Röportaj Gökhan Kutluer Fotoğraf Hasan Söylemez
Soru & Cevap: Hasan Söylemez.
Ruhundaki yüklerden kurtulup adeta bir iç yolculuğa çıkan Hasan Söylemez’i kendi cümleleriyle tanımak ister misiniz?
Cyclist Türkiye: Hasan Söylemez kimdir?
Hasan Söylemez: İflah olmaz bir hayalperesttir, hayallerini yaşıyor.
Cyc: Bisiklet hayatına nasıl girdi? Neleri değiştirdi?
H.S: Bisikleti çok geç keşfettim. Çocukluğumda bile hiç bisikletim olmadı. Hayatımda sahip olduğum ilk bisikletle üç hafta sonra Türkiye turuna çıktım. Yaptığım bu yolculuktan sonra artık bisiklet hayatımın bir parçası oldu. Şu an üç bisikletim var ve her fırsatta yollara düşmeye devam ediyorum.

Cyc: Sana göre bisiklet nedir?
H.S: Bisikleti de kendim gibi hep yollarda tanıdım. Bisiklet, dünyanın en günahsız ve en masum ulaşım aracıdır. Çok ucuz, sağlıklı ve çevrecidir. Doğaya hiçbir zararı olmaz. Bisiklet, bir iletişim aracıdır; uzun yollarda insanlarla ve kendimizle tanışmamızı sağlar. Bisikletle zamanı yavaşlatarak yaşıyorsun, hızdan uzaklaştıkça yaşadığını hissediyorsun. Bisiklet en yakın arkadaştır. Kimi zaman çocukluk, kimi zaman olgunluk, çoğunlukla öze dönüştür. Bisiklet tek kişiliktir, pedal döndükçe çok kişilik olur, isyandır, özgürlüktür, huzurdur, mutluluktur.
Cyc: Gitme, uzaklaşma ve özgürleşme isteği genelde bir birikimin sonucu olarak ortaya çıkar. Sende de süreç böyle mi işledi? Sendeki bisikletle Türkiye’yi dolaşma arzusunu ateşleyen kıvılcım neydi?
H.S: Bendeki bir cinnet anıydı diyebilirim. Bazı kişiler cinnet geçirdikleri zaman ya kendilerine ya da başkalarına zarar verirler. Benim cinnetim iyi huyluydu; hem kendimin hem de başkalarının iyileşmesine sebep oldu. Yolculuk öncesi çok bunalmıştım. Her geçen gün kendimi daha çok yalnız, çaresiz ve mutsuz hissediyordum. Her şey üzerime üzerime geliyordu. Şehrin kaosu, beklentiler ve olumsuzluklar içimi kemiriyordu. Hiçbir şeyden zevk alamıyordum. Çevremde gördüğüm ve yaşadığım her şey bana çok yapay geliyordu. Mutsuzdum, yolculuğun mutsuzluğumu gidereceğini düşünüyordum ve gerçekten de öyle oldu. Bu yolculuğu bisikletle yapmasaydım yürüyerek yapacaktım.
Karşılaştığım en ilginç insanlardan biri Olimpos’ta dağ evinde yaşayan garip görünümlü bir münzeviydi


Cyc: Ailenden ve yakın çevrenden aldığın tepkiler nasıldı?
H.S: Doğal olarak kimse böyle bir yolculuğa çıkabileceğime inanmıyordu. Şaka yaptığımı sanıyorlardı. Aileme ise durumu çok farklı bir şekilde anlatmıştım. Özellikle anneme, içi rahat olsun diye koca koca beyaz yalanlar söylemiştim. Televizyon veya gazetelerde benimle ilgili bir haber gördüğünde inanmamasını, işimden istifa etmediğimi ve bunun işimin bir parçası olduğunu, yola paralı çıktığımı, yanımda arkadaşlarım olduğunu, hatta bir ambulansın da bizi takip ettiğini belirtmiştim. Babama, abime ve ablalarıma ise bütün gerçeği anlatmıştım. Ablalarım başta şaka yaptığımı sandılar. Ciddiyetimi fark ettiklerinde çok endişelendiler. Vazgeçmem için ikna etmeye çalıştılar ama kararlı olduğumu görünce kabullenmek zorunda kaldılar.
Abim beni desteklerken, babam; “Boş işlerle uğraşmayı bırak!” diyerek çıkışmıştı. Gerçi kafama koyduğum şeyi yapacağımı bildiği için de üstelememişti. Son olarak, “Kendine dikkat et oğlum.” demişti. Hepsine, anneme nasıl yalanlar söylediğimi anlattım ve annemi idare etmelerini istedim. Çok üzülmüşlerdi. Ben de onlar üzüldüğü için üzgündüm. Ama bir taraftan da bana güveniyorlardı. İçimi rahatlatan tek şey de buydu. Yolculuk esnasında annem gerçeği öğrenmişti. Ama ona ilk söylediklerime inanmayı tercih ediyordu.
Cyc: Yolda olmayı aklına gelen ilk kelimelerle tarif etmeni istesek?
H.S: Yaratıcı, mucize, huzur, olgunluk, doygunluk, mutluluk, paylaşım, özgürlük, doğallık, saflık, çıplaklık, haz, öze dönüş, düşünce, fikir, üretim, insan, duygu, hayal, tabiat, su, toprak, ağaçlar, hayvanlar.
Cyc: Şüphesiz bir sürü vardır ama karşılaştığın en ilginç kişi kimdi?
H.S: Karşılaştığım en ilginç insanlardan biri Olimpos’ta dağ evinde yaşayan bir münzeviydi. Bu adam evinde peygamber devesi ve akrep besliyordu. Bir gün bana düşünce gücüyle bisikletimi hareket ettirebileceğini söyledi ve ciddi ciddi bisikletimin karşısına geçip bunu yapmaya çalıştı. İki dakika sonra ‘’Gördün mü? Tekerlek döndü!’’ dedi ve sevinçten havalara uçacaktı neredeyse. Ben tekerleğin döndüğünü görmedim, ama adam iki saat boyunca tekerleği nasıl döndürdüğünü anlattı. En sonunda ‘’Abi hazır tekerlekler de dönüyorken ben artık gideyim.’’ dedim. Ben de deliydim ama o daha deliydi.
Hayata Yolculuk kitabının ikinci basımına çoktan başlandı bile

Cyc: Cesaretin kırıldığı anlarda kendini nasıl toparladın?
H.S: Cesaretimin kırıldığı hiçbir an olmadı. İki defa araba çarpıp kaçtı buna rağmen bir kere bile olsun yolculuğa ara vermeyi aklımdan bile geçirmedim. Hastalandım, günlerce tanımadığım insanlar bana baktı yine yolculuğu bırakmayı düşünmedim. Çünkü kendimi tamamen yolculuğa teslim etmiştim. Umutluydum, azimliydim, inançlıydım, enerjiktim ve sürekli hayal kuruyordum. Yarını yaşamak için her gece bir kucak hayale sarılıp uyuyordum. Hayal kurmak insanı canlı tutar. En zor durumlarda bile sanki görünmeyen bir güç bana bir çıkış yolu gösteriyordu. İşte o güç cesaretime daha fazla cesaret katıyordu.
Cyc: Kitap fikri yoldayken aklında var mıydı yoksa olanları kitaba dönüştürmek döndükten sonra mı aklına geldi?
H.S: Yolculuk esnasında notlar alıyordum elbette ama kitap yazmayı hiç düşünmemiştim. Ta ki yolculuğumun sonlarına doğru biriken notların not olmaktan çıkmasına dek. Bu notları kitaplaştırmak istedim. Fakat bu bir gezi kitabı olmayacaktı çünkü gittiğim yerleri, şehirleri, güzergahları, anlatmıyordum. Günlük tarzında bir kitap da olsun istemedim. Bu yüzden yolculuğu sindirmeyi ve yaşadıklarımın yıllanmasını bekledim. Yollara düşmek zorunda kalan bir adamın yolculuk öncesi ve yolculuk esnasındaki ruh halini, insanları ve duyguları yazdım. Umudu ve mutluluğu yazdım. Ben bile beş parasız bir şeyler yapabiliyorsam herkesin kendi hayallerini gerçekleştirebileceğini görmesi gerekiyor. Kafalarda örülen para duvarı yıkıldıktan sonra hiçbir engel kalmıyor.


Cyc: Sence kitabını kimler almalı? Kimler okursa hayatlarında yeni bir pencere açılacaktır?
H.S: Öncelikle şunu belirteyim; bu kitabı okumak için bisiklet meraklısı olmak gerekmiyor. Umudunu kaybedenler, korkanlar, paralılar, parasızlar, mutlu olmak isteyenler, gülmek ve eğlenmek isteyenler, yaşanmış gerçek duyguları hissetmek isteyenler, cesaretini kaybedenler, insana, tabiata ve kendine temas etmek isteyen, hayal kuramayan, bir derdi olan yediden yetmişe herkesin okumasını istiyorum.
Cyc: Geleceğe dair bisikletli veya bisikletsiz planların nelerdir?
H.S: Geleceğe dair bir planım yok ama hayallerim var. Hayallerimi anlattığımda kimse inanmıyor, herkes dalga geçiyor tıpkı bu yolculukta olduğu gibi. Bu yüzden artık hayallerimi kimseye anlatmamaya karar verdim.


