Yazı Richard Moore İllüstirasyon Eliot Wyatt
Jumbo Jet, Concorde adlı yeni uçağıyla için deneme uçuşunu gerçekleştirdi. The Beatles izleyenlerine son kez bir konser verdi ve Led Zeppelin ilk albümünü piyasaya sürdü. Aynı zamanda, Robin Knox-Johnston dünyayı yalnız başına ve durmaksızın yelken ile dolaşan ilk kişi oldu. Charles de Gaulle Fransa Cumhurbaşkanlığı görevinden istifa etti. Scooby-Doo, Susam Sokağı gibi çizgi filmler ilk kez televizyonda yayınlandı.
Ve insanoğlu Ay’a ayak bastı. 16 Temmuz’da Apollo 11 dünyadan kalkışından dört gün sonra Ay’a indi. Neil Armstrong uzay gemisinden çıktı ve kendisi için küçük, insanlık için dev bir adım attı.
1969 yılının bisiklet sporunda ise tek bir karşılığı var: Eddy Merckx. Bu yılki Fransa Turu’nun Brüksel’den başlamasının, yarışın Belçika topraklarında iki etap boyunca kalmasının ve 74’üncü yaş gününden birkaç hafta sonra Merckx’in yarışa onur konuğu olarak davet edilmesinin sebebi tam olarak bu. Bisiklette Beatles’in eşdeğeri olmaya devam eden Merckx – tartışmaların ötesinde, tüm zamanların en iyisi.
Hakimiyet
Armstrong’un Ay yürüyüşüyle aynı gün Merckx, ilk Tour galibiyetini altı etap zaferi kazanarak perçinledi. Bunlardan sonuncusu Paris’teki zamana karşıydı. İkinci sıradaki Roger Pingeon, yarışı “Yenilmez Belçikalının” tam 17 dakika 54 saniye gerisinde tamamladı. Merckx ayrıca puan, Dağların Kralı, kombine mayoyu ve en mücadeleci bisikletçi [kombativite] klasmanlarını da – böylesi bir mayo koleksiyonuna uzun Tour tarihi boyunca hiç kimse erişemedi – kazandı.
Hükmetme kelimesine yeni bir anlam kazandırdı ve üzerine yapışan bir takma ismin sahibi oldu: Yamyam [the Cannibal]. Aslında lakap yarıştan birkaç gün sonra ve beklenmedik bir kaynaktan geldi. Son etap zamana karşıda, Merckx’in eski takım arkadaşlarından Christian Raymond’un ziyaretine küçük kızı Brigitte geldi.
Neler oluyordu? İnişin ardından Merckx vadiye vardığında, yanına gelen Faema aracı, kendisine tam olarak bu soruyu sormuştu
“Kızım ‘Niçin her zaman Merckx’in kazanması gerekiyor?’ diye sordu. Kızıma bunun normal olduğunu çünkü en iyi bisikletçinin o olduğunu açıklamaya çalıştım” diyor Raymond. “Birkaç dakika sessizliğini bozmadı, sonrasında muzip bir yüz ifadesiyle bana doğru baktı ve ‘O zaman o gerçek bir yamyam’ diye karşılık verdi.
“İlk duyuşta ‘Yamyam’ adı hoşuma gitmişti ve son etaptan birkaç gün sonra lakabı gazetecilerle de paylaştım. Belli ki onların da ilgisini çekti.”
Gövde gösterisi
Merckx’in dev sıçraması, Armstrong’un Ay yüzeyindeki küçük adımından beş gün önce Pireneler’de geldi. Giro d’Italia’dan pozitif doping testi nedeniyle diskalifiye edilmesinin ardından 24 yaşındaki Belçikalı tartışmalar arasında ilk Tour’unu koşuyordu. Tartışmasız şekilde kariyerinin gelmiş geçmiş en dominant performansını sergilediği 17’nci etap Pireneler’e Merckx, sırtında halihazırda sarı mayoyla gelmişti.
Klasik Pirene etaplarından biriydi: 214km’nin üzerinde Peyresourde, Aspin, Tourmalet, Soulor ve Aunisque. Tourmalet’in üst yamaçlarında Merckx’in sadık takım arkadaşı Martin Van Den Bossche, kaçış grubuna liderlik ederken Merkcx arkadan atağını gerçekleştirdi. Geriye kısa bir bakış atarak Van Den Bossche’nin yanından uzayan Merckx, ilk zirveye ulaştı, ardından da inişe geçti. Neler oluyordu? İnişin ardından Merckx vadiye vardığında, yanına gelen takımı Faema aracı, kendisine tam olarak bu soruyu sormuştu. Etabın bitimine hala 130km vardı. Bu nedenle grubu beklemeliydi.
Kazanamamasını gerektirecek hiçbir neden yoktu – zaten sekiz dakika farkla liderdi – ancak kaybedebileceği çok şey vardı. Merckx, sportif direktörü Lomme Driessens ile etap içerisinde gereksiz riskler almaması konusunda önceden bir anlaşmaya varmıştı.
İlerleyen dakikalarda takım aracı bozulan Drieesens, Merckx’i aklından geçenlerle baş başa bırakmak zorunda kaldı.
O günle ilgili Merckx yıllar sonra, “O noktadan itibaren, ilk defa böyle güzel bir dağ etabını kazanmaya çalışmanın denemeye değer olacağını düşündüm. Motorları çalıştırdım ve hiç olmadığı kadar güçlü pedal çevirmeye başladım” diyor.
Dönemin Tour direktörü Jacques Goddet’nin farklı bir teorisi var: “Beklemenin ne kadar saçma ve onur kırıcı olacağını düşündü. Her şeyini pedallara vererek sürmeye başladı, böylece en azından Tour de France’a leke sürmeyecekti. Diğerleri onu kesinlikle yakalayabilirdi ama en azından yarışın hakkını vermiş olacaktı.”
Giro direktörü Vincenzo Torriani, bir televizyon ekibi ve iki gazeteci eşliğinde, Merckx’in otel odasını çaldı ve doping pozitif haberini verdi
Aubisque’ye gelindiğinde Merckx’in liderliği beş dakikadan fazlaydı. Mourenx’e varıldığında ise Merckx, takipçilerinin yedi dakika 56 saniye önünde bitiş çizgisine ilerledi. 145km ve dört saatten fazla süren bu şaşırtıcı efor için Goddet, ertesi gün L’Equipe’daki köşesinde yeni bir kelime icat etti: “Merckxissimo”.
Şüphesiz, rakiplerinin moralini düşürmesi ve yarışı bir ikincilik mücadelesine dönüştürmesi nedeniyle atağın daha fazlasını ifade etmesine rağmen Goddet, “gereksiz bir hareketti” diye yazdı.
Etap sonu Mourenx’de; Tourmalet’de gerisinde bıraktığı takım arkadaşı Van Den Bossche kızgın ve şaşkındı.
“Bugün mütevazi bir yarışçı sizden büyük bir jest bekliyordu” diyecekti Van Den Bossche, kendisine karşılık vermeyen Merckx’e. Daha sonraları Van Den Bossche, “Bu tip şeyler hakkında asla konuşmadık” dedi. “Eddy de konuşmadı.”
Korku imparatorluğu
Merckx çelişkilerle doluydu. Zaferleri silip süpüren Merckx, ihtişamlı ve güçlü bir bisikletçiydi. Sağlam görüntüsünün yanında, derisinin altında kendine güveni şaşırtıcı derecede kırılgandı.
Başarıları üstün özgüven veya kibirden kaynaklı gibi görünen birden fazla Tour kazanmış Jacques Anquetil, Bernard Hinault veya Lance Armstrong gibi değildi. Merckx her zaman kendiyle, nevrozları ve güvensizlikleriyle mücadele halindeydi. Egosunu beslemek yerine şüphelerini ve güvensizliklerini bastırmak için galibiyetlere ihtiyacı vardı. Ve bu tatmin duygusu yalnızca bir sonraki yarışa kadar sürüyordu.
Birkaç yıl önce Merckx ile söyleşi yaptığımda ona, 525 profesyonel galibiyetinden hangisini seçersin diye sordum. İlk tercihi Luchon’dan Mourenx’e uzanan 1969 Fransa Turu’nun 17’nci etabı oldu. “Ayrıca 1968 Tre Cime di Lavaredo [Giro’nun 12’nci etabı]. Ve 1970 Paris-Roubaix.”
Yalnız ufak bir tebessümle, “Çok fazla var” diye onayladı.
Yine de, bu galibiyetlerden ikisinin 1969 yılında, yani motorlu tempocusunun hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan Blois Velodromu’ndaki çarpışmasından önce geldiğini hatırlatmakta fayda var. Merckx’in yaraları o kadar kötüydü ki asla tam olarak iyileşemeyeceğinden bugün bile emin.
“Kesinlikle. 1969’dan itibaren artık eskisi gibi değildim. Bu onu dört Fransa Turu, dört Giro, bir Vuelta a Espana, dört Milan-San Remo, iki Paris-Roubaix, dört Liege-Bastogne-Liege, bir Tour of Flanders, iki Lombardiya Turu ve çok daha fazlasını kazanmaktan alıkoyamadı.
Bununla birlikte, Merckx’in 1969’dan sonra asla aynı olmadığı inancı, o yılki Tour’daki performansının üzerinde durmaya değer olduğu anlamına geliyor.
Zaman farklarını düşünelim. 10’uncu sıradaki Jan Janssen, sıradan bir bisikletçi değil, son şampiyondu. Merckx’den 52 dakika 56 saniye gerideydi. Kıyaslama açısından, bu yılın 10’uncusu Warren Barguil, Egan Bernal’in yedi dakika 32 saniye ardındaydı.
Ancak Merckx’in 1969 Tour’da gösterdiği inanılmaz performansın başka muhtemel sebepleri de olabilir. Asıl bağlantı, 1968 yılında kazandığı Giro’dan bir yıl sonra ne olduğuydu. 12 ay sonra tekrardan kazanmak için genel klasmanda iyi bir sıradaydı. İlk iki haftada dört etap kazanan Merckx, Felice Gimondi’nin bir dakika 41 saniye önünde yarışa liderlik ediyordu. Ancak Savona’daki 16’ncı etabın sabahında Giro direktörü Vincenzo Torriani, bir televizyon ekibi ve iki gazeteci eşliğinde, Merckx’in kaldığı otel odasının kapısını çaldı ve bir uyarıcı olan fekamfamin nedeniyle doping testi sonucunun pozitif çıktığı bilgisini Belçikalı bisikletçiyle paylaştı.
Haber Merckx’te balyoz etkisi yarattı. Tam olarak neler olduğu hakkında çok fazla entrika ve birçok komplo teorisi dolandı. Merckx kendine tuzak kurulduğuna inanıyordu. Test ise bir önceki yıl aralarında Gimondi’nin de bulunduğu 10 bisikletçinin yarış bittikten sonra yasaklı madde kullandığı anlaşılması üzerine alınan önlemler dahilinde mobil bir laboratuvarda yapılmıştı.
O günkü kurallar çerçevesinde Merckx’in bir ay boyunca yarış koşmaması gerekiyordu ki bu da Fransa Turu’nu kaçıracağı anlamına geliyordu. Ancak yönetim organıyla yapılan olağanüstü bir toplantının ardından Merckx’in üzerindeki “şüphe” belirsiz bir şekilde temizlendi.
Sürgünden dönüş
Merckx, Giro’dan ihraç edilmesinden tutun da şüpheli şekilde temize çıkma kararında kullanılan belirsiz dile kadar yaşanan gelişmelerden olumsuz etkilendi. Yarışmasına izin verilene kadar, otoriteleri sporu bırakmakla bile tehdit etti.
Bir iki hafta boyunca evden pek çıkmadı. Ardından kendini bir kez daha antrenmanlarına adadı. Günde çift antrenman yapıyor ve motosiklet arkasında 200km yol katediyordu.16 günlük aranın ardından yarışlara Caen’daki bir kriteryum ile döndü.
Bir iki hafta evden çıkmadı. Ardından kendini bir kez daha antrenmanlarına adadı. Günde motosiklet arkasında 200km yol katediyordu
Yine de temmuzdaki sıra dışı formunun açıklaması Giro sonrası aradan kaynaklanıyordu. Biyograflarından William Fotheringham anlatıyor: “Tour’un başlangıcından önceki 26 günde yalnızca beş kez yarış koştu.”
Böylesi bir hazırlık süreci, büyük yarışlar öncesi dinlenmeye çekilen günümüzün modern bisikletçilerine çok benzer. “Kariyerinde ilk kez olsun Merckx, aslında büyük bir tur başlangıcında dinlenme şansı buldu” diyor Fotheringham. “Sonuç ise saf gücün bir dışa vurumu oldu. Bisikletin daha önce hiç görmediği ve o zamandan beri göremeyeceği bir performans tarihe not düşüldü.”
Ancak Merckx’in endişeleri ve güvensizlikleri Giro’daki deneyiminin ardından derinleşti. 1969 Fransa Turu’nda otel odası sınır dışındaydı. Ve araçtan Merckx’e matara getirmesi için tek bir bisikletçi belirlenmişti. Buna rağmen, suyunu yalnızca üzerine isminin baş harfi kazınmış mataradan içiyordu.
Gimondi’ye göre, ‘taktikler yerine her zaman güç ve içgüdüleriyle yarışan Merckx’i endişe ve gerginlikle bağdaştırmak zordu. Merckx’in her iki versiyon bisiklet sürücüsü de – kaygılı ya da rakiplerini ezen – bugünlerde yarışlarda görünen rahat figürlerle bağdaştırılması aynı derecede zor olabilir. Ancak hala bazı çelişkiler var. Ayrıca rahat ve ulaşılabilir görünürken bile Merckx kraliyet havasına sahipti.
“Merckx yarış alanına geldiğinde sessizlik olurdu” diyor, Belçika televizyonuna yıllardır hizmet veren Philippe Maertens, “Mekanı havasıyla doldururdu. Herkes onu izlerdi. Buna karşılık herhangi biriyle bile konuşabilirdi ve onun asıl zayıf karnı, kimseye hayır diyememesiydi.”
“Yarışçı olarak büyük bir savaşçıydı, ekipmanları ile titizlikle ilgilenirdi. Takıntılıydı. Bu bir milimetre meselesi değil, onda bir milimetre meselesiydi. Sanırım bu da işin bir parçasıydı. 2019 şampiyonları da benzer bir mentaliteye sahip. Nitekim böyle hareket etmek zorundasınız.”
Maertens, Merckx’in emekli olduğunda saplantılarını aştığını söylüyor. Derisini döken bir yılan gibi, başarısının çok önemli bir parçası olan kişiliğinin obsesif yönünü atmıştı: “Emekli olduğunda hayatın keyfini çıkarmaya başladı. Onun için artık hiçbir şey yaşamından daha değerli değildi.”
Sporza’nın televizyon muhabiri olan Renaat Schotte, Belçika’da Merckx’in sadece bir spor karakteri değil, aynı zamanda kültürel bir figür olduğunu söylüyor. Schotte her zaman çelişkilerden etkilenmiş.
“Merckx dost canlısı bir efsane, çekingen ve çok temkinli ama aynı zamanda açık biri” diyor Schotte. İnsan olan Eddy ile şampiyon Eddy arasında büyük bir uçurum var. Bisikletin üzerinde acımasız bir şampiyona dönüşen kibar bir insandı. Açıklayamıyorum ve bunu kendisinin de yapabileceğini sanmıyorum.”
Modern Merckx
Merckx bu durumu açıklamayı deneme uğrunda 50 yılını heba etti. Hatıralarıyla ilgili bir soru sorulduğunda Merckx’i genelde sıkılmış görürsünüz (birkaç yıl önce bir gazeteci, Merckx’e daha önce hiç sorulmamış bir soruyu sorduğunda, “Tüm zamanların en büyük ikinci bisikletçisi kim?”, ondan bir gülümseme almasına rağmen).
“Diğer şeyler hakkında konuşmak istiyor” diyor Schotte. “Ona 1990’larda yarışan oğlu [Axel] hakkında soru sormaktan daha büyük bir iyilik yapamazsınız. Aynı şey şimdi şampiyon bir yüzücü olan torunu Axana ile de geçerli. O zaman gözündeki pırıltıyı ve gururu görebiliyorsunuz. Kendi kariyeriyle ilgili bir şey sorulduğunda bunu saklıyor.”
“Merckx ile 10 yılı aşkın bir süre önce, uzun yıllar beraber yarıştım” diyor Maetens. “Komik olan şey ise hala eski takım arkadaşları ile biniyor ve takım arkadaşları hala liderlerine yardım ediyor. Görmesi çok ilginç. Hala Eddy’nin domestikleri – aslında köleleriler. Ona matara götürüyorlar, rüzgardan koruyorlar, sprintlere hazırlıyorlar. Ve Eddy de bunları kabul ediyor.
TOUR SAYGILARINI SUNAR
Bu yılki Tour de France, zaferinin yıl dönümünde, en büyük kahramanının evinden başladı
Bu yıl Brüksel’den başlayan Fransa Turu, iki gün süresince Eddy Merckx’e, ilk ve belki de en ihtişamlı zaferinin 50’nci yılı adına sunulan bir saygıydı.
Takım zamana karşı olan ikinci etap, bisikletçileri Merckx’in çocukluğunun geçtiği topraklara götürdü: Woluwe; büyüdüğü, okula gittiği ve yerel parklarda oynadığı semt.
Belçika kanalı Sporza’nın televizyon muhabiri olan Renaat Schotte, Tour öncesi daha çok Merckx kitabı çıktığını, televizyon programları yayınlandığını ve Tanrı olarak görülen birini anmak için birçok etkinlik düzenlendiğini, bunun sonucu olarak da mini bir endüstrinin oluştuğunu söylüyor.
Schotte ekliyor: “Merckx’in ailesinin evinin bulunduğu Woluwe’daki meydana onun ismini vereceklerdi. Ancak bir sorun vardı: O kişi ölmedikçe ya da kraliyet ailesinin bir üyesi olmadıkça, Belçika’da bir yere isminiz verilemez.”
“Bu yüzden çözümü merkezdeki karenin sadece bir kısmını Eddy olarak yeniden adlandırmakta buldurlar. Kral’dan bir unvan aldı ama hata yaptıkları nokta da buydu. Onu kraliyet ailesinin bir üyesi yapmalıydılar.”


