Özel röportaj: Bisikletli gezginler Melanie ve Daniel ile dünya turları üzerine

Özel röportaj: Bisikletli gezginler Melanie ve Daniel ile dünya turları üzerine

Almanya’dan bisikletleriyle yola çıkan Melanie ve Daniel için yolculuklarının nihai hedefi Japonya olsa da önemli olan seyahatlerinin kendisi. Şu ana kadar bisikletleriyle 13 bin km yol yapan çift pandemi kısıtlamaları sonrası Türkiye’de sıkışıp kaldı. Ama bu durumdan genel olarak gayet memnunlar. 

Belki onları sosyal medya hesapları “vaegabondsworld”den tanıyorsunuzdur. Türkiye’yi keşfeden gezgin çifte gezilerini, tecrübelerini ve Türkiye’yi sorduk, büyük gezilere çıkmak isteyenler için önerilerini aldık. 

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Melanie & Daniel: Biz Almanya’dan Melanie ve Daniel. 2019’dan beri dünyayı bisikletle geziyoruz ve 50 bin km’ye dek beş yıl daha yollarda olacağız. Japonya’ya gidiyoruz ama rotamızın bizi nereye götürdüğünü asla bilemiyoruz. Sizler için Youtube.com/vaegabond adresinde macera videoları (Türkçe ve İngilizce altyazılı) ve Instagram.com/vaegabondsworld‘de fotoğraflar paylaşmayı seviyoruz.

Yolculuğunuzdan önce bisikletlerle aranız nasıldı?

Melanie: Dürüst olmak gerekirse, benim için bisiklet A’dan B’ye gitmek veya ofise gitmek için güzel bir araçtı. Aslında daha önce hiç uzun mesafe turu yapmamış veya bir günden fazla binmemiştim.

Daniel: Benim için de aynısı geçerli, bisikleti bir yere veya alışverişe gitmek için kullanıyordum. Daha önce en fazla 80 km’lik bir tur yapmıştım. Ama bisikletleri seviyorum ve arkadaşlarımla 2.2 metrelik tallbike gibi bazı özel bisikletler yapıyorum. 

Geziniz ne zaman ve nasıl başladı?

Melanie & Daniel: Gezimize Eylül 2019’da Almanya’da Nürnberg yakınlarında başladık. Aslında amacımız sadece Japonya’ya gitmek değil, daha çok seyahatin kendisi. Başka ülkeleri, farklı kültürleri keşfetmek, yeni yiyecekler denemek ve yerel halkla iletişim kurmak istiyoruz. Bunlar, gezimizi gerçekten unutulmaz kılan şeyler. Öğrenilecek çok şey var. Bu deneyimler ve anılar gerçekten hayatımızı değiştiriyor. Ayrıca fiziksel ve zihinsel sınırlarımızın ötesine geçmek, hayatın temellerine geri dönmek ve kendi içimizden başlayarak büyümek istiyoruz. Şimdiye kadar 13 bin km’nin üzerinde bisiklet sürdük.

İlk planlarınız nelerdi ve yolda neler değişti?

Melanie & Daniel: Türkiye’ye gelmeden önce Batı Avrupa’daki birçok ülkeyi ve Afrika’da Fas’ı bisikletlerimizle keşfettik. Sonra pandemi başladı ve sınırların kapanması nedeniyle devam edemedik. Bu yüzden Almanya’ya geri dönmemiz gerekti ve karantina sonlanana kadar iki ay bekledik. Ardından yeniden başladık ve Balkanlar üzerinden 16. ülkemiz olarak Türkiye’ye geldik. Şimdi de Gürcistan ve İran kapalı olduğu için yine sıkışıp kaldık. Ama Türkiye sıkışmak için gerçekten güzel bir yer. Gürcistan’a geçmek mümkün olduğunda, İran, Hindistan ve Güneydoğu Asya üzerinden Çin ile Japonya’ya ulaşana kadar gideceğiz.

Bir süredir Türkiye’desiniz. Burada o kadar uzun süre kalmayı planlamıyordunuz. Neler yapıyorsunuz? 

Melanie & Daniel: Türkiye’yi vizelerimiz nedeniyle üç ay içinde geçmeyi planlamıştık ama salgın dolayısıyla her şey değişti. Bu yüzden Kasım 2020’den beri buradayız. Aslında Gürcistan sınırının tekrar açılmasını bekliyoruz. Bu arada youtube kanalımız için yeni videolar ve vaegabond.com’da yeni makaleler ve iyileştirmeler üzerinde çalışıyoruz. Antalya dağlarında kaya tırmanışı yaparak kendimizi de zinde tutuyoruz.

Yolculuğunuz genel olarak nasıl gidiyor?

Melanie & Daniel: Yolculuğunuzu asla yüzde 100 planlayamazsınız. Bu yüzden geçen yıl rotamızı hem Kovid etkileri, hem de yerel halkın tavsiyeleri doğrultusunda güncelledik. Bunun yabancı bir ülkeyi keşfetmenin en iyi yolu olduğunu gördük. En gizli rotaları bulmak için yerel halkı takip edin.

Ne tür zorluklarla karşılaşıyorsunuz? Hangi güzellikler sizi ayakta tutuyor?

Melanie & Daniel: Kovid düzenlemelerine rağmen, ciddi zorluklar yok. Bisikletlerimizi kendimiz tamir edebiliyoruz ve hiçbir insanla karşılaşmadan birkaç gün doğada kalmaya alışkınız. Bazen çok yüklü bir bisikleti dağda saatlerce kullanmak zor oluyor, ancak bunun deneyimi ve ödülü her zaman benzersiz oluyor. Bisiklet sayesinde doğayla daha derin bir bağ kuruyoruz ve diğer kültürlere daha yakından bakıyoruz.

Türkiye hakkında neleri seviyor ve sevmiyorsunuz?

Melanie: Yerel yemekleri ve kırsal kesimdeki insanlarla tanışmayı gerçekten çok seviyorum. Ayrıca manzara harika. Çanakkale’den Antalya’ya ve ayrıca Kapadokya’ya sahil şeridi boyunca bisiklet sürdük. Türkiye, birçok farklı bölgeye sahip gerçekten güzel bir ülke.

Daniel: Melanie’nin söylediği şeyleri ve ayrıca kültürdeki büyük çeşitliliği seviyorum. Gittiğiniz her yerde insanlar hala kültürel köklerine bağlı. Her şey her zaman değişir ve Türkiye’yi her gün yeni bir şekilde tecrübe edebilirsiniz.

İkimizin de sevmediği şey buradaki çöpler. Her gün yol kenarından bir sürü çöp topluyoruz ve bir çöp kutusuna götürüyoruz. Böylesine güzel bir ülkenin bu kadar çöp sorunu olması çok üzücü.

Ziyaret ettiğiniz ülkelerde bisiklet kültüründe ne gibi farklılıklar gördünüz?

Melanie & Daniel: Türkiye’ye girdiğimizde büyüyen bisiklet camiasının hemen farkına vardık. Her yerde bir sürü bisikletçi gördük ve birçok bisikletseverle tanıştık. Türklerin daha çok buluşarak, bisiklete birlikte binmek istediğini düşünüyoruz.

Hollanda gerçekten farklıydı. Ülke mükemmel bisiklet yollarıyla tanınıyor ve gerçekten her yerde bisikletler gördük. Hiçbir arabanın bizi rahatsız etmediği tüm bu güzel bisiklet rotalarını takip etmek bir zevkti. Örneğin Bulgaristan’da pek fazla insan bisiklet kullanmıyor, burası çok farklı, biz buna bayılıyoruz.

Türkiye’de şu ana kadar favori yerleriniz neler?

Melanie & Daniel: Söylemesi zor, çünkü birçok yeri seviyoruz. Şimdiye kadar güney ve batı kısmını dolaştık. Bu yüzden kuzey ve doğu hakkında bir fikrimiz yok, bunlara da sıra gelecek. Özellikle dağlardaki ücra yerler ve küçük köyler çok güzel. Truva kültür rotasını ve eski anıtlarıyla Dalyan’ı çok beğendik. Kaş, Demre, Olimpos çevresi de çok güzeldi ve tabii ki Kapadokya’nın Peri Bacaları muhteşem.

Sizinki gibi bir seyahate çıkmak isteyenlere neler önerirsiniz?

Melanie & Daniel:  Böyle bir yolculuk akıllara durgunluk veriyor ve büyüyor. Ancak özel anları deneyimlemek ve yaşamı değiştiren deneyimler yaşamak için birkaç yıl süren bir dünya turu yapmanız gerekmiyor. Kendi ülkenizin başka bir bölgesinde hafta sonu gezisi yapmak da güzel. Çok büyük farklılıklar olabilir. Sadece diğer kültürleri öğrenmekle kalmaz, aynı zamanda kendinizle zaman geçirirsiniz. Gerçekten sahip olduğunuzu düşünmediğiniz sorunların üstesinden gelirsiniz. Ayrıca kendi fiziksel sınırlarınızı da aşarsınız. Tek bir şey var: git ve dene! Pahalı ekipmana ihtiyacınız yok!

Uzun bir yolculuğa çıkmak isteyen birçok çift bunu merak ediyor olabilir. Hep birlikte olmak zor mu? Yolda bazı sorunlarla karşılaşılabiliyor. Bazen iki kişi arasında durumlar gerginleşiyor mu?

Melanie: Böyle bir hayatın her zaman iyi ve kötü yanları vardır. Gerçekten de 7/24 birlikte vakit geçirmek kolay değil. Uzlaşmalar bulmalı ve farklı fiziksel koşulları ve gücü kabul etmelisiniz. Ama aynı zamanda birlikte büyüyorsunuz. Birbirinize güvenmeyi öğrenirsiniz ve kısa bir süre içinde, çadır kurmak, yemek pişirmek, suyu karıştırmak gibi genel görevlerde iş bölümü yapmanın mükemmel yolunun ne olduğunu bulursunuz.

Daniel: Her zaman kolay değil! Elbette aramızda tartışmalar oluyor, her zaman aynı fikirde değiliz, kimse böyle olmaz. Ancak, özellikle açlık, kötü hava koşulları, zorlu yollar gibi stresli durumlarda veya tamamen bitkin olduğumuzda, büyüyor olmak gerçekten güzel. Birbirimize güveniyoruz, fikirlerimiz hakkında konuşuyoruz ve tartışmaları çözüyoruz. Bundan gerçekten zevk alıyoruz ve birçok yönden zihnimizi geliştiriyoruz.

Benzer Makaleler

1Yorum

Avarage Rating:
  • 0 / 10

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir