ALABİLDİĞİNE MAVİ

Yazı TOLGA GÖK  Fotoğraf  TARIK GÜL

Cyclist Türkiye’nin geçmiş sayılarından da hatırlayacağınız üzere, Türkiye’nin bisiklet altyapısına en çok önem veren kentlerinden biri olan Marmaris, 2014 yılında Marmaris Bisiklet Rotaları projesini gerçekleştirmişti. Bu kez Mosso MTB Turu’nda, işte bu bisiklet rotalarına dalmak için pedallarımız yeniden Marmaris’te dönecek.

Tırmanışların ve efsane manzaraların beklediği sürüşümüz Marmaris’in en büyük otellerinden biri olan Ideal Prime Beach Hotel önünden başlıyor. Şehir içinde yaklaşık 3km’lik sürüş sonrası enfes çam ormanlarının içinde ilerleyen toprak yola dalıyoruz. 2km’lik ilk tırmanışımız sabahın erken saatleri olmasına rağmen bizleri terletiyor ama sol tarafımızdaki Marmaris Körfezi’nin manzarasına baka baka pedal çevirmek çok keyifli.

Ormanın içi ile şehir merkezi arasında belki 6-7 derecelik sıcaklık farkı var. İnişle birlikte o serinliği hissederek daha da derin ormana dalıyoruz. Bu bölge aynı zamanda Fürth yürüyüş yolları olarak da adlandırılıyor. (Fürth, Marmaris’in Almanya’daki kardeş şehri)

Derin ormandaki toprak sürüşümüze bir süre ara verip, rotamızın 9’uncu kilometresinde Marmaris-Datça karayoluna bağlanıyoruz. Ormandan sonra karayolu çok gürültülü gelse de büyük şehirlere göre hala kıyaslanamayacak kadar güzel. Okuyucularımızın birçoğu Marmaris Granfondo’dan bu yolu tanıyorlar ama Nisan ayına göre şu anda çok daha yoğun. 

Karayolundaki sürüşümüz 17. km’ye kadar devam ediyor ve hedefimiz olan Küfre koyuna doğru Değirmenyanı mahallesinden sağa ayrılıyoruz. Bördübet mahallesine yani 26.km’ye kadar olan bu sektör, dar asfalt zeminli tırmanışları ve keskin virajları olan ama çok keyifli bir yol, aynı zamanda yol bisikleti için de uygun sayılabilir.

Tabi biz bisikletlerimizin hakkını vermek için tekrar toprak yola dalıyoruz. Bördübet mahallesinden sağa ayrılırken Küfre koyu ve Yedi Adalar tabelaları bize eşlik ediyor. Ama bizim asıl dikkatimiz ‘Marmaris Bisiklet Rotaları’ tabelalarında. Bu kısım minik sayılabilecek inişler  ve çıkışlar barındırıyor. Gerçi manzaraya bakarken hiçbir tırmanışı görmüyoruz neredeyse. Küfre koyuna varıncaya kadar olan 4km’lik kısımda solumuza Yedi Adalar ve Gökova Körfezi manzarasını alarak, kızılçamlar arasında devam ediyoruz.

Ve sonunda Küfre koyundayız… Buradaki tek tesis olan Yedi Adalar restaurantta kısa bir mola veriyoruz. Ayaklarımızı suya sokmak için iyi bir fırsat. Yedi Adalar restauranta ulaşım oldukça kısıtlı; öyle ki, karadan sadece bisikletçiler gelirse geliyor buraya. Otomobille bu yolları denemek pek mantıklı değil. Marmaris ve Gökova çevresindeki bu tarz işletmelerin asıl hizmet verdiği kitle ise denizciler. Mavi tur yapan ya da özel tekneler bu koylarda konaklarlarken burası gibi restaurantlardan hizmet alıyorlar. Zaten bu sebeple genelde içlerinde marketleri de var.

Minik bir mola sonrası 4km kadar geldiğimiz ada manzaralı yoldan geri dönüyoruz. Bir sonraki noktamız Amazon… Herkes burayı Amazon olarak bilir ama Amazon buradaki tek işletmenin adı. Bu koyun gerçek adı Maden ya da Küçükgünlük koyu. Bu bölgede kızılçam ve karaçamlar yanında günlük (sığla) ağaçlar da bolca mevcut.

Minik bir mola sonrası 4km kadar geldiğimiz ada manzaralı yoldan geri dönüyoruz. Bir sonraki noktamız Amazon… Herkes burayı Amazon olarak bilir ama Amazon buradaki tek işletmenin adı. Bu koyun gerçek adı Maden ya da Küçükgünlük koyu. Bu bölgede kızılçam ve karaçamlar yanında günlük (sığla) ağaçlar da bolca mevcut.

Anadolu sığla ağacı (Liquidambar orientalis) Marmaris-Köyceğiz bölgesindeki sulak alanlar ve dere yataklarında yetişen endemik (dünyada sadece bu bölgede yetişen) bir tür. Birçok şekilde değerlendiriliyor (Muhakkak inceleyiniz). Sığla ağaçlarının gölgesi çok başka, ortam sıcaklığını inanılmaz düşürüyor. 40.km’deyiz ve öğle vakti sıcağında buna ihtiyacımız var.

Bol fotoğraflı kısa bir mola sonrası, Gökova’nın sert rüzgarı kafadan esmeye başladı. Neyse ki az sonra orman içine girip yönümüzü değiştireceğiz (Marmaris, Datça, Köyceğiz, Gökova bölgesinde pedal çevirecek arkadaşlara rotalarını planlarken doğu-batı yönündeki sürüşlerini öğleden önce yapmalarını tekrar hatırlatmak lazım).

Bördübet koyunda denizi sağımıza alarak yaklaşık 2km daha ilerledikten sonra tekrar asfalt yola bağlanıyoruz ve tırmanış öncesi daha önce geçtiğimiz Bördübet mahallesinden tekrar geçiyoruz. Sakin, gürültüsüz, kuş ve ağustos böceklerinin sesleri arasında indiğimiz yokuşları tırmanmak, üstelik 40 dereceye varan öğle sıcağında hiç kolay olmuyor. Artık sıvı ve elektrolit alımı çok daha önem kazanıyor. Tempoyu ve nabzı düşürmek, sık sık mola vermek bazen daha sağlıklı.

Neyse ki 52.km’den sonra tekrar toprak yola giriyoruz ve ortam sıcaklığı çam ormanı ile düşüyor. Nefes almak artık daha kolay. Şimdi 420m’lik en yüksek irtifaya kadar sürecek tırmanışa başlıyoruz. Zirve noktadan sonra ise 14km’lik eğim sadece 1% ile 4% arasında değişen tamamı toprak, sık sık 90 derecelik virajlar yapan kesintisiz ve çok keyifli bir inişle devam ediyor. Bu bölge, kolaylığından manzarasından dolayı turistik MTB turlarda da sıklıkla kullandığımız bir bölge.

Manzara demişken; bu noktadan sonra ise bizi çok daha farklı görsel beliyor. Hisarönü körfezi ve Gökova körfezi ayaklarımızın altında. Yani Akdeniz ve Ege Denizi’ni aynı anda görebiliyoruz (Coğrafi olarak Datça yarımadasının kuzeyi Ege, güneyi Akdeniz sayılır).İniş, Marmaris-Datça karayolu ile sonlanıyor. Akdeniz sahillerinde başladığımız MTB turumuzda ayaklarımızı Ege’de ıslatıp, tekrar Akdeniz sahillerine sonlandırabilmek için 18km’lik asfalt sürüşümüz daha var ve bir tırmanış da bizi burada bekliyor. 

Antik Karya uygarlığının geçtiği bu topraklarda pedal çevirmenin bize verdiği sorumlulukla pedal basıyoruz. Yıllarca Karya Sahilleri Bisiklet Turu’nu düzenlemiştik ve bu turda uydurduğumuz bir söz vardı: “Karyalılar der ki; eğer deniz seviyesinde pedal çeviriyorsan bil ki ileride yokuş vardır.” Öyle de oluyor. 

Son tırmanış bittiğinde karşımıza çıkan Marmaris manzarası, geride bıraktığımız 85km ve 1800m irtifa kazancının bacaklarımızda hissettirdiği acıyı aldı götürdü ve geriye hızlı bir iniş ile başladığımız yere, Ideal Prime Beach Hotel’ e dönüp, soğuk içeceklerimiz ve atıştırmalıklarımızla huzur içinde dinlenmek kaldı.

Benzer Makaleler

1Yorum

Avarage Rating:
  • 0 / 10
  • Digo , Mayıs 12, 2020 @ 11:11 am

    Marmarisli olarak bu güzelliğin içinde olamadığım için çok kızıyorum kendime, ama bir yandan da etrafımda bu etkinlikleri yapan olmadığı için, tek başıma gitmeye de korkuyorum açıkcası 🙂

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir