SALCANO UCI XRS001

Yazı Erman Öner

Salcano bisikletleri profesyonel yarış dünyasına yabancı değil. Özellikle XRS001 modeli yurt içi ve yurt dışı birçok yarışta, önemli bisikletçiler tarafından kullanıldı ve başarılı sonuçlara ortak oldu. Yerli üreticinin yeni olduğu husus ise UCI onayı.

UCI onaylı ilk yerli kadronun macerası Türkiye Turu’nun WorldTour kategorisine dahil edilmesiyle başladı. Dünya Bisiklet Birliği’nin en üst klasman yarışında yer alacak Türk Milli Takımı’nın sponsoru olduğu Salcano bisikletleriyle koşabilmesi için, markanın UCI’ın bir dizi performans ve güvenlik testlerinden geçmiş yeni kadroya sahip olması gerekiyordu. Zira WorldTour yarışlarında UCI’ın onayı olmayan bir kadroyla yarışmak mümkün değil. Marka vakit kaybetmeden yarış modeli XRS001’i güncelledi ve UCI testleri sonucunda UCI XRS001 doğdu.

UCI tarafından belirlenen birtakım boyut ve tasarım kurallarına uygun olarak üretilen UCI XRS001, ilk sınavını 2017 Türkiye Turu’nda verdi. Milli Takım bisikletçilerinin kullandığı UCI XRS001, TUR’un 5’inci etabı Selçuk-İzmir finişinde Ahmet Örken ile bir de podyum gördü. Milli pedal önemli sprinterleri gerisinde bırakırken, Salcano da UCI onaylı yerli kadrosuyla dünyanın önde gelen bisiklet markalarıyla performans anlamında rekabet edebileceğini herkese gösterdi.

Örken’in elde ettiği 2’ncilik UCI onaylı bisiklete dair bazı ipuçlarını beraberinde getiriyor. Genel olarak bakacak olursak, hem Ahmet Örken bir sprinter hem de İzmir, düz sprint finişine sahne oldu.

UCI XRS001’i bir önceki nesil XRS001 ile kıyaslayacak olursak; ilk bakışta dikkat çeken yenilik, yeni XRS001’in daha etli kadro borularına sahip olduğu. Bu da UCI onaylı XRS001 kadroyu bir önceki modele göre bariz şekilde daha aerodinamik bir bisiklet yapıyor. Başka bir deyişle, Ahmet Örken gibi sprinter karakterli bisikletçiler için ideal bir geometri.

Yeni XRS001’in kadrosunda bulunan UCI onayı, aynı zamanda onun başka bir kimliğine daha vurgu yapıyor: Yarışçı.

Yarışmak için doğmuş 

Geçtiğimiz yıllarda UCI XRS001’in Dura-Ace donanımlı modeline sayfalarımızda yer vermiştik. Bu sefer ise modelin 105 grupset ve RS100 jant donanımlı versiyonu Cyclist Türkiye ofisinin kapısından içeri giriyor. Şüphesiz kadronun sarı rengi göze ilk çarpan özellik.

UCI onaylı modeliyle Salcano, kırmızı, mavi, yeşil ve mor olmak üzere bir de sarı renk seçenekleri sunuyor. Kadroda dikkat çeken diğer bir unsur da aero boru şekilleri. Özellikle alın, orta çeki (sele borusuyla orta göbeği birbirine bağlayan boru) ve sele boruları “ben aero bir yarışçıyım” diye bağırıyor.

Hal böyleyken UCI XRS001’i test etmek için kendimi Şile’nin yollarına vuruyorum. İnişler, çıkışlar, bolca düz yol ve elbette rüzgar. Aero bir bisikletin hakkını vermek için her coğrafi koşul Şile’nin yollarında mevcut.

Öncelikle şunu söyleyelim; elimizde bisikletin rüzgar tünelinde test edildiğine dair herhangi bir veri bulunmuyor. Bu nedenle kadro geometrilerinin havadan kaynaklı sürtünmeyi en aza indirmeyi amaçlayarak tasarlandığını varsayıyoruz. Buna karşılık, gözle görülen bazı gerçekler var. Örneğin; iki teker arasındaki kısa mesafe kadroyu oldukça kompakt bir hale getiriyor.

Kompaktlığın yola yansıması bisikletin pedal darbelerine verdiği hızlı tepkime ve atiklik olarak vuku buluyor. Sürüş esnasında dikkatimi kadronun rijitliği çekiyor. Şahsi görüşüm, söz konusu rijitliğin büyük bölümü orta göbeğin sertliğinden geliyor. UCI onayı olmayan XRS001’i de denemiş biri olarak, Salcano yarış bisikletlerinin orta göbek esnemezliği gerçekten taktire şayan.

Elbette bahsettiğim rijitlik konforunuzdan bazı şeyler götürüyor, ama başta da söylediğimiz gibi; UCI XRS001 aslında safkan bir yarış bisikleti. Nitekim, bisikletin çevikliğine bir de pedala uyguladığınız her gücün sertlik sayesinde jantlara maksimum oranda aktarılması eklendiğinde ortaya gerçekten hızlı bir bisiklet çıkıyor.

UCI XRS001’in keskin kenarlı kadro profilleri (özellikle üst boru) yanal rüzgarları kesmekte bir çözüm; zira 2019 yılıyla birlikte, ürettikleri aerodinamik kadrolarla ün yapan birçok marka yanal rüzgarlara karşı çareyi keskin kenarlı kadro profilleri tasarlamakta buldu.

UCI onaylı XRS001’den edindiğim sürüş hissiyatı, onun dengeli bir bisiklet olduğu yönünde. Özellikle yüksek hızlara çıkıldığında dahi bisikletin ayakları yere sağlam basıyor. Aynı hissiyatı özellikle virajlara girerken de alıyorsunuz. Bisiklette güven arayan biri olarak, en çok kadronun stabilitesi ve oturaklı sürüş hissiyatından etkilendiğimi söylemeliyim. 

Buna karşılık; kusursuz vites geçişleri ve frenaj sunsa da proların antrenman grupseti olarak bilinen 105 ve RS100 jant seti bisikletin toplam ağırlığına önemli ölçüde etki ediyor. Aero kadro özellikleri de göz önüne alındığında yer çekimine karşı pedal çevirmek tahmin ettiğimden daha fazla efor gerektirdi.

Düzdeyse UCI XRS001 alametifarikasını gözler önüne seriyor. Hızlı tepkimeleriyle sizi adeta hıza ve daha güçlü pedal basmaya teşvik ediyor. Bir süre sonra kendimi kadroya kapanmış şekilde pedal çevirirken bulmam boşuna değil. Bu sayede Strava’da özellikle birkaç sprint segmentindeki en iyi derecelerimi geliştirdiğimi eklemeyelim.

Denge, atiklik ve hız anlamında UCI XRS001 yabancı rakipleriyle rekabet edebilecek bir kadro. Buna karşın markanın, özellikle grupset gibi bazı ekipmanları aero kadroya entegre etme konusunda atması gereken bazı adımlar olduğu aşikar. Yine de XRS001 sürüş performansıyla sizi agresif sürüş tarzına iten bir bisiklet. Ayağa kalkarak attığım her sprint, hızla harmanlanan bir keyfe dönüşüyor.

Kadroya hiç dokunmayarak, ilerleyen zamanda daha akışkan bir jant seti ve hafifliği artıracak bir grupset eklentisiyle UCI XRS001 kadro yalnızca Gran Fondo yarışlarında değil, 2.2 gibi bazı yurt içi uluslararası yarışlarda dahi rakiplerinizle rahatlıkla mücadele edebileceğiniz bir bisiklet.