Değerli Bisiklet Ailesi,
Geçtiğimiz yıllarda yoğun mesleki faaliyetlerim nedeniyle, emek harcadığım bisiklet sporundaki gelişmeleri dışarıdan izleme imkânı buldum. Bu dönemde dahi Olimpiyat Oyunları ve Dünya Şampiyonaları da dahil, önemli müsabakalarda protokolde yer aldım ve ülkemizi temsil ettim, diğer yandan yerel takımlar ve antrenörlere destek vererek, bisiklet dostu otel sertifikası gibi girişimler ile ulusal düzeyde bisiklet altyapısına elimden geldiğince destek olmayı sürdürdüm. Bu süre içinde bu spora hizmet veren bisiklet emektarı dostlarımıza da minnettarım. Bizi hiçbir zaman yalnız bırakmadılar.
Bu seçim döneminde ise adaylığımı açıklamayı bir sorumluluk olarak gördüm. Yıllarca emek verdiğimiz bisiklet sporuna, sporcusuna, antrenörlerine, idarecisine, özetle bu ülkeye ve bisiklet sporunun gelişmesine karşı sorumluluğumuzun büyük olduğunu düşündüm.
Yıllar içinde Olimpiyat oyunları, Avrupa şampiyonalarında kürsü hedefimizde yaklaşmamız gerekirken, sporcu sayımızın azalması, yarışların sayı ve nitelik olarak istenilen seviyede olmaması hatta iptal edilmesine; sporcularımızın ve antrenörlerimizin gelecek ile ilgili ümitsizliğe kapılmasına neden olan bu olumsuz gidişata karşı önlem almak zorundayız.
Uluslararası ilişkileri istenilen düzeyde sürdürmek görevde olduğumuz dönemde yönetimimizin önem verdiği konulardan birisiydi. Yaptığımız girişimler sonucu üst düzey yarışlar ve dünyaca tanınan seçkin sporcuları ve kulüpleri ülkemize getirebildik. Türkiyenin ilk profesyonel bisiklet takımlarının kurulmasına öncülük yaptık ve uluslararası takvimine kayıtlı onlarca uluslararası müsabaka düzenleyerek sporcularımızın puan almasını amaçladık. Tüm bu girişimler sporcularımıza Olimpiyat yolunu açtı. Dağ bisikletinde 32 yıl, yol bisikletinde 40 yıl aradan sonra bisikletçilerimiz bayrağımızı Olimpiyatlara taşıdı.
Yine uluslararası ilişkiler sayesinde, sporcu gelişim projelerine antrenör desteği ve fon sağladık. Yönetimimizde Gençlik ve Spor Bakanlığımıza sunduğumuz projeler takdir ve destek gördü. Ülkemizde veledrom yokluğunda Avrupa şampiyonu çıkardık, tarihimizde ilk kez bu ülkenin federasyon başkanı olarak Dünyada en üst Bisiklet organı olan UCI Yönetim Kurulu üyeliği, Balkan Bisiklet Federasyonu Başkanlığı ve UCI Dağ Bisikleti komisyonuna başkanlık yaptım. Bu gün bu ilişkilerim halen başarı ile devam etmektedir. Bu sayededir ki bizim yönetimimiz döneminde World Tour seviyesine kadar çıkardığımız göz bebeğimiz Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nun 5 güne indirilmesi baskılarına göğüs gerebilmiştik. Ankara ve Kapadokya’da düzenlediğimiz Avrupa şampiyonaları ardından Manavgat ve Sakarya’da Dünya Şampiyonası adaylıklarımız kabul edilmesi için yoğun mesai harcadık. Avrupa Bisiklet Birliği genel kurulunu ülkemizde düzenledik. Tüm Avrupa Bisiklet Federasyonu başkanlarını ağırlayarak birlikte çalışma ve ülkemizi tanıtma fırsatı bulduk. Bugün İtalya ve İspanya gibi, Antalya ve özellikle Alanya bölgesi bisiklet kamplarının merkezi haline geldi. Uluslararası takımlarla yakın ilişkilerimiz sayesinde yine Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turunda 9 Pro Tour takımı, ve Grand Tour’larda kürsü gören yıldız sporcular ağırladık. Bu gelişmeler hem ulusal hem uluslararası basının ilgisini çekerken ülke genelinde bisikletin televizyon ekranlarında yer bulması ile bisiklet sporuna kadın, erkek her yaşta ilginin artmasına neden oldu.
Kıymetli Bisiklet Ailesi, geçmiş dönemde bu saydığım başarılara kolay ulaşılmadı. Bunlar sizlerin desteği ile mümkün oldu. Yakından izlediğimiz ve maalesef bisiklete yakın çevrelerce de olumsuz olarak değerlendirilen gidişata dur demek için bugün yeniden aday oldum. Yeni dönemde bisiklet ailesi olarak hep birlikte hatalardan ders çıkarmalı, kimseye haksızlık yapmadan var gücümüzle bisiklet sporunun kalkınması için birlikte çalışmalı, yeni başarılara imza atmalıyız.
Emektar idareci, antrenör, mekanisyen, hakem ve görevli tüm ekiplerin bu spora hizmet etmesi temel gayemizdir. Aramıza yeni katılanlar olacağı gibi sporun içinden yetişen kişilerin geçmişten getirdiği tecrübeyi yeni nesillere aktarabilmesi için ayrım yapmaksızın, kişileri ya da grupları gözeten değil, katılımcı, sizlerin katkılarını bu sporun gelişmesi için kullanan çoğulcu ve objektif bir sistem kurmayı hedeflediğimi belirtmek isterim.
Bugun UCI sayfasına baktığınızda 9 farklı bisiklet branşı ve alt disiplinleri olduğunu göreceksiniz. Ülkemizde şimdiye kadar tüm yatırımımız büyük ölçüde yol ve dağ bisikletine yoğunlaştı. Halbuki, özellikle pist bisikleti olmak üzere, BMX, salon bisikleti, trial, cyclo-cross gibi bisikletin diğer disiplinleri de uluslararası başarıya ulaşmak için önemli fırsatlar sunuyor. Göz bebeğimiz olan yol ve dağ bisikletinde istenilen düzeye gelemediğimiz gibi dünyadaki gelişmeleri izlemede de yetersiz kalındığını üzülerek görüyorum.
Değişen dünyada bizim bu sporun yöneticileri olarak öncelikle ülke genelinde kız ve erkek çocuklarına bisiklet sporunu tanıtmak, genç ve elit kategorilerde kadın ve erkek sporcularımıza antrenman ve yarışma olanağı ile antrenör desteği sunmak gibi önemli bir misyonumuz olmalı. Türk gençlerine Avrupa ve Dünya kupaları, şampiyonaları düzenlenen tüm bisiklet disiplinlerini tanıtmak, onlara yeteneklerini ortaya koyabilecekleri yeni fırsatlar sunmak zorundayız. Bir yandan tesisleşme konusunda çalışırken, diğer yandan sporcu yetiştirmek ve yarışmalar düzenlemek, antrenör yetiştirmek ve bilimsel antrenman yaklaşımlarını tanıtmak, teknolojik gelişmelere ayak uydurmak hepimizin sorumluluğu olmalı.
Değerli bisiklet ailesi, kıymetli basın mensupları, bugün önümüzdeki 4 yıllık seçim dönemi için adaylığımı açıklarken, sahip olduğumuz tecrübeyi kullanarak sizlerin desteği ile bisiklet sporuna hizmet etmeye talip olduğumu içtenlikle belirtmek isterim. Türk bisikletini hak ettiği seviyeye taşımak için şahsım ve yönetim kurulundaki arkadaşlarım adına elimizden gelen gayreti göstereceğimiz konusunda da sizlere söz veriyorum. Hedefimiz sizlerin de desteğiyle birlik, beraberlik ve kardeşlik ruhuyla bisiklet sporunda yeniliklere imza atmak, sporumuzu ve sporcumuzu zirveye taşımak olacaktır.
Saygılarımla…
Emin Müftüoğlu