Yazı FEYZİ AÇIKALIN Fotoğraf TARIK GÜL
Hiç şüphesiz, bisiklet sporuna ilişkin organizasyonların miladı Marmara Bisiklet Turu’dur. Sonradan Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu adını alacak yarışın kazandırdığı bilgi ve deneyimlerle, bisiklet sporunun gereksinimleri karşılanmaya, spora ait tanımlar yerini bulmaya başlamıştır.
Örneğin, bisiklet organizasyonunun ülke tanıtımında kullanılacağını ilk dillendiren, beklenildiği gibi TUR’un babası da sayılan Talat Tuncalp’tır. Bu konudaki en üst düzey mesaj 1968 yılı TUR’u öncesi Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’dan gelir. Sunay, “…yarış aynı zamanda, güzergahının en canlı bir turizm hadisesini de teşkil edecektir” demiştir.
Arşivlere göre, ilk kış hazırlık kampı 1974 yılı Ocak ayında Manisa’nın Kırkağaç ilçesinde yapılan “İzcilik Kampı” adı altındaki buluşmadır
Muhtemelen, sekreterinin hazırladığı notlarla basına demeç veren Sunay, 1971 TUR’u öncesinde Çankaya Köşk’üne çıkan sporcuları ağırlar. Sunay, irticalen konuşurken bisiklette son yıllarını yaşayan TUR’un geçmiş yıllardaki kahramanı Rıfat Çalışkan’a, tam da morale ihtiyacı varken, “Nasılsın, niye geriledin?” şeklinde soru yöneltmiş bir cumhurbaşkanıdır!
İlk kamplar
Marmara Turu düzenlenmeye başlanmadığı yıllarda mutlaka hazırlık kampları yapılmıştır ama arşivlere düşen ilk kamplar yine TUR öncesinde yapılanlar olur. TUR o yıllarda daha sıcak denizlere yani Akdeniz ve Ege’ye inmediği için, kamp merkezi olarak Bursa başta olmak üzere Marmara bölgesi şehirleri kullanılmaktadır.
Yine arşive göre, ilk kış hazırlık kampı 1974 yılı Ocak ayında Manisa’nın Kırkağaç ilçesinde yapılan “İzcilik Kampı” adı altındaki buluşmadır. Daha sonra, o yıllarda takımın başında bulunan Bulgar antrenör Nencho Hristov ve Mustafa Palaska daha sıcak bir beldede çalışmak için Alanya’ya gelir ve Panorama Otel ile anlaşma yapılır. Panorama birçok kez sporcuları konuk edecektir.
Kış kamplarının tarihi, büyükler için Ocak sonu olarak belirlenmektedir. O yıllardaki genç ve yıldız sporcuların birçoğu liseye gitmekte oldukları için kamp klasik “15 tatilde!” yani 1-15 Şubat arası yapılmaktadır.
Antrenör Palaska daha sonraki yıllarda Mersin, Silifke ve Antalya’da da kamplar açar. Kamplar çoğunlukla devlete ait kurumların dinlenme tesislerinde açılmaktadır. Örneğin, Antalya Karpuzkaldıran’da pil fabrikası tesisleri; Mersin’de PTT kampı; Silifke Erdemli’de devlete ait bir üretme çiftliği, sporculara kamp merkezi olarak hizmet verir.
Yabancı sporcularla ortak kamplar
Eski milli sporculardan, Almanya’da eğitim gördüğü için özellikle Alman bisiklet dünyası ile yakın ilişki içinde olan Ünal Tolun bu konuda ilk adımı atar. Daha sonranın federasyon başkanı, 1979 yılının İstanbul İl Bisiklet Ajanı olan Tolun 1979 yılı Mart ayında Batı Alman bisiklet takımının kampını ayarlar.
Ünlü antrenör Karl Ziegler yönetimindeki 20 kişilik Alman takımı 8 Mart’ta Talya Otel’de kampa başlar. 1980 Moskova Olimpiyat Oyunlarına hazırlanmakta olan Almanlar, Antalya’dan 26-29 Mart tarihleri arasında koşulacak olan Akdeniz Turu için Adana’ya geçecektir. Türk milli takımı ise pil fabrikası kamp merkezinde kalmaktadır!
Daha sonra Bulgarlarla kamp dönemleri başlar. İlki 1980 yılı Ocak ayında yine bir devlet kuruluşunda, Alanya İncekum’da Orman Bakanlığı bungalovlarında kalınmaktadır. Karşılığında ise, Şubat ayında Bulgaristan’ın Karadeniz kıyısındaki Burgaz şehrinde kamp açılır.
1984 yılı Akdeniz Turu öncesi yine Mersin’de, bu kez Hollandalılar ve Doğu Alman takımı ile kamp vardır. O yılların efsane Doğu Alman takımının neredeyse her sporcusu farklı bir mesafe ya da yılda dünya şampiyonluğu kazanmıştır!
Günümüzde kış kampları
TUR, yapılmaya başladığı yıllarda nasıl vizyon geliştirici rol oynadıysa, özellikle 2008 sonrasında çok daha profesyonelce organize edilmeye başlanmasıyla, organizasyon çeşitlenmesi adına çığır açar.
Alanya’da turizm yapan Kemal Canfedai bu konuda öncülüğü ele alır. 2019 yılı kış ayları boyunca 400’ün üstünde bisiklet takımına kamp yaptırmayı planlayan Canfedai, bu yolla 2000-2500 arasında spor insanının da spor turizmi adına konaklamasını sağlayacaktır.
Özellikle Doğu Avrupa ve Rus Devletler Topluluğu sporcularının Türkiye’yi tercih etmelerinin en önemli nedeni vize sorununun olmayışıdır. Kamp dönemini Türkiye’de geçiren takımlar, daha sonraki üç aylık vize süreleri sırasında Avrupa’da konaklamakta ve sezon boyunca yarışlara bu vizeyle girebilmektedir.
Canfedai’nin koyduğu koşul gereği, ülkemize gelen her takım yine aynı organizatörün düzenlediği yarışlara katılmak zorunda. Böylece, içinde kadınlar arası da olan çok sayıdaki UCI yarışı Alanya ve civarında organize edilebilmektedir.
Bu yıl, 2020 Tokyo Olimpiyatları öncesi puan kazanımı önemli olduğu için, takımlar antrenmanlara ve yarışlara daha ağırlık veriyor. Ülkelerin olimpiyat komiteleri takımlarına, özellikle maddi açıdan büyük destek sağlıyor.
Bu yazı daha önce Cyclist Türkiye Şubat 2019 sayısında yayınlanmıştır.
E-Posta bültenimize abone olun, en son haber ve röpörtajlardan ilk sizin haberiniz olsun!