Fas’ın ilk profesyonel bisiklet takımı olan Sidi Ali – Unlock Team’ de yarışan milli sporcu Yunus Emre Yılmaz katıldığı Sidi Ali Tour Casablanca 22 Lhaj Lahcen Boutayeb Honor yarışında nasıl zorluklar yaşayarak kürsüye çıktığını Cyclist Türkiye’ye anlatıyor.
Öncelikle buradaki hava şartları bizim alışkın olduğumuz derecelerde çok daha yükseklerde. Gün içerisinde havanın sıcaklığı 50-55 derecelere kadar çıkmakta.
Yarış anında yüksek nabızdayken hissettiğin derece tabii ki deçok daha fazla oluyor. Sanki hava 70-80 derecelerdeymiş gibi hissediyoruz. Bu hava koşulları yüzünden yarış bizleri çok daha fazla zorluyor. Çünkü olan gücümüzü sıcaktan kullanamıyoruz bile. Yarış anında belki de 30 matara su harcıyoruzdur. Bunların yarısını zaten serinlemek için üzerimize döküyoruz fakat üzerimize döktüğümüz bu su, daha 30 saniye bile geçmeden sıcak ve rüzgarla beraber kuruyor.
Yarış anında bize soğuk olarak verilse bile, bisikletin üzerindeylen mataradaki su zaten neredeyse kaynayacak kadar ısınıyor. Bunun yanı sıra tabii ki burada bana verilen yemekler pek alışkın olduğumuz yemekler gibi değiller. Bu da tabi’ki biraz zorlamakta. Düzgün bir şekilde beslenilmediği için bunun sonucunda yarış sonrasında toparlanmak da çok daha fazla zorlaşıyor.
Ne kadar takımla da olsam gurbetteyim ve etrafımdaki neredeyse herkes yabancı. Yarış anında peloton içerisinde bütün Faslı sporcuların gözleri üzerimde oluyor ve sürekli beni kontrol ediyorlar. Bu yüzden hem onlara karşı, hem bana karşı tabii ki de bir baskı oluşuyor.
Buraların rüzgarı fazlasıyla serttir. Daha önce Fas yarışlarında koşanlar bu durumu çok iyi bilirler. Buradaki Sporcular bu rüzgara alışkınlar ve gerçekten rüzgara karşı kendilerini çok iyi geliştirmişler.
Yarışlardan birinin ilk 50km’si 52 ortalamayla geçilmişti ve burada olan bütün zorluklara rağmen bir Türk olarak podyumda yer almak benim için gerçekten çok güzel bir duygu. Bizim adımızı biliyorlar, bizden bahsediyorlar, sosyal medya’dan çok fazla takip isteği geliyor.
Yarışmaların bir çoğu, Afrika’nın en büyük su firma’larından birisi olan ve benimde bünyesinde sporcu olarak bulunduğum “Sidi Ali“ firmasının sponsorluğunda yapılmakta.
Podyumdaki Fotoğrafta önümde duran hanımefendi Sidi Ali’nin patronu ve kurucusu. Bu şekilde ben onu tanımış oluyorum, o’da bir Türk olarak beni tanımış oluyor. Burada insanlar, Afrika’daki su’yun önemini çok daha iyi anlıyorlar.