Bizimle iletişime geçin

Editoryal

ENDÜSTRİYEL SALGIN

Pandemiye dönüşen koronavirüs salgını sosyal yaşam kadar ekonomik hayatı da etkilemeye devam ediyor. Cyclist Türkiye, salgının Asya temelli bisiklet endüstrisine etkilerini mercek altına alıyor

Yazı MUAMMER YILDIZ Fotoğraf MIKE MASSARO

Tüm dünya olarak zor bir dönemden geçiyoruz. 2019 sonlarında Çin’de başlayan CoVid-19 salgını tüm gezegeni sarsmış durumda. Çin, aldığı önlemler ile salgını kontrol altına almış gibi görünse de özellikle Avrupa başta olmak üzere dünyanın tamamında en önemli gündem maddesi CoVid-19. Ekonomiden sosyal yaşamımıza, sağlık sisteminden seyahat planlarına hayatlarımızı pek çok farklı yönden etkileyen bu salgın, hepimizin gönül verdiği bisikleti, özellikle üretim ve tedarik açısından nasıl etkileyecek, sizler için inceledik. 

Spor ve yarışlar tarafında zaten iptaller haftalar önceden başlamıştı. Avrupa’da virüsün merkez üssü olan İtalya’da Milan-San Remo, Strade Bianche gibi bahar klasikleri ve pek çok tek günlük yarıştan sonra, bu yazının yazıldığı 21 Mart itibariyle Giro d’Italia’nın Macaristan’da yapılacak ilk 3 etabı iptal edilmiş durumda.

Giro’nun sadece 1. ve 2. Dünya Savaşları sırasında yapılmadığını, Milan-San Remo’nun da en son 1945’de düzenlenmediğini düşünürsek içinde bulunduğumuz durumun spor dünyası için ne kadar sıra dışı olduğunu daha net anlayabiliriz. Yine en son 2. Dünya Savaşı sırasında yapılmamış olan Yaz Olimpiyatları ertelendi bile. 

Sektör tarafında ise her geçen gün gecikmeler yaşanıyor ve krizin ekonomik boyutu büyümeye devam ediyor. Dünyanın üretim üssü olan Çin’deki fabrikalar, geleneksel Çin Yeni Yılı dolayısıyla Ocak ayı ortasında kapanmış ve her yıl olduğu gibi dünyanın en büyük insan göçü başlamıştı. Virüsün yayılmasında da büyük etkisi olan bu seyahatler sonrası çalışanlardan bir kısmı virüs dolayısıyla halen fabrikalara dönebilmiş değil.

Normal bir yılda, Çin Yeni Yılı tatilinde 3 hafta civarında kapalı kalan fabrikalarda bu süre 8 haftayı buldu, açılanlar da personel yetersizliğinden dolayı halen tam kapasite çalışamıyor. Tedarik zincirindeki bu sıkıntılar yedek parça ve aksesuar tarafında daha az hissedilir olacak olsa da 2020 ve 2021 model bisikletlerin planlanandan daha geç satışa çıkacağını söylemek en azından şimdiden mümkün. 

Normal bir yılda, yeni bisikletlerin mağazaların kapısından içeriye girişine kadar olan süreç, markadan markaya değişiklik göstermekle beraber yaklaşık  olarak şöyle işliyor: 

Mağazada satıştan 12+ ay önce: 
Yeni modeller distribütörlere tanıtılır. 

Satış -11 ay : Yıllık sipariş planı, ay bazında üreticiye iletilir. Üretici de portföyündeki tüm modellerin teknik ekipmanlarının tedarik planını ay bazında parça üreticilerine geçer. 

Satış -9/-7 ay: Türkiye şartlarında bayilere tanıtım için ayrılan ortalama zaman aralığıdır. Bayilere tanıtım yapılıp bisiklet siparişleri alınır. 

Satış -6 ay: Sipariş kesinleştirilerek üreticiye geçilir ve kesinleşen siparişlere göre üretici, yedek parça tedarikçilerine sipariş verir. 

Satış -3 ay: Bisiklet üretimleri yapılır. 

Satış -2 ay: Genelde Uzak Doğu’da üretilen bisikletlerin yüklenmesiyle birlikte ortalama 
30 günlük nakliye süreci başlar. 

Satış –1 hafta: İthalat işlemleri tamamlanır, bisikletlerin ilgili bayilere sevk organizasyonu yapılır. 

Orta/üst seviye bisikletlerin üzerindeki parçaların ortalama 5-10 arası farklı ülkeden, 20+ farklı üreticiden tedarik edildiğini düşündüğümüzde hem üretim hem nakliye süreçleri konusunda en ufak aksaklığın bu döngüde gecikmelere neden olması kaçınılmaz olur.

Firmalar, sözleşme şartlarına uymak veya üretim hattını durdurmamak adına yüksek maliyetleri göze alıp havayolu nakliyesi de tercih edebiliyor ancak günümüzde iptal olan uçuşlar, faaliyetleri tamamen durdurulan havalimanları, limitli kapasiteli kargo uçaklarına aşırı talepten dolayı daha da yükselen maliyetler, uçak yetersizliğinden dolayı nakliye sürecinin çok uzaması ile havayolu nakliyesi de bir problem halini almış durumda. 

Avrupa’da üretim yapan bisiklet markalarının da tedarikte Uzak Doğu’ya bağımlı olmaları ve son dönemde virüsün etkisinin Avrupa’da gün geçtikçe derinleşmesi ile durumun Uzak Doğu üreticilerinden farklı olmayacağını söylemek şimdiden mümkün. 

Yerli üreticilerin de tedarik problemlerinden dolayı üretimde gecikmeler yaşayacağını göz ardı etmemek gerek. 

Yedek parça ve aksesuar tarafında ise problemler biraz daha kabul edilebilir düzeyde. En büyük üreticilerde şimdiye kadar büyük gecikmeler yaşanmadı. Orta/üst grup parça üretiminde lider ülkelerden Tayvan’da virüs kontrol altında ve fabrikalar normale çok yakın kapasitede üretim yapmaya devam edebiliyorlar.

Çin’deki kapasite sıkıntıları ise hala sürüyor ve virüsün derin etkilediği bölgelerden büyük şehirlerdeki fabrikalarına dönmelerine izin verilmeyen milyonlarca çalışan, en azından nisan ayı ortasına kadar işgücüne katkı sağlayamayacaklar. Çin’de fabrikaların yeniden açılması için çalışanların nereden geldikleri, sağlık verileri, fabrikaların çalışma düzenleri gibi pek çok inceleme sonrası çalışma izni verilebiliyor ve fabrikalar normal kapasitenin çok altında faaliyetlerine devam edebiliyor.

Çin’den yapılan konteyner gemisi seferlerinde virüsten dolayı yapılan iptaller sonrası hat kapasiteleri de düşmüş durumda ve bir yığılma söz konusu. Limitli sayıdaki gemilere aşırı bir talep var, yük için yer bulmak zor ve nakliye fiyatları ortalamanın %30 civarı üzerinde seyrediyor. 

Avrupa’da parça/aksesuar üretimi yapan veya sevkiyat merkezlerinden operasyonlarını yürüten firmalarda ise problemler Uzak Doğulu üreticilerin aksine, her geçen gün derinleşiyor. Sektörde önemli pek çok markanın beşiği olan İtalya’da yeni üretim yapmak bir yana dursun, stoktaki ürünleri sevk etmek bile bir problem haline geldi. Limitli personelle çalışan firmalardan yüklemeler oldukça gecikmeli olarak yapılabilse bile resmi dairelerden gerekli evrakları almak gibi en basit işler bile büyük problemlere dönüşmüş durumda. Çalışanların sağlığı ve güvenliği için faaliyetlerini tamamen durduran firmaların sayısı azımsanmayacak düzeyde.

İtalya, İspanya, Portekiz gibi ülkelerin tamamında veya bazı bölgelerinde ilan edilmiş olağanüstü hal, hayatı durma noktasına getirmiş durumda. İtalya’da salgının merkezindeki Lombardia bölgesinde faaliyetine devam eden sektörümüzün en önemli tekstil üreticilerinden Santini, özellikle sağlık çalışanları için maske üretimine başladı. Yeterli stok olmadığından 5-6 saat kullanılması gereken maskeleri günlerce kullanmak zorunda kalan sağlık çalışanları basit bir maske tedarik edilemediği için virüs kapıyor ve hayatını kaybedebiliyor.

Orta ve kuzey Avrupa’da ticari faaliyetler halen limitli olarak devam etse de yüklemeler, evrak süreçleri ile ilgili sıkıntılar ve çalışan sayısındaki azalma nedeniyle iletişim de normalden daha yavaş olarak yürütülebiliyor. 

Her yıl tüm distribütörlerin bir araya geldiği toplantılar bile artık online video konferansla yapılmaya başlandı. Sektörün en büyük fuarlarından Taipei Cycle Show iptal edildi, Shanghai Cycle Show da muhtemelen düzenlenmeyecek. Ağustos sonu için planlanmış Eurobike yapılacak olsa bile alıştığımızdan çok daha az ziyaretçi ile olacağı kesin gibi. Tüm sektörler için toplantı, fuar ve seyahat dinamiklerinin kökten değiştiği, sosyalleşmenin asgari düzeye indirileceği yeni bir dönem başlıyor. 

Tüm bu gelişmelere ek olarak finans piyasalarındaki gelişmeler de Türkiye açısından pek parlak değil. Ocak ayında 5,85 olan USD/TL paritesi, 21/03 itibariyle 6,55 düzeyine gelmiş durumda. Sadece 2 ayda yaşanan %12 değer kaybı bu seviyelerde kalmaya devam ederse, Türkiye’deki satış fiyatlarında da yukarı yönlü hareketler göreceğiz. Tedarik problemleri nedeniyle satılan ürünlerin yerine yenisini koymanın zorlaştığı bir piyasada, satışların daha az tavizle, daha az indirimle yapılması olası. Diğer yandan sezonun açılmaya başlaması gereken bu dönemdeki satış hacmi daralmasından dolayı firmaları finansal olarak çok zor bir yıl bekliyor. 

Son 2 yıldır süregelen ekonomik sıkıntılarla piyasadaki ithal bisiklet çeşitliliği azalmış durumdaydı. CoVid-19’un tedarik zinciri ve finans piyasaları üzerindeki etkileri de düşünüldüğünde bu azalma trendinin devam edeceği görünüyor. Avrupa’da halen kötüleşen durumun, Nisan’da zirve yaptıktan sonra düşüşe geçeceği öngörülüyor ve günümüzdeki durumda bunu nispeten iyimser bir analiz olarak değerlendirebiliriz. 

Önümüzdeki birkaç ay içinde toparlanmanın başlayacağı ve hayatlarımızın normal düzenine döneceğini düşünsek bile, şimdiye kadar yaşananların etkisinin en azından 2021 sonuna kadar devam edeceğini öngörebiliriz. 

Özetle, yeni bir bisiklet alma planınız varsa planlarınızı çok geciktirmemenizi öneriyoruz. Birkaç ay içinde piyasada seçenekler azalırken fiyatların artması bekleniyor. Yedek parça, aksesuar ve giyim ürünleri konusunda da mutlaka gecikmeler yaşanacak olsa da şimdilik tedarik konusundan ciddi sıkıntılar olması beklenmiyor ancak yine dövizdeki hareketlenmeye bağlı olarak daha yüksek fiyat etiketleri görmemiz muhtemel. 

Yaşamlarımızı derinden etkileyen bu salgının en kısa sürede atlatılması umuyor, gönlümüzce evden çıkabildiğimiz, sosyalleşebildiğimiz, bol pedallı günlere yeniden kavuşmayı diliyoruz. 

Sağlıkla kalın! 

E-Posta Bülteni

E-Posta bültenimize abone olun, en son haber ve röpörtajlardan ilk sizin haberiniz olsun!

Yorumlar için tıklayın

Cevapla

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Öne Çıkanlar

Bağlan
E-Posta Bülteni

E-Posta bültenimize abone olun, en son haber ve röpörtajlardan ilk sizin haberiniz olsun!