Strade Bianche yarışları geçen hafta sonu geride kaldı. Ama kadınlar yarışının etkileri uzun süreceğe benziyor. Para ödüllerindeki eşitsizliğin gündeme gelmesi sonrası başlatılan bir kampanya tüm gözleri yeniden bisikletteki cinsiyetler arası eşitsizliğe çevirdi.
Her şey Omloop Het Nieuwsblad ile başladı. Erkekler yarışını kazanan Davide Ballerini 16 bin euro’luk bir ödüle sahip olurken kadınlar yarışını kazanan Anna van der Breggen’in sadece 930 euro alması tartışmaları ateşledi.
Durum hemen bir hafta sonra koşulacak Strade Bianche tarafında da farksızdı. Strade Bianche organizatörleri, kadın yarışını ilk beş sırada bitirenlere 6 bin 200 euro’dan biraz fazlasını dağıtmayı planlamışlardı. Bu, erkekler yarışında ilk beşe gireceklere ayrılan 31 bin euro’dan ciddi oranda azdı.
Bisikletçilerin duruma dikkat çekmesi, sosyal medyadan yapılan çağrılar ve konunun bir sonraki eşitsizlik haberine kadar unutulması döngüsü bu sefer değişti. Hollanda’dan bir bisiklet tutkunu Cem Tanyeri GoFundMe üzerinden Strade Bianche’de ilk beşe giren bisikletçilere dağıtılmak üzere bir bağış kampanyası başlattı.
5 bin euro hedefiyle yola çıkan kampanya, bisikletseverler tarafından benimsenince 26 bin 973 euro’ya ulaşarak kapandı. Bu da Strade Bianche’nin spor tarihindeki en iyi para ödüllü tek günlük kadın yarışı olmasına imkan sağladı.
Kampanyanın tüm ayrıntılarını ve amaçlarını Hollanda’da yaşayan Türk asıllı bisiklet tutkunu Cem Tanyeri ile konuştuk.

Ailesi Türkiye’den Hollanda’ya göçen Cem Tanyeri’nin hayatında doğa önemli bir yer tutuyor. Küresel ısınmaya karşı mücadele eden ve çevre aktivizminde yer alan bir firmada çalışan 41 yaşındaki ismin sekiz yaşında bir kızı var. Tutkuları, açık havada olmak, balık tutmak, yürüyüş yapmak, kamp yapmak ve açık havada yemek yapmak.
“Ama hayattaki gerçek tutkum çocukluğumdan beri hep bisiklet oldu. Çocukken de futbol asla benim sporum olmadı, BMX sürmek yaptığım tek şeydi.” diyor Cem Tanyeri.
Kadınlar Strade Bianche yarışı için neden GoFundMe kampanyası başlattınız?
Sporu 25 yıldan fazla bir süredir takip eden biri olarak, gerçek bir hayran için kutsal bir an olarak kabul edilen geleneksel “Açılış hafta sonu” yarışları beni her zaman heyecanlandırır. Omloop het Nieuwsbald’da hem erkek hem de kadın yarışlarını izledikten sonra, para ödülünün haksız bölünmesi konusu kısa süre sonra sosyal medyada yayıldı.
Bu sürpriz değildi, ne yazık ki yıllardır böyle ama bu yıl sıkıntı her zamankinden daha büyüktü. Aynı paylaşımı elliden fazla kez gördükten sonra, erkeklerin neden kadınlardan daha fazla ödüllendirildiğini kızıma açıklayamamamın ardından artık yeter dedim. Ve bir GoFundMe kampanyası başlattım.

Bisiklet sever arkadaşlarıma, harekete geçmeleri ve konuştuklarının lafta kalmaması için meydan okumak istedim. Konuşmak, paylaşmak, repost etmek çok kolay ama bizi hiçbir yere götürmedi. 50 Euro bağışlayarak ve Instagram’da konuştuklarımız lafta kalmasın çağrısında bulunarak paylaşmaya başladım. Sonra insanlar paylaşmaya başladı ve Çarşamba günü 5 bin euro’luk başlangıç hedefime ulaşıldı.
İşte o zaman medya ilgilenmeye başladı ve hikayenin gerçekten viral olmasını sağladı. Sonunda 26 bin euro’dan fazla para topladık ve organizasyonun verdiği 6 bin euro’luk para ödülüyle birlikte Strade Bianche spor tarihindeki en iyi para ödüllü tek günlük kadın yarışı oldu. Kampanyaya bağış yapan ve paylaşan binlerce bisiklet severe teşekkürler.
Kampanyanın başarısını nasıl görüyorsunuz?
Hayranlar olarak, kadınlara erkeklerden daha fazla para ödülü toplayabilmemiz benim hayalimdi ama bisikletseverlerin kampanya ile etkileşime girme şekli beni en çok şaşırtan ve gururlandıran şey oldu. Sadece bağış yapıp paylaşmakla kalmadılar, aynı zamanda organizatörlerle ve UCI ile doğrudan yüzleştiler. Kadın profesyonel bisikletçilerin eşitsiz temsiline ve tanınmalarına dikkat çekmeyi gerçekten başardığımızı düşünüyorum. Hikaye her yerdeydi, sponsorlar bunun farkında ve eminim ki UCI hayranların bu çağrısını görmezden gelemez.
Kampanya hakkında ne tür geri bildirimler aldınız?
Geri bildirimlerin %95’inin harika olduğunu ve bize maaşlar ve yayınlar gibi spordaki diğer tüm eşitsizlikler hakkında daha fazla konuşma şansı verdiğini düşünüyorum. Sadece konuşmakla kalmayıp harekete geçtiğim ve sorunu doğru zamanda gündeme getirdiğim için birçok övgü aldım. Hayranların çoğu bunu bilmiyordu ve iyi bir öğrenme oldu. Bazı yorumlar ise daha az olumlu, bazıları oldukça cinsiyetçiydi ama bu beklenen bir şeydi. Sporda hala çok fazla cinsiyetçilik ve klasik basmakalıpçılık var. Bize bu kampanyanın faydasız olduğunu hatırlatmaya hazırlardı.

Kadın bisikletinde yaşanan sorunlara duyarlı bir bisiklet tutkunusunuz. Bu farkındalığı nasıl edindiniz, neler gözlemlediniz?
Genel olarak bu konulara çok duyarlıyım ama bir kız çocuğunun olması, dünyadaki ve bu spordaki adaletsizlik konusunda sizi daha da bilinçlendiriyor. Sizi fark yaratmaya teşvik eden harika bir şirkette çalıştığım için şanslıyım. Kampanya üzerinde çalışmak için zaman ve imkan bulabildim ve birçok meslektaşım bağışta bulundu. Çoğu bisiklet yarışlarıyla ilgilenmiyor bile.
Kadın bisikletlerinde en büyük problemler sizce neler ve nasıl çözülebilirler?
O kadar çok var ki, eşitsizlik sorunların en büyüğü. Para ödüllerinde eşitsizlik var, bu insanların farkına varması kolay olan bir şey. Bunun nedeni, UCI kurallarının, erkeklerin WorldTour yarışlarında asgari bir para ödülü almakla yükümlü olmalarını şart koşması.
Organizatörler genellikle parayı 50/50 paylaşmaya isteklidirler ancak bunu yapmakta zorlanırlar. Çünkü para ödülü için yeterli olacak geliri üretemiyor gibi görünüyorlar. Böylece geriye kalan her şey kadınlara gidiyor.
Aslında erkeklerin maaşları daha iyi olduğu için para ödüllerine kadınlar kadar ihtiyaçları yok. Bu kuralları değiştirme zamanı.

İkinci sorun genel maaşlar. Kadınlar WorldTour için asgari ücret 27 bin 500 euro’dur. Bu parayı ödeyen sadece dokuz takım var. Kadınların %57’si yılda 15 bin euro’nun altında kazanıyor. %25’i hiçbir şey kazanmıyor. Pek çok bisikletçi, takımları hayatta tutmak için maaşlarını geri vermek zorunda kalıyor. Bu endişe verici çünkü para kazanmayan kadınların yüzdesi artıyor.
Üçüncüsü, TV yayınları ve yarış fırsatları. Organizatörler yarışları yayınlamayı çok umursamıyor veya yalnızca bir saatlik yarış yayınlama eğilimindeler. Ne kadar çok yayın yapılırsa, sponsorlar o kadar görünür olur. Bu sayede kadınlar daha çok para kazanabilir ve büyük yarışlar organize edilebilir. Kadın yarışları bazı bölgelerde erkeklerden daha fazla izleyici çekiyor, bu nedenle izlemenin çekici olmadığı konusunda bir iddia yok, aslında genellikle tam tersi.
Ödül miktarlarındaki eşitsizlik gündeme gelince pek çok kişi “Asıl sorun canlı yayın eksikliği ona odaklanmalıyız, yayınlar tüm pelotona yarar sağlar, ödüller zaten iyi kazanan sporculara” şeklinde tepkiler de verdi. Siz nasıl bakıyorsunuz bu duruma?
Evet, önemli ve anlaşılabilir bir durum ama bunu bir ya o ya bu tartışması olarak değil de, o ve bu tartışması olarak görmemiz gerekiyor. Bu soruları Dünya Kadınlar Günü’nde yanıtlıyorum. Bu kadınlara hala ikinci sınıf veya aşağı muamelesi yapıyor olmamız utanç verici. 2021’de değişimi hızlandırmamız gerekiyor ve benim GoFundMe ile yapmaya çalıştığım şey buydu. Ancak bunu tek başımıza yapamayız, medyaya ve sektöre ihtiyacımız var. Kadınlar bisiklette giderek daha fazla yer alıyorlar. Markalar için çok fazla gelir sağlıyorlar, aynı zamanda adım atmalı ve sadece güzel postlar paylaşmamalı aynı zamanda UCI’den değişiklik talep etmeliler.

Canlı yayın sorunu nasıl ele alınmalı?
Başka birçok yarış da düzenleyen ve televizyonda yayınlatan Omloop het Nieuwsblad organizasyonunu eleştirmiş olsam da, bu konuda övgü alabileceklerini düşünüyorum. Yayınlar gelişiyor ama biz sadece daha fazlasını istiyoruz, özellikle erkek edisyonu olmayan yarışlar için. Giro Rosa inanılmaz bir yarış ama pek televizyonda gösterilmiyor.
Kadın bisikletçileri ve onları temsil eden Cyclist Alliance’ı daha fazla dinleyerek işe başlamalıyız. Yaratıcı olmalı ve reklamı sponsorlar için yapmanın bir yolunu bulmalıyız. Hollanda’daki izlenme sayılarının artan bir izleyici kitlesi olduğunu kanıtladığına inanıyorum. Yatırımları yapmaya ve bunu inşa etmeye istekli olmalıyız. 26 bin euro toplamamız 5 günümüzü aldı ve bir cep telefonu gerektirdi. Bu organizasyonların o kadar çok tam zamanlı çalışanla neler yapabileceğini bir düşünün.
Cem Tanyeri ayrıca Türkiye’de bisiklet tutkunlarının artmasından da çok mutlu. “Türkiye’de bisiklete binen insan sayısının nasıl arttığından inanılmaz derecede gurur duyuyorum. Zwift’te çok zaman geçiriyorum ve Türkiye’den birçok bisikletçi görüyorum. Doğa ve keşfedilmemiş yollar söz konusu olduğunda spor için inanılmaz bir ülkemiz var. Türkiye’deki dağları ve gravel yolları sadece hayal edebiliyorum. Umarım yakında Türk kadınlarının ilk defa büyük Avrupa yarışlarında yarıştığını göreceğiz.
E-Posta bültenimize abone olun, en son haber ve röpörtajlardan ilk sizin haberiniz olsun!

1 yorum