Yazı ÖZGE SEÇKİN Fotoğraf ALİ CAKAS
Ülkemizde aktif olarak kullanıma açık olan tek velodrom olan Maltepe Velodromu’nun ardından yeni bir velodrom yapılması amatör veya profesyonel olsun tüm bisikletseverlerin isteği ve beklentisi dahilindeydi kuşkusuz. Ancak şaşırtıcı ve beklenmedik olan yeni velodrom haberinin uzaklardan, Mardin’den gelmesiydi. Velodrom haberinin kendisi yeniydi ancak projenin başlangıcı 2017’ye uzanıyordu.
Milli bisikletçi ve antrenör Ali Cakas’ın koordinatörlüğünü yürüttüğü ve tamamen UCI’ın uluslararası teknik şartnamesine göre ve yurt dışındaki örnekleri özenle, tek tek incelenerek farklı belediyelerin de katkısı ve desteğiyle oluşturulduğu belirtilen velodrom projesi, 2016 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevine atanan Mustafa Yaman’a sunulur.
“Velodrom projesinin sunumunu, kabul edilmeyeceğinden emin olarak yapmıştık aslında” diye hemen küçük bir itirafta bulunuyor projenin başındaki isim Ali Cakas. “2017’de projeyi oluşturduğumuzda Mardin’de hem profesyonel hem amatör anlamda bisiklet süren insan sayısı yok denecek kadar azdı. Bu koşullarda sunmayı planladığımızsa milyonluk bir velodrom projesiydi!”
Hal böyle olunca önce bir bisiklet takımı kurulmasına karar veriliyor ve UCI statüsünde uluslararası bir dağ bisikleti takımının temelleri, velodromdan önce Mardin’de atılıyor. Bunun yanı sıra halihazırda yol bisikleti takımına da sahip olan Mardin’de, yeni bir velodrom projesi için büyükşehir belediyesinin kapısı çalınıyor. Beklenenin aksine sonuç olumlu oluyor ve Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Yaman, projeyi destekleyeceğini belirterek hemen yapım sürecinin başlatılması talimatını veriyor.
O dakikadan sonra Mardin Büyükşehir Belediyesi, projeyi kendi projeleri gibi benimsiyor ve hem maddi destek hem de bünyesindeki teknik ekipler aracılığıyla yapım desteği veriyor.
“Özellikle son yıllarda hem sosyal hem de eğitim anlamında doğu illerinin gelişimine katkı sağlamak adına buralara biraz daha fazla destek verildiğini biliyoruz. Bu projeyi sunarken de bunu fırsat bilerek bu anlamda lehimize çevirmeye gayret ettik. Projenin, sosyal, sportif açıdan ve spor turizmi bakımından şehre katkılarını, olası getirilerini detaylıca anlattık.”
Projenin yapımına karar verilmesinin hemen ardından ilk olarak nereye yapılacağı sorusu gündeme geliyor ve bu noktada üç ihtimal üzerinde durulduğunu anlatıyor Cakas.
“Mardin, rakım olarak 1100 metre civarında ve yer şartları bakımından da tamamen kayalık olan bir bölge. Zemin toprak olmadığından ve kayalık zeminlerin delinmesi işlemi çok vakit alacağından projenin yapımında yer seçimi büyük önem taşıyordu. Düşünülen ilk şey, sıfırdan oluşturmak yerine velodromu halihazırda yapılı bulunan, zemin olarak hazır herhangi bir parka entegre etmekti. Diğer alternatif ise Mardin Orman dediğimiz Kızıltepe ile Mardin arasında bulunan ormanlık alana inşa etmekti.
Burası zemin anlamında çok uygundu ancak düşünülen diğer kriterlerle uyum sağlamıyordu. Velodromun, öncelikle göz önünde, kolay ulaşılabilir ve herkes tarafından erişilebilir olması açısından özellikle şehir merkezinde olmasına önem veriyoruz. İnsanlar görsünler, görüp gelsinler istiyoruz ki bisikletin de futbol, voleybol, basketbol gibi sahası, pisti, parkuru olan bir spor olduğunu kavrayabilsinler.
Bu noktada üçüncü bir alternatif olarak projeye, şehirdeki üniversiteyi de dahil etme fikri oluştu. Artuklu Üniversitesi’nin merkez kampüsünde uygun bir yer olduğunu biliyorduk. Burada ayrıca yüzme havuzu, tenis kortu, halı saha gibi farklı branşların saha ve parkurları da bulunuyordu. Bu şekilde hem farklı branşların bir araya toplandığı bir spor kompleksi mantığına uyuyor hem de üniversite içerisinde olması, oradaki öğrenciler için de bir aktivite alanı olarak değerlendirilmesine olanak sağlıyordu.
Ayrıca üniversiteye bağlı olması, velodromun üniversitelerarası müsabakalara da ev sahipliği yapabilmesi imkanını sunuyordu. Tüm bu artıları bir araya getirerek projeyi Artuklu Üniversitesi ile paylaştık. Proje artık büyükşehir belediyesi tarafından da desteklendiği için üniversite velodrom için yer tayin etmeyi kabul etti ve 50 yıllık bir sözleşme imzalandı.”
Mardin Büyükşehir Belediyesi’nin maddi desteği ve Artuklu Üniversitesi’nin 50 yıllığına yer tahsis etmeyi kabul etmesi ile 2018 yılında velodromun inşası için ilk kazma vuruluyor. 425 metre asfalt pist ve 400 metre toprak zeminli BMX parkuru olarak planlanan pistin yapımı 2019 yılına kadar devam ediyor. 2019 Yerel Seçimleri, projeyi sekteye uğratan ilk olay oluyor. Seçim dönemindeki belirsizlik, o dönem %80 oranında tamamlandığı belirtilen velodrom projesinin yapımının durdurulmasına neden oluyor. “Seçim döneminde yönetimsel anlamda bir boşluk, belirsizlik oldu. Bizler de proje yarım mı kalacak diye endişelendik haliyle.
Çünkü velodromun %80’lik bir kısmı bitmiş, %20 gibi küçük bir bölümü kalmıştı. Belediyenin desteğini çekmesi gibi bir durum olması ihtimaline karşılık olası senaryolar ürettik. B planımız, projeyi Gençlik ve Spor Bakanlığı veyahut Spor Toto Teşkilatı’na sunarak devam ettirmekti. Ancak seçim sonrasında aynı yönetimle devam etme kararı alınınca B planına gerek kalmadan projeye yeniden kaldığı yerden devam edildi.”
Mevsimsel koşullar nedeniyle birkaç kez daha ara verilen ve sezon başında bitmesi planlanan velodromun yapımı, son olarak bir de koronavirüs pandemisinden nasibini alarak sekteye uğruyor.
“Mardin’in çok sıcak olması, özellikle ilkbahar ve yaz aylarında inşa sürecini büyük ölçüde sekteye uğrattı. Çünkü özellikle zeminin oturması, kullanılan malzemenin zemine adapte olması için hava koşullarına göre hareket etmek önemli. Biz de bu şekilde ilerliyorduk fakat virüs salgını tüm planları alt üst etti. Bitiş tarihimiz çok daha erken olacak şekilde planlanıyordu fakat proje şu an yeniden sekteye uğramış durumda. Yine de en geç bu sezon sonunda bitmesini planlamaktayız.”
Velodromun tamamlanmasının ardından ulusal ve uluslararası müsabakalara ev sahipliği yapacak olmasının yanı sıra amatör veya profesyonel ayırt etmeksizin herkesin kullanımına açık bir aktivite alanı olacağı da vurgulanıyor. Yalnızca Mardin özelinde değil, Diyarbakır, Şanlıurfa, Batman, Şırnak gibi çevre illerde de özellikle spor turizminin gelişmesi bakımından katkı sağlaması hedeflenen proje, doğu bölgelerini hiç bilinmeyen bir yönüyle gündeme getirmeyi amaçlıyor.
Henüz tamamlanmamış olmasına rağmen şimdiden bu amaç doğrultusunda uzun bir yol kat ettiğine inandığımız projenin, bir an evvel tamamlanmasını umuyor ve diğer tüm illere, ilham kaynağı olmasını diliyoruz.
Türkiye’de pist bisikletinin geçmişine yönelik bugüne kadar yapılmış en kapsamlı inceleme olma özelliğini taşıyan Haziran sayımızda bu ay, Türkiye’deki velodromların doğuşu ve yıkılışı, pistlere iz bırakan bisikletçiler, unutulmaz yarışlar, Türk bisikletinin kaçırdığı büyük fırsat Mayorka kampının bilinmeyen gerçekleri ve elbette bisiklete dair çok daha fazlası siz değerli okurlarımızı bekliyor olacak!