Bisikletler

S-WORKS SHIV MODULE

İpek Onaran’ın tercihi Shiv, konfor
ve performansı bir arada sunuyor

Yazar:

Cyclist Türkiye

Tarih:

Eylül 20, 2019

aktifpedal.com

Cyclist Türkiye: Öncelikle sezon nasıl geçiyor? Nasıl bir hazırlık döneminden geçtiniz?

İpek Onaran: Geçen yıl çok yoğun bir dönemdi. Nisan ayında Teksas’ta ilk full Ironman’imi yaptım ve 9 saat 34 dakikada bitirerek Kuzey Amerika Şampiyonası’nda 2. oldum. Bu dereceyle Kona’da gerçekleşen dünya şampiyonasına katılmaya hak kazandım ve orada da yarışı 10 saat 25 dakikada tamamlayarak yaş grubunda 2. oldum. Elde edilen bu başarılar, önümüze koyduğumuz beş yıllık hedef sürecinin sonunda gerçekleşti ve bu beş yıllık süreçte bu aşamaya gelinceye dek adım adım ilerledik.

Hedefimiz sakatlanmadan, sağlıkla bu noktaya gelmekti ve sonuçta bu süreci istediğimiz gibi tamamladık. Bu sezon yine antrenmanlarım devam ediyor, önümde Türkiye’de düzenlenecek bir half Ironman yarışı da var ancak öncelikli hedefimiz, çok yoğun yarışmadan, sezonu daha hafif ve rahat geçirerek bu beş yıllık süreci bir tık geriye çekmek.

Cyc: Sezon içerisinde katılacağınız yarışları nasıl belirliyorsunuz?

İO: Sezon içerisinde katılacağım tüm yarışlar, bir yıl öncesinden belirleniyor. Bu hedef yarışları da kendi içerisinde kategorilere ayırarak programlıyoruz. Öncelikle yıl içerisinde iki temel hedef yarış belirliyor ve bunlara “A” hedef yarış diyoruz. Bunun haricinde bir de antrenman yarışları ve teknik gereksinime göre belirlenen yarışlar oluyor ki bunları da “B” ve “C” hedef yarışlar olarak adlandırıyoruz.

Cyc: 10 saati geçen uzunlukta yarışlar koşuyorsunuz. Bunun mutlaka size kattığı fiziksel ve mental bir dayanıklılık olmuştur. Bu dayanıklılığın günlük hayatınıza, işinize yansımaları nasıl oluyor?

İO: Bu konuda hem bu sporun mesleğime hem de mesleğimin yaptığım spora katkısını görüyorum. Matematik öğretmeniyim ve yaptığım her antrenmanın matematiksel bir boyutu da var. Üretilen watt’lar, koşu ve yüzme pace’leri derken aslında her şey sayısal ya da olasılık hesaplarından ibaret. Sporun mesleğime en büyük katkısı ise sorunlara daha dingin ve ihtiyatlı yaklaşmamı sağlayarak efektif çözümler üretmeme destek oluyor olması.

Cyc: Yarışlarda sayısal verilere dikkat ederek mi yoksa içgüdülerinize güvenerek mi yarışıyorsunuz?

İO: Aslında ikisine de dikkat ediyorum. Koşuda örneğin saatim olmasa da hangi pace’te koştuğumu, limitlerimi çok iyi bildiğim için burada içgüdülerime güvenerek hareket edebiliyorum. Ancak bisiklette mesela sadece güç ölçere bakarak hareket ediyorum.

Cyc: İpek Onaran’ın bir günü nasıl geçiyor?

İO: Tam zamanlı çalışan bir matematik öğretmeniyim, o sebeple günüm çok erken başlıyor. Şanslıyım, çünkü çalıştığım kurumda yüzme havuzu var. Bu yüzden sabah 6 gibi evden çıkıyor ve okula giderek ders saatine kadar burada yüzme antrenmanımı yapıyorum. Sonrasında okulda 7-8 saat dersim, okul sonrasında da özel derslerim oluyor. Hepsi bitince eve gidiyor ve tekrar antrenman yapıyorum. Günlük programıma göre ya bisiklete biniyor ya da koşuyorum.

Cyc: Bu döngü içerisinde beslenmenizi nasıl planlıyorsunuz?

İO: Genelde Pazar gününden haftalık beslenme planım belli oluyor ve yiyeceğim her şeyi kendim yapıyorum. Pazar günü, Pazartesi ve Salı günü yiyeceklerimi hazırlıyorum. Çarşamba günü dinlenme günüm oluyor çoğunlukla, o gün de Perşembe ve Cuma ne yiyeceğimi belirliyor ve ona göre hazırlık yapıyorum.

Cyc: Bu yoğunluk içerisinde sosyal hayatınızı nasıl sürdürüyorsunuz?

İO: Düzgün ve gerçekçi bir şekilde planlandığında ona da zaman ayırabiliyorsunuz. Ben de sinemaya gidiyorum, ben de evliyim ve eşimle vakit geçirebiliyorum. Sadece hayatım daha rafine ilerliyor. Son anda gelişen şeyler yerine her şeyi bir plan dahilinde yapıyorum.

Cyc: Bisikletinizle ilgili neler söylemek istersiniz?

İO: Yaklaşık bir yıldır Specialized Shiv’i kullanıyorum. Bundan önceki bisikletim de Shiv’di ve rengi turuncuydu. 3 kilometre ileriden “İpek geliyor!” diyorlardı. Bu bisikletimin de rengini çok seviyorum; bazen mavi bazen de mor oluyor, o yüzden çok havalı (gülüyor).

Kullanım anlamında rüzgar ergonomisine göre çok etkili bir bisiklet. Özellikle aero bar üzerine yattığınız zaman bu etkiyi ciddi şekilde hissediyorsunuz. Ek olarak üzerinde Ceramic Speed bulunuyor ki uzun kilometrelerden bahsedildiğinde kesinlikle fark yaratan bir ayrıntı bu. Kona’daki Dünya Şampiyonası’na katılanların ekipmanları çok önemli.

Çünkü dünyanın en iyileri orada ve kim hangi bisiklete biniyor, hangi ekipmanı kullanıyor bu dataların hepsi tek tek kayıt altına alınıyor. Bu anlamda Shiv de dünya şampiyonasında çok kullanılan bir bisikletti ve Kona’da ikinci olan Lucy Charles’ın da bisikleti yine Shiv’di.

Cyc: Bir triatlet, yarışlarda bisikletinden ne bekler?

İO: Kesinlikle konfor. Çünkü full Ironman gibi bir yarışta 180 kilometrelik bir parkurda yarışıyoruz. Bu da yaklaşık 5-6 saate tekabül ediyor ve bir triatlet olarak benim burada en büyük beklentim konfor oluyor. Çünkü konforsuz bir bisiklette gücünüz boşa gider ve siz sonrasında yapacağınız koşu etabını düşündüğünüz için güçsüz kalmak isteyeceğiniz en son şey olur.

Cyc: Aktif Pedal ile olan iş birliğiniz nasıl başladı ve nasıl devam ediyor?

İO: Aktif Pedal’la üç yıl önce çalışmaya başladık. Kısa zamanda aile gibi olduk ve aramızdaki bağ ticari olmaktan çok uzak, kesinlikle duygusal bir bağ. Bir kere ekip çok acayip. Benim bisikletime yapılan şeye kendi bisikletlerine yapılmış gibi seviniyorlar. Çok içten çalışıyorlar ki zaten her işi bu şekilde yaptıkları için bu denli başarılılar bence.