Kısa bacak mı uzun bacak mı daha iyi?

Kısa bacak mı uzun bacak mı daha iyi?

Yazı Laura Greenhalgh İllüstrasyon Rob Milton

Profesyonel bisikletçilere baktığımızda, hangi vücut tipinin bisikleti hızlandırmaya daha yatkın olduğuna karar vermek kolay değil. 1.67’lik Nario Quintana’dan 1.97’lik Johan Vansummeren’e kadar inanılmaz farklı tip ve boylarda sporcular bulunuyor. Sprinterler söz konusu olduğunda bile, Mark Cavendish ( 1.75 ) ile Marcel Kittel  ( 1.88 )  arasındaki fark bize vücut boyu ya da bacak uzunluğunun hızla doğrudan bir ilişkisi olmadığını gösteriyor. Ama yine de, teoride bazı vücut tiplerinin bisikletin bazı özelliklerine daha uygun olup olmadığını öğrenmek istedik.

İşe biyomekanikle başlayalım. Mühendisler gücü artırmak için nasıl kaldıraç kullanıyorlarsa, bisikletçiler de aynakol aracılığıyla hareket üretmek için bacaklarını kullanırlar. Ve tork, yani dönme hareketi de kaldıraç kolunun uzunluğu ile kuvvetin çarpımına eşit olduğu için, kalçayla ayak bileği arasındaki mesafe bisikletçinin ürettiği hızda ciddi bir fark yaratabilir. Bath Üniversitesi’nde spor ve egzersiz biyomekaniği konusunda ders veren Dr. Cassie Wilson, “Bacaklarınız daha uzunsa, daha uzun kaldıraç kollarınız var demektir ve dolayısıyla eklemlerde daha fazla tork yaratma potansiyeliniz vardır” diyor.  Ama daha fazla tork üretebilme becerisinin bir de kötü tarafı var. Uzun bacaklı bisikletçilerin orta göbek etrafında döndürecek daha fazla uzantısı vardır ve bu da daha fazla enerji gerektirir.

Wilson, “Uzun bacakları hızla döndürmek daha zordur” diyor. İngiltere Spor Enstitüsü güç ve kondisyon bölüm başkanı Alex Wolf, özellikle uyluk kemiğinin uzunluğunun daha yüksek kadansta pedal çevirme yeteneğinizi etkileyebileceğini söylüyor. “Hem kısa hem de uzun bacaklılar, aynakol kolunu 360 derece döndürmek için aynı mesafeyi kat eder ama uyluk kemiği kısaysa bu dönüş daha hızlı tamamlanır, çünkü aynı hareketi yaratmak için merkezden o kadar uzaklaşmasına gerek yoktur” diye açıklıyor. Tork, hem kadans hem de güçle doğru orantılı olduğu için her ikisi de hız kazanmada hayati öneme sahip. “Gücün aynakol devri ile çarpımı torku verdiği için, bisikletçiler gücü bacak uzunluklarına göre kendileri optimize edebilirler” diyor Wolf. Bir başka deyişle, uzun bacaklı

“Sprinterlerde kısa bacak genellikle daha uygundur çünkü yüksek kadans üretmeye daha yatkındırlar” diyor Wilson. Pist yarışçıları genellikle dev gibi uyluk kasları ile özdeşleştirilir –Robert Föstemann’ı düşünün- çünkü daha fazla kas demek çoğu zaman daha fazla güç demektir. Ama mesele, sprinterlerde kısa bacak, dayanıklılık yarışçılarında ise uzun bacak daha iyidir şeklinde özetlenecek kadar basit değil çünkü uzun bacaklar genellikle daha fazla kas kütlesine sahiptir ve bu durumun enerji tüketimi açısından olası sonuçları vardır. “Bütün şartlar eşitlendiğinde, aynı antrenmanı yapan iki kişiden daha uzun bacaklı olanı, orantısal olarak daha büyük bir kas kütlesine sahip olacaktır çünkü yapı olarak daha büyüktür. 62cm’lik  bir uyluk kemiğiyle 58cm’lik bir uyluk kemiğini karşılaştırın; uzun kemiğin üzerindeki kaslar da uzun olmak zorundadır. Daha fazla kas daha fazla enerji ister çünkü o kasın sürekli beslenmesi için biyolojik bir talep vardır.” diye açıklıyor Wolf.

Fakat Wolf burada bir verimlilik tasarrufunun da söz konusu olduğunu, çünkü toplamda daha büyük bir kütle içindeki her bir kas lifinin daha az çalışacağını söylüyor. “100W güç üreten 20 kas lifiniz varsa, bu gücü 20 life dağıtmak zorundasınız; yani lif başına 5W düşer. Oysa 50 lifiniz olsaydı her biri sadece 2 W üretecek kadar çalışacaktı.” Bu durum, daha büyük kasların enerji verimliliği açısından daha kazançlı olduğu anlamına geliyor ki, dengeyi uzun bacaklardan yana bozabilir. “Ama burada dikkat edilmesi gereken bir nokta var: ekonomik ve rekabetçi olabilmeniz için yeterli miktarda kas kütlesine sahip olmalısınız, daha fazlası taşınması gereken fazladan ağırlık anlamına gelir. Bu yüzden vücut geliştirmeciler 100 metreyi bile zor koşar ve sprinterler de 1500 metrede zorlanır. Bisikletçiler için, özellikle de yokuşlarda, bu ağırlık önemli bir faktör haline gelir.” diye devam ediyor Wolf.

Güç pozisyonu

Henüz bir sonuca varamadık. “Bu oldukça karışık bir konu çünkü çok sayıda faktör söz konusu” diyor Wilson. “Bacaklarınızın ne kadar uzun ya da bacak-gövde oranınızın ne olduğundan bağımsız olarak, kaslarınızın nasıl çalıştığı da göz önünde bulundurulması gereken en önemli faktörlerden biridir.”

Wilson, kas liflerinin “uzunluk-gerilim ilişkisi” denilen duruma bağlı olarak, her bir lifin maksimum güç üretebilmesi için belli bir pozisyon ve uzunluğa sahip olması gerektiğini anlatıyor.  “Bisiklet geometrisi ve vücut pozisyonunda birtakım ayarlamalar yaparak bu ilişkiyi optimum hale getirebilirsiniz” diye de ekliyor. CycleFit eğitimli bisiklet teknisyeni Stuart Jeffreys’e göre “Bisiklet sürmenin anahtar kelimesi verimliliktir ve güç üretimi söz konusu olduğunda nerede oturduğunuz ve bacaklarınızı nasıl kullandığınız, bacaklarınızın kısa ya da uzun olmasından çok daha etkili bir faktördür. Uzun bacaklı biri genel olarak daha geride oturur ve bacaklarını kaldıraç olarak kullanarak pedal çevirir.” Buna karşın kısa bacaklıların daha öne doğru oturarak yüksek kadansta pedal çevirmeyi ve oturur pozisyondan ayakta pozisyona geçmeyi kolaylaştırdığını anlatıyor ki, bu da sprint performansını artırabilir.

Üst vücut boyu da dikkate alınması gereken önemli bir noktadır çünkü uzanma mesafesi ve gidon boğazının uzunluğu hem ağırlık dağılımını hem de bisiklet kullanımını etkiler ve her ikisinin de performans üzerindeki etkisi açıktır. “İşin bacaklarda bittiğini düşünenler ya hiç dağ tırmanışı yapmamış ya da ters yönden esen rüzgara karşı kendilerini zorlamamıştır” diyor Jeffreys. Diğer spor dallarında sıklıkla bu tür bağlanım analizleri yapılırken, alt ve üst bacak boyu oranının bisiklette performansı nasıl etkilediğine dair hiç araştırma yapılmamış olması, bisiklet sporunun çok sayıda değişken içermesiyle açıklanabilir. Wolverhampton Üniversitesi’nde spor ve egzersiz bilimleri konusunda biyoistatistik çalışmaları yapan Profesör Alan Neville sprint koşucularının genellikle daha kısa bacaklı, uzun mesafe koşucularının ise uzun kaval kemiklerine sahip olduğunu ve yüzücülerin hızlı gidebilmek için kısa incik kemikleri ve uzun ön kollara ihtiyaç duyduğunu söylüyor ve ekliyor: “Bisikletçiler için kol-bacak uzunluğu ve performans verisi toplayan biri olduysa, üzerinde çalışmayı çok isterim.”

O gün gelene kadar elimizdeki en ideal vücut tipi şöyle görünüyor: Tork üretmek için uzun bacakları olacak ama yüksek kadansta pedal çevirebilecek; güç ve verimlilik için ciddi kas yapacak ama yokuşlarda zorlanmayacak kadar da hafif olacak. Ayrıca bacakları sağlam ve dengede tutacak kadar kuvvetli ama benzersiz bir rüzgar aşırtma yeteneğine sahip bir üst gövdesi bulunacak…

Mesaj şu: Bacaklarınızın boyu değil, onları nasıl kullandığınız önemlidir.

Benzer Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir