Haziran 1963 günkü nüshasında Cumhuriyet gazetesi sayfalarında “8 etaplı Marmara Turu’na 44 bisikletçi gidiyor…” başlığına yer verdi. Dönemin federasyon başkanı Talat Tunçalp nihai emeline ulaşmış ve Marmara Turu hayat bulmuştu artık. Aynı gazete 11 Haziran 1963 tarihli baskısında bu kez İstanbul’dan Tekirdağ’a koşulan turun ilk etabının Rıfat Çalışkan tarafından kazanıldığı haberini kalın puntolarla okurlarıyla paylaştı. O günden tam 56 yıl sonra yeniden bir sprint finişine sahne olan Türkiye Turu’nun ilk etabı olan İstanbul-Tekirdağ’da İrlandalı bisikletçi Sam Bennett (Bora-hansgrohe) bitiş çizgisinden ilk sırada geçti. Anlaşılacağı üzere, TUR’un özüne döndüğü 55’inci edisyonun neredeyse her bir kilometresinde Türk bisikletinin tarihi anekdotları saklıydı.
Elbette bisikletçilerin Marmara Denizi etrafında dolaşacağı nostaljik 55. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu öncesi her şey günlük gülistanlık değildi. Bir süredir TUR adına en büyük sıkıntı takımları Türkiye topraklarına çekmekte yaşanıyor. Bu yıl da bir istisna olmadı. Üstelik yarışın UCI takvimindeki yerinin Nisan’a kaydırılması da kanayan yaraya çözüm olamamıştı.
Dört mevsim
Yeniden yarışa dönecek olursak, Tekirdağ’da güneşli ama soğuk bir öğleden sonra sekizinci Türkiye Turu etap galibiyetini cebine koyan Bennett, ertesi gün koşulan 183.3km’lik Tekirdağ – Eceabat etabında da bitiş çizgisinden ilk sırada geçmeyi başardı. Üstelik İrlandalı bisikletçi bu sefer sonu hafif eğimle biten bir sprint finişini takım arkadaşı Felix Grossschartner’in (Bora-hansgrohe) önünde kazanmıştı. Etabı heyecan verici hale getiren söz konusu düşük eğimli tırmanış ise Mustafa Kemal Atatürk’ün “Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum” dediği 5km’lik Conkbayırı’ydı.
Bu etap sonu gözler elbette Avustralyalı Caleb Ewan (Lotto Soudal)’daydı. Tarihin soğuk yüzünün hissedildiği etap sonunda Ewan’ın dudaklarından Cyclist Türkiye mikrofonuna şu sözler döküldü: “Gelibolu’da yaşananları ilkokulda öğrendik. Burası aslında hiç ziyaret etme şansımın olacağını düşündüğüm bir yer değildi, bu nedenle bugünkü etabın böyle tarihi bir noktada sonlanması benim için özel bir duygu.”
Avusturyalı Grossschartner’in genel klasman adına olumlu sinyaller verdiği ikinci etap podyumuna Başak Koç’un “again and again” nidaları arasında turkuaz liderlik mayosu ile çıkan 28 yaşındaki Bennett, 11 zaferle TUR’un en fazla etap kazanan bisikletçisi olma unvanını elinde bulunduran Andre Greipel ile arasındaki farkı üçe indiriyordu. Bu arada, Alman sprinter Greipel’ın yarıştığı dönemde Türkiye Turu’nun sekiz etap üzerinden koşulduğunu hatırlatalım. 2017’den bu yana dokuz etap galibiyeti alan Bennett, Greipel’e kıyasla üç yıla oranlarsak daha az etapta start aldı.
Çanakkale’nin Eceabat ilçesi en son bir Türkiye Turu etabına ev sahipliği yaptığında takvim yaprakları 1964’ü gösteriyordu ve etap zaferi Türk bisikletinin önemli isimlerinden Nezir Sonakın tarafından elde edilmişti.
Tekirdağ’da güneşe karşın soğuk kendini hissettirirken Çanakkale’de yazdan kalma bir günle üçüncü etaba “merhaba” dedi bisikletçiler. Görsel açıdan bisikletin ruhuna en fazla hitap eden gün şüphesiz Tekirdağ – Eceabat’tı. Sol tarafı deniz sağda ise orman bir önceki gün uzun kilometreler boyunca otobanda pedal basan bisikletçilere ilaç gibi gelmiştir. 122.6km’lik TUR’un en kısa etabı Çanakkale – Edremit ise doğa anlamında hiç fena bir etap sayılmazdı, tabii finişin alışveriş merkezi önünde son bulduğunu hesaba katmazsak.
Buna karşılık, Edremit öyle bir finişe sahne oldu ki TUR’un gündemi kısa süreliğine de olsa bütünüyle değişti. Kariyerinin ilk WorldTour etap galibiyetine uzanan 22 yaşındaki Fabio Jakobsen (Deceuninck-Quick Step) olmuştu. Ancak genç Hollandalı sprintini açtığı esnada gidonuna Türk bayrağı takılınca o anki nabız ve heyecanla bitiş çizgisinden geçer geçmez bayrağı yere fırlatmış ve bazı izleyicilerin negatif tepkileriyle karşılaşmıştı. Nitekim genç Hollandalı podyuma elinde Türk bayrağı ile çıktı. Basın toplantısında ise düşüncesizce davrandığını belirterek, “Türkiye’yi çok seviyorum” diyerek Türk halkına özrünü iletti.
TUR 2019’un tartışmasız en büyük ismi Mark Cavendish (Dimension Data)’di. Öpücük hastalığı sonrası bir türlü bacaklarında o gücü bulamayan Cavendish, uzun bir aranın ardından sprint finişinde podyum yaptı. Bu arada podyumdan bir dipnot: Jakobsen’e etap birinciliği kupası takdim edilince, elindeki Türk bayrağını yere koymak zorunda kaldı. Bunu gören Mark Cavendish, genç Hollandalıyı derhal uyararak olası bir ikinci bayrak krizinin önüne geçmiş oldu. Malum, Mark Cavendish’in Türkiye Turu podyum bilgisi tecrübeyle sabit.
Edremit’teki finişin ardından aynı şehirde kalan takımlar TUR’un ilk ve tek uzun transferi için sabah altıda yola koyuldu. Takımlar Balıkesir’e vardığında ise hava sıcaklığı sekiz dereceyi gösteriyordu. Buna bir de etap başından itibaren etkili olan kafa rüzgarı eklenince pelotonun temposu bir hayli düştü.
194.3km’lik TUR’un en uzun etabının varış kenti ise Rıfat Çalışkan’ın şehri Bursa’ydı. Sonu Eceabat’ta olduğu gibi eğimle biten Bursa finişinde gözler bir kez daha Sam Bennett’ın üzerindeyken “the Rocket Pocket” lakaplı Caleb Ewan sahneyi İrlandalıdan çalmayı başardı ve daha önce 2014’te yarıştığı Türkiye topraklarında ilk etap galibiyetine ulaştı. Ewan ve Bennett’ın bitiş çizgisinin ardından kendilerini yorgunluktan yere bırakmaları ise dünya ölçeğindeki iki sprinterin etabı ne denli istediklerinin bir göstergesiydi.
Köklerine dönen TUR’un Bursa etabında “Dağların Kralı Mayosu”nun sahibi Thimo Willems’e (Sport Vlaanderen-Baloise) ödülünü Türk bisiklet efsanesi Rıfat Çalışkan’ın kızı Özge ve oğlu İlke’nın takdim etmesi ise takdire şayan ince bir davranış olarak akıllarda kaldı.
Caleb Ewan’ın zaferiyle son bulan dördüncü etabın ardından bir sonraki günün startı da Bursa’dan verildi, ancak bir farkla: Yağmur. TUR’un kraliçe etabı öncesi yağan yağmur Kartepe hakkında fikir vermeye yeterliydi. Nitekim kısa süre sonra olumsuz hava koşulları nedeniyle Kartepe zirvesinin 4km aşağı, Sisli Vadi’ye çekildiği bilgisi bizzat Federasyon Asbaşkanı Berat Alphan tarafından paylaşıldı.
16.6km uzunluğu ve 1228 metre irtifa kazanımıyla Kartepe, TUR’un yakın zamanda geçilen tırmanışları Meryemana ve Elmalı’ya oranla daha çetin bir tırmanıştı. Zorluğunun yanında karlar altında koşulması hem bisikletçilere hem de izleyicilere henüz daha ilk çıkılışında unutulmaz anlar yaşattı. Özellikle bitiş çizgisinden geçen bisikletçilerin soğuk nedeniyle kararan yüzleri zorlu günün ispatıydı.
Eceabat’ta daha güçlü olmasına rağmen etabı takım arkadaşı Sam Bennett’a bırakan Felix Grossschartner, TUR’un en zor gününü en yakın rakibi Valerio Conti (Team UAE Emirates) ve Merhawi Kudus’ün (Astana Pro Team) dokuz saniye önünde tamamlayarak turkuaz mayoyu takım arkadaşı Bennett’tan devraldı. Türk milli takımı adına Kartepe zirvesinde en iyi sonucu, yalnız takımın değil tüm pelotonun en genç ismi olan 6 Ekim 2000 doğumlu Halil İbrahim Doğan 28’incilikle elde etti.
Bir önceki günün aksine Sultanahmet’te açık bir gökyüzü ve insanın içini ısıtan bir güneş altında koşulan 172,4km’lik Sakarya – İstanbul etabında ise Caleb Ewan, Sam Bennett’ın son metrelerdeki başarısız erken atağını fırsata çevirerek TUR 2019’u galibiyetle kapamayı bildi. Bir sonraki gün koşulan Sakarya – İstanbul etabında da klasmandaki yerini koruyan Grossschartner ise bu sonuçla 55 yıllık geçmişinde Türkiye Turu’nu kazanan ilk Avusturyalı bisikletçi olarak TUR tarihine adına yazdırmayı başardı.
55 yıllık tarih ve dört mevsimin altı etaba sığdığı Türkiye Turu ardında pek çok hikaye ve unutulmaz anla bir sonraki durağına doğru yol almaya başladı bile.
Bu yazı daha önce Cyclist Türkiye Mayıs 2019 sayısında yayınlanmıştır.