Türkiye Turu’nu kazanmak sizi, Avrupa’da etaplı bir yarış kazanan ilk siyahi Afrikalı bisikletçi yaptı. TUR size neler ifade ediyor?
O günleri şimdi bile düşünürken hislerime engel olamıyorum. Zafere ulaştığım gün tarif edemeyeceğim şekilde mutlu olmuştum. En önemlisi de bu zafer bana önümdeki bir sonraki engeli aşmaya ihtiyaç duyduğum ilham ve motivasyonu sağladı. Türkiye’nin bende çok özel bir yeri var. Türkiye Turu’nu kazanmak, Türkiye’yi tahmin edemeyeceğiniz kadar sevmeme yol açtı. Benim için Türkiye artık başarının bir sembolü. Sonrasında da Türkiye’ye geldim ve inanın bana bu güzel ülkede kendimi evimde gibi hissediyordum.
Henüz daha 22 yaşınızdayken Elmalı’da, Avrupa’daki ilk etap galibiyetinizi aldınız. O dönem kendinizden böyle bir performans bekliyor muydunuz?
Yer aldığım her yarışa kazanmak için başlarım. O gün de ses getirecek bir derece elde etmek istiyordum ama sonunda etabı kazanmayı ve liderik mayosunu sırtıma geçirmeyi açıkçası beklemiyordum. Elmalı etabını ve sonrasında TUR’u bu kadar genç bir yaştayken kazanmak, her bisikletçinin hayalidir. Göstermiş olduğum güçlü performans ise benim için dünyalara bedeldi.
2013 yılında TUR sona erdiğinde aslında yarışı ikinci sırada tamamlamıştınız. Ancak birkaç ay sonra Mustafa Sayar EPO nedeniyle pozitif çıktı ve siz şampiyon ilan edildiniz. Eminim ki her bisikletçi gibi siz de şampiyonluğunuzu izleyicilerin önünde kutlamak isterdiniz. Şampiyonluğunuzu insanlarla paylaşamamak nasıl hissettiriyor?
Kazandığınız bir turu podyumun en üst basamağında izleyicilerle birlikte kutlayabilmek, tüm bisikletçiler için özel bir andır. Bu nedenle, o gün podyumun en üst basamağına çıkarak başarımı oradaki toplulukla paylaşamamak, bugün hala hayatımın en büyük kaybı ve pişmanlığı olarak bende saklı. Ancak umarım bu durum, gelecek yarışlarda birilerine ders olmuştur ve dilerim ki bu tip olaylar bir daha asla yaşanmaz.
Kariyerinizin henüz daha başlarında Türkiye Turu gibi bir yarışı kazanmanın sonraki bisiklet yaşantınıza etkisi neler oldu?
Türkiye Turu’nu kazandıktan sonra kendime güven ve inancım adeta tavan yaptı. Artık nerede olursa olsun en iyilerle rekabet edebileceğimi biliyordum. Benzer genel klasman sonuçları elde edebilme adına artık çok daha fazla çalışıyor ve kendime çok daha fazla güveniyorum.
Afrika’da ve özellikle de Eritre’de, bisikletin gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz, bildiğimiz kadarıyla Eritre’nin birincil sporu bisiklet?
Evet, bisiklet Eritre’nin en popüler sporu. Pek çok Eritreli genç, profesyonel bisikletçi olma yolunda çaba sarf ediyor ve hükümet de gençlerin uluslararası yarışlarda yer almasına destek veriyor. Eritre bisiklet konusunda gittikçe gelişiyor ve umarım gelişime bu şekilde devam ederiz.
Bugünün pelotonunu doping ve ırkçılık açısından nasıl değerlediriyorsunuz?
Bence bazı şeyler düzelirken bazı şeyler de daha kötüye gidiyor. Bugün baktığınızda, sanki ırkçılığın doping yapmaktan daha affedilebilir bir suç olduğu izlenimi hakim. Halbuki böyle tatsız olayların kökünün bisiklet dünyasından tamamıyla kazınması gerekli.