Almanya’daki çeşitli e-mobilite modlarını inceleyen bir Deloitte araştırması, e-bisikletlerin en gözde ulaşım modu olarak birinci sırada olduğunu ortaya koydu. Alman şehirleri dünyanın geri kalanından farklı olsa da, çalışma bazı evrensel veriler paylaşıyor.
En şaşırtıcı bulgu e-bisikletlerin sayısında: Yanıt verenlerin %18’i e-bisiklet kullandıklarını belirtirken, %7’si ise bir e-araba kullandıklarını söyledi.
Ankete katılanlara göre, e-bisikletler, fiziksel efora duyulan ihtiyacın azaltılması ve artırılmış menzil sayesinde normal bisikletlere kıyasla çok daha pratik olarak kabul ediliyor. E-bisikletlerin e-arabalara göre de avantajları mevcut. Ankete katılanlar, e-bisikletleri sadece ulaşım amaçlı değil aynı zamanda eğlenceli oldukları için de tercih ediyor.
Anket sonuçları, e-bisikletleri daha yüksek bir eğlence faktörü (%37) ve fiziksel aktivite olarak daha fazla uygunluk (%22) sağladığını gösteriyor. “Elektrik motorunun sadece kullanıcının fiziksel performansını desteklemesi ve tamamen yerine geçmemesi e-bisikletleri diğer e-mobilite araçlarından farklılaştırıyor. Diğer elektrikli ulaşım araçlarının aksine e-bisikletler yaygın olarak spor amaçlı da kullanılıyor.
Ancak her şey güllük gülistanlık değil. Kullanıcıların e-bisiklet uyumlu altyapı eksikliğinden ve olumsuz hava şartları gibi gerekçelerle, işe gidip gelmede e-bisikletleri, e-arabalardan daha az tercih ettiği görülüyor.
Araştırmanın belki de en ilginç rakamları kat edilen mesafede gizli. E-bisikletler, ortalama 15 kilometrelik seyahatlerde sıklıkla tercih edilirken; bu rakam, e-arabalar için ortalama 25 kilometre olarak vuku bulmakta.
Ankete katılanlar, e-bisikletleri sadece ulaşım amaçlı değil aynı zamanda eğlenceli oldukları için de tercih ediyor.
Çalışmada şu bulgulara yer veriliyor:
“E-bisikletler halihazırda Almanya’da elektrikli ulaşımın en yaygın kullanılan aracı. Her şeyden önce, geniş bir tüketici kitlesi arasında e-bisikletlere yönelik olumlu bir algı, pazara daha fazla nüfuz edildiğini gösteriyor. Daha yüksek menzillerin kombinasyonu (geleneksel bisikletlere kıyasla), çevreye daha duyarlı ulaşım (içten yanmalı motorlu arabalara kıyasla) ve sportif aktivite mevcut tüketici taleplerini karşılıyor ve e-bisikletleri diğer elektrikli ulaşım araçlarından ayırıyor.”
Katılımcılar ayrıca daha iyi bisiklet yollarına ihtiyaç duyulduğunu da belirtiyor. Benzer bir görüş anket sonucuna da yansıyor. “Elektrikli ulaşım daha yaygın hale gelirse, e-bisikletlerin çekiciliğini daha da artırmak için ek altyapı düzenlemeleri gerekecektir.”
Anket sonuçları, e-bisiklet alımında Avrupa ülkelerinin gerisinde kalan Türkiye için de geleceğe dair iyiye bir işaret olabilir. E-bisiklet devriminin başlaması için uygun fiyatlı bisikletlere, güvenli yollara ve toplu taşıma ile entegre park alanlarına ihtiyacımız olduğu kesin.
Araştırmadan elde edilen bulgular ışığında Deloitte şirketi, e-bisikletlerin genel başarısının devam etmesini bekliyor. E-bisikletlerin bisiklet pazarına daha fazla hakim olmaya başlaması ile toplam satışlarının da artması bekleniyor. Böylece e-bisikletler, e-arabalar ve e-scooter’lara göre mevcut avantajları sayesinde kısa ve orta vadede liderliğini daha da genişletebilir.
Benzer bir durum Türkiye’de de kısa ve orta vadede neden olmasın?