Bizimle iletişime geçin

Profiller

ÖZEL RÖPORTAJ – TIM MERLIER

Yağmurlu bir Kemer sabahında, Antalya Turu’nun ikinci gününde bir araya geldiğimiz Belçika ulusal yol şampiyonu Tim Merlier ile heyecanla beklediği yeni sezonu, fenomen takım arkadaşlarını ve çocukluk kahramanını konuştuk

Röportaj ERMAN ÖNER

Her şey Azize Bekar’ın Belçika ekibi Asfra’ya transferiyle başladı. Haberi alır almaz ilk işim Türkiye Turu’nda tanıştığımız Belçikalı spor gazetecisi Nico Dick’e Asfra’yı sormak oldu. Sohbet derinleştikçe derinleşti ve konu o zaman başlamasına sayılı günler kalan Tour of Antalya’ya kadar geldi.

“Çok samimi olduğum bir arkadaşım orada etap kazanmak istiyor” dedi Dick. Şaşkınlıkla hemen karşılık verdim: “Kim?”. Yanıt da çok gecikmedi: “Tim Merlier.” Etkilenmiştim.

Antalya Turu’nda yarışacak isimler arasında belki de en heyecan vereniydi Merlier. Wout van Aert ve Mathieu van der Poel ile başlayan cyclocross’dan yol bisikletine hızlı geçişin son temsilcisiydi neticede kendisi. Pastanın üzerine çileği ise Philippe Gilbert ve Wout van Aert’ı geçerek Belçika ulusal şampiyonu olarak koymuştu.

Muhabbet iyice ilgimi çekmeye başlamıştı artık. Nico’ya Merlier’in yalnız saf bir sprinter mi yoksa yokuşları da alabilip alamadığı sorusunu yönelttim. Aldığım cevap saf sprinter olduğuydu. Yanıttan tam tatmin olmamıştım ki, “Peki stilini bir sprintere benzetsen bu kim olurdu?” diye ekledim. Niyetim 27 yaşındaki saf sprinter hakkında iyice fikir sahibi olmaktı.

Bir sürelik sessizliğin ardından Nico’dan mesaj geldi, şöyle yazıyordu: “Sorunu kendisine sordum. Stilinin diğer sprinterlere kıyasla biraz farklı olduğunu ama illa birini seçmesi gerekirse o kişinin Marcel Kittel olacağını söyledi.” Şaşırmıştım, dolaylı da olsa soruma Merlier’den yanıt almayı beklemiyordum. Nico’nun sürprizleri henüz bitmemişti. Yazmaya devam etti, “Röportaj yapmak istersen ismimi söyle, seni kırmayacaktır.” Türk işi bir bağlantıydı ama demek ki referans her yerde geçerli akçe.

Aradan birkaç gün geçti ve şimdi Tour of Antalya’nın ikinci etabı öncesi Kemer’deyiz. Hemen önümde Belçika ulusal şampiyonluk detaylarıyla süslenmiş Merlier’in Canyon bisikleti ve ses kayıt cihazımın hemen ucunda Belçikalı Cyclocross ve yol bisikletçisi Tim Merlier’in kendisi. İlk söylediğim, Nico’nun selamı var oluyor. Tim de mesajı almış olacak ki, röportaja başlıyoruz.

Erman Öner: Seni hem Cyclocross hem de yol bisikleti yarışlarında görüyoruz, peki sen geleceğini hangi disiplinde görüyorsun?

Tim Merlier: Şu anda her iki disiplinin birleşiminden oluşan bir yarış takvimine sahibim ve böylesi kompleks bir yarış takvimini takip etmek benim için en ideal olanı.

EÖ: Sen, van Aert ve Mathieu van der Poel gibi yarışçılar, Cyclocross’dan gelip kısa sürede yolda başarılar elde ettiniz. Başarınız ile Cyclocorss arasında bir bağlantı var mı?

TM: Genç yaşlarda Cyclocross yapmak bisiklet tekniğiniz için iyidir. Bisiklet üzerindeki pozisyonunuzu ve bisiklet hakimiyetinizi geliştirir. Bu meziyetler aynı zamanda yol bisikletinde de işinizi kolaylaştıracak, sahip olmanız gereken özelliklerdir. Cyclocross bisikletçileri aynı zamanda güçlü motorlara sahip olurlar; bu nedenle Wout ve van der Poel’un yolda yaptıkları gerçekten inanılmaz. Baksanıza, şimdiden iki fenomene dönüştüler.

EÖ: Cyclocross ve yol bisikleti arasındaki en büyük farklar nedir? Yol bisikleti biraz daha sıkıcı olsa gerek…

TM: Evet, biraz daha sıkıcı (gülüyor). Yol yarış sezonuna başlamaktan her zaman mutluluk duyuyorum ama benzer bir memnuniyeti Cyclocross yarış takvimi gelip çattığında da paylaşıyorum. Her iki disiplini de gerçekten çok seviyorum. Fakat benim için yol yarışlarında kazanmak, Mathieu, Wout ve Toon Aerts nedeniyle Cyclocross yarışlarında kazanmaktan daha kolay. Bu üç isim yüzünden Cyclocross yarışlarını kazanmak gerçekten güç bir hal aldı.

EÖ: Takımın Alpecin-Fenix bu yıl birçok önemli tek günlük yarıştan wildcard aldı. Bu nedenle yeni sezon başlamak seni heyecanlandırıyor mu?

TM: Evet, elbette. Kariyerimde ilk defa klasiklerde yarış koşacağım. Bu nedenle gerçekten çok heyecanlıyım. Özellikle Belçika yarışlarını dört gözle bekliyorum. Dürüst olmam gerekirse biraz da tedirginim açıkçası ama bu yarışları televizyonda izlerken bile kendimi gergin hissediyordum. Şimdi ise büyük yıldızlar ile birlikte rekabet edeceğim.

EÖ: Yarış stiline en uygun Monument hangisi?

TM: Galiba Paris-Roubaix. Profesyonel bir bisikletçi olarak bu yarışta yer almak benim için hayallerimin gerçeğe dönüşmesi demek. Paris-Roubaix’de yarışma fırsatı bulduğum için gerçekten çok mutluyum.

EÖ: Peki ya Tour of Flanders? Neticede Belçikalısın.

TM: Evet, Tour of Flanders’ın bitiş noktası evimden yalnızca beş kilometre uzaklıkta. Bu nedenle yarış yollarını çok iyi biliyorum. Fakat bu yıl Tour of Flanders’da olacağımı zannetmiyorum. Görece daha düşük tek günlük yarışlara konsantre olacağım: Kuurne-Brussels-Kuurne, Scheldeprijs, Nokere Koerse, Gent-Wevelgem, Dwars door Vlaandaren… Bu yarışlardan elde edeceğim tecrübelerle belki gelecek yıl Flanders Turu’nu denerim.

EÖ: Dört yıl boyunca Wout van Aert ile takım arkadaşıydınız. Çok sıkı iki arkadaş olduğunuz biliyorum, van Aert hakkında neler söylemek istersin?

TM: Aynı yarışta farklı takımlar adına mücadele etmediğimiz müddetçe aramız çok iyi (gülüyor). Wout ile aramızdaki bağ gerçekten çok güçlü. İki iyi arkadaşız ve bunu hayatımızın sonuna kadar korumak istiyoruz.

EÖ: Aynı zamanda van der Poel ile takım arkadaşınız…

TM: (Gülüyor). Sanırım birçok kişi benim yerimde olmak isterdi. Eminim Mathieu van der Poel ile takım arkadaşı olmak en birçok bisikletçinin hayallerini süsler. Geçmişte Wout ile iyi birer takım arkadaşı olduğumuz gibi, şimdi de Mathiue ile aynı şekilde bir ilişki devam ettiriyoruz.

EÖ: Olimpik yılın içerisindeyiz, biliyorum parkur fazlasıyla dağlık ama Tokyo’da olmak gibi bir arzun var mı?

TM: Elbette isterdim ama Belçika takımından olimpiyat kadrosuna girebilmek hiç kolay değil. Bu nedenle bunun mümkün olabileceğini sanmıyorum.

EÖ: Gençken bir spor kahramanın var mıydı?

TM: Mario de Clercq ile aynı şehirde büyüdüm. Harika bir Cyclocross bisikletçisiydi, üç kez Cyclocross dünya şampiyonu oldu. Bisiklete başlama sebebim ve bugün olduğum yeri borçlu olduğum kişi kendisidir. Benim için Mario de Clecq büyük bir insan.

EÖ: Son olarak Antalya Turu’ndan beklentilerini öğrenebilir miyim?

TM: Antalya’da bir etap kazanmayı umuyorum. İlk günkü Antalya-Antalya etabında bunu gerçekleştirebilirdik ama birçok problem yaşadık. Umarım son gün rövanşı alabilirim.  

E-Posta Bülteni

E-Posta bültenimize abone olun, en son haber ve röpörtajlardan ilk sizin haberiniz olsun!

Yorumlar için tıklayın

Cevapla

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Öne Çıkanlar

Bağlan
E-Posta Bülteni

E-Posta bültenimize abone olun, en son haber ve röpörtajlardan ilk sizin haberiniz olsun!