Yazı Stu Bowers
Yol bisikleti gidonlarının şekli senelerdir ciddi bir değişim göstermedi. Kavisli tasarım bir dizi tutuş ve sürüş pozisyonuna olanak veriyor (hız için droplardan tutarak öne eğilmiş halde, gezinti için fren kollarından tutarak daha rahat ya da yokuş çıkarken gidonu ortadan tutarak dik bir pozisyonda) fakat üreticiler son yıllarda gidon biçimleri üzerinde, ilk bakışta fark edilmeyecek kadar küçük olsa da sürüş konforunuz ve performansınıza önemli etkiler yapabilecek varyasyonlar deniyorlar.
Easton’un Ürün Müdürü Adam Marriott “Bundan 20 yıl öncesine baktığınızda hemen bütün gidonların alüminyumdan yapıldığını ve şekillerinin de neredeyse aynı olduğunu görürsünüz” diyor, “Alüminyum dar kavisleri sevmez; geleneksel gidonlarda geniş kavisli büyük droplar görmenizin bir nedeni de budur.”
“Bundan 10-12 yıl önce vidalıdan vidasız furş takımlarına geçilmesiyle, sele ile gidon arasındaki düşey mesafe iki katından fazlaya çıktı” diye ekliyor Zipp Ürün Müdürü Nathan Schikel, “Bu durumu dengelemek için gidon formunu yeniden ele almamız, reach ve drop uzunluklarını kısaltmamız gerekti (karşı sayfadaki kutuya bakın). Eski 100 mm reach ve 180 mm drop ölçüleri neredeyse tamamen terk edildi.”
Yol bisikleti gidonlarında yeni dönemin popüler kelimesi “kompakt” oldu. Fitting firması Cyclefit’te Eğitim Müdürü olan psikoterapist Morgan Lloyd bu değişimin büyük ölçüde, diğer bileşenlerdeki evrimleşmeye bağlı olduğunu ileri sürüyor: “Geleneksel şekilli yol bisikleti gidonları, gidonla aynı hizada olacak şekilde altlığıyla birlikte takılması gereken fren ve yeni vites kolları yüzünden ortadan kaybolmaya başladı. Geleneksel gidonlar, fren kolunun altında bir V harfi çizerek biter ki bu da rahatsız edici olabilir.”
Bu gidonların başka avantajları da var. 3T Ürün Uzmanı Davide Ambrosini “Sürücünün pozisyonunu fazla değiştirmeden dropları kullanmasına ve droplardan tutarken fren kollarına yakın olmasına olanak verir” diyor, “Kompakt drop ayrıca gidonun biraz daha esnemez ve hafif olmasını sağlar.”
Şekle girmek
Bir diğer alternatif de “ergo” gidon. Bu tip gidonlar tam fren kolunun altına gelen noktadan kıvrılarak (bazen hafifçe köşelendirilerek) droplardan tutuşu güçlendirirler. Ambrosini bunun hem olumlu hem de olumsuz etkileri olduğunu söylüyor: “Ergo gidonların sürücü konforu ve ellerdeki baskıyı azaltmak açısından faydaları var ama sizi belli bir pozisyona zorluyor ve droplar üzerinde yukarı-aşağı hareket etmenize izin vermiyor.”
Gidonun üst kısmı tasarlanırken aerodinamik kadar sürüş konforu da düşünülmüş. El üzerinde baskı noktaları oluşturabilen standart dairesel gidonlara kıyasla daha yassı profilli “kanat” ya da “aero” denilen bir gidon baskıyı el boyunca dağıtabilir. Lloyd, “El büyüklüğü dikkate alınması gereken bir nokta” diyor, “Eldiven boyunuz L veya XL ise üstü düz bir gidon size küçük elli birinden daha fazla uyabilir. Ellerinizin büyüklüğü hangi şekillerin size uygun olduğunu da belirler. Fazlasıyla kompakt olursa büyük ellerde kramp yapabilir. Gidon ayrıca droplardan tutarken fren koluna ulaşmanıza izin vermeli ki, küçük elliler için bu bir sorun.” Bunlardan sonra ‘belki de yeni bir gidon seti denemenin vakti gelmiştir’ diye düşünmüş olabilirsiniz. Peki nereden başlayacaksınız?
Amacına uygun
Çoğu bisikletçi; profesyonellerin sırtı düz, başı ön tekerin üzerine eğik haldeki sürüş pozisyonuna özenir ama gerçekte pek azımız bu pozisyonu başarabiliriz. Bu yüzden profesyonel fit yaptırmak yeni bisiklet alacaklar için önemlidir ve gidon bu sürecin önemli bir parçasıdır.
Lloyd, “Gidon seçimi kişinin kendini nasıl hissettiğine de bağlıdır” diyor, “Ama işe sıfırdan başlıyorsak, önce omuz genişliğime göre bir gidon seçerdim (bkz. kutu). Bu şekilde eller ve bilekler doğrudan omuz eklemiyle aynı hizada durur. Zaten üst bedenin kendi vücut ağırlığını destekleyeceği en iyi pozisyon budur. Kollarınız fazla açık ya da kapalı durursa verimliliği azaltır ve uzun sürüşlerde bitkinliğe yol açabilir. Hangi bisiklet disiplini olduğu da fark eder; örneğin bir sprinter, kriteryum yarışçısı ya da bisiklet krosçusu kaldıraç etkisi görecek daha geniş bir gidon tercih edebilir.
“Bundan sonra iş ne kadar esnek olduğunuzu değerlendirmeye kalıyor” diye ekliyor Lloyd, “Bu çok önemli bir veridir ve ne uzunlukta bir drop kullanabileceğiniz konusunda size bir fikir vermelidir. Çok basit bir ifadeyle, eğer dizlerinizi bükmeden eğilip parmak uçlarınıza dokunabiliyorsanız daha uzun bir drop kullanabilirsiniz. Esnekliği sınırlı olanlar çok daha kısa droplar tercih etmeli. Esneklik, reach ölçüsüne karar verirken de rol oynar; esnek bir yapınız yoksa reach ölçüsü kısa bir gidon kullanarak fren ve vites kolları ile sele arasındaki mesafeyi kısaltabilirsiniz.”
Almadan önce deneyin
Cyclist’in konuştuğu uzmanların çoğu, birkaç profesyonel ve macera arayan gelenekselciyi bir kenara koyarsak, uzun droplu gidonların sonunun geldiği konusunda hemfikir. Bugünlerin yıldızı kompakt gidon. Ama kompakt segmentinin kendi içinde bile ( 70 milim reach, 80 milim reach gibi) çeşitleri mevcut; yani dikkate alınması gereken başka şeyler de var.
Lloyd, “Hangi gidonun güzel durduğuna değil, bisiklet fit ölçülerine bakmalısınız” diye uyarıyor, “Başlangıçta doğru gidon tarzını belirlemek için en önemlisi selenin burnundan fren kollarının arkasına kadar olan mesafeyi bilmektir.” Nihayetinde iş dönüp dolaşıp size neyin en uygun olduğuna geliyor. “En iyisi, denemek ve algılarınıza güvenmek” diyor Ambrosini. Lloyd da aynı fikirde: “Birkaç farklı gidon tarzını deneme fırsatı yakalarsanız, seçenekleri azaltmak açısından çok faydası olur. İnternet yerine bisiklet mağazanızla iyi ilişkiler kurmanın değeri de burada ortaya çıkıyor.”
Son olarak, Marriott gidon kurulumuna da dikkat edin diyor: “Gidon kurulumunu kötü yapan bisikletçilerde gördüğüm hatalar, ya gidonu fazlasıyla ileri döndürmek ya da fren-vites kollarını fazla aşağıya takmak. Bazen kurulumda yapılan ufak tefek değişikliklerle bütün gidonların konfor seviyesini artırmak mümkün.”
E-Posta bültenimize abone olun, en son haber ve röpörtajlardan ilk sizin haberiniz olsun!