilecek sporcular orada koşarlar. Dolayısıyla ne Antalya Turu ne de Türkiye Turu ne de başka yarışlar şu an olimpiyat koşmak için birer kriter değiller. Çünkü yarışların hemen hemen tamamı çoğunlukla düz parkurlarda geçen sprintle son bulabilecek yarışlar. Ama bunun hemen ardından Sakarya’da yapılacak olan bir Türkiye Şampiyonası var. Bu yarış parkur anlamında 20-25 kilometrelik turlar halinde Tokyo Olimpiyatlarına yakın irtifalar kazanılabilecek, ciddi yokuşların olacağı ve gerçek anlamda kimlerin olimpiyat performansı olduğunu ortaya koyacak ciddi bir yarış olacak.
Dolayısıyla şu an hiç kimse, hiçbir takım benim sporcum olimpiyata gidiyor ya da ben olimpiyata gideceğim diyemez. Bunun için gerçekten çok erken. O gün kimlerin performansı bunun için en yeterli olacak ve kimler ülkemizi en iyi temsil edecekse o isimlerin katılmasıdır doğru olan.”
Olimpiyat konusunda Türkiye Bisiklet Federasyonu ile birlikte bu yaklaşım çerçevesinde işbirlikli olarak çalışmalarını sürdüklerini ve ellerinden gelenin fazlasını ortaya koymak adına mücadele ettiklerini belirten Sırnaç, bu süreçte sporcuların fiziksel olduğu kadar mental hazırlık içerisinde olmalarının da öneminden bahsediyor. Bu noktada Salcano Sakarya BB ailesi olarak yol haritalarının, herkesin fikri alınarak oluşturulduğundan, özellikle sporcuların istek ve önerilerine büyük önem verildiğini anlatıyor.
Güçlü bir 2019 sezonunun ardından yeni sezona da yine hızlı bir giriş yapan Salcano Sakarya ekibi, çok daha iyi başarıların geleceğine gönülden inanıyor. Bu inançla bu yıl bir kez daha kıta takımı statüsüne kavuşan ekibin geçirdiği süreci takım menajeri Sırnaç şöyle anlatıyor:
“Takımın yeni oluşum sürecinde Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce’nin de isteği üzerine UCI’ya başvurumuzu yaparak kıta takımı olarak yarışmaya başladık. Bu süreçte bazı yönetimsel sorunlardan ötürü başvuru süresini kaçırdığımız için çok da kolay olmadı aslında hemen kıta takımı statüsüne kavuşabilmek. Ama UCI bu süreçte aldığımız başarılar ve takım olarak çizdiğimiz tutarlı tablo sebebiyle bizlere ekstra bir başvuru hakkı tanıdı ve böylece bir kez daha kıta takımı statüsünde yeni sezona başladık.
Elbette bu süreçte bizlerden desteklerini bir an olsun esirgemeyen başta Salcano Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce olmak üzere sponsorlarımız Salcano, Shimano, Sora Tekstil, Toyota, Velotoz ve diğer tüm destekçilerimize de çok teşekkür etmek istiyorum. Kıta takımı olarak bir kez daha ülkemizi en iyi şekilde temsil edeceğimize inanıyorum.”
Emre Yavuz
Takım menajeri Aziz Sırnaç’tan Salcano Sakarya ekibinin yeni sezon hedeflerini ve bir kez daha kıta takımı olma sürecini dinledikten sonra ekibin yeni sezon transferlerinden başarılı sporcu Emre Yavuz’a da mikrofon uzatıyoruz.
24 yaşındaki Yavuz, dağ bisikletinde uzun yıllar mücadele ettikten sonra yolu Salcano Sakarya ile kesişince tıpkı takımın bir diğer genç yeteneği Halil İbrahim gibi yolda da kendini deneme fırsatı buluyor. “Bisiklet sporuna dağ bisikletiyle başladım ama yol bisikleti içimde hep bir heves olarak kalmıştı. Sadece tereddüt ediyordum yapabilmek konusunda. Ancak sonrasında dağ bisikletinden aldığım gücü yol bisikletine doğru şekilde aktardığımda burada da başarılı olabileceğimi gördüm.
Burada en belirgin fark yol bisikleti bir takım sporuyken dağ bisikleti daha bireysel hareket ettiğin bir spor. Orada start aldığında tek başınasın ancak yol bisikletin her adımı takımınla birlikte atıyorsun. Uyum sağlamak ve destek olmak zorunda olduğun bir durum söz konusu ve takımdaki herkes iyi olduğunda ve başarılı bir takım çalışması sağlandığında herkesin gücü, potansiyeli çok daha fazla açığa çıkıyor ve sonuç elbette başarı oluyor.”
Başarının gelmesi Yavuz için çok da uzun sürmüyor. Daha sezonun ilk yarışında yeni takımıyla ilk galibiyetini alıyor. GP Belek’i podyumun ilk basamağında tamamlayan Yavuz, sezonun geri kalanı için şimdiden heyecanlı. “Salcano Sakarya olarak sezona çok güçlü bir başlangıç yaptık. Yol yarışında koştuğum sezonun ilk yarışını birincilikle tamamladım. Bu hem benim hem de takımımın motivasyonu için çok güzel bir sonuç oldu. Elbette bu sonuçta etkili olan takım içerisindeki uyum, sezona çok güçlü bir başlangıç yapmamız ve tabii ki iyi bir takım çalışması oldu.”
Olimpiyat yılı olması sebebiyle oldukça erken başladıkları ve yoğun bir şekilde sürdürdükleri sezon öncesi çalışmalarının ise başarılı sezon başlangıcındaki etkisi büyük: “Sezon öncesi hazırlık çalışmalarımız, bu yılın olimpiyat yılı olması ve peş peşe önemli yarışların koşulacak olması sebebiyle biraz daha yoğun ve diğer yıllardan farklı oldu.
Sezonu daha erken açtık ve milli takım kampı da olması gerekenden daha uzun sürdü. Normal şartlarda esas antrenmanlara Şubat ayı civarında başlarken bu yıl Aralık ayında başladık sezon antrenmanlarına ve uzun bir hazırlık süreci geçirdik. Tabii doğal olarak sezona da daha iyi başlamamız sağladı tüm bunlar.”
Takımın en büyük hedefi kuşkusuz 2020 Olimpiyatları. Ekip olarak hazırlıklarını tamamen bu yönde yapan Salcano Sakarya için bir diğer önemli yarış ise ev sahibi olacakları 2020 Dağ Bisikleti Dünya Maraton Şampiyonası. “Sakarya bu yıl Türkiye Şampiyonası, Dünya Maraton Şampiyonası gibi pek çok önemli müsabakaya ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Bunlar için heyecanımız sürüyor ve elbette her biri bu şehrin takımı olarak bizlerin de hedefi. Yol yarışlarının ardından özellikle Dünya Maraton Şampiyonası özelinde hazırlıklarımızı yoğun bir şekilde sürdürmeye devam edeceğiz.”
Olimpiyat ve Dünya Maraton Şampiyonası öncesinde önümüzde 20 Şubat’ta start alacak Tour of Antalya var. Türkiye Turu öncesindeki en önemli müsabakalardan olan ve bu sezon kategorisi 2.1 olarak yenilenen yarışa hazırlık sürecini ise şöyle anlatıyor Yavuz: “Tour of Antalya öncesi birçok yarış koştuk ve bu yarışlarda aldığımız dereceler bizlere motivasyon anlamında büyük getiriler sağladı. Çünkü bu tek günlük yarışların çoğunda zaten Tour of Antalya’da da yarışacak takımlarla birlikte yarıştık ve onlarla birlikte podyuma çıkmak hem gücümüzü görmemizi hem de motive olmamızı sağladı.
Ayrıca pelotonda mücadele edeceğimiz takımların bir kısmını da önceden görme, tanıma fırsatımız oldu. Bu şekilde geçen başarılı ve güzel bir sürecin ardından takım olarak Tour of Antalya’da da iyi sonuçlar alacağımızdan eminiz.”Tour of Antalya’nın ardından koşulacak Türkiye’nin en büyük spor organizasyonlarından Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu ise 24 yaşındaki Emre Yavuz’un bu sezonki en büyük hedeflerinden biri:
“Dağ bisikleti koşarken Türkiye Turu’nda yarışma hayalleri kurardım. Bugün Salcano Sakarya takımında yol branşında yarışıyorum ve Tour of Antalya’nın ardından sırada Türkiye Turu olacak. Ben de bu süreçte en büyük hedeflerimden birini gerçekleştirmek adına Türkiye Turu kadrosunda yer almak için elimden geleni yapıyor olacağım.”
E-Posta bültenimize abone olun, en son haber ve röpörtajlardan ilk sizin haberiniz olsun!