Yeni bisiklet satın alma rehberi

Yeni bisiklet satın alma rehberi

Geçenlerde eski bisikletimle olan fotoğraflarıma bakarken, ilk bisikletimi alacağım dönemde içine girdiğim ruh halim aklıma geldi. Heyecanlı ve sabırsız tutumum, karşıma doğru insanlar çıkmasaydı bana yanlış tercihler yaptırabilirdi. Yeni bisiklet almak, bisikleti satın aldığınız o an olup biten şeylerden daha fazlasıdır. Hatta bunu orta vadeli bir süreç gibi de düşünebilirsiniz ve bu süreçte doğru adımlar atmak, size mutluluk ve performans olarak geri dönecektir.

Öncelikle, asla acele etmemelisiniz. Biliyorum, oldukça heveslisiniz ve bir an önce pedalına basmak istiyorsunuz bu sihirli aletin. Ama sakın bisikleti öyle beş on dakikalık bir sürede, bir şeylerin arasına sıkıştırılmış zamanlarda almayın. Öncesinde yeterli araştırmayı yapmadan, bir anda aklınıza esip heveslendiniz diye şeklini, rengini ve markasını beğenip ‘’Tamam abi sar bunu!’’ demeyin. Bilinçli müşteri olmalısınız. İnternet çağındayız. Önce bir forumları, internet sitelerini ve o sitelerdeki yorumları gözden geçirin. İnsanlar neler almış ve ne yorum yapmışlar diye bir bakın. Aldığı bisikleti nerede kullanmış? Hangi şartta performansı nasılmış? Bunlara hep bakın. Duruşuna hayran olduğunuz bir bisiklet, siz üzerine çıkınca hiç de umduğunuz gibi performans vermeyebilir. Bu noktada dikkat etmeniz gereken şey, bisikleti ne amaçla kullanacağınızdır. İnternet insanı değil misiniz? Öyleyse, kendinize vakit yaratıp, birden fazla mağazayı gezin. Size bisikletleri anlatsınlar. Karşınızda bilgili bir satıcı varsa, onu pür dikkat dinleyin. Sadece baktığınız ürün ile ilgili değil, genel hatlarıyla bisikletler ve kullanım amaçlarının farklılığı ile ilgili bilgiler edinmeye çalışın. Bu bilgiler, yapacağınız tercihte hayati rol oynar. İnanın bana, Türkiye’deki toplam bisiklet kullanıcılarının yarısından fazlası kendine ne kullanım ne de boy açısından uygun olmayan bisikletlere binmektedirler. Siz de onlardan biri olmak istemiyorsanız, almak istediğiniz bisikletle ne yapacağınızı iyi belirleyin. Sahilde hafta sonu gezmesi mi? Asfaltta performans mı? Asfaltta ulaşım mı? Orman gezileri mi? Dağlarda macera mı? Tepe inişleri mi? Sadece hobi maksatlı mı? Yoksa yarış da var mı aklınızda? Biraz hareket olsun gerisi önemli değil mi? Hangisi? Ne istediğini bilen biri olursanız, nokta atışı yapmanız çok daha kolaylaşır. Şehir bisikletleri, hibrit bisikletler, dağ bisikletleri, tepe iniş için tasarlanan bisikletler, yol bisikletleri ve bunların kendi aralarındaki sayısız alternatifleri karşınızda duruyor. Ormanda veya dağda düz maşalı ince lastikli bir bisiklet kullanırsanız başınıza gelecekleri biliyor musunuz? Ya da asfaltta kalın lastikli hantal bisikletlerle dizlerinize ne denli kötülük yapabileceğinizin farkında mısınız?

Bir şehir bisikleti alıyorsanız, dikkat etmeniz gereken en önemli şeylerden biri maşasının nasıl olduğudur. Eğer sadece asfaltta ve çok az bozuk zeminlerde kullanacaksanız, düz maşalı bir bisiklet almanızı öneriyorum. Bu size hafiflik ve sürüş atikliği olarak geri dönecektir. Şehir içi ulaşım, hafta sonu gezileri ve hobi maksatlı sürüşler haricinde, fitness amaçlı bir bisiklet arıyorsanız da, bu tip bir bisiklet size uygun olacaktır. Eğer çoğunlukla asfaltta ama ara sıra da adada, yazlıkta vb. daha bozuk zeminli yerlerde binerim diyorsanız, hibrit bir bisiklet işinizi görür. Bunların ön amortisörü vardır ve sizi biraz daha rahat ettirirler. Lastikleri de maşası düz bir şehir bisikletinden daha kalın ve dişlidir. Dolayısıyla yol tutuşunuz artar ve daha az sarsılırsınız. Ama bisikletinizi biraz daha hantal ve sizi biraz daha yavaş hale getireceğinizi unutmayın. Düz maşalı bisikletlerde pedala verdiğiniz gücü emen bir amortisör olmadığından daha çabuk hızlanabilirsiniz. Şehir bisikletlerinin hemen hemen hepsinde arkada ve bazen de önde bagaj için vida boşlukları bırakırlar. Yani bisikletinizi küçük çaplı bir tur bisikletine de çevirebilir, onunla kısa turlara katılabilirsiniz. Bisiklete şehir içinde değil de dağda veya ormanda binecekseniz, dağ bisikleti almanızda fayda var. Lastik ebatları, amortisör özellikleri ve fren mekanizmalarındaki farklılıklar, fiyat ve performansa direkt etki eden detaylardır. Örneğin; artık dağ bisikleti alırken şehir veya yol bisikletlerindeki gibi geleneksel pabuçlu fren sistemlerini değil, disk frenli sistemleri tercih ediyor olmalısınız. Mekanik veya hidrolik olmaları, dayanıklılık ve fren performansı anlamında size geri dönüş sağlayan farklılıklardır. Mağaza personeliyle konuşurken bu tercihinizde size kullanım amacınıza uygun olarak yardımcı olmasını sağlayın. Yol bisikleti almak gibi bir niyetiniz var ise, deneme sürüşü yapmadan almamanız çok önemli. Duruş pozisyonu farklı olduğu için, bisikletin üzerinde kendinizi nasıl hissedeceğiniz çok önemli. Yol bisikletleri sadece asfaltta kullanım için üretilirler. Lastikleri bu yüzden incedir. Amaç, yolla daha az sürtünme sayesinde daha hızlı olabilmektir. Eğer bir Cyclo-Cross tipi yol  bisikleti istemiyorsanız, baktığınız tüm yol bisikletlerinin lastikleri ince ve yüzeyleri düz olacaktır. İnce lastik sizi korkutmasın. Denge unsurunda hissedilir bir değişiklik olmuyor. Sadece, yolda biraz daha ihtiyatlı olmanızda fayda var çünkü mazgallar ve çukurlar tekerlekleriniz için birer tehdit haline geliyor. Seçeceğiniz herhangi tipteki bisiklette vites sayıları yükseldikçe sizin onu kullanabileceğiniz yokuşların sayısı artacak ve dizlerinize binecek olan yükün miktarını azalacaktır. Eğimlerde daha fazla vitesiniz olması demek, daha hafif bir şekilde pedallamak ve dizleri daha az yormak demektir.

Üç aşağı beş yukarı kafanızda almak istediğiniz bisiklet tipine karar verdiyseniz, şimdi bütçenizi belirleme zamanıdır. Bu işe girerken aklınızda kesin ve net sayılar olmamalı. Biraz esneklik gösterebilmelisiniz. Bütçenizi biraz zorlayıp aldığınız bisiklet, bundan bir süre sonra size ‘’o parayı iyi ki harcamışım’’ dedirtebilir. Günümüz bisikletlerini, eski bisiklet tecrübelerinizle kıyaslamayın. İyi bir bisiklet almayı düşünüyorsanız, onu uzun yıllar kullanmak istiyorsanız ve o ilk bisikletiniz olacaksa, günümüzde sadece bisikletin kendisine harcamanız gereken tutar 1000 liradan az olmamalı, mümkünse 1500 lira civarında olmalıdır. Bu tutarların altına inmeye başlarsanız, malzeme kalitesinden ödün vermeye başlarsınız. Temiz ikinci el bulmanız durumunda ise işler elbette değişir. ‘’Bisiklete o kadar para verilir mi?’’ diyenlere bisikletinizi bir tur verin. Muhtemelen susacaklardır. Aslında problemin temeli, bisikletin zihinlerde para harcamaya değer bir eşya olarak yer etmemiş olmasına dayanıyor. Halbuki bisiklet sporu, faydaları saymakla bitmek bilmeyen bir spor dalıdır. Gelişmiş ülkelerde tercih edilen, modern toplumlarda hayatın içine girmiş ve insana ciddi anlamda mutluluk veren bisikleti, önemsiz bir şey olarak görenleri kafanıza hiç takmayın.

Bisikletinizin bütçesini belirledikten sonra, o bütçeyle alabileceğiniz bisikletlerin üzerindeki donanımları inceleyin. Hangi marka hangi donanımı takmış? Bu bisikletin fiyatı daha pahalı ama üzerinde niye daha düşük donanım var? Bunun jantlarının kenarları neden daha yüksek? Selesi neden daha ince? Lastikleri neden çok tırtıklı? Vitesleri neden daha çok? Bu ve benzeri soruları soracaksınızdır. Çok yüksek bütçelerle satın alma yapmıyor, yarışlara katılmayı planlamıyor ve giriş ya da orta seviyedeki bisiklet modellerine bakıyorsanız, sadece üzerindeki donanımlara bakarak tercih yapmanız büyük hata olur. Bisikletin üzerine bir çıkın derim ben. Kısa bir deneme sürüşü yapın. Kadro açıları size uygun mu? Kendinizi üzerinde nasıl hissediyorsunuz? Bunlara dikkat edin. Çok iyi tasarlanmış ve iyi malzeme kullanılarak üretilmiş bir bisiklet kadrosunun verdiği sürüş hissi ile üzerinde güzel donanımlar olan ama basit yapılı bir kadroya sahip bisikletten çok daha farklı olacaktır. Bunu unutmayın. İlla donanımlara bakmak istiyorsanız da, vites gruplarından önce jant setlerine bakın. Bisikletin sürüşünü etkileyen iki önemli unsurdan biri kadro, diğeri de tekerleklerinizdir. Göbekleri kötü bir jant seti, gitmeyen bir bisiklet demektir.

Alternatifleri düşürdükten sonra, elinizdeki alternatifleri gerçekten bisikleti bilen bir arkadaşınıza sunun. Sizi yönlendirmesine izin verin. Yorumlarını dinleyin. Sonra da o alternatifleri internette bir araştırın ve hakkında yazılmış yorumları okuyun. Bulursanız inceleme videolarını izleyin. İlla internette birileri bir yerlere bir şeyler koymuştur. Onları bulun. Bakalım dinledikleriniz ve bulduklarınız örtüşüyor mu?

Artık sona geliyoruz. Bisikletinizi almaya az kaldı. Şimdi daha bilgilisiniz ve az da olsa tecrübeniz var. Almak istediğiniz bisikletle ilgili biraz bilgiye sahipsiniz. Mağazalarda kendinize belirlediğiniz alternatifi size son bir kez anlatması için o mağazalara yine gidin. Aklınıza gelen her soruyu sorun. Onların görevi size anlatmak. Garanti koşullarını öğrenin. Nasıl kullanmanız gerektiğini, bakımının nasıl olduğunu ve servis ücretlerini öğrenin. Satış sonrası hizmet de önemlidir. Bu konuya da özen gösterin. Teknik servis personeliyle tanışın. Bisikleti kime emanet edeceğinize bir bakın. Deneme sürüşü yapın. Vites geçişleri yapın. Fren performansına bakın. İş, pazarlık yapma aşamasına mutlaka gelecektir. Firmalar fiyatlandırma yaparken, sizin indirim isteme ihtimalinizi göz önünde bulundurur ve ona göre fiyatlandırma yaparlar. Dolayısıyla, o bisiklet için özel bir kampanya falan düzenlenmediyse veya o firma piyasada zaten uygun fiyatlarıyla bilinen bir firma haricinde bir firmaysa, etiketteki fiyat üzerinden pazarlık yapabilirsiniz.

Gereksiz para harcamaktan kaçınmanız çok önemli. Genelde iki bisiklet arasında kalınır ve bir bisiklet diğerinden çok da önemli olmayan bir özelliği sebebiyle biraz daha pahalıdır. Burada sorulacak soru şu: Sizin o özelliğe gerçekten ihtiyacınız var mı? Yoksa sırf o özellik bu bisiklette var demek için mi o bisikleti alıyorsunuz? Dürüstçe cevaplayın. Akıllı telefonundaki özelliklerin yarısının ne işe yaradığını bilmeyen ve onları kullanamayanların konumuna düşmek istemezsiniz öyle değil mi? Hem o ihtiyacınız olmayan özelliğe ödeyeceğiniz tutarı daha önemli şeylere harcayabilirsiniz.

Kask alırsınız. Eldiven alırsınız. Ayakkabı alırsınız. Tayt veya forma alırsınız. Yani, o para mutlaka daha yararlı bir yere harcanabilir. Bisiklet aksesuarı, yedek parçası ve giyimi önemli detaylardır. Onlara da bütçe ayırmanız gerektiğini unutmayın. Özellikle kask için mutlaka kenara para ayırın.Bisikletin kadro boyu çok önemlidir çünkü sürüşteki hissiyatınıza direkt etki eder. Hem verimli, hem de keyifli saatler geçirmek istiyorsanız, alacağınız bisikletin boyu size uygun olmalıdır. Bu konunun Almanya’da eğitimini almış biri olarak size rahatlıkla söyleyebilirim ki, bu konu oldukça hayatidir. Sonrasında sırt, bel, omuz ve diz ağrıları çekmek istemiyorsanız, bu konuya özen gösterin. İstediğiniz kadro boyu o mağazada yok ama o bisikleti de çok beğendiğiniz ve bir büyük veya bir küçük boyu da olsa almak istiyorsunuz öyle değil mi? Ve hatta, size sele borusunu indirerek veya kaldırarak bisikleti size uygun hale getirebileceklerini söylediler.

Yapmanız gereken şey, o bisikleti almamaktır. Ya size uygun olan boyun stoklara girmesini bekleyin, ya da boyu size uygun olan diğer alternatife yönelin. Bazen işler öyle bir noktaya gelir ki, elinizdeki alternatifler hem fiyat hem de performans anlamında birbirine çok yakın olur. Sürdüğünüzde pek bir fark göremezsiniz ve bu durum sizi kararsızlığa iter. Bu tip durumlarda yapılacak en iyi şey, benim şahsi fikrimi soracak olursanız; baktığınızda sizi mutlu eden bisikleti almaktır. Size en çok yakışan ve bir yere koyduğunuzda izlemesi size en çok keyif veren bisiklet neyse onu alın. Aldıktan sonra da, bisikleti tamamen size uygun hale getirmelerini istemeyi unutmayın. Gidon açısı, sele boyu, vites geçişleri ve lastik basınçlarını kontrol ettirmeyi unutmayın.

Bisiklet güzel şey, alın. Fotoğraflarını çekin ve her yere koyun. İnsanları özendirin.

Benzer Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir