BİSİKLET SEVGİSİYLE KANSERİ YENDİ

İzmir’in Bergama ilçesinde yaşayan 49 yaşındaki Emine Aktürk, bir yıl önce konulan meme ve lenf kanserini tutkuyla bağlı olduğu bisikletiyle yenmeyi başardığını söyledi. 

İHA’nın haberine göre,Bergama ilçesinde yaşayan 49 yaşındaki Emine Aktürk’ün uzun yıllardır bisiklet merakı vardı. Düzenli olarak bisiklet süren, gruplara katılan Aktürk, bir gün rahatsızlandı. Doktora giden Aktürk’e meme ve lenf kanseri teşhisi konuldu. Uzun ve yorucu bir tedavi almaya başlayan Aktürk, bisiklet merakından vazgeçmedi.

Ağır kemoterapilere rağmen 49 yaşındaki Emine Aktürk bisikletini asla bırakmadı ve bu tutkusu kendisine moral oldu. Ağrıları nedeniyle zaman zaman sıkıntılar yaşasa da Aktürk, bu merakı ve iyileşmesinin sırrının bisiklet merakıyla olduğunu ve buna doktorların bile şaşırdığını söylüyor. Aktürk, bir çok kadına bisiklet eğitimi verdi.

Beş yıldır bisiklet sürmeye meraklı olduğunu ifade eden Aktürk, daha önce hiç bisikletinin olmadığını ve düşe-kalka uzun sürede bisiklet sürmeyi öğrendiğini söyledi. Aktürk, “Hiç bisikletim olmamıştı ve sürenleri gördükçe bende sürmek istiyordum; ama belli bir yaştan sonra öğrenmek zor oluyor tabi. Ben de düşe kalka uzun bir sürede öğrendim. 

İlk şehir dışına doğru çıktığımda sevincimden ellerimi salarak sürmeyi denedim ve düştüm kolumu kırdım. Çevremdeki ihmal ettiğim eski arkadaşlarım biraz sevindiler. ‘Artık sürmezsin değil mi?’ diye soruyorlardı ki ben alçım çıkar çıkmaz tekrar sürmeye başladım. Her gün akşam iş çıkışı bisiklet sürüyordum. 

Sonra sosyal medyadan kendime kadın arkadaş aramak için fotoğraflar atıp ‘Birlikte sürelim’ diye çağrıda bulundum. Ve biri yazdı bana. Sonra Nurten öğretmenle sürmeye başladık. Yoldan bizi gören olunca ben de sürmek istiyorum diye durduruyorlardı. Derken biz artmaya başladık. 

“Bisiklet mutluluktur, kadının özgürlüğüdür. İyi ki bisikletim var.”

Emine Aktürk, “Çevremden bisiklet kansere karşı koruyordu diyenler oldu. Ben de ilk hastalığımı öğrendiğimde asla kabullenemedim. Bir kaç ay kimseye söylemeden düşündüm. Doktora gitmek istemedim; ama bu çözüm değildi. Ne yapabilirim iyileşmek için diye düşünmeye başladım. Doktora gittiğimde doktor hastalığımın ileri derecede olduğunu ve kötü huylu olduğunu söyledi. 

Doktor ‘ameliyat edemem dağılır. ‘Önce kemoterapi ile tedaviye başlayacağız’ dedi. O an tabii kolay değildi benim için. Kemoterapi başladı en ağır şekilde ilaçlar aldım. Başka hastalar kemoterapi sonrasında günlerini yataklarında geçirirken ben hep bisikletimin üzerindeydim. 

Yaz döneminde güneş yasaktı. Ben de ufaktan gücümün yettiği kadar akşamları sürdüm. Yeni başladığım günlerdeki gibi ufak ufak tekrar başladım, zaten uzun ara vermemiştim. Sadece kemik ağrılarımdan dolayı zorlandım. Doktoruma gittiğimde arada yapılan tetkiklerde her seferinde hızla iyileştiğim gözlendi. Doktoruma bisiklet sürdüğümü söylediğimde inanamadı ve ‘devam et’ dedi. Tedavim devam ediyor; ama yaşam kalitem hiç düşmedi” şeklinde konuştu.

“Bir yıldır tedavim devam ediyor ve çok hızlı iyileştim. Bisiklet bizleri hasta etmiyor. Bizi egzoz gazları, tarım ilaçları hasta ediyor. Bisiklet hem mutlu ederek hem hareketimizi doğru yaptırarak hem temiz hava alarak bizi iyileştiriyor. Ben tabii ki sevenlerimin duaları ve bisikletim sayesinde iyileşiyorum. 

Yoğun bir çalışma hayatım ve 3 çocuğum olmasına rağmen bisiklete başladığım günden sonra hiç ara vermeden devam ediyorum. Bisiklet beni hem bedenen hem de ruhen hayata bağladı. Hastalığım hafiflediğinde birçok kadına bisiklet eğitimi verdim. Şimdi 49 yaşındayım ve bu yıl hazırlanabilirsem yarışlara katılacağım. Bisiklet mutluluktur, kadının özgürlüğüdür. İyi ki bisikletim var.”

Benzer Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir